Eda hanımcım, ben köylüyüm.Kendi salçamı, tarhanamı, domates sosumu kendim yaparım. Hatta inanırmısınız patlıcan bile oyup kuruturum. Köylü ve ya şehirli olmak, statü belirleyen bir unsur değil. Şu an şehrin tam ortasında kendi evimiz var. Ama gürültü ve kalabalığı sevmediğimiz için satıp köye yerleşeceğiz
naparsın alışmadık götte don durmazmış.
Benim için statü belirleyen şey, insanların karakteridir. İstediğiniz kadar Kosova göçmeni olun, sonuçta küçümsediğiniz, Trabzonlu bir adamın elinde gönüllü esirsiniz. Yine küçümsediğiniz kadınların virüsleri tarafından enfekte olmuşsunuz. Yani kukunuzda Konyalı ve ya Çorumlu bir virüs taşıyorsunuz.
Benim ikinci evliliğim. İlk evliliğim 12 yıl sürdü. 2 çocuğum da vardı. Fiziken yakalamadım ama şüphelerim vardı bir de kötü videolara baktığını yakaladım. Çocukları alarak arkama bakmadan bastım gittim. 2 evimiz vardı, ikisini de adama bıraktım çünkü bu şartla boşanmayı kabul edeceğini söyledi. sadece arabayı aldım. Boşandıktan sonra da annemin sobalı evine geri döndüm. Asgari ücretle çalışmaya başladım.
sizin kendinize ait evleriniz de varmış. Boşanırken de eminim bir iki daire alırsınız, nafaka da ödemek zorunda. Bir evde kendiniz oturur diğerlerinin kirasıyla, gayet konforlu yaşarsınız. Sizdeki bu para hırsı da ne? Para için daha ne kadar rezilliğe katlanacaksınız? Maalesef yakalandığınız para ve mal hırsı sizi bir kuyunun dibine çekmiş. Psikolojiniz o kadar bozuk ki, adamdan değer görmedikçe, savunma mekanizması olarak kendi kendinizi üstün görmeye ve kibire de kapılmışsınız. Hayat buradan ibaret değil, zaman çok çabuk geçiyor ve ölüm çok yakın. Ahirette kocanız hesaba çekilecek fakat bunlara göz yumduğunuz ve zarara kendi rızanızla girdiğiniz için siz de hesaba çekileceksiniz.