İngilizce pratik yapalım diyenler burası sizin mekanınız artık

Canım kardeşim sözlükte yazıyordu genel anlamda kullanıyorlarmışşş..:Şeniz:
elf yada elfin yaramaz demek...

ee senin bildiğin yaramazın ingilizcedeki anlamı nedir? ben de senden öğreneyim canım..a.s.
 
tatlım sen bize biraz ingilizce hikayeler yazsan paragraf paragrafff bunları çözsek olurmu?
yani ilk pragraftan başlarız ..biz onları türkçeye çeviririz..biter sonra ikinci paragraf diye devam ederiz..okişşş a.s
 
Hikayenin devamı:

He turned away from the familiar path and followed the track on his left. The track wound its way between a valley and a high hill. The valley contained a pretty litte river. ''This is one of the most beatiful place I have ever seen''. Mr. Robinson thought. İt was very lonely, but he liked the lonely place in the moorland. He looked at his map. The high hill was marked on the map. İt was called Oldcastle Hill.
 
hi girls good night. i will look story s contunie tomorrow morning. and heartbroken your answers. thank you so much both. i must go to bed. i will get up early tomorrow morning. my husband will go to work.

selm kızlar ii geceler. hikayenin devamına yarın sabah bakacağım. ve heartbroken senn cevaplarına. her ikinizde teşekkür ediyorum. yatmalıyım. yarın sabah erken kalkacağım. eşim sabah işe gidecek.
 
banuska where you learnt english?
where did you learn english?
which sentence true?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
have your visitors gone or have your visitors left

ya da

did your visitors go or did they leave

a.s.

ne çok söyleme şekli varmış. doğru ben zamir olarak kullanmışım şüphe ettim ama bilerek bakmadım deftere. ama fiil sonda olacakmış bunuda hiç farketmemişim. i am careless.
 
Canım kardeşim sözlükte yazıyordu genel anlamda kullanıyorlarmışşş..:Şeniz:
elf yada elfin yaramaz demek...

ee senin bildiğin yaramazın ingilizcedeki anlamı nedir? ben de senden öğreneyim canım..a.s.

canım bir kelimenin aynı anlama gelen bir sürü karşılığı olabilir karşılıklı dillerde ben de spoilt i biliyordum elf i de öğrendim :) Allah razı olsun a.s.
 
Hikayenin devamı:

He turned away from the familiar path and followed the track on his left. The track wound its way between a valley and a high hill. The valley contained a pretty litte river. ''This is one of the most beatiful place I have ever seen''. Mr. Robinson thought. İt was very lonely, but he liked the lonely place in the moorland. He looked at his map. The high hill was marked on the map. İt was called Oldcastle Hill.

good morning girls!

alışmış olduğu patikadan saptı ve solundaki patikacığı takip etti. patikacığın döndüğü yol vadi ve yüksek tepenin arasındaydı. vadide küçük sevimli bir nehir devam ediyordu. (ya da vadi küçük sevimli bir nehir içeriyordu). şimdiye kadar gördüğüm en güzel yerlerden biri diye düşündü Mr Robunson. orası çok tenhaydı ama o kırdaki ısıısz yerden hoşlandı. haritasına baktı. yüksek tepe haritada belirgindi. oldcastle tepesi adındaydı.
 
turn away-----------sapmak
familiar---------------alışılmış
valley-----------------vadi
wound---------------yolun döndüğü yer
marked-------------belirgin,işaretlenmiş
generous----------cömert
elfin-----------------cin gibi,yaramaz
crafty---------------kurnaz


bunlarda bugün ezberleyeceğim kelimeler
 
i have repeated before i memorized half to words.----------daha önceden ezberlediğim kelimelerin yarısını tekrar ettim.(tekrar etmiş durumdayım)

i have forgotten half to words.-------------yarısını unutmuşum. (unutmuş durumdayım)

tatoş i advice to repeat your words.-----------tatoş kelimelerini tekrar etmeni tavsiye ederim.
 
hımmm bana gerek kalmamış burda heralde arkadaşlar.maşallah sizler faal bi şekilde devam ediyorsunuz.sıla işleri almış eline:KK70: sizlere iyi çalışmalar bana ihtiyacınız olursa ben herzaman burdayım.
 
hımmm bana gerek kalmamış burda heralde arkadaşlar.maşallah sizler faal bi şekilde devam ediyorsunuz.sıla işleri almış eline:KK70: sizlere iyi çalışmalar bana ihtiyacınız olursa ben herzaman burdayım.

a olur mu güzelim ben başlangıçtayım öğrenciyim daha. siz yazdıklarımı düzeltirsiniz diye umuyorum. her cümlemde hata var bekliyorum biri düzeltsin diye. ezberleyeceğim kelimeleri de yazıyorum çünkü başka türlü olmuyor. yardımlarınızı bekliyoruz tatoş ve ben. sevgiler.
 
hımmm bana gerek kalmamış burda heralde arkadaşlar.maşallah sizler faal bi şekilde devam ediyorsunuz.sıla işleri almış eline:KK70: sizlere iyi çalışmalar bana ihtiyacınız olursa ben herzaman burdayım.

sensiz olurmu hiç öğretmenim....:1no2:sıla hanımda bende birşeyler öğrenmek için çabalıyoruz:1rolleyes:..desteğinize ihtiyacımız var..a.s.engin bilğilerinizden yaralanmak için buradayız..
şimdiden teşekkür ederim allah sizlerden razı olsun..:1hug:
sevgilerrra.s.
 
i have repeated before i memorized half to words.----------daha önceden ezberlediğim kelimelerin yarısını tekrar ettim.(tekrar etmiş durumdayım)

i have forgotten half to words.-------------yarısını unutmuşum. (unutmuş durumdayım)

tatoş i advice to repeat your words.-----------tatoş kelimelerini tekrar etmeni tavsiye ederim.

madem öyle şu hataları düzeltmekle başlayalım.

I repeated half of the words which I memorised. (daha önceden ezberlediğim kelimelerin yarısını tekrar ettim.)

I have forgotten half of the words.

I advice you to repeat your words.(tatoş kelimelerini tekrar etmeni tavsiye ederim)

half ' tan sonra "of" kullanılır.
 
ok. bu cümleleri kurarken yeni tekrar etmiştim o yüzden present perfect tense kullandım. birinci cümlede have i kaldırmışsın bilerek mi yaptın yoksa unuttun mu? birde which kelimesini kullanmışsın before kalkmış. whichin cümleye katkısı nasıldır yani kuralı bilmiyorum. çok sağol cevap için. halftan sonra of kullanılacağını bilmiyordum ayrıca. :))
 
Open-minded Açık fikirli
Selfish bencil
Sensitive duyarlı
Put off elbisesini çıkartmak
Affluent = Wealthy. varlıklı
Look up to = Respect hayran olmak. örnek almak
 
tatoş banuskanın verdiği hikayeleri çevircen mi sende güzel oluyor hikaye okumak.
 
ok. bu cümleleri kurarken yeni tekrar etmiştim o yüzden present perfect tense kullandım. birinci cümlede have i kaldırmışsın bilerek mi yaptın yoksa unuttun mu? birde which kelimesini kullanmışsın before kalkmış. whichin cümleye katkısı nasıldır yani kuralı bilmiyorum. çok sağol cevap için. halftan sonra of kullanılacağını bilmiyordum ayrıca. :))

canım birinci cümleden have'i kaldırmamın sebebi cümlenin geçmiş zaman olması.
which cümleye "ezberlediğim kelimelerin" anlamını katıyor.before kullanırsan ezberlediğim kelimelerden önce demiş olursun.
 
canım birinci cümleden have'i kaldırmamın sebebi cümlenin geçmiş zaman olması.
which cümleye "ezberlediğim kelimelerin" anlamını katıyor.before kullanırsan ezberlediğim kelimelerden önce demiş olursun.

bir iki tane daha örnek verir misin bu which kuralı ile ilgili tam olarak anlamadım da..
doğru before önce demek. önceden ezberledim gibi düşünmüştüm demek o anlama geliyormuş.
 
1.) I received the report. (Raporu aldım.) You had sent the report. (Raporu göndermiştin)

2.) I found the book. (Kitabı buldum.) The book was important. (Kitap önemliydi.)

Bu cümleleri kendi aralarında birleştirecek olursak;

I received the report which you had sent. (Göndermiş olduğunuz kitabı aldım.)

Dikkat edilirse bu cümlede nesne konumunda olan “the report” kelimesi ilgi zamiri olan “which” ile yer değiştirdi. “which” aynı zamanda iki cümleyi birbirine bağlayarak bağlaç olarak işlev gördü.

I found the book which was important. (Önemli olan kitabı buldum.)

Bu cümlede ise özne konumunda olan “the book” kelimesi, ilgi zamiri olan “which” ile yer değiştirdi.

Not: Özne iken ilgi zamiri ile kısaltılanlar Türkçe’ye “...en, ...an” olarak çevrilir. Başka bir değişle ilgi zamirinden sonra fiil varsa Türkçe’ye “...en, ...an” olarak çevrilir.

Which: Cansızlar ve hayvanlar için kullanılır

Who: İnsanlar için kullanılır.

İlgi zamirinden sonraki cümle bir cümlecik olur ve öncesindeki ismi niteler. Türkçe’ye çevirirken bu cümleciğin anlamını isimden önce söylemek gerekir.

The agreement which they signed. (Onların imzaladığı anlaşma)

The workers who I met.(Karşılaştığım işçiler.)

The man who you are waiting for. (Beklediğiniz kişi.)

The scientist who devised this method. (Bu metodu bulan bilim adamı.)

The student who won the scholership. (Bursu kazanan öğrenci.)

A car which runs 100 miles on hour. (Saatte 100 mil giden araba.)
 
X