İş hayatında mutlu olan var mı

Esin IT ci oldugu icin memnun bence,

bana da cok uzak bu ortamlar acikcasi, TR de de oyleydi, yurtdisinda da oyle.

IT de hepimiz az bucuk asosyaliz
hatta calistigim sirketlerin cogunda yonetim ozel olarak calisanlar sosyallessin, azicik 2 hos sohbet etsin diye etkinlikler ayarlarlar, onda bile konu gene donup dolasip ise gelir :olamaz:

Yani kalabalik şekilde calişmiyor evet oyle dedikodu çay kahve ortami da olmuyor ama tamamen kopukta değiller surekli insanlarla iletişimi var devamli bir toplanti konuşma oluyor, evdeyken bile ardi ardina toplantiya giriyor. 🙄
 
Isten memnuniyet oranı iyimser tahminle %20 anca vardır diye düşünüyorum. Ama olgunlastikca, insanları tanıdıkça, kimseyi takmamayı öğrendikçe,işini iyi yaptıkça pek sorun kalmıyor. Zaman meselesi yani.
 
Kimse mutlu değil ki. Abimle yengem cumartesi pazar bile çalışıyorlar. Dün yengemle sohbet ettik. Abim biraz daha maaş alsa çalışmayacağını ima etti. İşyerleri evden çalışma verdi. Hiç özel hayatları yok. Ben de işsizim. Şirketler 2 kere mülakata çağırıyorlar yine ses yok. Çalışan da mutlu değil, iş arayan da:KK43:
 
Ben sizin bundan önceki konunuzu anımsıyorum. Ay ilk defa bir üyenin önceki konusuna vakıfım, burada yazıyorlardı da şaşırıyordum nasıl hatırladılar diye haha😂
Ben o işe girmemeniz taraftarı olmuştum bana tavırları itici gelmişti. Bu bizim coğrafyanın kültürü bence ya. Habire övüp duruyorlar Anadolu insanı şöyle yardımsever böyle samimi. Nerede bu iyi insanlar hani diye sorguluyorum😅
Bir de çalışma saatlerinin gereksiz uzun olması da laçkalaştırıyor ortamı, verimliliği düşürüyor. Açık ofislerin performans azalttığını dair makaleler var.
Bence sıyrılmanın bir yorulunu bulmak gerek hukukta. Benimki de avukat kendi bürosunu açana kadar mesleğinden nefret ediyordu.
 
ya özel sektörü anlıyorum ben kamudayım burada bile var ya. Yani herkesin maaşı net, kendi yağımızda kavrulup gideceğiz, patron yok yani neyi paylaşamıyorsunuz? Yok valla yok, kim kimle ne yapmış, kim kimin kuyusunu kazsın, ona mobing yapam, bunu şöyle dışlayam diye bir sürü olay. Bunları yapan istisnasız bütün insanların ortak noktası hayatsız, mutsuz insanlar olmaları. İş hayatı zor değil ama insanlar zor.

Ablam memur benim de, aynen dediğiniz durumları yaşıyor garip bir şekilde. Kimse yükselmeyecek etmeyecek maaş belli düzen belli ama herkes birbirinin kuyusunu kazma, başkasına yağ çekme peşinde.

İnsanlar çookk zor, kendi mutsuzluklarını başkaları da yaşasın onlar da mutsuz olsun istiyorlar, herkes herkesin kötülüğünü istiyor. Aslında evet çalışma hayatından değil de çalışma hayatındaki insanlardan soğumuşum ben.
 
Hani pollyanna değilim ama iş hayatina girmeden once insanlarin bu kadar leş olabilecegi aklima gelmiyordu yaşim da kucuktu tabi ama bir şoka uğradım yani.
Saygisizlik diz boyu, bir ustte olan kendini ilah filan saniyor zaten anlatmama gerek yok hemen hemen herkes biliyordur. Psikolojik olarak ben kaldiramiyorum boyle seyelri.
O yaşa kadar görmedikleri saygının, itibarının acısını belli bi kıdeme pozisyona gelince alttakilerden çıkartmaya çalışıyor olabilirler. Dışarıda hiçbir vasıfları yok ama ofiste aslan kesiliyolar.
 
4. Seneme gircem ara ara kopukluklarım olsada mutluyum ya çok şükür iyi bir yer çok adil free bir iş ortamı asla laf sokma üstünlük taslamanın olmadığı bir ortamı var bölüm müdürleri bile o kadar çocuksu ki herkes birbiriyle şakalaşır gülüşür.Bazen üzülüyorum çocuk yaparsam burdan çıkmak zorunda kalırsam diye. Sanki babamın yeri 😀

Ama burdan önce 3 yerde daha çalıştım hepsinde ayaklarım geri geri gidiyordu mobinglere maruz kalıyordum baskılara aptal insanlara katlanıyordum
 
İşe başladığım ilk sene -memurum- yapılan mobbing, konuşulan dedikodu, aynı şekilde birilerini ezik görme, biz sizden daha çok biliriz gibi şeylerden dolayı çarpıntılar içinde kaldığımdan Dolayı Takip amaçlı 24 saatliğine holter takılmıştı. 1 ay kadar çarpıntı ilacı kullanmıştım. Hatta öyle ki mülki amire kadar çıktım çünkü müdür müsveddesi dedikodu bakımından resmen erkek o…suydu. benden alır ona, ondan alır bana getirirdi ve çıkan kaostan zevk alırdı. Çok şükür ki 2 senedir başka bir birimde çalışıyorum ama eski mesai arkadaşlarımın sesini bile duyduğumda tüylerim diken diken oluyor. Allah bir daha da geri döndürmesin İnşallah.

babam da bundan nerdeyse 15 sene evvel emekli olduğunda koltuğunda 1 dk fazla mesai geçirmedi. Öyle yıpranmıştı ki emeklisi geldiğinde yıllık izin, rapor bilmem ne yapıp emeklisinden önce çalışmayı bırakmıştı.

Yani her dönem, her kurumda bu tarz şeyler maalesef ki var. İnsanın kalitelisine denk gelmek çok zor.

Çok geçmiş olsun çok üzüldüm. Valla bazı insanlar için kullanılan ‘adamı kanser eder’ tabiri çok doğru. Bu da benzer bir örneği.

En azından şimdi bir nebze de olsa kurtulmuşsunuz zehirli insanlardan. Babanız komple kurtulmuş neyseki.

Kaliteli, işinde gücünde insanlar nerede sahiden keşke bu insanlar aynı iş ortamlarında çalışabilseler de saçma sapan yerlerde heba olup psikolojik sağlıklarından olmasalar.
 
anlattıkların her yerde olan şeyler. bunun tek yolu işin yapıp paranı cebine koyacaksın, bu kadar basit. en mutlu günün maaş günün olacak. insanın olduğu her yerde bu saydıkların var. fazla takılma insanlara.

Uygulayabiliyor musunuz bunları çok imrendim şu an. Umarım takmamayı öğrenebilirim ben de. İnsan ilişkilerinde saygıya önem veriyorum, yüz yüze bakıyorsak özellikle. Ama ofis ortamında herkes ortalığı karıştırma derdinde.
 
Ben bir yuvada 5sene oğretmenlik yaptim, Azerbaycanda herseyin parayla oldugunu herkes bilir zaten, para verip is aldim kendime mudur 1yil sonra işimi biraz daha rtirmak icin para istedi verdim, sonra aniden evlendim mudurde idare edicekti beni cikarmicakti guya isten. Parayla aldigim isin yarisini kesip kendi gelinini benim yerime ise almis. Çalistigim yillardada cok kotuydu hademe olarak cok onceden calisanlar yeni gelen genc oğretmenleri canindan bezdirirdi hala nefret ediyorum onlardan
Azerbaycanda rüşvetin çok yaygın olduğunu biliyordum da bu kadarını bilmiyordum. Yaptıkları çok büyük bir saygısızlık… Neyse tamamen kurtuldunuz sanırım onlardan şimdi. Umarım bundan sonra düzgün insanlar çıkar karşınıza.
 
Yani aslinda avukat olmak basli basina anksiyete ve depresyon nedeni. İnsanlari takmayacaksin. Calisma ortamindna sikayet ediyorsun, dur daha muvekkillinle ugrasacaksin, asil sinavin o zaman basliyor. Neler goreceksin neler, sasirma duygun korelecek. Hemen pes etme. Avukat olmak bana gore degil diyebilirsin biraz zaman gecince. Cok gec olmadan yonunu ciz. Atiyorum yurt disi, hakimlik, kurum avukatligi, sadece danismanlik, ben kaymakam olurum diyorsan onun icin ugras. İyi dusun.
 
Ben sizin bundan önceki konunuzu anımsıyorum. Ay ilk defa bir üyenin önceki konusuna vakıfım, burada yazıyorlardı da şaşırıyordum nasıl hatırladılar diye haha😂
Ben o işe girmemeniz taraftarı olmuştum bana tavırları itici gelmişti. Bu bizim coğrafyanın kültürü bence ya. Habire övüp duruyorlar Anadolu insanı şöyle yardımsever böyle samimi. Nerede bu iyi insanlar hani diye sorguluyorum😅
Bir de çalışma saatlerinin gereksiz uzun olması da laçkalaştırıyor ortamı, verimliliği düşürüyor. Açık ofislerin performans azalttığını dair makaleler var.
Bence sıyrılmanın bir yorulunu bulmak gerek hukukta. Benimki de avukat kendi bürosunu açana kadar mesleğinden nefret ediyordu.
Genelde kayınvalideli aldatmalı konuların sahipleri hatırlanıyor benimki hatırlanınca çok şaşırdım şu an :KK48:

Evet o konuda çoğu kişi dişini sık bir dene demişlerdi, ama haftanın 6 günü gecelere kadar çalışması olan bir yerdi. Siz dahil çok az kişi çalışma çok zorlanırsın demişti.

Ben sonra 2. Mülakata çağırıldım orada, büronun partneri inanılmaz ukalaydı özgeçmişimle ilgili en alakasız detayı bile eleştirdi, ben de bu kadar beğenmediyseniz neden dilekçeler yazdırıp birsürü aşamalardan geçirdiniz dedim birkaç münakaşa yaşadım ve sonuç olarak iş teklifini reddettim. Gerçekten hiç pişman değilim. Aldığım duyumlara göre de inanılmaz mobbing yapan bir kurummuş. İyi ki forumdaki siz dahil azınlığı dinlemişim diyorum.

Bu arada ben de birkaç yıla kendi büromu açmak istiyorum bir arkadaşımla beraber, sizin sevgiliniz/eşiniz memnun mu kendi işini kurmaktan, ne tarz zorluklar yaşadı avantajları neler oldu yazarsanız çok sevinirim 🙏🏻
 
Yani aslinda avukat olmak basli basina anksiyete ve depresyon nedeni. İnsanlari takmayacaksin. Calisma ortamindna sikayet ediyorsun, dur daha muvekkillinle ugrasacaksin, asil sinavin o zaman basliyor. Neler goreceksin neler, sasirma duygun korelecek. Hemen pes etme. Avukat olmak bana gore degil diyebilirsin biraz zaman gecince. Cok gec olmadan yonunu ciz. Atiyorum yurt disi, hakimlik, kurum avukatligi, sadece danismanlik, ben kaymakam olurum diyorsan onun icin ugras. İyi dusun.

Kesinlikle avukatlık aşırı problemli bir meslek. Hukuk öğrencisi olmak çok keyifliydi dersler, insanlar vesaire ama meslek hayatı tam tersiymiş mezun olunca anladım. Yurt dışı seçeneğini devamlı düşünüyorum, hakimlik kurum kaymakamlık hep torpilden geçtiğinden şansım yok. Ama yurt dışı hep aklımda.
 
4. Seneme gircem ara ara kopukluklarım olsada mutluyum ya çok şükür iyi bir yer çok adil free bir iş ortamı asla laf sokma üstünlük taslamanın olmadığı bir ortamı var bölüm müdürleri bile o kadar çocuksu ki herkes birbiriyle şakalaşır gülüşür.Bazen üzülüyorum çocuk yaparsam burdan çıkmak zorunda kalırsam diye. Sanki babamın yeri 😀

Ama burdan önce 3 yerde daha çalıştım hepsinde ayaklarım geri geri gidiyordu mobinglere maruz kalıyordum baskılara aptal insanlara katlanıyordum

Şu anki çalıştığınız yer mükemmel 😍 iyi ki öncekinden kurtulmuşsunuz umarım ben de ebediyen kurtulurum böyle yerlerden
 
Ben öğretmenim, ilk senemde ağlayarak okuldan çıktığımı bilirim. Hani düşününce koca koca insanlar, ortak hiçbir şeyimiz yok, dertleri ne olabilir ki diyorsunuz ama öyle değil. Düşünüyorum da şaka gibiydi bazı şeyler, müdür beni yanına alıp öğretmenler odasında herkes ayağını denk alsın, bu kızı size ezdirmem falan demişti. İnsanlar çok garip gerçekten.
İş yerinde mutlu olmanın sırrı mümkün olduğu kadar bireyselleşmekte. Kimseye eyvallahınız olmayacak, minimum iletişim, maksimum mutluluk.
Ve tabiki tecrübe... ilk yıl istifa etmeyi düşündüğüm anlar oldu ama şu an işimi çok çok seviyorum.
Mutlu bir avukat hic gormedim. Ben avukatligi birakip insan haklari alanina gectim ama stres bitmiyor. Her sey cok zor. Mutlulugun sirri: hicbir seyi ama hicbir seyi kisisel almamak. Insanalri oldugu gibi kabul edin. Ve mutlaka spor, yoga, meditasyon, kitap, arkadaslar, aile azicik da olsa zaman ayirmaya calisin. Yoksa insan kisir donguye giriyor.

Öğrenciyken güllük gülistanlıktı herkes çok mutluydu sadece çok çalışmak gerekiyordu ama seviyorduk o tempoyu. Şimdi bakıyorum hiçbirimizde o çalışma şevki, hayattan meslekten zevk alma durumu yok. Avukatlık problemli bir meslekmiş anladım bir senede…

Siz insan hakları alanında nasıl çalışıyorsunuz, akademisyenlikten mi ilerliyorsunuz yoksa STK larda mı çalışıyorsunuz?
 
X