Son Ada / Livaneli
Kendilerine yaşanılır bir dünya kurmak için şehir hayatından izole olmuş, çam fıstıklarını satarak, balıkçılık yapıp küçük bahçelerinde ektikleri sebzelerle yaşamlarını idame ettiren , akşamları toplaşıp müzik ve sohbetler eşliğinde vakit geçiren kendi hallerinde 40 haneli mütevazı ve dingin bir ada düşünün..Bir gün bu adaya emekli olmuş diktatör eski bir devlet başkanı gelir ve kendi rantı için başta martılar ve ağaçlar olmak üzere adadaki doğayı ve hayvanları katleder, ekolojik dengenin alt-üst olmasına sebeb olur.
Livaneli bu kitabında Adada ilk zamanlar hakim olan huzurdan başlayarak sonra bozulan düzeni haklı isyanı ve isyan etmeyip gözyumanların yaşadıklarını tumturaklı olmayan gayet düz bir anlatımla kronolojik sıralamaya riayet ederek yine çok muhteşem anlatmış. Yazarımız kahramanların isimlerini vermemiş ,şahısları kapı numaralarına göre adlandırmış .Yer ve zaman bakımından da anlamsal bir boşluk bırakıp okurun somutlastırmasını sağlaması da ayrıca hoşuma gitti.
Kitabı hem biçim hem içerik olarak çok çok beğendim. Kendimce de epey ders çıkardım. Kitabi okuyan herkes gibi elbette ben de başkana çok kızdım ama benim asıl kızdığım başkandan ziyade ada halkı. Doğa, hayvanlar ve dolayısıyle de kendi hayatları katledilirken hep sessiz kalmaları, yapılan zulmü kabullenmeleri.. Despotlar ve distopya her cağda her coğrafyada olmuş ve olacaktır da. Aslolan " Haksızlığa karşı susmak zulme ortak olmaktır " şiarıyla hareket edip elden geldiğince sözlü yada fiziksel olarak direnç göstermektir..Ama yazar ve bir iki kişi dışında adada bunları protesto eden olmadı.
İlkemiz ' hayvanları sev, doğayı koru. Sevgi ve barıştan yana ol '. Tüm dünya insalarına huzurlu bir gelecek umudumuz
" Bir yerde kötülük varsa oradaki herkes biraz suçludur "
"Kitap okumak karın doyurmuyor ancak karnı tok beyni boş insanlardan çektiğiniz kadar hiç kimseden çekmedik "
"Yasak tanımaz rüzgar
Zincir vurulmaz martıya
Bir de insan kalbine.. "