hep birlikte gülümseyelim sevgili hamişler

hiiiiiiiiiiiiiihhhh gitmiş güzelim karpuzlar anam ben onlara midem de öle bi güsel şekil veriidimkii:.. buz gibi ahhh ahhh du heriffe diimde alsın karpuz:)) :roflol:
 
Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.

Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu
görünüyordu.Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını
farketti.Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü
düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:

Sevgili baba;

Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak
rezaletten uzak tutmak istedim.Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile
buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam...

Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri,
derisine işlettiği dövmeleri,kendine has o çılgın giyim tarzını
asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda
bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk...

Baba jale hamile!
Jale'nin dediğine göre çok mutlu olacağız.Ormanda kendine ait bir
karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var.Bir sürü çocuğa
sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.

Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar
kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu
sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.

Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin
çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye.....O kesinlikle
iyileşmeyi hakediyor.

Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve
kendi başımın çaresine bakabilirim.Eminim birgün geri döneceğiz ve
sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin
Oğlun cihan


NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben
Mehmet'lerdeyim.
Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü
şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.
 
ECENAS sen çok yaşa canım yıkılıdım ya okurken bende bişeyler bulup gönderiyim birazda benim yazdıklarıma gülün...
 
Arzucum hakkaten harikaymış bu sesli okudum eşimin dediği; Allah canını almaya....
 
:dance:
Küçük Temel birgün sokakta oynarken yoldan geçen bir hamile bayani durdurur. Kadinin karnini isaret ederek:

"Teyze o ne?" der.

"O benim çocugum"

"Çocugunu seviyor musun teyze sen?"

"Tabii ki onu çok seviyorum evladim"

"O zaman onu niye yedin?"

:roflol:
 
Temel almanyada işçiyken karısından bir mektup gelir mektupta hmile olduğu yazılıdır temel düşünür sonra karısını arar ha pu çocuk nasıl olayi ben 2 yıldır memlekete gelmiyom ki der.

karısıda hani sen pağa bi fotagrafini gönderdiydinya ondan oldi der

temel sinirlenir - "ula yalancu kari o resim vesikalıktı..:roflol::roflol:."
 
Yavaşla

Temel otobanda köklemiş gazı, gidiyor... Bakmış bir tabela: "YAVAŞLA 80 km." Hızını o an 80'e indirmiş Temel. Az sonra bir tabela daha: "YAVAŞLA 60 km." Temel 60'a inmiş. Merakla giderken yeniden bir tabela: "YAVAŞLA 40." - "Yolda çalışma var galiba!" deyip 40'a düşürmüş hızını. Epeyce sonra yine bir tabela: "YAVAŞLA 15 km." Talimata uyarak 15 km.'ye düşmüş Temel. Yolun en sağından tıngır mıngır gidiyor. Ama meraktan da çatlayacak. Uflaya puflaya bir saat daha gittikten sonra yeni bir tabela görmüş: "YAVAŞLA'YA HOŞ GELDİNİZ, NÜFUS: 2500"
 
yurdumun polisi :))


Bankamatik sırasındaydım. O sırada bir trafik polis otosu geldi. Banka

önündeki park etmiş arabanın plakasını anons etti.
Önümdeki şahıs para çektiğini, arabayı hemen çekeceğini işaretlerle
polise anlatmaya çalıştı.
Bir polis ortalığı yıkan anonsu patlattı:


" Yüz milyon fazla çek, ceza yazdık! "
 
Genc kiz, asigina telefon acmis: Tankut, demis, seni cok
arzuluyorum,
geceleri uyku uyuyamiyorum.
Ne olur bu hafta sonu bize yemege gel. Seni annem babamla
tanistirayim.Sonra benim odamda ders calisiyor gibi yapar doya doya
sevisiriz...
Tankut omrunde hicbir kizla sevismemis, toy bir delikanli.
Bir eczaneye gitmis.Babacan eczaciya :
Bu hafta sonu once bir aile yemegi, pesinden atesli bir ask
yasayacagim, demis, o yuzden iyisinden bir kutu prezervatif
istiyorum... Babacan eczaci kutulari vermis, oglanin sirtini sivazlayip
yolcu etmis. Tankut hafta sonunda bir buyuk buket cicekle
kizin evininkapisini gelmis. Genc kiz kapiyi acmis.
Tankut'u dogrudan yemege almis. Delikanli cok mahcup bicimde
masayaoturmus. Kizin ana babasinin yuzune soyle bir baktiktan sonra
basini onune egmis. Baslamis dua etmeye. Ancak dua bir turlu bitmiyor.
Kiz sonunda dayanamamis, fisiltiyla: Ben senin bu kadar dindar
oldugunu hic bilmiyordum Tankut, demis...
Tankut adeta inlemis : -Ben de babanin eczaci oldugunu .......
 

ikiside çok güzel ve eğlenceli eline sağlık canım bu arada unvere adını bilmiyorum yazarsan sana adınla hitap ederim canım.....
 
ismim elif canım senin ismin neydi?

valla tesadüfün bu kadarı kanmı çekiyo benimde elif canım memnun oldum bu arada....ben biraz yabancı gibi kalıyom sanki bi kübrayla diyaloğumuz oldu bide arzu ve matasoyla seninlede tanıştığıma memnun oldum....a.s.
 
Temel 20 senedir Almanya'da yasiyormus. Bir gun gocmen burosuna gidip Almanya'dan kesin donus yapacagini soylemis. Gocmen burosundaki
Almanlar Temel'i taniyorlar, seviyorlar. Sormuslar;
"Niye donuyorsun" diye.
Temel "homoseksueller yuzunden" demis.
Burodakiler sasirmis ;
"Seni rahatsiz filan ediyorlarsa hemen bir sikayette bulun, geregini yapariz. Buradan bu yuzden ayrilmana degmez demisler"
Temel ; "Beni rahatsiz etmiyorlar" demis.
Burodakiler yine sasirmis ;
"Peki neden gidiyorsun?"
Temel cevaplamis :
"Burada 20 yil once homoseksuellik yasakti, 10 yil once serbest oldu, 5 yil oncede evlenmelerine izin cikti. Homoseksuellik MECBUR olmadan donmek istiyorum."
 
''gülümsemeye devam''

Harun Reşit, savaşta esir aldığı düşman generale '-Hayatını bağışlarım ama
bir şartım var: Kadınlar hayatta en çok ne ister, budur bilmek
istediğim.Bu sorunun yanıtını getir; kurtar kelleni.'der. General sorar
soruşturur, bu çetin sorunun yanıtını arar ve Kafdağı'ndaki bir cadının
bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı arar bulur
ve sorar'- Kadınlar hayatta en çok ne ister?'Korkunç cadının,yanıt için
öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur değil. '-Evlen benimle, o
zaman öğrenirsin istediğini.' Bu ölümcül teklifi,kabul eder General ve
doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşid'e: -Kadınlar, en çok kendi
özgür iradeleriyle hareket etmek ister.' Harun Reşit bizimkinin hayatını
bağışlar ya; cadıyla evlenmek için de söz verilmiştir.Evlenirler. O ilk
gece; general bir bakar ki o korkunç cadı, dünyalar güzeli bir afete
dönüşmüş,karanlık odada. Konuşur cadı: '-Benim kaderim böyle; günün
sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı ise çirkinim. Ne dersin
geceleri seninleyken mi, yoksa gündüzleri dışarıdayken mi güzel olayım?
General düşünür ve '-Sen bilirsin, kararını kendin ver' der; işte o
andan itibaren korkunç cadı sonsuza dek çok güzel bir kadın olarak kalır.'
Peki bu öyküden çıkarılacak üç ders nedir? Kadınlar en çok kendi özgür
iradeleriyle hareket etmek ister. Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın,
her zaman güzeldir. İster güzel olsun ister çirkin, her kadın aslında bir
cadıdır. :)))).
 
KÖTÜ HABER NASIL VERILIR ÖĞRENİN... :))


İstanbul'da üniversitede okuyan genç kiz
Ankara'daki babasina telefon etmis. "Baba, meraba.. Ben Lale...."
"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..."
"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..."
"Hayirdir? Bi sorun mu var?... Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve
meraktan kafayi yemektedir: "N'ooldu kizim? Anlatsana..."
"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..."
"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..."
"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya.
Ben onunla evlendim."
"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok.
Versin mahkemeye, hemen bosanin..."
"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem,
iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten
herkese yollayacakmis...."
"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir
pustluk yapacagini."
"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra
bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi
fotograflari..."
"Sagol baba. Eeee. Sey....Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..."
Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur:
"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..."
"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz
ya...."
Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser,
artik inleyerek konusmaktadir:
" Biz seni oraya okumaya yollamistik.
Sen ne haltlar çevirmissin.
Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...
Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa
kirarim bacaklarini..."
"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim
çünkü..."
adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir
ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir:
"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan?
Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim.
Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...."
"O is zor be baba.. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce
esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor
sunacagimi zannetmiyorum ben..."
"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o
zencidendir..."
"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir...
" Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için
kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar
telefonu alir.
"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni
alip gelecek. Adresini ver bakiyim..."
" Mahmutpkasa Karakolu'ndayim...
Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..."
"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...."
"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya
çiktim. O afayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim.
Ama neyse ki kimse ölmedi.
Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir
sanirim..."
Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime;
adeta kahrolmustur.Telefonda kisa bir sessizlik olur.
kiz tekrar konusmaya baslar: "Babacigim. Sakin üzülme. Bütün
bunlar bir sakaydi.
Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..."
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir:
"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis?
Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...."
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…