- 12 Temmuz 2006
- 35.010
- 30.365
- 60
20'li yaşlarda hormonlar:
Kadın: Bu dönem genç kızlıktan kadınlığa geçiş dönemidir. 10 lu yaşların başında bir kız çocuğunun bedeni ergenlik çağına girişin etkisiyle gelişir. Beyin alt kısımındaki hipofiz bezinden gelen luteinize edici hormona (LH) ait sinyaller kız çocuğunun yumurtalıklarını uyarır. Kadınlık hormonu östrogen ufak miktarlarda salgılanmaya başlar. Sekiz yaşında cinsel bölgede kıllanma, dokuz yaşında göğüslerde tomurcuklanma başlar. Ergenliğe ilk adımlarını atan kız çocuğunun 10 yaşından itibaren boyu hızla artar. Memeleri büyür ve kalçaları yuvarlaklaşır. Bu aşamada boy büyümesi ve vucüt gelişimi tamamlanmıştır. Rahim ve döl yolları büyür. Gelişimin son noktası genç kızın ilk adetini görmesidir. İlk adet 11 ve 16 yaşları arasında herhangi bir zamanda olabilir. Başlangıç yıllarında adetler düzensiz olur. Ara kanamalar olabilir. Kadınlık hormonunun salgısı yerine oturdukça adetler düzene girmeye başlar. Bu evrede artık boy uzaması durur. Kemik gelişimi tamamlanmıştır. Bu kritik evrede hatalı beslenme veya hormon dengesizliği boyun kısa kalmasına ve gelecek yaşlarda osteoporoza yol açar.
Erkek: Erkek çocuğunda adolesan dönemi hipofizden salgılanan LH hormonunun yumurtalıklardan erkeklik hormonu testosteronu uyarması ve yine hipofizden salgılanan FSH'nın sperm üretim sinyalini vermesiyle başlar. Erkek çocuğunda on yaşlarında cinsel bölgede kıllanma, yumurtalılarda büyüme başlar. Ses kalınlaşmaya, genç erkeğin yüzünde sivilceler çıkmaya başlar. Erkek çocuklarında boy büyümesi daha geçtir. Onbir yaşından itibaren hızlı ergenlik boy uzaması başlar ve gelişim 18 yaşında dek devam eder. Sakal ve bıyıklar çıkar. Kaslar ve kemikler gelişir. 20 li yaşlara girildiğinde erkek fiziksel ve cinsel gücünün doruklarındadır ancak psikolojik olgunluğa erişmesi için birçok tecrübe yaşaması gereklidir.
30'lu yaşlarda hormonlar:
Kadın: Hayatın en yoğun tempolu yaşandığı 30'lu yaşlarda, vücut daha fazla yorulmaya başlıyor ve buna bağlı olarak seks hormonları da düzensiz salgılanmaya başlıyor. Örneğin, adet öncesi dönem bazı kadınlar için 20'li yaşlarda ağrısız geçerken, 30'lu yaşlara gelindiğinde fazla stresli bir iş veya evlilik yüzünden ağrılı geçebiliyor. Bu yaşlarda cinsel arzularınız testosteron hormonun kontrolü altında olmasına rağmen, östrojen cinsel ilişki sırasında kadının en çok ihtiyaç duyduğu hormondur. Bu yaşlarda kadınlar cinselliği doyasıya ve özgürce yaşamanın tadına varırlar, düzenli bir seks hayatları vardır. İstatistikler, haftada bir kez cinsel ilişkide bulunan kadınların kandaki östrojen seviyelerinin yükseldiğini gösteriyor. 30'lu yaşların ortalarından sonlarına doğru hormonların düzensizleşmesi nedeniyle, adet dönemi öncesi sıkıntıları artıyor. Başağrıları, sinirlilik, huzursuzluk ve tahammülsüzlük gitgide artan dozlarda görülmeye başlıyor. Migreni bulunan kadınların yüzde 60'ı bu dönemde migren krizine tutuluyor.
20'li yaşların sonu 30'lu yaşların başı hamilelik için en uygun dönemdir. Eğer kendinizi bebek yapmaya hazır hissediyorsanız ilk yapmanız gereken ayrıntılı bir check-up'tır. Vagina ve rahim elle muayene edilmeli, kan idrar, şeker ve guatr testleri yapılmalıdır. Fazla kilolarınız var ise bunlardan kurtulmak için bir an önce pehrize girmelisiniz. Bu görüşmede doktorunuz aşılarınızın eksiksiz olup olmadığını da kontrol etmelidir. Hamilelik öncesi ne kadar sağlıklı ve ideal kilodaysanız hamileliğiniz de o kadar rahat geçecektir. Önce sigarayı bırakmalı, spor yapmalı, sağlıklı bir beslenme düzeni geliştirmeli, her gün sekiz bardak su içmeli, vitamin takviyesi yapmalı, kahve ve çay tüketiminizi azaltmalısınız. Olimpiyatlara hazırlanan bir sporcu gibi vucüdunuzu hamileliğe hazırlamalısınız.
Erkek: 30'lu yaşlarda erkekler cinsel açıdan platoya girerler. Hormon düzeylerinde ne artma ne de azalma vardır. Bu dönem bir çok erkeğin babalık duygusunu ilk kez tattığı anı içerir. Erkekler 30'lu yaşlarda günümüzün sert hayat mücadelesinin stresi ile karşı karşıyadırlar. Sporu bırakmışlardır. Sinirlerini yemek yiyerek veya içki ile dağıtmaya çalışırlar. Stres ve obezite testislerden salgılanan testosteron düzeyini düşürür. Sigara kullanımı damarları büzüp, dolaşımı engelleyerek penisin cinsel ilişki sırasında yeterince sert olamamasına neden olur. 30'lu yaşlarda karşılaşılan bir çok olumsuzluklara rağmen genelde erkeğin vucüdu dinç, testosteronu yeterli, sperm sayıları bir kadını dölleyecek düzeydedir. Ancak günümüzün tempolu yaşamına dayanamayanlarda iktidarsızlık ve kısırlık sorunları belirir.
40'lı yaşlarda hormonlar:
Kadın: Günümüzde insan yaşı 80'e dek uzadığı için 40'lı yaşların sağlıklı geçirilmesi yaşlılık döneminin sorunsuz geçmesi için özel bir önem taşımaktadır. Bu dönemde yumurtalıklar daha az östrogen üretmeye başlar. Cinsel isteksizlik, ani duygu değişiklikleri, çabuk sinirlenme, adetin süresinin ve kanamasının azalması başlar. Bunlar vucüdunuzda hormon değişimlerinin olduğunu gösteren sinyallerdir. Ancak menopoza girmenize daha on yıl vardır ve bu dönem premenopoz dönemidir. Premenopozda (menopoz öncesi dönem) sıcak basmaları, terleme, uykusuzluk, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, çabuk sinirlenme, vaginal kuruluk hissedebilirsiniz. Ancak her kadının premenopoz tecrübesi farklıdır. Bazıları sadece sıcak basması ve terleme hissederken, bazılarında duygusal değişiklikler ön plandadır, bazıları ise hiç bir şey hissetmeden sağlık ve esenlikle bu evreyi atlatabilir. Doç. Dr. Selçuk Can bu dönemde bir endokrinoloji yani hormon uzmanına başvurmanızın hormonal durumunuzu belirlemede ve tedavinizin başlatılması bağlamında kritik olduğunu söyledi. Endokrinoloji uzmanı ile sağlık problemlerinizi konuşurken açık ve rahat olmalısınız, böylelikle menopoz öncesi semptomları anlamada ve belirtilerle mücadelede daha başarılı olursunuz. Doğum kontrol hapları hormon dengesizliğine bağlı uykusuzluk, irritabilite, vaginal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı gibi belirtileri geçirirler, aşırı adet kanaması olanların kanama miktarını azaltırlar. Aşırı kan kaybı demir eksikliği yaratıp kansızlığa yol açtığı için bu dönemde doğum kontrol hapının faydaları önem kazanmaktadır. Menopoz esnasında hormon kullanımının meme kanserini attırdığı bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Özellikle ailesinde meme kanseri olanlar ve daha önce meme kanseri geçirenler östrogen tedavisi alır ise meme kanserine yakalanma riski artar. Menopoz sonrasındaki dönem kemik kaybının en yoğun olduğu, osteoporozun başladığı dönemdir. Menopoz esnasında vucütta insülin direnci oluşur. Kilo artışı başlar, iyi kolesterol HDL düzeyi düşer, kötü kolesterol LDL düzeyi artar. Şeker hastalığı bu dönemde açığa çıkabilir. Tansiyon yüksekliği başlar. Kalp hastalığı menopozdan sonra daha sık başgösterir. Günümüzdeki menopoza ulaşan kadınlar annelerinin menopoz dönemindekinden çok daha değişik hayat standartlarına sahipler. Bu sağlık alanında da geçerlidir. Hormon tedavisi alanlar kemik kaybını %50 oranında azaltırlar ancak en son araştırmalar östrogen tedavisi alan kadınlarda kalp hastalığı ve felç gelişme riskinin daha fazla olduğunu göstermiştir. Eğer bir kadında karaciğer hastalığı, bacakta veya ciğerde kan pıhtısı, vaginal kanama, daha önce geçirilmiş meme kanseri, kalp hastalığı, rahim kanseri ve şeker hastalığı varsa o kadın hormon tedavisi almamalıdır. Bu dönemde osteoporozu önlemek için günde 1000 mg kalsiyum ve 400 ünite D vitamini alınmalı, aerobik, koşu ve yürüyüş gibi egzersizler yapılmalıdır.
Erkek: Erkekler yaşlandıkça erkeklik hormonunu üretme kapasiteleri düşer. Genç erkeklerde testosteron düzeyi sabah maksimum düzeyde iken yaşlı erkelerin sabahları testosteronu daha azdır. Bu yüzden enerji ve seks gücünde azalma görülür. Testislere spor esnasında veya bir trafik kazasında gelen darbeler, infeksiyon, radyasyon gibi dış faktörler erkeklerde seks gücünü azaltır. Hipofiz tümorleri ve prolaktin yüksekliği de testosteron salgısını azaltır. Ancak testosteronu düşüren en sık neden günlük kulanılan ilaçlardır. Özellikle 40'lı yaşlarda yoğun tüketilen tansiyon, kalp ve ülser ilaçları erkeklik gücünü olumsuz etkiler. Bu sırada çıkabilecek şeker hastalığıda damarları tıkayıp seks hayatını söndürebilir. Ekonomik ve sosyal açıdan refaha ulaşan, mesleğinin zirvesine yerleşen 40'lı yaşlardaki erkek için en büyük problem sağlıktır.
Hormonlarınız yoldan çıkarsa:
Kadın: Kadının narin bünyesi hormon dengesizliğine erkekten daha meyillidir. Metropolitan Florence Nigtingale Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Doçent Dr. Selçuk Can kadınlarda gördüğü en önemli iki hormon problemin polikistik over hastalığı ve prematür menopoz olduğunu belirtti. Kadının seks hormonları her ay sistemli bir şekilde salgılanıyor. Ancak fizyolojik ve psikolojik nedenlerden dolayı hormonlar dengesizleşebiliyor. Yüzde kıllanma, sivilceler, düzensiz adet görme ve hamile kalamama durumu androgenlerin fazla miktarda çalıştığının göstergesidir. Yumurtlama olmaz ve overlerde onlarca irili ufaklı kistler belirir. Bu hastalığa polikistik over hastalığı denilir. Bu kistler erkeklik hormonu testosteronun fazla salgılanmasına neden olur. Adetlerin arası açılır, ara kanamalar başlar. Yüz, sırt, meme, bel ve bacakta sert, siyah erkeksi kıllar belirir. Bu hormon dengesizliği kısa zamanda fazla şimanlayan veya ailesinde şeker hastalığı olanlarda görülür. Hormon tedavisi ve zayıflama programı ile problem çözümlenebilir.
İş hayatında başarılara imza atan dinamik profesyonel kadınların korkulu rüyası prematür menopozdur. Normalde menopoz yaşı 52'dir. Ancak günümüzde iş hayatının kuralcı ve baskıcı yaklaşımı sonucu bir çok kadın geç evleniyor ve daha çocuk bile doğuramadan 30'lu yaşlarda erken menopoza giriyor. Bir kadının 40 yaşından önce adetten tamamen kesilmesi prematür yani erken menopozdur. Bu durum bağışıklık sisteminin seks hormonları üreten üreme sistemi ile ters bir reaksiyona girmesi ve yumurtalıkların tahribatı ile olur. Erken menopozda yoğun stres, toksik maddeler ve genetik faktörler rol oynar. Erken menopoz geçiren kadının günümüzün ileri tıp teknolojisinin imkanları ile dahi hamilelik şansı yoktur.
Erkek: Bir erkeğin başına gelebilecek en kötü sendromlardan biri testosteron düzeyinin düşmesidir. Erkeklerde düşük testosteron sevişme isteğinin azalmasına, sperm sayısının düşmesine, penisin sertleşmesinin azalmasına sebep olur. Testosteronu az olan erkeklerin göğüsleri büyümeye başlar. Vucütta testosteron salgısının durduğu evreye andropoz denilir. Erkekler de menopoza giren kadınlar gibi andropoza girdiklerinde sıcak basmaları, konsantrasyon güçlüğü, depresyon hissederler. Bazen testosteron azlığı ani ve çok ağır olur. Bu durumda sakal ve bıyıkların uzaması durur, kas gücü azalır ve kemik erimesi başlar. Ses kalitesi incelir. Hayalar yumuşar ve ufalır. Testosteronun erkek olmanın mücadeleci ruhunda rolü büyüktür. Testosteron düzeyi düşen erkekler çok daha uysal olurlar.
kaynak:endokrinoloji.com
Kadın: Bu dönem genç kızlıktan kadınlığa geçiş dönemidir. 10 lu yaşların başında bir kız çocuğunun bedeni ergenlik çağına girişin etkisiyle gelişir. Beyin alt kısımındaki hipofiz bezinden gelen luteinize edici hormona (LH) ait sinyaller kız çocuğunun yumurtalıklarını uyarır. Kadınlık hormonu östrogen ufak miktarlarda salgılanmaya başlar. Sekiz yaşında cinsel bölgede kıllanma, dokuz yaşında göğüslerde tomurcuklanma başlar. Ergenliğe ilk adımlarını atan kız çocuğunun 10 yaşından itibaren boyu hızla artar. Memeleri büyür ve kalçaları yuvarlaklaşır. Bu aşamada boy büyümesi ve vucüt gelişimi tamamlanmıştır. Rahim ve döl yolları büyür. Gelişimin son noktası genç kızın ilk adetini görmesidir. İlk adet 11 ve 16 yaşları arasında herhangi bir zamanda olabilir. Başlangıç yıllarında adetler düzensiz olur. Ara kanamalar olabilir. Kadınlık hormonunun salgısı yerine oturdukça adetler düzene girmeye başlar. Bu evrede artık boy uzaması durur. Kemik gelişimi tamamlanmıştır. Bu kritik evrede hatalı beslenme veya hormon dengesizliği boyun kısa kalmasına ve gelecek yaşlarda osteoporoza yol açar.
Erkek: Erkek çocuğunda adolesan dönemi hipofizden salgılanan LH hormonunun yumurtalıklardan erkeklik hormonu testosteronu uyarması ve yine hipofizden salgılanan FSH'nın sperm üretim sinyalini vermesiyle başlar. Erkek çocuğunda on yaşlarında cinsel bölgede kıllanma, yumurtalılarda büyüme başlar. Ses kalınlaşmaya, genç erkeğin yüzünde sivilceler çıkmaya başlar. Erkek çocuklarında boy büyümesi daha geçtir. Onbir yaşından itibaren hızlı ergenlik boy uzaması başlar ve gelişim 18 yaşında dek devam eder. Sakal ve bıyıklar çıkar. Kaslar ve kemikler gelişir. 20 li yaşlara girildiğinde erkek fiziksel ve cinsel gücünün doruklarındadır ancak psikolojik olgunluğa erişmesi için birçok tecrübe yaşaması gereklidir.
30'lu yaşlarda hormonlar:
Kadın: Hayatın en yoğun tempolu yaşandığı 30'lu yaşlarda, vücut daha fazla yorulmaya başlıyor ve buna bağlı olarak seks hormonları da düzensiz salgılanmaya başlıyor. Örneğin, adet öncesi dönem bazı kadınlar için 20'li yaşlarda ağrısız geçerken, 30'lu yaşlara gelindiğinde fazla stresli bir iş veya evlilik yüzünden ağrılı geçebiliyor. Bu yaşlarda cinsel arzularınız testosteron hormonun kontrolü altında olmasına rağmen, östrojen cinsel ilişki sırasında kadının en çok ihtiyaç duyduğu hormondur. Bu yaşlarda kadınlar cinselliği doyasıya ve özgürce yaşamanın tadına varırlar, düzenli bir seks hayatları vardır. İstatistikler, haftada bir kez cinsel ilişkide bulunan kadınların kandaki östrojen seviyelerinin yükseldiğini gösteriyor. 30'lu yaşların ortalarından sonlarına doğru hormonların düzensizleşmesi nedeniyle, adet dönemi öncesi sıkıntıları artıyor. Başağrıları, sinirlilik, huzursuzluk ve tahammülsüzlük gitgide artan dozlarda görülmeye başlıyor. Migreni bulunan kadınların yüzde 60'ı bu dönemde migren krizine tutuluyor.
20'li yaşların sonu 30'lu yaşların başı hamilelik için en uygun dönemdir. Eğer kendinizi bebek yapmaya hazır hissediyorsanız ilk yapmanız gereken ayrıntılı bir check-up'tır. Vagina ve rahim elle muayene edilmeli, kan idrar, şeker ve guatr testleri yapılmalıdır. Fazla kilolarınız var ise bunlardan kurtulmak için bir an önce pehrize girmelisiniz. Bu görüşmede doktorunuz aşılarınızın eksiksiz olup olmadığını da kontrol etmelidir. Hamilelik öncesi ne kadar sağlıklı ve ideal kilodaysanız hamileliğiniz de o kadar rahat geçecektir. Önce sigarayı bırakmalı, spor yapmalı, sağlıklı bir beslenme düzeni geliştirmeli, her gün sekiz bardak su içmeli, vitamin takviyesi yapmalı, kahve ve çay tüketiminizi azaltmalısınız. Olimpiyatlara hazırlanan bir sporcu gibi vucüdunuzu hamileliğe hazırlamalısınız.
Erkek: 30'lu yaşlarda erkekler cinsel açıdan platoya girerler. Hormon düzeylerinde ne artma ne de azalma vardır. Bu dönem bir çok erkeğin babalık duygusunu ilk kez tattığı anı içerir. Erkekler 30'lu yaşlarda günümüzün sert hayat mücadelesinin stresi ile karşı karşıyadırlar. Sporu bırakmışlardır. Sinirlerini yemek yiyerek veya içki ile dağıtmaya çalışırlar. Stres ve obezite testislerden salgılanan testosteron düzeyini düşürür. Sigara kullanımı damarları büzüp, dolaşımı engelleyerek penisin cinsel ilişki sırasında yeterince sert olamamasına neden olur. 30'lu yaşlarda karşılaşılan bir çok olumsuzluklara rağmen genelde erkeğin vucüdu dinç, testosteronu yeterli, sperm sayıları bir kadını dölleyecek düzeydedir. Ancak günümüzün tempolu yaşamına dayanamayanlarda iktidarsızlık ve kısırlık sorunları belirir.
40'lı yaşlarda hormonlar:
Kadın: Günümüzde insan yaşı 80'e dek uzadığı için 40'lı yaşların sağlıklı geçirilmesi yaşlılık döneminin sorunsuz geçmesi için özel bir önem taşımaktadır. Bu dönemde yumurtalıklar daha az östrogen üretmeye başlar. Cinsel isteksizlik, ani duygu değişiklikleri, çabuk sinirlenme, adetin süresinin ve kanamasının azalması başlar. Bunlar vucüdunuzda hormon değişimlerinin olduğunu gösteren sinyallerdir. Ancak menopoza girmenize daha on yıl vardır ve bu dönem premenopoz dönemidir. Premenopozda (menopoz öncesi dönem) sıcak basmaları, terleme, uykusuzluk, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, çabuk sinirlenme, vaginal kuruluk hissedebilirsiniz. Ancak her kadının premenopoz tecrübesi farklıdır. Bazıları sadece sıcak basması ve terleme hissederken, bazılarında duygusal değişiklikler ön plandadır, bazıları ise hiç bir şey hissetmeden sağlık ve esenlikle bu evreyi atlatabilir. Doç. Dr. Selçuk Can bu dönemde bir endokrinoloji yani hormon uzmanına başvurmanızın hormonal durumunuzu belirlemede ve tedavinizin başlatılması bağlamında kritik olduğunu söyledi. Endokrinoloji uzmanı ile sağlık problemlerinizi konuşurken açık ve rahat olmalısınız, böylelikle menopoz öncesi semptomları anlamada ve belirtilerle mücadelede daha başarılı olursunuz. Doğum kontrol hapları hormon dengesizliğine bağlı uykusuzluk, irritabilite, vaginal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı gibi belirtileri geçirirler, aşırı adet kanaması olanların kanama miktarını azaltırlar. Aşırı kan kaybı demir eksikliği yaratıp kansızlığa yol açtığı için bu dönemde doğum kontrol hapının faydaları önem kazanmaktadır. Menopoz esnasında hormon kullanımının meme kanserini attırdığı bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Özellikle ailesinde meme kanseri olanlar ve daha önce meme kanseri geçirenler östrogen tedavisi alır ise meme kanserine yakalanma riski artar. Menopoz sonrasındaki dönem kemik kaybının en yoğun olduğu, osteoporozun başladığı dönemdir. Menopoz esnasında vucütta insülin direnci oluşur. Kilo artışı başlar, iyi kolesterol HDL düzeyi düşer, kötü kolesterol LDL düzeyi artar. Şeker hastalığı bu dönemde açığa çıkabilir. Tansiyon yüksekliği başlar. Kalp hastalığı menopozdan sonra daha sık başgösterir. Günümüzdeki menopoza ulaşan kadınlar annelerinin menopoz dönemindekinden çok daha değişik hayat standartlarına sahipler. Bu sağlık alanında da geçerlidir. Hormon tedavisi alanlar kemik kaybını %50 oranında azaltırlar ancak en son araştırmalar östrogen tedavisi alan kadınlarda kalp hastalığı ve felç gelişme riskinin daha fazla olduğunu göstermiştir. Eğer bir kadında karaciğer hastalığı, bacakta veya ciğerde kan pıhtısı, vaginal kanama, daha önce geçirilmiş meme kanseri, kalp hastalığı, rahim kanseri ve şeker hastalığı varsa o kadın hormon tedavisi almamalıdır. Bu dönemde osteoporozu önlemek için günde 1000 mg kalsiyum ve 400 ünite D vitamini alınmalı, aerobik, koşu ve yürüyüş gibi egzersizler yapılmalıdır.
Erkek: Erkekler yaşlandıkça erkeklik hormonunu üretme kapasiteleri düşer. Genç erkeklerde testosteron düzeyi sabah maksimum düzeyde iken yaşlı erkelerin sabahları testosteronu daha azdır. Bu yüzden enerji ve seks gücünde azalma görülür. Testislere spor esnasında veya bir trafik kazasında gelen darbeler, infeksiyon, radyasyon gibi dış faktörler erkeklerde seks gücünü azaltır. Hipofiz tümorleri ve prolaktin yüksekliği de testosteron salgısını azaltır. Ancak testosteronu düşüren en sık neden günlük kulanılan ilaçlardır. Özellikle 40'lı yaşlarda yoğun tüketilen tansiyon, kalp ve ülser ilaçları erkeklik gücünü olumsuz etkiler. Bu sırada çıkabilecek şeker hastalığıda damarları tıkayıp seks hayatını söndürebilir. Ekonomik ve sosyal açıdan refaha ulaşan, mesleğinin zirvesine yerleşen 40'lı yaşlardaki erkek için en büyük problem sağlıktır.
Hormonlarınız yoldan çıkarsa:
Kadın: Kadının narin bünyesi hormon dengesizliğine erkekten daha meyillidir. Metropolitan Florence Nigtingale Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Doçent Dr. Selçuk Can kadınlarda gördüğü en önemli iki hormon problemin polikistik over hastalığı ve prematür menopoz olduğunu belirtti. Kadının seks hormonları her ay sistemli bir şekilde salgılanıyor. Ancak fizyolojik ve psikolojik nedenlerden dolayı hormonlar dengesizleşebiliyor. Yüzde kıllanma, sivilceler, düzensiz adet görme ve hamile kalamama durumu androgenlerin fazla miktarda çalıştığının göstergesidir. Yumurtlama olmaz ve overlerde onlarca irili ufaklı kistler belirir. Bu hastalığa polikistik over hastalığı denilir. Bu kistler erkeklik hormonu testosteronun fazla salgılanmasına neden olur. Adetlerin arası açılır, ara kanamalar başlar. Yüz, sırt, meme, bel ve bacakta sert, siyah erkeksi kıllar belirir. Bu hormon dengesizliği kısa zamanda fazla şimanlayan veya ailesinde şeker hastalığı olanlarda görülür. Hormon tedavisi ve zayıflama programı ile problem çözümlenebilir.
İş hayatında başarılara imza atan dinamik profesyonel kadınların korkulu rüyası prematür menopozdur. Normalde menopoz yaşı 52'dir. Ancak günümüzde iş hayatının kuralcı ve baskıcı yaklaşımı sonucu bir çok kadın geç evleniyor ve daha çocuk bile doğuramadan 30'lu yaşlarda erken menopoza giriyor. Bir kadının 40 yaşından önce adetten tamamen kesilmesi prematür yani erken menopozdur. Bu durum bağışıklık sisteminin seks hormonları üreten üreme sistemi ile ters bir reaksiyona girmesi ve yumurtalıkların tahribatı ile olur. Erken menopozda yoğun stres, toksik maddeler ve genetik faktörler rol oynar. Erken menopoz geçiren kadının günümüzün ileri tıp teknolojisinin imkanları ile dahi hamilelik şansı yoktur.
Erkek: Bir erkeğin başına gelebilecek en kötü sendromlardan biri testosteron düzeyinin düşmesidir. Erkeklerde düşük testosteron sevişme isteğinin azalmasına, sperm sayısının düşmesine, penisin sertleşmesinin azalmasına sebep olur. Testosteronu az olan erkeklerin göğüsleri büyümeye başlar. Vucütta testosteron salgısının durduğu evreye andropoz denilir. Erkekler de menopoza giren kadınlar gibi andropoza girdiklerinde sıcak basmaları, konsantrasyon güçlüğü, depresyon hissederler. Bazen testosteron azlığı ani ve çok ağır olur. Bu durumda sakal ve bıyıkların uzaması durur, kas gücü azalır ve kemik erimesi başlar. Ses kalitesi incelir. Hayalar yumuşar ve ufalır. Testosteronun erkek olmanın mücadeleci ruhunda rolü büyüktür. Testosteron düzeyi düşen erkekler çok daha uysal olurlar.
kaynak:endokrinoloji.com