İngilizce öğrenmek bu kadar zor mu?

Benim bir dayım var turist taşır turistik yerlere götürür gezdirir.Bi ara kursa giderken beni de götürürdü onlarla pratik yapardım o kadar işe yarıyordu ki o zamanlar..Sürekli konuşmak ve hikaye kitapları okuyup çevirmek gerekiyor bence...
 
Ben anadolu lisesi mezunuyum...Bizim zamanımızda anadolu lisesine ortaokuldan başlanıyordu...Yani 7 sene ingilizce ağırlıklı eğitim aldım...Daha sonra turist rehberliği okudum...Ama ilk iş hayatıma başladığımda tek cümle kuramıyordum,tıkanıyordum...Anlıyordum yazıyordum ama konuşamıyordum...İlk turistik bir otelde çalışmaya başladım orda tek ben vardım ingilizce bilen...Eeee iş başa düşünce mecbur konuşmaya başladım...Daha sonra daha iyi bir yere geçtim iş olarak orda daha da ilerledi...Şimdi kendimi rahat ifade ederim...İngilizce öğrenmede en büyük eksiklik pratik...Grammer,writing dört dörtlük bilsek bile iş konuşmaya gelince cümle kurarken hangi tense kullanmamız gerektiğini düşünmekten ne demek istediğimizi kendimiz bile anlayamıyoruz...Bence imkanınız varsa ingilizce pratik yapabileceğiniz part time dahi olsa bir işe girin...Sultanahmet bölgesindeki otelleri gezin cv bırakın illaki bir yerden dönen olur...Kitap,film filan tabiki faydalı ama kısa vade de çözüm...
 
Ben' ıngılızceden nefret ederdım okulda ..
bır turlu konusamazdım dılımın donmedıgını dusunurdum ama arkadaslarında da dedıgı gb olay tamamen pratık yapmakla alakalı ..
Sureklı ıngılızce ve turkce altyazılı fılmler ızleyın ızlerken konusmaları yuksek sesle tekrar edın ..
ben bu sekılde kırdım kör talıhımı :))
ama unutma problemı bende de mevcut bunun ıcınde sureklı guncel tutmanız lazım dili..
Bunun içinde kendınıze ıngılızce gunluk tutabılırsınız
 
teşekkürler kızlar hepinizin tavsiyelerini uygulamaya çalışıcam.
 
Kodlamalı Pratik İngilizce - merhaba bu uygulamayı kullanabilirsiniz çok işe yarayan bir uygulama ben aldım memnunun şuan.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ne kadar ogrenirseniz ogrenin kullanmadiginiz surece unutacaksiniz (dil konisinda asiri yetenekli kisileri haric tutalim)

O yuzden seviyenize uygun sekilde kendinizi surekli mazur birakmaniz geeekiyor. Gunde bir saati hedeflerseniz bence iyidir.


Not : aboooo 2012
 
aslında ingilizce öğrenmek zor değil zor olan umutsuzluğa kapılıp yapamıyorum demek sanırım.

küçüklüğümden beri ingilizce dahil birçok yabancı dile ilgim vardı o yüzden çok üstüne düştüm bu işin. hatta yaşım ilerledikçe sınıf arkadaşlarıma bakıp "ya neyini anlamıyorlar basit alt tarafı şu şu" derdim kendi kendime. tabii yatkınlık olunca telaffuzum da süperdi. öğretmenlerimin ikilemde kaldığı çok olmuştur çünkü ben seviye olarak sınıf arkadaşlarımdan çok ilerideydim ve sınavları gözüm kapalı hallediyordum ama onlar benim seviyemde yapamıyordu.

zaman geçti ben ingilizce öğretmeni oldum ve yeni tanıştığım öğrencilerime hep şunu sordum ilk önce "yapamadığınız şey ne? anlıyorsunuz ama konuşamıyor musunuz yoksa konuşuyor ama yazamıyor musunuz yoksa buna benzer başka bir sorun mu?"

yıllardır derslerime hep bu soruyla başlamışımdır ve şükür ki hep verim aldım bu sayede.

demem o ki neyi yapamadığınızı bulup onu halletmeye çalışın emin olun yavaş yavaş konuşmaya başladığınızı fark edeceksiniz.
 
İngilizce öğretmeniyim. Üniversitede çalıştığım için genç-yetişkinlerle tecrübem var. Ne alanda gelişmek istiyorsun tam olarak? Konuşmak mi? Okuduğunu anlamak mı? Belli bir dil sınavı mı? Ona göre yönlendirme yapabilirim belki işine yarayacak birkaç fikir çıkar😊
 
Ben de şu son 5 6 aydır hırsla öğrenmeye çalışıyorum. Telefonumda 2 3 tane bununla ilgili uygulama var. Hikaye kitaplarına bakıyorum arada. Friends, How I Met Your Mother falan izliyorum ingilizce altyazılı. Bir kelime defterim var. Hergün ordan birkaç kelime bakıyorum falan.
Evet gelişme var, baya kelime öğrendim,eskisine nazaran anlamam gelişti.
Ama konuş desen hebele hübele
Speaking yapılabilen uygulamalar var ama o kadar çekiniyorum ki onlara katılmaya, uygulamaya. Konuşulmadıkça da olmuyor.
Bazen kendi kendime konuşuyorum. İnşallah faydası oluyordur😂
 
Yabancı dil öğrenmek biraz tutku işi bence.
Ben de yıllardır ingilizcemi kullanmiyorum insan unutuyor ama mesela bu sene karantina basladiginda, criminal minds serilerini bitirdim. Alt yazı var ve hızlı konusuldugunda destek aliyorum ama genelde izlerken zaten anlıyorsunuz. Hatta öyle ki tepkilerim bile ingilizce oluyordu :)))
Bir de babamın söylediği bir sey vardır: eger bir dilde düşünebiliyorsan o dili benimsemissindir.
Bizim.egitim sistemimiz maalesef hep kalıplardan ibaret, bence gramerden ziyade konuşmaya odaklanin. Misal yurtdisina gitseniz size şu kaliptan sonra hangisi gelir diye sormayacaklar sinav gibi, hatta çat pat konussaniz bile önemli olan derdinizi anlatmak olacak. O yüzden kaliplara takilmadan konuşmaya, anlamaya ve kendinizi anlatmaya odaklanin.
 
İngilizce öğretmeniyim. Üniversitede çalıştığım için genç-yetişkinlerle tecrübem var. Ne alanda gelişmek istiyorsun tam olarak? Konuşmak mi? Okuduğunu anlamak mı? Belli bir dil sınavı mı? Ona göre yönlendirme yapabilirim belki işine yarayacak birkaç fikir çıkar😊
Konu 2012'den ama ben yazayım madem soruyorsunuz,ingilizce kalbimde yara çünkü :)))
Ben sıfır eğitimle, hazırlık falan okumadan ,dile de hiç merakım olmadan 25 yaşına kadar geldim.
25 yaşında yine sıfır dille yurtdışına çıktim , seyehate. sonrasında öğrenmeye başladım ama yollarda konuşa konuşa, turist gezdirme sitesinden her hafta yabancı arkadaşlari gezdire gezdire, arkadaşlarla/yolda tanistigim flortlerle whatsappta sabah akşam konuşa konuşa falan.
Son 4 yılda bir sürü ülkeye gittim tek basima gezmeye, insanların evinde kaldım gece boyu sohbet ettik, bir sürü arkadaşım oldu... Hatta 3 yıldır sevgilimle ingilizce konusuyoruz(onun İngilizcesi de harika değil), geldiğinde aylarca susmadan konuşuruz gece gündüz. Hatta ingilizce kavga ederiz :)
Ama buna rağmen dilim perişan :)) klasik sohbet konuları- ananemin köpeğinin maceraları, flört işleri falan tabii ki konuşuyorum ama anlamadığım çok şey var.
Bir kursa gideyim-bilenden öğreneyim dedim, onda da kurallı kurallı şeyler, fiilin ikinci hali, cümle diziliş kuralları falan,bana göre olmadığını anladım , kaydımi iptal ettim.
Türkçeyi nasıl kurallarıyla ogrenmediysem İngilizceyi de böyle öğreneceğime inanamiyorum.
Bir de benim sıkıntım şey. Monkey language konusunda bir dunya markasiyim. Hiç konuşamasak bile bir şekilde derdimi anlatırım, misal kimsenin asla ingilizce bilmedigi bir Rus şehrinde evinde kalacağım kişiye ulaşmak için insanların telefonunu kullanmam gerekiyordu. Telefonumu işaret edip zor durumda kaldığımı belirtip İstedim insanlardan, hepsi verdiler (evinde kalacağım kişi acmadigi için ayrı ayrı zamanlarda başka başka insanlardan aldım) . Beni anlamadıkları gibi 'zor durumda kaldıysan bize gel' falan dediler(yine monkey language ile):halay::halay:
Ya da adres gosterdigim insanin tarif etmeye dili yoksa girer koluma beni oraya kadar/ya da durağa kadar götürür:))
Hal böyle olunca nasılsa derdimi anlatiyorum diye çok zorlamıyorum sanirim. Sonuç olarak ben nasıl gerçekten güzel konuşabilirim, çoğu konusulani anlayabilirim, ingilizce projelere katılabilirim? (Gecen yıllarda bir ülkede bir gençlik projesine katıldım,kabus gibiydi. Misal insanlara fikrini sorup sorup sonra onu kendimce harmanlayıp sunum yapmam gerekiyordu.
İşte bu bende yok. Far görmüş tavşan gibi tutuldum kaldim. Gerçekten başarısız bir proje oldu benim için. Tam 'meger benim dilim yokmuş,ben var zannediyormusum' diye uzulmusken dönmeden yan ülkeye gittim,turistik amaçlı. Gayet güzel konuştum,ettim,dostluklar kurdum geldim. Çok acayip bir dilim var)




*İnşallah konuyu okuyan 'once Türkçe ogren' demez 😂😂 çok uykusuzum, toparlayamadim valla .
 
Konu 2012'den ama ben yazayım madem soruyorsunuz,ingilizce kalbimde yara çünkü :)))
Ben sıfır eğitimle, hazırlık falan okumadan ,dile de hiç merakım olmadan 25 yaşına kadar geldim.
25 yaşında yine sıfır dille yurtdışına çıktim , seyehate. sonrasında öğrenmeye başladım ama yollarda konuşa konuşa, turist gezdirme sitesinden her hafta yabancı arkadaşlari gezdire gezdire, arkadaşlarla/yolda tanistigim flortlerle whatsappta sabah akşam konuşa konuşa falan.
Son 4 yılda bir sürü ülkeye gittim tek basima gezmeye, insanların evinde kaldım gece boyu sohbet ettik, bir sürü arkadaşım oldu... Hatta 3 yıldır sevgilimle ingilizce konusuyoruz(onun İngilizcesi de harika değil), geldiğinde aylarca susmadan konuşuruz gece gündüz. Hatta ingilizce kavga ederiz :)
Ama buna rağmen dilim perişan :)) klasik sohbet konuları- ananemin köpeğinin maceraları, flört işleri falan tabii ki konuşuyorum ama anlamadığım çok şey var.
Bir kursa gideyim-bilenden öğreneyim dedim, onda da kurallı kurallı şeyler, fiilin ikinci hali, cümle diziliş kuralları falan,bana göre olmadığını anladım , kaydımi iptal ettim.
Türkçeyi nasıl kurallarıyla ogrenmediysem İngilizceyi de böyle öğreneceğime inanamiyorum.
Bir de benim sıkıntım şey. Monkey language konusunda bir dunya markasiyim. Hiç konuşamasak bile bir şekilde derdimi anlatırım, misal kimsenin asla ingilizce bilmedigi bir Rus şehrinde evinde kalacağım kişiye ulaşmak için insanların telefonunu kullanmam gerekiyordu. Telefonumu işaret edip zor durumda kaldığımı belirtip İstedim insanlardan, hepsi verdiler (evinde kalacağım kişi acmadigi için ayrı ayrı zamanlarda başka başka insanlardan aldım) . Beni anlamadıkları gibi 'zor durumda kaldıysan bize gel' falan dediler(yine monkey language ile):halay::halay:
Ya da adres gosterdigim insanin tarif etmeye dili yoksa girer koluma beni oraya kadar/ya da durağa kadar götürür:))
Hal böyle olunca nasılsa derdimi anlatiyorum diye çok zorlamıyorum sanirim. Sonuç olarak ben nasıl gerçekten güzel konuşabilirim, çoğu konusulani anlayabilirim, ingilizce projelere katılabilirim? (Gecen yıllarda bir ülkede bir gençlik projesine katıldım,kabus gibiydi. Misal insanlara fikrini sorup sorup sonra onu kendimce harmanlayıp sunum yapmam gerekiyordu.
İşte bu bende yok. Far görmüş tavşan gibi tutuldum kaldim. Gerçekten başarısız bir proje oldu benim için. Tam 'meger benim dilim yokmuş,ben var zannediyormusum' diye uzulmusken dönmeden yan ülkeye gittim,turistik amaçlı. Gayet güzel konuştum,ettim,dostluklar kurdum geldim. Çok acayip bir dilim var)




*İnşallah konuyu okuyan 'once Türkçe ogren' demez 😂😂 çok uykusuzum, toparlayamadim valla .
Yazdıklarını okuyunca yorum yapnak istedim ama ingilizce öğretmeni falan değilim :halay: düz vatandaş olarak konuşuyorum.
Şey yazmışsın nasıl türkçeyi kurallarıyla öğrenmediysem ingilizceyi de öyle öğrenmedim diye ama türkçenin kurallarını öğrendin?
Konuşmayı çözmemiz o dili öğrendiğimiz anlamına gelmiyor. Sonra okullarda yazmayı öğreniyoruz. Sonra cümle kalıplarını öğreniyoruz, öğeleri öğreniyoruz vs. Ayrıca deyimleri, atasözlerini ya da bilimsel konuşma dilini öğreniyoruz.
Bir sunum yaparken ciddiyet gerekir. Her dil için geçerli bu. Doğal olarak sokak ağzıyla sunum yapamayız. Bunu türkçe yapabiliyo olmanın nedeni türkçenin her şeyini bilmen. Yaşlıyla nasıl konuşulur, patronla nasıl konuşulur, en yakın arkadaşınla ya da bir tanıdıkla nasıl konuşulur gibi.
Akademik ingilizcesi olan insanlar tüm toplantılarını sorunsuz halleder mesela, ama annesinin bi anısını anlatmakta zorlanabilir. Ayrı kulvarlarda olduğu için.
Bir de herkesle anlaşırım kısmı insanı yanıltabilir. Bi anımı anlatayım. Yurtdışındayız o zamana kadar her şey gayet iyi gidiyor. Pariste bir restaurantta hesap istiyoruz. Gelmiyor. Tekrar istiyoruz yine gelmiyor. En son ben kalkıp içeri gittim. Ben ingilizce konuşuyorum o fransızca cevap veriyor ama herkes herkesi anlıyor. Türkçesini yazayım sana.
- sizden hesabı 2 kez istedik ve hala gelmedi şu an yarım saati geçmiş durumda. Hesabı söyler misiniz burada ödemek istiyorum.
- ne zaman? Kimden istediniz hesabı?
- o_O
-bu mu? Şu? Bi bak bakalım??
-yok yok onlar değil.
- yerleri silen?
-aa evet ona söyledim.
- ben bilmiyorum valla, şuna ilettim ben diyo adam.
-tamam tamam hallediyorum deyip beni yerime gönderdi kasadaki garson.
Eşim diyo ki ne konuşuyosun o kadar hararetle. Dedim ben fransızca biliyormuşum. Her fransızca soruya cevap verdim :KK53:
Sonra hesap geldi ve hesabımızı getirmeyen garsonun biz ingilizce konuştuğumuz için getirmediğini öğrendik. Çünkü hesabı masaya koyarken adüsyooğn in french dedi.
Yani dil bilenle konuşamadık, bilmeyenlerle konuştuk. İnsanın içinde olunca her türlü anlaşırsın. Ama bu benim fransızcayı çözdüğüm anlamına gelmez.
 
Yazdıklarını okuyunca yorum yapnak istedim ama ingilizce öğretmeni falan değilim :halay: düz vatandaş olarak konuşuyorum.
Şey yazmışsın nasıl türkçeyi kurallarıyla öğrenmediysem ingilizceyi de öyle öğrenmedim diye ama türkçenin kurallarını öğrendin?
Konuşmayı çözmemiz o dili öğrendiğimiz anlamına gelmiyor. Sonra okullarda yazmayı öğreniyoruz. Sonra cümle kalıplarını öğreniyoruz, öğeleri öğreniyoruz vs. Ayrıca deyimleri, atasözlerini ya da bilimsel konuşma dilini öğreniyoruz.
Bir sunum yaparken ciddiyet gerekir. Her dil için geçerli bu. Doğal olarak sokak ağzıyla sunum yapamayız. Bunu türkçe yapabiliyo olmanın nedeni türkçenin her şeyini bilmen. Yaşlıyla nasıl konuşulur, patronla nasıl konuşulur, en yakın arkadaşınla ya da bir tanıdıkla nasıl konuşulur gibi.
Akademik ingilizcesi olan insanlar tüm toplantılarını sorunsuz halleder mesela, ama annesinin bi anısını anlatmakta zorlanabilir. Ayrı kulvarlarda olduğu için.
Bir de herkesle anlaşırım kısmı insanı yanıltabilir. Bi anımı anlatayım. Yurtdışındayız o zamana kadar her şey gayet iyi gidiyor. Pariste bir restaurantta hesap istiyoruz. Gelmiyor. Tekrar istiyoruz yine gelmiyor. En son ben kalkıp içeri gittim. Ben ingilizce konuşuyorum o fransızca cevap veriyor ama herkes herkesi anlıyor. Türkçesini yazayım sana.
- sizden hesabı 2 kez istedik ve hala gelmedi şu an yarım saati geçmiş durumda. Hesabı söyler misiniz burada ödemek istiyorum.
- ne zaman? Kimden istediniz hesabı?
- o_O
-bu mu? Şu? Bi bak bakalım??
-yok yok onlar değil.
- yerleri silen?
-aa evet ona söyledim.
- ben bilmiyorum valla, şuna ilettim ben diyo adam.
-tamam tamam hallediyorum deyip beni yerime gönderdi kasadaki garson.
Eşim diyo ki ne konuşuyosun o kadar hararetle. Dedim ben fransızca biliyormuşum. Her fransızca soruya cevap verdim :KK53:
Sonra hesap geldi ve hesabımızı getirmeyen garsonun biz ingilizce konuştuğumuz için getirmediğini öğrendik. Çünkü hesabı masaya koyarken adüsyooğn in french dedi.
Yani dil bilenle konuşamadık, bilmeyenlerle konuştuk. İnsanın içinde olunca her türlü anlaşırsın. Ama bu benim fransızcayı çözdüğüm anlamına gelmez.
Vay arkadas ne aksiyon yasamissin :KK70: :KK70: :KK70: fransızlar kendi dillerinden baska dilde konusulsun istemezler ama sonucta fransizca bilsen zaten konuşurdun.
En Français s'il vous plâit:KK25:
 
Vay arkadas ne aksiyon yasamissin :KK70: :KK70: :KK70: fransızlar kendi dillerinden baska dilde konusulsun istemezler ama sonucta fransizca bilsen zaten konuşurdun.
En Français s'il vous plâit:KK25:
Valla ne dedin anlamadım :KK53:
Hiç bilmiyorum fransızcayı ama el kol hareketleri varsa kapıyorum bişeyler :confused::KK48:
Evet farkettik onu orada yaşadıklarımızdan sonra paramızla rezil ettiler bizi. Bu olay olduğunda paristeki 3.saatimizdeydik ve tatilin gerisinde de aynı muameleye defalarca maruz kaldık. Bi daha tövbe.. En kötü tatilimdi.
 
bi türü öğrenemiyorum.öğrendim diyorum bi bakmışım bi çok şeyi unutuyorum.yapanlar nasıl yapıyo.çıldırcam yaa
Arkadaşım benim kızım 12 yasında Dualingo diye bi oyun var telefonuna indirmişti o oyunu oynayarak İngilizcesinin geliştirdi şimdi kendi ana dili gibi yazıyor anlıyor çeviri yapabiliyor tabi bide ilgisi çoktu ama tavsiye ederim oyun dediğim ingilizce bi cümle veriyor sana pazzıl gibi doğrusunu yerleştiriyon sonra kademeli puan listesi var geçiyorsun tavsiye ederim
 
X