ilişki kurmakta zorlanıyorum


ortası yok mu acaba bu işin ya? bana da ya ilgisiyle darlayan arada da ilgisizlikten günlerce yazmayan denk geliyor
 
Erkeklerin ilişki anlayışı genellemiyorum ama genelde ya çok daraltıyorlar,ya da tamamen salıyorlar.İkisi de sorun. Tamamen beklentilerinize uygun,ayni kafada ve yapıda birini bulmak zor. En azından maksimum düzeyde anlaşabildiğiniz noktada biriyle olunduğunda ufak tefek tavizler verilebilir, anlayışlı olunabilir.
Yapı olarak genelde sizin kestirip attığınıza benzer durumlarda kestirip atan, kendi doğruları doğrultusunda yaşayan, anlamak ve anlaşmak için zorlamayan taraftım ilişkilerimde çoğu zaman.
Eşimle ilk zamanlarda uyumsuz taraflarımız oldu törpüleyerek uyumlu hale getirmeye çalıştık. En önemlisi saygıya dayalı beraberlik olduğu için birbirimizi kaybetmek istemedik. Anahtar kelime bu aslında. Kaybetmek istemeyeceğiniz biriyle ilişki yaşamak.Sonrasında şayet "doğru" kişiyle beraberseniz karşılıklı fedakarlık, alttan almalarla götürebiliyorsunuz beraberliği.
"Gerçek bir ilişki" yaşamaya gönlü olan bir insan karşınıza çıktığında taktik yapmak zorunda kalmıyorsunuz, kıskançlık krizleri, sinir harpleri, ego çatışmaları,zorla kabullendirmeler, karşındaki kişiyi değiştirmeye çalışma durumları olmuyor.
Yani işin sırrı bence "doğru kişiyi bulmak."
 
Sen ilişki yaşamak için ilişki yaşıyorsun, flört etmek için ediyorsun zaten kendin de söylemişsin. Eğer gerçekten sevdiğin aşık olduğun biri olsa bunlar gözüne batmaz veya sen de öyle sürekli mesaj atıp arayan soran olursun. Sevmediğin için gözüne batıyor.
Evlenmek için evlenenler gibi olmuşsun. Ayrıca ilişki sevgili arıyorsun arayinca bulunmuyor sanırım
 
Wustra şu var sen karşı tarafa biraz ilgi göstersen onlar da bu kadar üstüne gelmez . Sen de yaşadın yazinki o adam ilgilenmedikce sen daha çok ilgilendin. Karşı taraf hızlı değil aslında senin Ilgın için fazla çabalıyor çünkü insan cabaladikca o ilgiyi hak edeceğini düşünüyor. Bağlanma ile ilgili kitapta var al istersen ayrıntılı oku. Aşkı bulmanın ve korumanın yolları bağlanma tarzı bir şeydi
 
bugün artık dışarıda olduğumu bildiği halde arayıp açmadığım için trip atması üzerine kendimi güzelce uzun uzun açıkladım mesajda. noluyorsa olsun o telefon açılmalı kafasında. bak dedim böyle böyle bende bazı şeyler zamanla oturuyor. şu an bunu dert ediyorsun ama aramızdaki bağ kuvvetlenirse ortada böyle bir sorun kalmaz zira ben hemen ilk aşamada yapamıyorum bişeyleri, zamanla hislerim arttıkça zaten ben de haberleşmeyi çok daha fazla önemseyen birine dönüşüyorum, tanıdıkça anlarsın zaten gibisinden bişeyler dedim. şimdilik o konu kapandı sonra neler olur bilemiyorum.

aslında hiç eğilmem demiyorum. sadece biraz daha zamana ve aradaki bağın kuvvetlenmesine ihtiyacım var. tabii ki yine aşırı mıç mıç bir insan olamıyorum ama karşımdaki beni biraz serbest bıraksa eğer hislerim varsa (hoşlanma, beğenmenin ötesindeki hisleri kastediyorum) zaten ben kendi ayağımla gidiyorum.
 
yok ben öyle değilim yaa. öyle davrandığım insan zaten yoktur benim için, kimsenin de zamanını bile bile çalmam çünkü kul hakkı ve ilahi adalete inandığım için döner dolaşır beni bulur kafasındayım.

geç yanıt vermiyorum mesela, gördüğüm zaman dönüyorum. geç yazdıysam sahiden bakmamışımdır telefona. sadece çok sık çat diye araması, telefonda konuşmak istemesi canımı sıkıyor. bir de ben çalışırken aramaları, sürekli mesaj yazması ve mesaj beklentisi, whatsappta çevrimiçi oluşuma laf etmesi bende sinir yaratıyor. çalışıyorum biliyorsun diyorum, eee ben de çalışıyorum 5-10 dk konuş nolacak diyor. geçen gün iş saatinde telefonla konuşurken bi konuda çok üzerime geldi, sıkıştırdı resmen. ben de rahatsız oldum biraz ve işler birikti, mail atıp duruyorlar kapatmam lazım dedim. bu yüzden inanılmaz trip attı bana. geçen gün whatsapptan sürekli yazıp duruyordu, ben de başka bişeyle uğraşıyordum whatsapptan. çevrimiçisin neden yazmadın dedi, whatsappı iş için de kullanıyorum sonuçta, sadece sohbet amaçlı kullanmıyorum dedim. yine bozuk attı. bak geçen akşam bi akraba ziyaretine gittik, annem vs yanımda, başkaları da var biliyor yani. zır zır arıyor. açmadım diye de trip yiyorum. neymiş efenim açmamam hoşuna gitmiyormuş. inan bana çoğu kez dilimin ucuna geliyor "işine gelmiyorsa güle güle" demek ama tutuyorum kendimi, kesip atma diyorum. ama nereye kadar böyle devam eder bilmiyorum.
 
böyle şeyler bende hiç tutmuyor aksine çok yapay buluyorum. bu kadar kısa süre içinde nasıl 7/24 beni düşünebilir ki birisi? aksine benden başka uğraşacak bişeyinin olmaması itici geliyor. sürekli yazmak, aramak beni düşündüğünü göstermiyor. hatta aksine, geçen hafta ona buluşalım iş çıkışı dedim. bişeyleri bahane etti, bayramdan sonra görüşelim dedi. madem beni düşünüyorsun 1 saatini ayır gör beni, öyle değil mi? bana 1000 mesaj atsa ne yazar.
 
aaa evet hatırladım seni :) evet yazmıştım, meraklıyım o konulara ve araştırıyorum da. yani tamam aşırı dolu bir hayatım olmayabilir ama sevdiğim bir işim var, bir evcil dostum var, sevdiğim diziler, kitaplar, kendime ayırdığım zaman dilimlerim var. bazen uzun yürüyüşlere çıkarım, kendi başıma zaman geçirmekten rahatsızlık duymam bunu bi eziklik olarak görmem. bendeki mesele boşluk doldurma değil. ben sadece beğendiklerimle ilişki kurmaya çalışıyorum belki bişeyler güzel olur, belki uyuşuruz diye ama dediğini de düşünüyorum. sahiden o ruh eşi çıkmadı karşıma. hadi ruh eşi olmasın, doğru insan olsun ismi. çıktığını düşünmüyorum. bence müsait olmamasını anlayışsız karşılamanın sevgi ile hiç alakası yok. insan değer veriyorsa "başka zaman yazarım, başka zaman ararım, başka zaman konuşurum, şimdi üstüne gitmeyeyim" diye düşünür, karşıdakinin psikolojisini de hesaba katar. en azından ben değer verdiklerime hep böyle yaklaşan biri olmuşumdur. diğer türlü olunca işin içine karşımdakinin egosu mu giriyor diye düşünüyorum. yani "ben arıyorum, nasıl açmaz, o kim ki ben aradığımda açmayacak??" gibi bi niyet mi var altında diyorum.
 
evet hatırladım sen de yalnızlığa alıştığın için kendine zaman ayırmak istemediğinde sevgilin istenmediğini, önemsenmediğini düşünüyordu. hatırlıyorum o konunu. tabii ki alışma süreci var her ilişkide, olmak zorunda. o alışma sürecinde taraflar saygılı olmalı, nerede duracağını bilmeli ve eğer bu ilişkiyi istiyorsa sabırla beklemeli.

ben bugün benzer şekilde bi mesaj attım. aradım neden açmadın bilmem ne muhabbeti yaptığında aynen tek tek söyledim. bak dedim ben beraber yan yana zaman geçirdikçe hisleri kuvvetlenen bir insanım. seninle daha çok başındayız. önemsemediğini düşünme, öyle değil. ben sana alıştıkça yani sabır ve zaman verilmesi halinde kafana taktığın bu konu kendiliğinden ortadan kalkabilir temalı bi konuşma yaptım. şimdilik bişey demedi ama davranışlarıyla versin cevabı zaten bana.
 
belli bi yere kadar normal olabilir yani insan elbette hoşlandığı kişiden kopuk olmak istemez, haberleşmek ister ama aradığında müsait değilsem ve açmamışsam, her dk onunla telefonda konuşmak zorunda hissetmiyorsam, kendime de zaman ayırmak istiyorsam, hayatımdaki diğer şeylerle de ilgileniyorsam bence benimkiler anormal değil.

en basit örnek, bu sabah biraz geç uyandım. bilmem kaç tane mesaj atmış farklı farklı saatlerde uyanmam için. uyanmadın mı, neden uyanmadın vs vs sevgi sözcükleri de yazmış tabii öyle kaba saba mesajlar değil ama ne bileyim... o uyuyorken ben ona mesaj atmam mesela, mesaj sesine uyanmasını istemem kendisine de söylemiştim. o bu konuda beni düşünmüyor.
 
of yaaa valla iyi dayanıyorsunuz, karşınızdaki bir ruh emici benim gözümde, iş yerinde daha adı konmamış ilşkimin olduğu erkek tarafından aranmaktan hiç hoşlanmam. dememe rağmen sesini duymayı özledim aradım diyen birini anında kendi yoluna uğurlamıştım ki sigara içiyodum kapıda meşgul de değildim, buradaki olay bencillik bence yoksa iki günde kimse kimseye ölüp bitmiyor. olgun insanlarız baştan çizdiğimiz sınırlar elbetteki gevşer fakat sırf zaman doldurmak için anlayışsızca arayıp açıklama yapılmasına rağmen trip atan erkek "pelinsu"dur gözümde. siz aynısını erkeklere yapsanız yemediğiniz sıfat kalmaz. bilmiyorum belki de çok umursamaz ve tahammulsuzum bu konulardaama çekilmez cıks
 
buna yalan diyemem ama şöyle söyleyeyim, son dönemdekiler benim arayıp bulmadığım, onların beni bulduğu kişiler yani tanışmak istediler, ilgilerini belli ettiler ben de bi şans verdim diyelim. şu anki de öyle. bendeki biraz şey, bi tanıyayım belki severim... işin içinde beğenme var tabii ama sadece beğenme beni asıl çeken şeyler zeka ve karakterdir, onları da anlayabilmek için tanımaya mecburum. bi de bu kaçıngan bağlanmada sorunları çözmek için en azından öyle ya da böyle bi ilişki kur, tanımak isteyenlere şans ver falan deniyor, ondan
 
Tabii ki katılıyorum. Dediğim gibi birazda erkeklerin o elde etmek ve sizi alıştırmak için gösterdiği çaba. Sonra hatta siz alışıp bunu kabullendikten bir süre sonra fıss diye sönüyorlar. Ama normali bencede böyle bağlama çabalarının olmadığı daha güvenli bir ilişkinin içinde olmak. Mesaj atıp arayana kadar, görüşmek için çaba göstermek daha kabul edilebilir birşey. Öbür türlüsü hergün her dakika bunaltıcı evet.
 
Evet sevgiyle değil de anlayışlı olmakla ilgisi var bence de. Bir insan sürekli müsait olamaz ya da sürekli iletişim kurmak istemez normal olarak. Doğru kişi bu tarz şeylerle yormaz insanı bence.umarım doğru kişiyle karşılaşırsın kolay şekilde

Ruh eşim ya da doğru kişiyle ben de karşılaşmadım. Diğerlerinin enerjisini de hemen anlayıp tanışma aşamasına bile geçmiyorum ben. Ruh eşimle karşılaşsam bile yalnızlığı bırakmak zor gelir bana belki. Bu konuda meditasyon yapmalıyım
 
Çevrimiçisin neden yazmadın cümlesini o kadar çok kurdum ki mesela benim mesaj okunmamış dururdu o başkalarıyla konuşurdu. İnsan böyle olunca aptal yerine konmuş gibi hissediyor, kötü bir niyetiniz olmasa da. Kimse için kendinizden ödün vermeyin çünkü şimdi katlanırsınız sonra size eziyet olur. En iyisi sizin gibi mıç mıç ilişki sevmeyen birini bulun.
 
Ben burçlara hiç inanmam. Her insanın karakteri aile, okul, çevre, genetik, alışkanlıklar silsilesinde gelişir. 12 aylık dağılıma göre değil. Ama niyeyse bu forumda aşırı görüyorum herkes romantik her konunun altına burcunu yazıyor. Saygı duyuyorum.

Flört konularında gelince: Zaten bir erkeğin hemen konuşmaya başlar başlamaz darlaması çok çok itici. Genelde ilk başlarda aşırı hevesle konuşan erkekler sonradan fos çıkıyor, zamanla ya soğuk dengesiz davranmaya başlıyolar, ya aşırı kıskanç çıkıyolar ya da salt cinsellik amaçlı yaklaşmış oluyolar.

Karakterler uydukça, paylaşım çoğaldıkça derin sohbetler yapıp artık özel konulardan hep konuşabilir hale gelmeyi daha çok seviyorum ben. Mantıklısı da bu bence.

Üniversitedeki bir sevgilimden çok yara almıştım, aşırı güvenim sarsılmıştı. Bir müddet kimseyle görüşmek istemedim içim almadı, sonraki evrelerde de flörtlerim oldu ama aşırı darlandım, ne buluşmak ne yazışmak hiç içimden gelmedi ama inatla yapışıyolardı yakama. Bence kaçan kovalanıyor bir yerde.

Sonra bir süre geçti, üniversite bitmeye yakın bir konferansta biriyle tanıştım. İnsan fiziksel ve karakter olarak birini beğenince bir de güzel bir zamanlama olunca gayet de bağlanıyormuş ve hiç darlanmıyormuş :) Şu an hala beraberiz bu kişiyle 2 sene oldu, ama o zamana kadar ben de kendimi defalarca sorgulamıştım herhalde benim güvenim sonsuza dek bitti gitti ve ben duygusuz bir mahlukat oldum diye

Sadece karşıma çıkan insanlar bana göre değilmiş

Şimdi hayatımda olan insanla her buluşmamızda sabaha kadar sohbet edip bir türlü susmayız çünkü kendine göre birini bulunca insan her şeyini anlatmak paylaşmak istiyormuş bunu anladım
 
Benim mavi tikim kapalı, işle alakalı saçma saatlerde taciz ettikleri için yıllar önce kapadım bir daha da açmadım. Evet benim mesajıma cevap vermeyip başkalarıyla konuşması benim de hoşuma gitmez. Ama ben bu tarz bişey yapmıyorum ki. 1-2 dk olmuştur bu en fazla. Onda da iş arkadaşımın ilettiği soruya cevap veriyordum çünkü müşteri çok darlıyordu. Benim herhangi bir iş çevirdiğim ya da onu kandırdığım, onu bırakıp başkasıyla konuştuğum falan yok dolayısı ile bu soruyu sorması sinirimi bozdu.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…