Size bir şey demiyorum ya hu. Zaten ayrıntıları bilmeden bir şey diyemem. Ama dediğim gibi belli ki uyumlu değilsiniz, sizi daha serbest bırakacak birilerine ihtiyacınız var.Benim mavi tikim kapalı, işle alakalı saçma saatlerde taciz ettikleri için yıllar önce kapadım bir daha da açmadım. Evet benim mesajıma cevap vermeyip başkalarıyla konuşması benim de hoşuma gitmez. Ama ben bu tarz bişey yapmıyorum ki. 1-2 dk olmuştur bu en fazla. Onda da iş arkadaşımın ilettiği soruya cevap veriyordum çünkü müşteri çok darlıyordu. Benim herhangi bir iş çevirdiğim ya da onu kandırdığım, onu bırakıp başkasıyla konuştuğum falan yok dolayısı ile bu soruyu sorması sinirimi bozdu.
Yaz aşkınız şu an bile hayatınızın merkezinize çok yakın. Demek ki sizde de o potansiyel var. Sadece karşınıza çıkan diğer kişilerden yeterli şekilde hoşlanmamışsınız.ben hayatımın merkezine almak zorunda mıyım o insanı?
onun başka öyle yalanları çıktı ki sana burada anlatsam dudakların uçuklar.Bence sende bunların dışında güven problemi de var. Çok uzun zamandır dikkat ediyorum, ilişki konusunda yazdığın çoğu mesaj erkeklere güvenmeme yönünde.
Hatta bahsettiğin exte bile sana gayet basit bir şey söylemişti ablam geldi diye , normal insanlar bunun üstüne düşünmezler bile ama sen ekstra efor sarfedip gizli hesaptan uygulamadan vs ablanin storisine bakıp çocuğun bulunduğu bölgeye uzaklığını hesaplayıp yalan söylediğini ortaya çıkarıp ayrılmıştın (yüzde 95 böyleydi diye hatırlıyorum ama saat sabah bes,yüzde beşlik yanılma payım uykusuzluğum yüzünden olabilir)
Yani evet,çocuk nihayetinde yalan söylemiş ama sen de yalanını yakalamak için insanüstü çaba harcamıştin.
Bunun da sebebi guvenmiyor olmak ama bu kadar güvenmemek de insana zarar verir.
teşekkür ederimÇoğu yorumunuzu beğeniyorum bence mantıklı birisiniz ama hayatı fazla analiz ederek yaşıyorsunuz her şeyi anlamak ve kontrol etmek ister gibi bir haliniz var. Çok yüzeysel gelebilir ama ihtiyacınız olan şey akışına bırakmak ve anı yaşamak gibi geliyor bana. Bir de henüz aşık olmadığınızı düşünüyorum. Aşık olunca o aramalar falan hiç batmıyor insana.
kesinlikle beni de rahatsız eden şey bu. sorguladığım zaman çabuk bağlanan, duygusal, çabuk benimseyen bir yapım var cevabını alıyorum. çok özel hissetmesem de iyi bari deyip geçiyorum. eski flörtlerimden biriyle şöyle bi olayın ardından ayrıldık mesela.Konudaki kişiler hayatıma çektiğim insanlarla o kadar aynı ki. Erken samimiyet ve sürekli iletişim isteği beni de uzaklaştırıyor. Bir sesini duyayım demek başlarda bana çok saçma geliyor. Tuhafsayınca sen benimle ilgilenmiyorsun oluyor. Bence normali bu değil. Koşarak üstümüzü geliyor gibi olmaları beni iyice soğutuyor ama maalesef ki hayatıma çekilen insanlarda böyle. İnsan kendini özel hissetmiyor çünkü bunlar en baştan tanımadan gerçekleşiyor.
Peşinden koşmam mı gerekiyor? Doğru mu anladım? Yoksa peşinden koşturman yazacaktınız da yanlışlık mı oldu acaba? Genelde erkekler peşten koşar o nedenle acaba doğru mu anladım diye yazmak istedimErkekler genelde ilk başlarda love bombing yapıyor +1
İlişki meşrulaşınca tam tersine dönüyorlar.
Bence bir erkeğin peşinden koşmanız gerekiyor erkeklerde bıraktığınız izleri anlamanız için. :) Büyük ihtimalle güzel bir kadınsınız, beğeniliyorsunuz, ilgi görüyorsunuz.
Seven erkek kıskanır demiyorum buna da asla inanmıyorum. Ancak merak etme, ulaşamama gibi durumlarda geriliyor olabilir. Sizin de aynı şeyleri yaşamanız dileğiyle. :)
Bu kitapta ayrıca karakter tipinize göre nasıl kişilerle ilişki kurulması gerektiği ve karşınıza bu türden kişiler çıktığında nasıl anlayacağınıza dair tavsiyeler var. Okumanızı öneririm.amir levine bağlanma adlı kitabında 4 tür için de testler var. oradan rahatlıkla bulabilirsiniz.
Klasik erkek hareketleri.Konudaki kişiler hayatıma çektiğim insanlarla o kadar aynı ki. Erken samimiyet ve sürekli iletişim isteği beni de uzaklaştırıyor. Bir sesini duyayım demek başlarda bana çok saçma geliyor. Tuhafsayınca sen benimle ilgilenmiyorsun oluyor. Bence normali bu değil. Koşarak üstümüzü geliyor gibi olmaları beni iyice soğutuyor ama maalesef ki hayatıma çekilen insanlarda böyle. İnsan kendini özel hissetmiyor çünkü bunlar en baştan tanımadan gerçekleşiyor.
Net birebir aynı söylemleri duydumkesinlikle beni de rahatsız eden şey bu. sorguladığım zaman çabuk bağlanan, duygusal, çabuk benimseyen bir yapım var cevabını alıyorum. çok özel hissetmesem de iyi bari deyip geçiyorum. eski flörtlerimden biriyle şöyle bi olayın ardından ayrıldık mesela.
iş çıkışı arkadaşımla dışarıda olacağım, çıkıyorum ben dedim çıktım.
ben arkadaşımlayken mesaj attı, o da arkadaşlarıyla alkollü bi mekanda olacakmış, haber verdi. tamam iyi eğlenceler dedim kendi akşamıma devam ettim. aradan 2 saat sonra onunla ilgilenmediğime dair bi mesaj atmış. ben de geç gördüm tabii karşımda biri varken elimde telefon çat çat mesajlaşan biri değilim. gördüğüm zaman yazdım, ilgilenmemek değil sen de dışarıda arkadaşlarınlasın, yazıp rahatsız etmek istemedim iyi geceler tarzı bişey yazdım. ertesi sabah bana upuzun bişeyler döşemiş. umursamıyormuşum, değer vermiyormuşum, o her şeyi haber veriyormuş ama bende böyle bişey yokmuş, ona işten çıktı mı eve ne zaman gidecek gibi şeyleri sormuyormuşum bilmem ne. dedim yahu sen de ben de arkadaşlarımızla birlikteyiz, sürekli yazıp dikkat dağıtmanın ne anlamı var bak işte keyfine? dedim. neymiş efendim alakası yokmuş, içten gelirmiş, insan değer veriyorsa merak edermiş ben etmiyormuşum. sinirlendim, evet haklısın aynen dediğin gibi deyip yol verdim.
seven sayan dinleyen bir erkek arkadaşım varİlişki kutlamamak değil
Sendeki şu
Aradığın ve sana uygun olan kişi karşına çıkmamış
Olay bundan ibaret
Herkes kendini sevecek, sayacak , dinleyecek birini istiyor ama o kişiyi bulmak mucize gibi bir şey
Bu anlattığınız normal arkadaş mı ?seven sayan dinleyen bir erkek arkadaşım var
ben de çok sıkılmayı sevmem yoğunsam yoğunum derim, bazen de bir saat anlatırım, o zaten "içimi dökecek senden başkası yok" der, yani ben de onu dinlerim, sorunu olursa çözerim, o da benim bir ihtiyacım olursa çözüm bulmaya çalışır, ya da mutlu edecek minik şeyler yapmak için uğraşır, ikimiz de tek taraflı yara bandı gibi kullanmıyoruz birbirimizi
ama bizim de denklikte vs. başka sorunlarımız var
sevmekle saymakla da bitmiyor ki...
benim yazın olan flörtümde de benzer şey yaşandı. ben kaçınganım diyorum ama onunla olan ilişkimde sonradan ona yaklaşan ben oldum. ilk başlarda o bana karşı çok ilgiliydi ama yine şu son dönemdeki tipler gibi abartı ve samimiyetsiz bir ilgi değildi. bak yine de fark var işte. böyle bunaltmazdı hiç. mıç mıç olalım modunda değildi. ben ilgisine karşılık vermeye başlayınca kendini çekti. bu defa neden çekti diye ben ilgi gösterir oldum ama benimki de bunaltma seviyesinde değildi. üstelik gerçekten bağlandığımı hissediyordum ama ısrarım kesinlikle yoktu. sonra olmadı falan derken çıktı gitti hayatımdan. şu an görüştüğüm kişiyle de sık sık çatışıyoruz saçma sapan şeylerden ve ben çok sıkıldım. enerjim düşüyor resmen. şu an bayram için il dışında, geldiği zaman buluşacağız tekrar. yan yanayken ne hissedeceğim iyice bakmam lazım. eğer yan yanayken de kendimi iyi hissetmezsem kibarca yolları ayıracağım. en çok rahatsız olduğum şey beni zırt pırt araması ve açmadığımda da bozuk atması. gerçekten o kadar cepte hissettiriyor ki anlatamam. çabayla elde edilen şeylerin neden daha kıymetli olduğunu çok net anladım. gerçekten her an konuşma isteği var ve bende aynı şey olmadığı için dün bana kalkıp ben senin benle alakalı ne düşündüğünden emin değilim dedi. deliricem.Emin olun bu insanlar çok uzun süre sizinle iletişimi kesmese, o istikrarı güven sanacaksınız ve diyeceksiniz ki, aa evet bak o diğerleri gibi değil, ona güvenebilirim. O noktadan sonra işler değişmeye başlayacak işte... Terapistimin söylediğine göre insan tek bir bağlanma tipinde olmak zorunda değil. Mesela ben ilişkimin başında kaçıngandım, karşı tarafsa yapışmaya çalışıyordu, Nisandan Aralığa kadar böyle devam etti, reddettim yine de benden vazgeçmedi. Bu patolojik bir durum evet ama zaten böyle bir durumda patolojik bir uyum söz konusu oluyor. Neticesinde Aralık ayında sevgili olduk, ilk 1 yıl bu hal böyle devam etti, ama bir yerden sonra karşı taraf sizi çok seviyormuş da o yüzden her an konuşmak istiyormuş, siz onun kadar ilgili olmayınca anormal olan sizmişsiniz gibi oluyordu ve bende değişmeye başladım. Ne zamanki onda uzaklaşmalar başladı ben yakınlaştım. Bu birbirini sağlıksız şekilde besleme hali 4 yıl devam etti ben kendimi çekince o geldi, o çekince ben gittim ve nişanımıza 1 hafta kala da terk edildim. Demem o ki terapist desteği alın öncelikle siz sağlıklı tarafa geçin ki güvenli bağlanan insanı çekin. Yoksa duygusal doyum sağladığınız bir ilişkiniz olsa da sonu pek parlak olmayabilir.
25 Yaşında hiç sevgilisi olmamış ben normal karşılıyorumhanımlar selam, herkese şimdiden iyi bayramlar :)
bi iç dökme olsun diye konu açmak istedim, uzun zamandır ilişkiler hakkında, gönül işleri hakkında konu açmıyordum. önce biraz kendimden bahsedeyim, 29 yaşında bekar, çalışan genç bir kadınım, ailemle yaşıyorum. geçmişte de öyle uzun süren, ciddi (ciddiden kastım gerçek bir sevgi bağı olan hatta evlenmeyi düşündürecek kadar ciddi) bir ilişkim olmadı. en uzunu 1-2 sene anca sürmüştür. aslına bakarsanız uzun zamandır da yalnızım. pandemi sayesinde aşırı asosyalleştik zaten hepimiz. işyeri de evden çalışma düzenine geçince ben insanlardan iyice uzaklaşıp koptum. zaten yapı olarak da kalabalığı seven biri değilimdir. sessizlik, sakinlik, az insan çok huzur kafasında oldum her zaman. uzun zamandır yalnız olmak bana geçen seneye kadar hiç dokunmamıştı, keyfim aşırı yerindeydi, kafam çok rahattı, kalbim de boştu. geçen yaz biriyle tanışıp kısa süreli duygusal bir yakınlaşma ve beraberindeki hayal kırıklıklarım sonrası yine yalnız kaldım fakat bu defa yalnız olmayı biraz kafama takar oldum. hal böyle olunca sosyal medyadan, oradan buradan yeni insanlarla tanışmaya başladım. gerçekten çok büyük bir kısmı sadece bir kahve içip bir daha görüşmediğim buluşmalar oldu. bu süre zarfında yenilere şans versem de arada bir o yazın tanışıp hüsrana uğradığım kişiyi stalklamaktan vazgeçmedim. ara ara baktım, hiç konuşmasak da. o kişi hayatımdan tamamen çıkalı 5-6 ay olmuştur.
bu konularda bilinçlenmek adına kendi bağlanma stilimi araştırdığımda, kaçıngan bağlanmaya çok yakın olduğumu farkettim. uzun uzadıya açıklamayayım araştıranlar ya da bilenler vardır illa ki, o bağlanma stilinin özellikleri %80-90 bende var. ve bu konuyu kafama taktım yani ben neden ilişki kuramıyorum, neden en ufak anlaşmazlıkta kesip atıyorum, neden sadece bir buluşmada kalıp ilerisi gelmiyor, nerede hata yapıyorum diye düşündüm. önce, yazın tanıştığım kişinin yaşattığı hüsran biraz özgüvenimi zedeledi, acaba sevilmeye layık değil miyim diye düşündüm. ama tanıştığım insanlar beni beğeniyorlardı, bunu dile getiriyorlardı, tanımak istediklerini, flört etmek istediklerini hem sözle hem de ilgileriyle belli ediyorlardı. hal böyle olunca o konudaki özgüvensizliği tamir etmeye başladım. kaçıngan bağlanan kişilere verilen en önemli tavsiye, öyle ya da böyle bir ilişkiye başlayın, çok yoğun hissetmeseniz de ilişki kurdukça bişeyler düzelecektir tarzında. ben de bunu uygulamak için kendimi insanlarla flört etmeye, ilişki kurmaya zorlamaya başladım. yani çabalıyorum bu konuda. ama o kadar zorlanıyorum ki anlatamam. diyeceksiniz ki zor olan ne, hemen anlatayım.
ben mi böylelerini çekiyorum bilmiyorum ama genelde çok çabuk bağlanan, kendini kaptıran, aşırı ilgi gösteren (hesap sorma ve kıskançlık da dahil bu davranışlara) sürekli ama sürekli iletişimde olmak isteyen kişiler çıkıyor karşıma. hani bi taraf daha çok çabalar ya, aynen öyle, karşımdakiler çabalıyor benim için. evet bu kötü bişey değil ama kızlar ben aşırı sıkılıyorum. sıkılmaktan ziyade boğuluyorum. her şeyi haber vermem isteniyor, telefonu açmama lüksüm yok açmamışsam illa sorun çıkarıyorlar, ayırdığım vakit asla karşımdakilere yetmiyor, eğer yazmamışsam sorun ediyorlar. bu tarz olan kişilerle görüşmeyi daha önce sonlandırdım ama yine aynı senaryo içindeyim, yine biriyle görüşüyorum ve yine aynı şeyleri yaşıyorum. çalışıyorum gün içinde, zır zır arıyor. açmadıysam sorun ediyor. neymiş, 5 dk bile olsa açabilirmişim. sürekli yazıyor. geç cevap verse neden geç yazdın diyor. çalışıyorum diyorum trip yiyorum. şu an görüştüğüm insan mı anlayışsız yoksa bende mi sorun var ben anlamıyorum. bu kadar kısa sürede bu ne hız? ama bir değil iki değil kaç kişi denk geldi böyle. kaçıngan olduğum için bi şekilde, iyi kötü ilişkiye zorluyorum kendimi ama bu davranışlar beni çok itiyor. boğuluyorum. arkadaşlarıma söylüyorum, sevgilim senin yaptığını yapsa ayrılırım diyorlar
acaba ben ilişki kurmaya uygun bir insan mı değilim, kova burcuyum merak eden varsa ve o telefonu niye açmadın sorusunu gördüğüm an sanki hayatımın iplerini karşımdakine verecekmişim gibi hissedip sinir küpüne dönüyorum. karşımdakinin kalbini kırmamak için kendimi tutuyorum çünkü sesini duymak istiyorum, özlüyorum gibi cevaplar alıyorum. bir insan bir insanı bu kadar kısa süre içinde benimseyebilir mi ya? sanırım bu tip şeyler bana samimiyetsiz geliyor. ben hayatımın merkezine almak zorunda mıyım o insanı? sırf sevgilim diye her saniye onunla mı konuşmam lazım? ya da tüm bu davranışlarımın altında yatan neden aslında karşımdaki kişiye yoğun hislerimin olmaması mı? ne diyorsunuz, dertleşsek mi biraz sizinle :)