Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Eki Görüntüle 3071486

Eki Görüntüle 3071487

Eki Görüntüle 3071488

Eki Görüntüle 3071489

Side Sualtı Müzesi​

Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Side tatil beldesinde, Deniz Ticaret Odası Antalya şubesi tarafından projelendirilen, kıyıdan 1,5mil açıkta ve ortalama 12 ila 20 metre derinlikte bulunan Türkiye’nin ilk sualtı müzesidir. Side Sualtı Müzesi, denizin derinliğinde 5 farklı tema olarak belirlenmiş ve Türk heykeltıraşlara yaptırılmış olan 117 adet heykelin denize dalış yapılarak görülebildiği bir müzedir. Müzeyi ziyaret etmek için dalış yapacak olan ziyaretçilerde profesyonel dalış sertifikasına sahip olma şartı aranmaktadır.

Müzede yer alan heykellerin temaları Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşı temsilleri, Mevlana ve semazenleri, Apollon Tapınağı ve Deniz Tanrısı Poseidon, geçmişte Side’den ticaret amacıyla tahıl ve gıda taşıyan deve kervanları ve Suriye savaşında ülkeden kaçmak için çıktıkları yolculuk sırasında denizde yaşamını yitiren çocukların anısına yaptırılan çiçek bahçesi temalarıdır. Heykellerden üç buçuk metre uzunluğundaki ve 50 ton ağırlığındaki dev Poseidon heykeli en ilgi çeken eserdir.

Dünya’da tarzında ikinci sırada olan Side Sualtı Müzesi, Meksika’da bulunan 400 heykelle birinci sıradaki Meksika Sualtı Müzesini takip etmektedir. Su altına uygun malzemeden ve nötralize edilerek imal edilmiş olan heykeller, aynı zamanda tabiatın dengesini bozmadan deniz canlıları açısından da doğal resif görevi görmektedir. Dünya üzerinde sayısı 3 milyon civarındaki sertifikalı dalış meraklılarının en çok ziyaret ettiği ülkeler Mısır, Bali, Tayland, Maldivler ve Meksika’dır. Manavgat ilçesinin ve Antalya’nın kültür turizminde tüm dünyaya adını duyurmasını sağlayan Side Sualtı Müzesini ise her yıl ortalama 10bin kişi ziyaret etmektedir. Müze, 2015 yılından bu yana 50.000 kişinin üzerinde ziyaretçiyi ağırlamıştır. Müzenin kuruluş amacı biraz da dünyanın her yerinden bu insanları Antalya’ya çekmek ve ülke turizmine katkıda bulunmaktır.


Günaydınlar bahar ayı gelince gönül yayları gevşeyip okumayı azaltan minnoşlar :KK70:


@Tosun Pasa
@kk birinci noteri
Life light Life light
@Eleadora
@Levaiz
C Capanin Gururu Teyom
@Ziya
@Bonus
@WOMAN
@Kukrim
JES JES
@Ysf42
@Nosking
@Oriana
@Natsume
@dgdln
@Limonsuzzcay
@-nemesis-
@dayler dayler
@Keira-
@elektra
@astrojurnal
@firdefs
@mimesis
@ummhnisa
@sudem34
@Nikinik
@_BuRc_
@Amanita
@Arrietty_
Aspasiaa Aspasiaa
Black Light Black Light
@Mrsay
@LADY VEGA
@D u t
@HAbibte
@fesang
@Aylakkadin
@ssevilll
@Boncoboorkodos
@Kurk Mantosuz Madonna
@AnnE Shirley
@Emine1990
@Atalanteda
@Gelincik78
berresuu berresuu
@yet07
Iyi aksamlar canlarim opuyorum guzel yanaklarinizdan 😚😚
 
Herkese iyi akşamlar 🥰
❤Frankenstein ❤
Romanın başkahramanı tıp öğrencisi Victor Frankenstein ölümsüzlüğe ulaşabilmek için simyadan ,elektrik gücünden v.s yararlanıp çeşitli deneyler yaparak kendince bir insan yaratmaya karar verir. Üstün bir insan yapmayı hayal etmişken bir ucube oluşturduğunu görür ve ondan kaçar . Yaratık ise sevgiye açtır ve yaratıcısın onu neden terkettiğini ve insaların ondan neden korktuğunu anlamlandıramaz ve kötülüğe kötülükle karışlık verir. Halbuki onun tek istediği biraz şefkatti ve insanlar ona nasıl davranırsa o da aynıyla karşılık verecekti. Insanlar gülü değil dikeni görmeyi tercih etti ve yaratık da dikenini batırdı. Halbuki gülün kendisini görselerdi o da gülistan olabilirdi .
 
Şöyle bir alıntı vardı kitapta :
"Sevgi uyandiramıyorsam korku salacağım ,özellıkle de sana. Çünkü söndürülmez bir nefret duyuyorum yaratıcıma"
Ben genel olarak kitabı sevdim. O dönem okuduğum bütün kitaplarda benzer durumlar vardı. Sevilmeyip dışlanan birinin canavara dönüşmesi. Canavarın ağzından okuduğumuz için kitabı o çaresizlik ve yalnızlık hissini çok net hissedebildim
 
Şöyle bir alıntı vardı kitapta :
"Sevgi uyandiramıyorsam korku salacağım ,özellıkle de sana. Çünkü söndürülmez bir nefret duyuyorum yaratıcıma"
Ben dipsiz bir sefaletin içinde kıvranırken, sen mutlu mu olacaksın? demişti. Ah valla hâlâ tüylerim diken diken olur hatırlarken, çok güzel bir kitaptı.
 
Ben genel olarak kitabı sevdim. O dönem okuduğum bütün kitaplarda benzer durumlar vardı. Sevilmeyip dışlanan birinin canavara dönüşmesi. Canavarın ağzından okuduğumuz için kitabı o çaresizlik ve yalnızlık hissini çok net hissedebildim
Quasimodo ile bagdaşturdim ben. O da görüntüsünden dolayı insaların nefret ettiği biriydi ama içindeki güzelliği kimse goremedi
 
Bir de bu kitapta ben kendimde şunu farkettim victorun ya da başka bir kahramanin gözüyle değil yaratığın gözüyle empati kurarak okudum kitabı. Bu arada yaratık diyorum ama adı yoktu değil mi ben isim olduğunu hatırlayamadım
 
Bir de bu kitapta ben kendimde şunu farkettim victorun ya da başka bir kahramanin gözüyle değil yaratığın gözüyle empati kurarak okudum kitabı. Bu arada yaratık diyorum ama adı yoktu değil mi ben isim olduğunu hatırlayamadım
Yoktu canım ismi canavar ve yaratık diye geçiyordu. Zaten kitabın bu kadar iyi kurgulanması victor’un geri planda kalıp yaratığın ön plana çıkması bence
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
X