Her şey hayal ettiğim gibi oluyor. Çok Şükür.

Mesleki işlerlayıkıyla yapıldı sayılır. Daha da iyi olabilirdi sankim, şöyle bir düşündüm de. Haftasonu duygu patlaması yaşadım, söylediklerime ben bile inanamadım.Bu hafta içinde hep benim kontrolüm dışında olan gelişmeler oldu ama ben hep stabildim, çok sakindim. Kendime ARTT tekniği uyguluyorum, çok entrans görüntülere rastlıyorum. Faydası olacak inşallah. Ummadığım, bilmediğim, unuttuğumu sadığım yanlışlarımı gün yüzüne çıkartıp bedenimden bu duyguları çıkartıyorum sevgili Yaradanım, senin sayende, senin izninle.
Şüvan hissettiğim değerlendirmem: (ARTT değerlendirmemi yapmıyorum, çünkü bir çok şeyi nötrledim.)
Uzun bir süredir ben bende değilim, benim bende olduğum zamanı hatırlamıyyorum, sanki bana emanet bir yaşamı yürüyor gibiyim. Rol yapmıyorum ama bazen sanki bana biçilmiş bir rolu oynuyor gibiyim. Gelecekle ilgili bir çok kişi gibi hırsımı, azmimi kaybettim. Yani bir bilinmezliğe sürekleniyor gibiyim. Anı pek yaşayamıyorum. Ya geçmişe kayıyordum yada o anı kurtarmaya bakıyordum. Kurtaramadığımda uykuda çare arıyordum. Tabi ibadetlerimde de çare aramak istiyordum ama hep bir engel, ne namaz sonrası dua yapmaya fırsatım oluyor ne bir şey istemeye heyacanım. Bir erteleme huyu almış gidiyor ailece. Sadece en küçük üyemizin erteleme sorunu yok, O ise bizi çok da silkeleyemiyor. Henüz boyu kadar gücü. Düşündüm de boyunu milyon aşıyor be gücü, maşallah berakAllah. Beni çok iyi idame ediyor kerata.
Büyüğü kadar da enerjik değiliz ebeyn olarak. Onunda enerjisini doğru yönlendiremiyoruz. Henüz sevgi depolarını fullemeyi bırak yarılayamadığımı anladım. Bu kendime kızmalarımı bırakıp güzel eylemlere dönüştürmeliyim.Alışacağım kuzum sana da, bir çok durumunu hareketini normal karşılamayı seçiyorum. Seviyorum kuzum seni çok.
Biricik, çok sevgili, devasa Yaradanım, seni çok sevdiğimi söylemiş miydim daha önce? Bu ruhundan üflenmiş, aydınlanmaya çalışan kulun; kalıtsal kalıplarından, tüm başarısızlıklarından, gereksiz utangaçlıklarından, geçmiş ve gelecek hayal kırıklarından kurtulup olumlu, heyacanlı, başarılarla dolu, aydınlanmaya, bilgi birikimine kavuşmaya çalışmayı seçiyor. Senden başka kim anlayabilir beni? Senden başka kim bana yardımcı olabilir? Desteğinle az zamanla çok başarıyı seçiyorum. Seviyorum seni demiş miydim? Seviyorum seni ya Habib.
 
Son düzenleme:
Değişik durumlar içerusundeyum.
Güzel işler de çıktı bu süre içinde, ufak tefek değişimler de oldu.
Daha da iyi olcek inşaaallah.
Hayallerimin peşindeyim. Biraz birinin beni iteklemesine ihtiyacım var, ama pozitif pozitif haaa!
Yok öyle lafı koyup, tekme atmak.
Sevgili Yaradanım, sana çok mahcubum, metamorfoz geçiriyorum resmen..
Eeee herşeyi biliyorsun işte, ne anlatayım şimdi.
Боже мой, я люблю тебя
 
Aşk ve sevgi kavramları farklı. Aşkta çaba sarfetmeden, fiziksel özelliğe, belki bir bakışa duruşa bakarak yoğun duygular hissedilir, zaten aşkın ömrüne en fazla iki üç yıl deniliyor. Sevgi ise emek ister, aynı dili konuşan eşler daha iyi anlaşıyor diyor çeşitli kaynaklar.
Eşim bana ilk görüşte aşık olmuş, ben ise ona aşık olmamıştım o zamanlar. Yeni evliyken bana yine aşkını itiraf ederken "keşke ben de sana aşık olsaydım!" deme gafletinde bulunmuştum. Halen benim onu sevmediğime inanıyor, çok sevgili eşim. Ama amaa ben çok seviyorm eşimi, yuvamı, yaahh.
Oysa ki o zamanda bu yana aşk ve sevginin aslında farklı kavramlar olduğunu anlatamadım ona. Çoğu zamanda ilişkimiz hakkında yorumum hep "aynı frekansda değiliz, neden değiliz?" şeklindeydi. Şimdi nedenini anlayabiliyorum. Eşimin baskın sevgi dili fiziksel temas. Bende durduk yere dokunulmaktan hiç hazzetmem. Ve yıllardır bir türlü başka bir işe konsantre iken dokunulmaktan hoşlanmadığımı anlatamadım.
Bu sıralar anladım ki benim sevgi dilim hizmet eylemleri ve kaliteli zaman hatta biraz onaylayıcı kelimeler.
Kaliteli zaman geçirdiğimizde ve eşim onaylayıcı kelimeleri kullanmayı sevdiğinden evliliğimiz yürüyor.
Benim eşime fiziksel temasta bulunmaya alışmam gerek. Çünkü eşimin buna ihtiyacı var, sevgi deposunu o şekile dolduracak. İşte bu konuda kendimi daha geliştirmem lazım. Bir de onaylayıcı kelimeler söylemeyi de acilen geliştirmeye ihtiyacım var. Örnek aldığım birileri var ama işte sürekli yapmak lazım alışkanlık haline getirmek için. Bi başlasam olacak sankim, değil mi hey kendim?
Eşiminde bana ev işleri konusunda, çocuk bakımında daha çok yardımcı olması lazım... Dövüşe çakışa yürümüyor, küsmekle, kısas kısas yapmakla da olmuyor.. Farklı çözümler bulmalıyım.. Ben bir depoyu doldurayım da, ailece kaliteli bir zamana ihtiyacımız var. Bu hafta sonu, hatta bu günden başlayıp depolara şarıl şarıl sevgi akıtayım.
Bu sefer tüm yarattığın mahlukatı seviyorum, be Yaradanım. Çok sevgi dolu gördüm şüvan gendi gendimi.
 
Son düzenleme:
Dün çok güzel bir haber aldım. Teşekkürler, binlerce şükür Yaradanım. Gerekeni gerektiği gibi yapacağım senin yardımınla ya Kayyum. Bu gün okulda kızımın doğum gününü kutladık. Tam bir sürpriz oldu. Çok şükür helalinden faize bulaşmadan gönlümüzden geçeni de verdin. Owww daha çok isteğim var.
 
Bu gün agresifim kompleksliyim. Bu ruh halimi değiştirmek istiyorum. (Yazdıktan sonra değişti bileee)
Haftasonu ctesi dinlenerek, ev işleri ve yemek yapmakla geçti. Dün de ailece dışarda kahvaltı yaptık, geçen hafta çıkamayıca bu güne rezervasyon yapmış çok sevgili eşim. Ama ben evimde dinlenmek istiyordum. Sonra Pazara uğradık. Yine görümcemin eşiyle karşılaştım. Uyanık kocam, oğlumu alıp arabaya geçmişti, poşetleri taşıma alışveriş işi bana kalmıştı. Adamı görünce bir sinir aldı beni,ne bu yine iki kardeşin uyaknılığı diye. Görümcem alışverişi kocasına, eşimde bana yaptırıyor. Bir yıl önce adamı pazarda görünce jetonum düştü. İsyan bayrağını çekmiş, senin yapman lazım diyerek pazar alıverişine pek kendim gitmiyordum. İşte bir şekilde yine ayarlayıp bana yaptırmış oldu alışverişi.
Sonra oturma odasının perde almak için kızımla başka pazara çıktık. Aldığım perdenin boyu tam olmasına rağmen, eni daha uzun olsa iyiolur diye, o kadar yolu tekrar beni geri yolladı, pek sevgili eşim.
Üstüne kayınbabam size geleceğim diye arayıp emri vaki yaptı. Bunu da duyunca, perde değişimden sonra annemi görerek sakinleşmek için anneme gittim, teli evde unutmuşum, annemde evde değil. Ben de kocamdan feyz alıp kendisi çeşitli durumları fırsata çevirir de, kuaföre uğrayıp, saçımın yıprana kısımlarımdan kurtuldum, şimdi kısacık saçlarım var. İkinci fırsat olayı için de yemek işini ona yıkmak istedim. Bu hafta fırın ve kasap kapalı olunca yine iş bana düştü. Sinirimi sakinleştire sakinleştire ki kuaför ve saç olayı beni kesmemiş anlaşılan ,yemeği evde beraber hazırladık. Öyle her yemeği kayınbabam beğenmez. Üstüne babasını görümcem arayıp çaya davet ettirdi. Böyle politik davranmalarına hem hayranım hemde beni saf yerine koymalarına kızgınım hem de çok.
Görümcemin daha 3-4 aylık ikizleri var. Birde kızımdan küçük kızı. Bebişler geldiklerinde uyuyordu,maşallah 4-5 saat uyuyup bir kez uyanmazlar mı, bir inga bile demezler mi! Demediler. İyi ne güzel, anam şöyle durmuyorlarmış, böyle ağlıyorlarmış, haftasonu başka şehire geziye gitmişler, durmayan çocuklarla sonra ilçeye de birine umre ziyaretine gitmişler, o abla da bunlara "Allah yardımcın olsun" demiş. çünkü çok ağlıyormuş.
Yedi, içti tüm sülaleyi çekiştirip gittiler. Ne diymmm helali hoş olsun, kahveme bayağı iyi yorum aldım. Kayınbabam bizde uyudu. Oğlum kalabalıktan hoşlandı, o güzel vakit geçirdi, kızlar diğer odada çok güzel oynadılar. Yorgun argın günü atlattım işte.
Sabah yine kzım kımıldamadan, hadi hadi deyip iş yapmadığından yine başladım eleştireye. Bakıcımda gaza getirince başladım kıyas da yapmaya. Bütün çektiğim çileler bir bir gözüm önüne geldi, o yavrucaklarıda öyle uslu akıllı gördüm yaaa , daha da hiddetlendim ayol. Kızım; o aylarda, sonrasında hatta öncesinde de herşeye ağlardı, bir yere giderdik ağlardı, arabaya binerken ağlardı, biri bize gelir ki herzaman gördüğü kişilere ağlardı, ama sanki biri etini kopartıyor, öyle böyle değil yaniii ağlama krizleri. Off neyse geçti, varlıklarına şükür de, ee artık büyüdün be yavrum, ne merdivenden korkmadan inebiliyorsun, ne yalnız bir yere gidebiliyorsun, halen gündüz tek saniye uyumumuyorsun, uyutmuyorsun. Kendi sorumluluklarını defalarca hatırlamadan yapmıyorsun, bir eşyayı aldırana kadar ömrümü yiyip, aldırdıktan on saniye sonra daha bununla oynamadan olmayanın peşinde koşuyorsun....
On gündür hasta arada dayanayıp ballı zencefil yapıp yedirdim, bu günde süt yaptım hatmi çiçekli, yine mırın kırın. Bir kerede "peki anne" de yani. Bir kere de itiraz etme be kuzum. Baban seni bir doktora götürmeyi akıl etmiyor...Off şiştim..
Karışmayınca da baba kızın rahatlığı beni bitirecek. Mesela ödevinin bir kısmını benim demelerimle Cuma günü yaptı. Cumartesi, Pazar ufak hatırlatmalar haricinde karışmadım. Babası bu gün tam okula giderken soruyor "ödevini bitirdin mi? "diye. Hahh işte bende aldım yine elime sazımı. Şimdi de pişmanım, konuşmlarım için. Bellli ki bunlar değişmeyecek. Ama her seferinde benim dediğime gelmeyip, pişman olmasalar, sorunmluluklarını emrivakilerini bana yüklemeseler, vallahide eleştirmem. Yoruldum yaaaaaa. Yeter daaaa..
Bu gün ne yapılıp yapılmayacağının listesini hazırlayıp, önlerine atacağım. Yapmayanı en ağır şekilde cezalandıracağım. Üzerimden yüklerini artık onlara iade edeceğim.
Kıyas ve eleştiri yaptığım da da kendimi cezalandıracağım.
Şimdi bu haftasonunun sadece iyi yanlarını hatırlayacağım sevgili Yaradanım. Ailece güzel kahvaltı yaparak evde ve dışarda kaliteli vakit geçirdik. Haftasonu görev almadık, eş dostla vakite daha fazla vakit geçiriyoruz artıkın. Evime yeni eşyaların siparişini verdim. Evimde değişimi yaşamaya başlıyor, başladı. Pembiş gelinlerin modası bitiyor, ben son anda ucundan yakalayacağım anlaşılan, şu fon perdeler de gelsinde. Saçlarım kısaldı, bayağı bir imaj yenilemiş oldum. 4 farklı iş arkadaşı ile karşılaştım, hepside iyi yönde saçıma yorum getirdilere. Eeee bir de giyimi kuşamı halledebilsem, iyi olacak. Altı kaval üstü şişhane durumu olabiliyor bazen. Bahhhh, gene eleştiyommm, ahanda ilk cezamı kesiyom, koydum köşeye biraz para. Seviyorum hayatı, dünyayı, hayallerimi, bana verdiğin emanetleri...
Şükür ya Rab bildiğim, bilmediğim tüm nimetlerine..Bolluk ve bereket benimle, çünkü sen benimlesin..
 
Hoşgeldin bilmediğim putlarımdan da ayrılacağım arınma ayı. Bu günler susuzluk ve açlığa dayanıyoruz da uykusuzluğa dayanamıyoruz.Sessiz ve sakinlik taşıyan garip bir huzur var sanki. Duygular gün içinde sürekli değişiyor, olumsuz duygular kısa vadeli oluyor Yaradanım.
Ben yine yeniden kendimde mucizevi bir atak bekliyorum. Bakıyorum bazı takiplediğim hemcinslerim hedeflerini Ramamazandan önceya ayarlayıp bitirmişler. Ne güzel tüm enerjilerini ya çocuklarına ya da ibadetlerine ayırıyorlar. (Gizliden, bilmeden yine kıyas yapmışım, offf.. Eleştiri ve kıyas yaşam biçimimiz, yetiştirilme şeklimiz olmuş, kanıma hücrelerime işlemiş)
Ben yine bildiğin gibiyim. Her olumlu iş az da olsa devamlı şükür ki.
Kuzularım da güzel gelişmeler var. Onlar çabalıyor, gelişiyorlar, ben de daha fazla uğraşmalıyım. Elimden neden daha fazlası gelmesin ki.
Bazı günlerde belli saatlerde hiçbir şey yapmadan geçirdiğim oldu. Yarım günün sonunda hiçbir şey yapmadan geçtiğini görünce kendimi tebrik ettim. Böyle boş boş oturmakta bir başarıher yiğidin harcı değil yani.
Bu başarıdan başka başarılara akmak istiyorum sevgili Yaradanım. İşte beni günün sonunda değil de daha başında "hooop ne yapıyon yaaa, boş işten çevir yüzünü, yeterince iştigaldin artık başka başarılara yelken açmanın vakti geldi" deyip uyaran yollasana. Valla bak, işte o zaman ne edeceğimi ben de merak ettim şimdik.
Belki de testettin, ben de hep onayladım mı nedir? Ya da herşeyi bildiğin için sonucunu da biliyorsun tabi, beni mi denemek istemiyorsun?
Ben değişiyorum, görüyorsun ya hep yandan yandan, güzel güzel.
Accuuk daha yardım bekliyorum. Çok şey mi istiyorum yav!
Bildiğin o güzel duygularım var ya sana karşı, işte o birazcık daha katmerlendi bu günlerde.
Ramazan ayında bize başettiğin bolluk ve bereketten olsa gerek.
 
Son düzenleme:
Arınma ayı ne çabuk gelip gidiyorsun. Kaç yıldır 63-65 kilo arasındaydım. Ne güzel 59 kiloyu gördüm geçen haftalarda. Ne spor ne korseyle bile bu kadar çabuk gitmemişti. Şimdi mazeretliyim, ne yiyeceğimi şaşırdım, tabi iş yerinde bir şey de yenmiyor da. Ne güzel iki öğündü işte.
Spor yapmalıyım lakin eve gidince bir yorgunluk almış başını gidiyor. Ev demek dinlenmek demek sanki. Hafta sonları evle ilgili daha çok iş yapıyorum. Yarın bakıcının son günü, Perşembe'ye izin istedi. Cuma günü gelmesi de çok anlamlı olmayacak. Valla eşimde bende dört gözle çıkmasını bekliyoruz.
İlk anlaşmamız o yöndeydi, geçen yazda iki bakıcı deneyip memnun kalınmayınca bununla idare ettik açıkçası. Eş, çocuk yanında bir de bakıcı sıkıntım vardı. O da ayrı bir stresti şimdi ki durumuma bakınca. Onunla tamamıyla bağımı kesip, karşılanmayan beklentilerimi unutmak istiyorum.
Yeni dönem için kafam karışık. Kreşe göndermeye kıymıyorum oğlumu, kızımla kreş durumunu deneyimledik. Bakıcıda da ayrı ayrı sıkıntıları oluyor. Birde kızımla ilgili çok şikayet geliyor. Kızım okuldan 2 de gelmiş oluyor bakıcıyla 2 yada 2 buçuk saat zaman geçirmiş oluyor. Oğlumdan çok şikayet olmuyor, uyumlu bir çocuk ama evinde de mutlu ama arada gezmek istiyor. Yarım gün öğleden sonra kreş mantıklı, onda da kızımın okul saatiyle çakışması sıkıntılı. Eşimle dönüşümlü bakabiliriz ama bu durumda bizi çok yıpratacak. Şu an bile ev işleri sıkıntı olabiliyor, haftada ya da iki haftada temizlik için yardımcı gelmesine ve evde bakıcı olmasına rağmen.
Aile olarak iyi ve uzun tatile ihtiyacımız var. Tatile çıkamıyoruz benim işlerim bitmesi lazım. Sonrada eşiminki başlıyor.
Bu iki ay düşünmek için iyi fırsat, işimi hızlandırmalıyım. Gönlüme göre, çocuklarla çok iyi ilgilenecek bir bakıcı olsa çok iyi olurdu. Ya da ev işlerine yardım edecek biri. Sürekli yardımcı durumunu da denedim, tecrübeli biri olmazsa zor oluyor, ilk deneyimi olan birine parasıyla da olsa nefsine başkasının işini yemeğini yapmak ağır geliyor, kırılan dökülen eşyalarda cabası. Bir de başkasının da pisikolojini çekmek de gerekiyor, yaşı ileri biri olursa da her gün hastalıkları dinlemek zorunda kalıyorsun.
Haftada bir gün toplu yemek yapacak birini ayarlamıştım önceden. O da sonrasında parayı az buldu. Temizlik için gelen kadar değerlendirip fazladan ücret vermeme rağmen. Temizliğe yardıma gelenle gelip gidiyordu, bende onlarla iş yapıyordum. Beş saatlik işi üç buçuk saate indirdiler. Sonrada fiyatı artırdılar iki hafta sonra. Yumuşak başlı olursan ve emirler yağdırmayıp cazgır olunmayınca karşıdaki insanı saf mı sanıyorlar nedir? Önce iyi iş yapıp sonrasında uyanıklık yapmaya çalışana bende yol verip gönderiyorum.
Her gelen bir şey öğretiyor da, benim insanlara güvenim kalmıyor; bu kadar kolay yalan söylemeleri, işini azıcık yüz bulunca savsaklamaları zoruma gidiyor. Rabbim iyi insanlarda karşılaştırsın. Her birinin değişik huyu çıkıyor. O yüzden uzun süreli insanlardan hizmet alamıyorum. Bu bakıcıda mesafeli durdum. O da yumuşak yüzlü olduğumuzu anlayıp istediği gibi at koşturmaya kalktı. Akrabayla da denedim olmadı bu parasıyla yardım işi. Amaaann zor insanoğluyla uğraşmak.
Evin çeşitli tadilat işleri oldu, eşime binlerce kez hatırlatınca yapıyor, o da yoruyor beni, bakıcı sadece söylenileni yapıyor. Yani söylenmesine gerek olmayan işlerde neden bana yardımcı olamadı ki! Mesela balkonda ısrarla sararıp solmayan sıkı sıkıya tutunan, lavanta ve çekirdeklerini attığım kendi yetişen hurma bitkisi var. Ne olur bir kerede kendi su verseydi. Bu bir insanlık görevi değil midir? Sabahtan akşama kadar evde bulunan biri ben su ver demesem bile, kup kuru torağı görüp te bir kere su vermez mi ya! Yada bir kere bile sormadığımız, sorgulamadığımız halde, çürümüş meyve sebzeleri dolaptan atmaz mı? Bahh yine eleştiriyorum.
Beklentimi minimum tutmaya çalışıyorum da. Yine çocuklara meyve çıkartırken çürümüş meyveyi gördüğü halde atmamak (kendinin aldığını düşünürmüşüz, olur mu böyle dememize rağmen), kupkuru toprağı görüp bitkiye bir kere bile su vermemek dokuz ay boyunca bana tuhaf geliyor. Merhametli gelmiyor bana, çocuğa da sert davranıyordu, hadi karakteridir dedim de. Bitkiye, hayvana merhameti olmayan insana hiç olmaz geliyordu bana. Yanılıyor muyum yaradanım. hep kendine çalışan, bencil insanı sevmiyorum. Çocuk söz konusu olunca akan sular durulmalı. keşke sadece çocuğuma özenli davransaydı, diğer kısımlar gözümde büyümeseydi.
Ve ben cengaver gibi bana bu işerde yardım edecek birileri olsun istiyorum ya Rabbi. Gözümü arkada bırakmayacak birileri. Böyle birleri yoksa gücümü kuvvetimi artır Mevlam.
 
Bu gün bilinçaltımın da etkisiyle çok alakasız film senaryosu gibi rüya gördüm, sonunu merak ede ede tekrar uyuyup uyandım. Kurgu değil gerçek gibiydi. Bazı durumun farkına vardım.
Hep şikayet olmaz tabi. Bu gün şükür günü olsun.
Ya Rabbül'- arşil azim, bildiğim, farkına varamadığım, kullandığım, nasiplendiğim her türlü nimetlerine sonsuz kere şükürler olsun. Sahip olduğum iğneden ipliğe her ne varsa milyar kere şükürler olsun Allah'ım.
İmkanlarımı, sağlımızı, bolluğunu, bereketini artır ya Kayyum. Tüm insanlık olarak günahlarımızı, hatalarımızı bağışla.
Ülke olarak, millet olarak daha çok refaha ve huzura ulaştır bizleri. Her günümüz bayram günü gibi mutlu geçsin.
Dünyamızı daha güzel yaşanır hale getir ya Hay yum. Ahiretimize yatırımlarımızı artır. Alan elden çok, veren el eyle bizleri. Vermenin, doyurmanın, hayatı daha da güzelleştirmenin, dinlenmenin, eğlenmenin ve öbür alemimize yatırımın daha bol olacağı günlerimizi arttır. Gelmiş ve gelecek günahlarımızı affet. Atalarımızın, torunlarımızın ve bu nesilde yaşayan sana inananların hatalarını bağışla Allah'ım. Kadirini kıymetini bilen kullarından eyle. Temiz insanlarla karşılaştır. Dünyamızı ve ahiretimizi güzelleştir ya Alim.
Seviyoruz seni tüm alemlerin yaratıcısı..
 
Son düzenleme:
Geçen hafta hakkım olanın mücadelesini vermekle geçti. İsim vermeden politik davranmayı, güzel sözlerle işlerimin devamını sağlamayı öğrenmeye ihtiyacım var. Herkes kendi çıkarını kolluyor. Başkasına zarar vermeyecek şekilde işimde değişiklik için çırpındım. Umarım son anda tekrar değişiklik olmaz. Çünkü fevri davranabiliyorum. İlla terazi eşit olmalı. Yılların tüm birikiminide ortaya katarak adaletli olmayan her işi takır takır suratlarına söyledim. Şikayet eden ve eleştiren durumuna düştüm ama, en azından dişli ve her şeyin farkında olduğum lakin enayi olmadığım anlaşıldı. Yani hanımefendiliğimizden susuyorsak her şeyde bana yüklenilmez ki. Sonrada verdiğim gazın birazını aldım tabi, çok da insanları şişirmemek lazım.
Yıllardır mahpushanemdeyim. Artık sayılı günler var özgürlüğüme. Sebat ve sabrımın ödülünü en kısa zamanda almayı seçiyorum ya Rabbim.
Rahman ve Rahim Allah'ım bir kez daha göster bana merhametini.
Zor olanı seçtirdin. Ben de asla pes etmedim. Elimden bu kadarı geldi. Sırf bunun için bile şükranlarımı sunduğun her iyi konumumun daha iyisini nasip et.
 
Zaman ayırıp başka yere yazmıştım. Burada da bulunsun.

Daha 7-8 yaşlarındayım, dayılarımdan biri, maddi durumu o zaman çok iyi, yeniden evlendi, sonra aynı köyden uzak akraba olan Emine ablayla diğer dayımı nişanladı. Bir gün ailece bizde düğün gibi bir şey için oradayız (köyde). emine abla karnımın aç olup olmadığı sorup, bana ev ekmeğiyle yumurta yapmıştı. Çok lezzetliydi halen hatırımda.

Sonra dayımla ilgili sorular sordu. Can alıcı sorularından biri "dayın hiç kızlara bakıyor mu?"ydu. Ben de dürüst ve saf bir çocuk olarak. "Evet, sarı kızlara bakıyor" demiştim. Hakikaten evli olan dayımın yanında kalan, bekar dayılarım (nişanlı olan ve hiç evlenmemiş olan ) tam karşı evde yaşayan sarışın üç tane kızları arada izliyordu. Sürekli izleme değil de penceren bakıp bir kaç defa kendi aralarında şu daha güzel diye felan konuşmuşlardı, benim denk geldiğim. Çok çok kıskanç olan Emine abla olay çıkarmış, ve bu sarı kızlar olayını benden duyduğunu söylemiş Aradan belli bir zaman sonra bir gün dayımlara annem için uğradığımda bu dayım. Kapı da bana "böyle söyledin mi "deyip çok aşırı kızmıştı, "ben bakıyor muyum? niye böyle "dedin diye.Yerin dibine girdim ama bu olay onlar için mesajmış aslında.

Dayım onun bu yumuşak karnı öğrenmiş ve şaka yapmak için üzerine gidiyordu her fırsatta. Mesela tv de güzel bir hatun görse, "a ne güzel kadınmış" diye yorumu yaptığında, emine abla basıyordu çimdiği. Tabi dayımda da ego tavan!. Neyse peş peşe iki oğlu, sorunlu evliliklerine rağmen. Dayım az bir para bulsa, her fırsatta gece hayatına başladı. Kesin boşanacaklardı, emine abla annesinin evine, çocuklarda bizde kalıyordu, hatta çocuklar yetiştirilme yurduna verilmesi konuşuluyordu. Çocuk aklımla ne kadar üzülmüştüm ki. borç harç perişanlar ama emine abla bundan ziyade kıskançlıkla (şuna baktı buna baktı gibi, içki içmesini sorun etmiyordu misal) baş etmeye çalışıyordu. Bir kaç sefer tekrarlandı bu olaylar.

Derken tekrar barışıp bir tatil yöresine taşındılar. Teyzemin inşaat mühendisi oğluyla ortak müteahhitlik yapıp maddi durumu düzeltince bir de kızları oldu. Bir kaç defa yine boşanmayı durumları oldu. Hatta birinde sanırım emine abla da kısas kısas yapmak isteyince dayım memleketine yollamıştı. kız kuzenim annesinin dediğine göre " baba annem gelmesin, ben her işini de yaparım" demiş olduğunu hatırlıyorum. Ne kadar çocukları da bezdirdiyse artık.

Annem görümcesi ve evlendiren kişi olduğu için sık sık emine abla ve annesiyle gelip barıştırmasını istedi. Bu sefer annem ne yaptı hatırlamıyorum. Araya mesafeler girince çok haber alamadık. Yine barışmışlar bir sene felan sonra işte.
Üç yıl önce kız kardeşim evlenirken düğüne davet ediyor annem. Emine abla geldi yanında da 10 yaşlarında erkek çocuk. Bakıyorum bakıyorum tanımıyorum çocuğu. Emine abla en son barışmadan sonra 4. kuzenimi dünyaya getirmiş.

Elifin konularını görünce hep dayımları hatırlarım. (Ne kadar az görüşüyormuşuz bu arada teyze ve dayılarımla)Emine abla kıskançlığıyla nam salmış, Dayımda bu kıskançlığı hak edecek olaylara sürüklenmekle nam saldı. Bekarken yapmadığı her haltı, evlendikten sonra rahatça yapmaya başladı.
Dört çocukları olduğuna göre birbirini seviyorlardı demek ki. Yanlışları çok olan dayımı da ancak Emine abla ve kıskançlığı idare ediyor demek ki. Bu yaştan sonra Rabbim başlarını bozmasın.

Görünen o ki akrabalık ilişkilerimiz çok mu zayıf nedir Yaradanım. Herkes kendi yaşam mücadelesinde. Şimdi hayat felsefem "mesafe iyidir". Anneme güç kuvvet ver. Başımızdan eksik etme ya Rabbi. kardeşleri ve bizim için çok çırpındı. Sağlıklı ve huzurlu yaşamlar nasip et Allah'ım.
 
amin:)
 
Sayılı günler kaldı....dın dınnn, yine neyi bekliyorsun şimdi aceba?
KK çok vaktimi alıyorsun bu sıralar ya. Belli bir süre düş yakamdan.
Bir de yüzme olayı çıkardım başıma, neyse bu iyi oldu, zorunlu spor..
ya Vekil , ya Veli, ya Hafız bilgimi artır, motivasyonumu kuvvetlendir, ödülümü hızlandır
Hadi miraculous,
Atla deve mi sanki, uzattın da uzattın hhaa!
Değişimi istedim ya Rabbi, sende nasip ediyorsun, hızlanmama da yardım eder misin?
Niye bu kadar yavaşım yaa, hızlanmalıyım...
Sanki dünyayı kurtarıyorum, gerçi kendi dünyamı kurtarıyorum, daha ne olsun değil mi?
Ti amo, ya Rahim.
 
Aile ile alakalı olarak tecrübe;
1- Kardeşler arasında kan davası dahi olsa karışılmaz,
2- Karı-koca ilişkilerine karışılmaz,
3- Evlat anne baba ilişkisine karışılmaz.
(Mune'den alıntı, faydalanmak lazım)
ve
İnsanların neye inandığı, nasıl inandığı, nasıl yaşadığı, ne yaptığı bizleri zerre ilgilendirmez. (Bu da güzel bir dipnot)
 
İşlerim her zaman kolay, hızlı ve en mükemmel şekilde tamamlanıyor.
Şimdi hak ettiğim maddi, manevi tüm zenginliklerin bana gelmesini seçiyorum sevgili Yaradanım.
 
Olumlu ruh haline bürünüyorum, emeklerimin hakkını almayı seçiyorum.
Sanki daha gayretli çabalamam gerekiyor gibi, burada ne yapıyorum.
zamanım bol, zamanım bol, bol dedim işte zamanım, işte dedim bol zamanım..

Konumu daha uygun bir yere taşımalıyım.

MuneMune hesabı doğrulanmış üye. yardımcı olabilir misin? Konumu günlük gibi yazılan daha uygun bir alana taşıyabilir misin? Yorumlarını çok beğeniyorum bu arada.
 
Çok şükür kendi oluşturduğum mapushanemde ki sayılı günler 14 Ağustos'ta belirlendi 7 Eylülde sonlandı 14 Eylül'de sonuçlandı. 10 senelik emeklerimin katmerlendi. Üzerimden bir yük daha kalktı.
Aslında yük değilmiş, benim yaşam biçimim olmuş, ben sonuca ve başarısına odaklanmışım. Asıl çalışmalar, asıl yapılacaklar şimdi başlıyormuş.
Bir kez daha büyüklüğünü ve yüceliğini gösterdin ya bana, ben en çok seni sevmeyeyim de kimi seveyim, söyle bana Hu?
Niyet ettim bilinçlenenlerin, farkında olanların, ariflerin, bilginlerin yolundan gitmeye...
 
Tam olarak dinlenemedim bu bir ay. Özgürlüğe alışamadım henüz, belki işlerin uzantısı henüz bitmediği için.
Çok şükür Rabbü'l alemin bildiğim bilmediğim durumlara. Bu günü süper değerlendirmeliyim.
İşimi ve imkanlarını seviyorum, bu konuda kademe atlamayı talep ediyorum sevgili Yaradanım.
Daha iyimser ve pozitifim. Şimdi eşimin önemli bir sınavı var.
Bana nasıl destek olduysa ben de ona olmalıyım( Gerçi beklentimi tam yapamamıştı, yine de şükürler olsun.)
Bir ara evlatlar ve eşim hastalandı, sonra ben biraz rahatsızlandım. Şimdi her şey yolunda, zaman su gibi akıyor, daha güzel değerlendirmeli, dinlenmeli ve eğlenmeliyim.
İşimi eğlenceli hale getirmeye başladım. Hem muhatap olduklarımdan daha az şikayet duyuyorum.
Hem az yorulmuş hissediyorum. Sadece uykuya doyamıyorum bu sıralar.
Farkındalığım arttığı için teşekkür ederim ya Hay.
 
Yazacağım, sitem edeceğim bazı olumsuzluklar ama bu olumsuzlukların devam etmesini istemediğim ve olumlu olaylara odaklanmak istediğim için yazamıyorum Yaradanım.
Bazı kulların var ya hani belli bir koltuğa oturunca dünyanın yöneticisi sanan kendini ya da rızkımız onun elinde olduğunu düşünen, işte bu kulların son yıllarda bir çok kişinin canını sıkmaya başladı haberin olsun. Ne kadar kolay insanoğlunun birine iftira etmeye çalışması, emeklerini küçük görmesi, yoluna bile çıkmadığımız halde gidip el pençe durmadığımız için otur oturduğun yerde diyebilmesi..
Sen vermek istersen kim engel olabilir buna, sen dilersen olmayacak şeyler bile olur, ben tüm zerrelerim boyunca bunu biliyorum da işte bilmediğim nokta tam olarak ne istediğim.
Ne istiyorum tam olarak, gerçekten bunu kestiremiyorum. Son on yıldır belkide daha fazladır bunu düşünerek geçirdim, bana çizdiğin yollarda elimden geleni yaptım, sende güzel sonuçlar nasip ettin ya yine de çok eksiğim var sanki Yaradanım.
Acaba yeterince ahirete çalışamadığım için mi bu yaşananlar.
Kendimizi güvence altına almaya çalışıyoruz da bir anlık olay gibi sanki başka bir hayata geçiş.
ben daha kabir hayatına hiç hazır değilim. Daha dünyaya doyamamışım, yeni lokma yemeye başlamışım gibi.
Nasıl doyarım onu bilmiyorum işte, daha iyi evim, eşyalarım, arabam olunca mı?
Evlat sayım artınca mı? Dünyayı dolaşınca mı?
Bir isim, unvan bırakınca mı? Geride iyilikler bırakınca mı? Nedir bu dünyaya doymak?
Bunlarla doyamayacağımı biliyorsam hedefsiz azimsiz mi oluyorum?
Küçük şeyler de mutlu etmiyor beni, ben büyük olaylar yaşamak istiyorum, ama büyük olayın ne olduğunu bilmiyorum.
Beni aydınlat ya Rabbi.
Sana çok ihtiyacım var.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…