İngilizce pratik yapalım diyenler burası sizin mekanınız artık

ben baktım hearbrokenın hikayelerini bir satırda yedi civarı bilmediğim kelime var anlamlarına bak çözmeye çalış bir satır bir saat. cesaret edemedim valla. dünkü üç satırlık çeviriyi 1,5 saatte yaptım ben. gülersiniz bana :)) cesaret gelirse bakarım ama şimdi yorgunum alışverişe gittim çünkü öptüm kızlar gşr. :))
 
Banada zor geldi, bende o yuzden boluselim demistim:) ok o zaman silanin hikayesini yapmaya calisicam ben, hepimize Allah zihin acikligi versinyerimseniben
 
merhaba arkadaşlar
bende aranıza katılmak ve ingilizce için start vermek istiyorum
benide aranıza alırmısınız a.s.
 
hoşgeldin canım aramızaaa...
hep beraber öğrenelim şu ingilizceyi...a.s.
 
QUANTİTİVE PRONOUNS-NİCELİK ZAMİRLERİ

bütün sayılar hem sıfat hem de zamir olarak kullanılabilirler

the second house is theirs, and the third is ours.
ikinci ev onlarınkidir, ve üçüncü ev bizimkidir.

örneğin ilk kısmındaki house kelimesinin önündeki second kelimesi sıfat olarak kullanılmıştır. ikinci cümledeki third sayısı ise ismin yerini aldığı içn yani house anlamını da taşıdığı için zamir olarak kullanılmıştır.

Silacim simdi verdigin ornegi inceledimde boyle aciklayarak anlatinca inan cok karisik gibi gorunmus bu konu.. Sadece cumlenin turkce tercemesine bakin derim cunku kurallarini ezberlemeye calistikca insanin kafasi karisiyo ve morali bozuluyo ben sahsen oyleyim:p Ben bu konuyu aslinda hic calismadim ama dinleye dinleye yerlesmis.. Mesela film izlerken veya hikaye okurken konunun gidisatindan ne demek istedigini anliyosun zaten bu tip konulari pratik yaparak ogrenmenizi tavsiye ederima.s.
 
peki öğrenmek için neler yapıyorsunuz
nasıl bilgi transferinde bulunuyorsunuz
yapmamız gerekenler hakkında bilgi verirmisin

öncelikle kelime öğrenmeye çalışıyor ve bu kelimelerle cümle kurmayaçalışıyoruz..
yada hikaye veriliyor biz onları çevirmeye çalışıyoruz..aslında çok şeyler var ama bizlerde henz yeniyiz..
burdaki öğretmen aradaşlarımızda bize ingilizceyi öğrenmemiz için ellerinden geleni yapıyorlar..
yapmamız gereken tek şey çok çalışmak:dance:
sevgilerrr buraya sık sık uğra...:1hug:
glad to meet you adıvar a.s.
 
SOME(zamir olarak)

some: biraz, bir miktarda, bazısı (olumlu cümlelerde kullanılır)

she brought a bottle of milk and gave me some.
bir şişe süt getirdi ve bana biraz verdi.

most of the questions were diffucult but some were easy.
soruların çoğu zordu, fakat bazıları kolaydı.

dikkat ettiyseniz birinci cümlede süt getirdi diyor ama devamında bana biraz süt verdi değilde sadece bana biraz verdi diyor yani ismin (süt) yerine geçiyor. zamir olarak kullanılışı böyle.
 
Silacim simdi verdigin ornegi inceledimde boyle aciklayarak anlatinca inan cok karisik gibi gorunmus bu konu.. Sadece cumlenin turkce tercemesine bakin derim cunku kurallarini ezberlemeye calistikca insanin kafasi karisiyo ve morali bozuluyo ben sahsen oyleyim:p Ben bu konuyu aslinda hic calismadim ama dinleye dinleye yerlesmis.. Mesela film izlerken veya hikaye okurken konunun gidisatindan ne demek istedigini anliyosun zaten bu tip konulari pratik yaparak ogrenmenizi tavsiye ederima.s.
güzelim kuralları ezbeleyelim diye değil de buradaki kullanılışa yani isim yazmamış ismin yerine kullanılmış onun için açıklama var zaten herşeyi kitaptan aynen aktardım. ben zaten ezberleyemem böyle maşallah film izlerken anlıyorsan iyi ben çoğu şeyi anlamıyorumda.
 
The Lost Ring.-------kayıp yüzük
Many Bad Things Happen In This Life.-------------bu hayatta birçok kötü şeyler olur
Every Day We Read In The Newspapers. --------her gün gazetelerden okuyoruz
Sometimes They Happen To Us .-------------bazen bizim başımıza gelirler
Then We Think.--------sonra düşünürüz
There Are Some Bad People.----------bazı kötü insanlar var
They Are Doing Bad Things.---------kötü şeyler yapıyorlar
Then We Get Very Angry. -------sonra biz çok sinirleniyoruz
If We Are Angry.-------eğer sinirlenirsek
We Are Unhappy.----------mutsuzuz
If We Are Unhappy.---------eğer mutsuzsak
We Make Other People Unhappy. -----------başka insanları mutsuz ederiz
Now You Will Read A Real Story. ----------şu an gerçek bir hikaye okuyacaksınız
It Happened To Me.-------benim başıma geldi
I Was Going To Stay With A Friend .---------------bir arkadaşımla kalıyordum
I Went Liverpool Station. ----------Liverpool İstasyonuna gittim
I Wanted To Buy Something In A Shop.----------bir dükkandan birşey satın almak istedim
Big Stations Have Shops.-----------büyük istasyonlarda dükkanlar vardır
I Went Into One Of The Shops.---------------dükkanlardan birine girdim
And I Bought Two Books And A Newspaper.-----------iki kitap ve bir gazete aldım
Then I Went Back To The Other Side Of The Station.-------------istasyonun diğer tarafına geri gittim
I Sat In The Train.---------trende oturdum
I Started To Read The Newspaper.--------gazeteyi okumaya başladım
Just Then, I Looked At My Hand.----------tam o zaman, elime baktım
My Gold Ring Was Not There.----------altın yüzüğüm orda değildi
It Made Sad Me Very Much To Lose The Ring .----------yüzüğü kaybetmek beni çok üzdü
This Ring Was Given To Me By A Dear Friend-------o yüzüğü bana çok sevdiğim bir arkadaşım vermişti



a.s.
 
THE LOST RING.
MANY BAD THINGS HAPPEN IN THIS LIFE.
EVERY DAY WE READ IN THE NEWSPAPERS.
SOMETIMES THEY HAPPEN TO US .
THEN WE THINK.
THERE ARE SOME BAD PEOPLE.
THEY ARE DOING BAD THINGS.
THEN WE GET VERY ANGRY.
IF WE ARE ANGRY.
WE ARE UNHAPPY.
IF WE ARE UNHAPPY.
WE MAKE OTHER PEOPLE UNHAPPY.
NOW YOU WILL READ A REAL STORY.
IT HAPPENED TO ME.
I WAS GOING TO STAY WITH A FRIEND .
I WENT LIVERPOOL STATION.
I WANTED TO BUY SOMETHING IN A SHOP.
BIG STATIONS HAVE SHOPS.
I WENT INTO ONE OF THE SHOPS.
AND I BOUGHT TWO BOOKS AND A NEWSPAPER.
THEN I WENT BACK TO THE OTHER SIDE OF THE STATION.
I SAT IN THE TRAIN.
I STARTED TO READ THE NEWSPAPER.
JUST THEN, I LOOKED AT MY HAND.
MY GOLD RING WAS NOT THERE.
IT MADE SAD ME VERY MUCH TO LOSE THE RING .
THIS RING WAS GIVEN TO ME BY A DEAR FRIEND

bu hayatta çok kötü şeyler olur. biz her gün gazetelerden okuruz. bazen onlar bizim başımıza gelir. sonra düşünürüz. orada çok kötü insanlar var. onlar kötü şeyler yapıyor. sonra biz öfkeleniriz. öfkeliysek mutsuzuz.mutsuzsak diğer insanları mutsuz yaparız. şimdi sen gerçek bir hikaye okuycaksın. o benim başıma geldi. bir arkadaşla kaldım. liverpool istasyonuna gittim dükkandan bişeyler almak istedim.büyük istasyonlarda dükkanlar vardır. bir dükkanın içine gittim ve iki kitap ve bir gazete aldım. sonra istasyonun diğer yanına geri gittim. trenin içine oturdum. gazeteyi okumaya başladım . tam o anda elime baktım. altın yüzüğüm orada değildi. yüzüğün kaybolması beni çok fazla üzdü. bu yüzük bana sevdiğim bir arkadaşım tarafından verildi.
 
DOOLE'S LIFE
Doole was in business, in fireplaces. But he would often go
for a stroll in the afternoon between two and three. "Nobody
comes back from lunch till three, you might as well not have a
telephone", so he often said to himself. Doole took out his
watch and checked the time. Nearly half an hour before he
need think of the office. "What a wholly delightful day!" he
contemplated. Indeed, the varied colorful flowers in the park
shone very brightly in that September light.


Doole şömine işindeydi.
Fakat öğlen 2-3 arası sık sık bir gezintiye çıkardı.
"Üçten önce kimse yemekten dönmez, telefon da gelmez" diye sık sık kendine söylerdi.
Saatini çıkarttı ve saatin kaç olduğuna baktı.
İşini düşünmesi için neredeyse yarım saati vardı.
"Ne kadar da güzel bir gün" diye düşündü.
Gerçekten de, parktaki çeşitli rengarenk çiçekler bu eylül güneşinde parıl parıl parıldıyorlardı.



Arkadaşlar edebi çeviride amaç word to word çevirmek değil elinizdeki metni iyice anlayıp betimleme ve deyimleri kendi kültürünüze yansıtarak çevirmektir. Ama teknik çevirilerde birebir çeviri yapmak gerekir.
 
IN

1. in ile günün üç bölümü kullanılır. (in the morning, in the afternoon, in the evening.)

I get up at seven o'clock in the mornings.
We are going to play tennis in the afternoon.
They are coming to the party in the evening.



2. in ile aylar kullanılır. in January, in March, in December.

My birthday is in February.
Schools start in September.
It rains a lot in November.



3. in ile mevsimler kullanılır. (in Spring, in Summer, in Autumn.)

The weather is warm in Spring.
The weather is hot in Summer.
The weather is cold in Winter.



3. in ile yıllar kullanılır. (in 1995, in 2001.)

They came to Istanbul in 1985.
Turkish National Team will be the champion in 2002.



4. in ile zaman dilimleri kullanılır. (in two weeks' time, in five years' time, in three hours' time.)

You will train in two week's time.
They built it in five year's time.
She will be ready in three hour's time.



ON

1. on ile hafta içi günler kullanılır. (on Sunday, on Wednesday, on Saturday.)

He is coming on Monday.
We don't work on Saturdays.



2. on günün sabah, öğleden sonra ve akşam vakitleri için kullanılır. (on Monday morning, on Friday evening.)

The meeting is on Wednesday afternoon.
We are leaving on Sunday morning.



3. on ile tarihi ifade ederiz. (on February 20, on 15 March 2002.)

It is dueon June 18.
Her birthday is on 5 August 1976.
Our Youth and Sport Festival is on May 19.



4. on ile noel günü ifade edilir. (on Christmas day.)

They will have a party on Christmas day.



AT

1. at ile saatler kullanılır. (at 2 o'clock, at half past five.)

He gets up at 7 o'clock.
The match starts at quarter to ten.



2. at geceyarısı ile kullanılır. (at midnight)

there was a noise at midnight.



3. at ile hafta sonunu anlatırız. (at weekend)

We went to a good restaurantat the weekend.



4. at ile noelde yapılanlar anlatılır. (at Christmas)

They had a good time at Christmas.



NO PREPOSITION

Bazı zaman zarfları vardır ki bunlar in on at almazlar ve tek kullanılırlar.

today

tomorrow
last night

last week
next month
next year
tomorrow evening
tonight
every day yesterday
the day after tomorrow
the day before yesterday
two weeks ago
yesterday evening
this evening
this afternoon
this morning
every year
 
KAYIP YUZUK

Bu hayatta cok kotu seyler oluyor. Hergun gazetelerde okuyoruz. Bazen bizede oluyor. Sonra dusunuyoruz. Birkac kotu insan var. Kotu seyler yapiyorlar. Sonrasinda biz cok kiziyoruz. Eger biz sinirli olursak, mutsuz oluruz. Mutsuz olursak diger insanlarida mutsuz yapariz. Simdi gercek bir hikaye okuyacaksin. O (hikaye)bana oldu. Arkadasimla birlikte olacaktim. Liverpool istasyonuna gittim. Magazadan birseyler almak istedim. Buyuk istasyonlarda magazalar vardir. Magazalardan birine girdim. Bir gazete ve iki kitap satin aldim. Sonra tren istasyonunun diger tarafina dondum. Trende oturdum. Gazeteyi okumaya basladim ve sonra elelrime baktim. Altin yuzugum ellerimde yoktu. Kaybolan yuzugum beni cok uzmustu. Bu yuzuk bana degerli bir arkadasim tarafindan verilmisti..

Heartbrokencim, yanlislarimi duzeltirsen cok mutlu olurum. If you correct my wrong words or sentences, I will be happya.s.

Silacim hikayenin devamini merakla bekliyorum bu hikaye tam benim seviyem sozluge bakmaya hic ihtiyacim olmadi:dance: tesekkurlera.s.


well-done :nazar:

I have published the translation, have a look at it a.s.
 
Yok cnm filmleri cokda anladigim soylenemez ama cizgifilm izlemekten sikilmiyorsan onlar daha basit oldugu icin faydali oluyor..
hangi çizgi film mesela alayım ben de. nasıl izliyorsun ing altyazılımı yoksa türkçe altyazılı mı? bilmem ki hikayenin devamını yarın mı koysak tatoş çevircen mi nasıl yapalım ?
 
canlarım ben hep diyorum ya not almak çözüm değil ama çok güzle bir şey. not aldıklarınızı kafanızda oturtmazsanız hepsi uçar. kafanızda oturtmanız için de yazdığınız kurallar ve kelimeler üzerine düşünmeniz, ne gibi çağrışımları var, okunuşunda ya da yazılışında bana bu kelimenin türkçe anlamını çağrıştıracak birşey varmı. cümle kurmaya deneyin, oturduğunuz odayı tasvir etmeye çalışın camdan bakın olanları tasvir etmeye çalışın: bir bakkal var iki adam oturuyor biri kitap okuyor vs. ve-------> just read read read !!! okumak ve bir de dilin konuşulduğu ülkeye gitmek kadar hiç birşey iyi öğretemez yabancı dili. çok okumaya çalışın anlamasanızda bi gün anladığınızı fark edeceksiniz :)

amaaa diyorsanızki çok sıkılıyoruz sözlük bakmaktan diye size bir şey söyleyeyim benim bile oluyor bilmediğim bir sürü kelime ama ben okurken anlamını anlayıveriyorum metinden, anlayamadıklarıma bakıyorum. :KK66: gerçekten öğrenmek istiyormusunuz kendinize güvenin ben size inanıyorum.... :))
 
A - AN





a : bir, herhangi bir a book : bir kitap
an: bir, herhangi bir an egg : bir yumurta



AÇIKLAMA

A, sessiz (ünsüz) harf ile başlayan isimlerden önce gelir.
a book a girl a director a school a restaurant a watch a city
An, sesli (ünlü) harf ile başlayan isimlerden önce gelir.
an orange an apple an egg an actress an ice-cream

Burada dikkat edilmesi gereken harf değil sesdir. Örneğin hour kelimesi sessiz harf
ile başlar ama okunurken h teleffuz edilmez, /aur/ olarak telefuz edilir ve sesli olarak başlar.
Dolayısıyla an hour doğru cevaptır.
İkinci bir örnek olarak da university. "u" /yu/ olarak telafuz edildiği için sessiz harf ile
başlar ve doğru cevap a university olur.
 
THE LOST RING.
MANY BAD THINGS HAPPEN IN THIS LIFE.
EVERY DAY WE READ IN THE NEWSPAPERS.
SOMETIMES THEY HAPPEN TO US .
THEN WE THINK.
THERE ARE SOME BAD PEOPLE.
THEY ARE DOING BAD THINGS.
THEN WE GET VERY ANGRY.
IF WE ARE ANGRY.
WE ARE UNHAPPY.
IF WE ARE UNHAPPY.
WE MAKE OTHER PEOPLE UNHAPPY.
NOW YOU WILL READ A REAL STORY.
IT HAPPENED TO ME.
I WAS GOING TO STAY WITH A FRIEND .
I WENT LIVERPOOL STATION.
I WANTED TO BUY SOMETHING IN A SHOP.
BIG STATIONS HAVE SHOPS.
I WENT INTO ONE OF THE SHOPS.
AND I BOUGHT TWO BOOKS AND A NEWSPAPER.
THEN I WENT BACK TO THE OTHER SIDE OF THE STATION.
I SAT IN THE TRAIN.
I STARTED TO READ THE NEWSPAPER.
JUST THEN, I LOOKED AT MY HAND.
MY GOLD RING WAS NOT THERE.
IT MADE SAD ME VERY MUCH TO LOSE THE RING .
THIS RING WAS GIVEN TO ME BY A DEAR FRIEND

KAYIP YUZUK

Bu hayatta cok kotu seyler oluyor. Hergun gazetelerde okuyoruz. Bazen bizede oluyor. Sonra dusunuyoruz. Birkac kotu insan var. Kotu seyler yapiyorlar. Sonrasinda biz cok kiziyoruz. Eger biz sinirli olursak, mutsuz oluruz. Mutsuz olursak diger insanlarida mutsuz yapariz. Simdi gercek bir hikaye okuyacaksin. O (hikaye)bana oldu. Arkadasimla birlikte olacaktim. Liverpool istasyonuna gittim. Magazadan birseyler almak istedim. Buyuk istasyonlarda magazalar vardir. Magazalardan birine girdim. Bir gazete ve iki kitap satin aldim. Sonra tren istasyonunun diger tarafina dondum. Trende oturdum. Gazeteyi okumaya basladim ve sonra elelrime baktim. Altin yuzugum ellerimde yoktu. Kaybolan yuzugum beni cok uzmustu. Bu yuzuk bana degerli bir arkadasim tarafindan verilmisti..

Heartbrokencim, yanlislarimi duzeltirsen cok mutlu olurum. If you correct my wrong words or sentences, I will be happya.s.

Silacim hikayenin devamini merakla bekliyorum bu hikaye tam benim seviyem sozluge bakmaya hic ihtiyacim olmadi:dance: tesekkurlera.s.
 
X