hediyem

Lullaby

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
20 Haziran 2009
3.061
11
insanın içi sadece çok acıyınca ağlayamazmış. bunu dün öğrendim. sadece sevgilisine yapışıp beni bırakma diye yalvarmak isterken gözlerini kaçırır kaçarmış yanından.
dün öğrendim..
beni bırakma demiştim hatırlıyor musun? hiç bırakma.. ben de seni bırakmıcaktım.. bak bırakmıyorum işte.. ordasın hala içimdesin duruyorsun tüm güzelliğinle tüm aşkınla..
peki ya ben orda mıyım sevgilim? kalbinde miyim hala? madem ordayım niye cevaplar bu kadar zor? neden herşey bu kadar imkansız gözünde?
neden bu acı çekmeler.. neden terkedişler.. neden mutlulukları ertelemeler hatta yok etmeler?
hayatımın en zor gecesi ayrıldığımız gece sanmıştım. hayır değilmiş. sıcak yaran kanar kanar da acısı daha belli olmaz ya.. aynen öyle.. sabahlara kadar gözümü kırpamadığım ağlamaktan gözümde yaş kalmayan elimi bile kaldıramadığım gece belki de bundan sonraki hayatımın en kolay gecesi olarak tarihe geçti. neden biliyor musun? her geçen gün artık daha zor, her geçen gece artık daha uykusuz, daha sensiz, daha yalnız.. hatıralara tutunuyorum sıkıca.. bırakmıcam diye ısrar ediyorum ama inatla siniliniyorlar. daha önce de bu kadar çabuk mu siliniyorlardılar? yoksa artık gözyaşlarım kalbime akıyor da birlikte boyadığımız aşk hatırlarını mı yok ediyor? hayır edemiyor sadece bulandırıyor.. sadece en tatlı renklerini, en sıcacık saniyelerini, en aşk dolu anlarını bırakıyor orda.. nasıl acıyor biliyor musun? her gece ağlayarak uyuyakalmaktan yoruldum artık. sensiz bi hayatı istemiyorum. istemiyorum işte. ne derslerim, ne ailem, ne arkadaşlarım.. ben eski ben değilim. artık hiç bi istek yok içimde. halbuki birlikte olucaktık sonsuza kadar, muhteşem bi evlilik mıhteşem bi aşk, dünya tatlısı ikimizin de delirerek sevdiğimiz çocuklar.. tüm dünyayı gezicektik birlikte dalgalara karşı koşucaktık tüm denizlerde. sen elimi tutucaktın azgın dalgalar birbirimizi ayıracaktı belki ama birbirimize koşup tutucaktık yine ellerimizi kavuşucaktık birbirimize..
şimdi söyle bana ne anlamı var yaşamanın? sen yokken o hayatı istemiyorum ki ben.. senin yerine başkasını koyamam ki ben.. bir daha bu kadar sevemem ki ben.. sevilemem ki.. bu kadar masumca hayaller kuramam.. belki kimsenin gözlerinin içine bakamıcam artık sana baktığım kadar.. belki kimsenin gözlerini öpmek istemicem artık, kimseninki seninki kadar masum değil ki.. hayatım boyunca pişman olduğum olucağım herşey o kadar gözümün önünde ki. o kadar adım gibi biliyorum ki.. beni sen kadar kimse mutlu edemicek sevgilim.. kimsenin sol göğsünde seninki kadar huzurlu uyuyamıcam. kimsenin yanında senininki kadar güvende hissedemicem kendimi, babamın bile.. çünkü biliyorum kimse sen gibi ölesiye korumucak beni.. kimsede o saf aşkı bulamıcam bi daha.. belki sen beni sevdiğin kadar sevicek başka birini bulursun ilerde. ama benim seni sevdiğim kadar biri yok bu dünyada, annen dahil.. kafamda en küçük ayrıntıları bile düşünmekten o kadar yoruldum ki.. dişlerim dökülseydi, dudaklarım yarılsaydı da sana öyle konuşmasaydım. parmaklarım kırılsaydı da ellerini bırakmasaydım hiç.. şimdiyse ellerini tutabilmek için ellerimden vazgeçmeye razıyım. inan beynim patlıcak artık.. kalbim sanki bir ton çekiyor artık, nereye gitsem yükümü kendimle taşıyorum. nefes alamıyorum ki, kalbim bile tam atmıyor artık.. ben seni çok sevdim, ölesiye sevdim be aşkım.. bu kadar mı zor bunu görmek.. bu kadar mı kolay sevgimden kaçmak. bu kadar mı kolay sevmediğime inanmak.. yoluma taş koymak.. kendini benden uzağa atmak.. bu kadar mı soğudun benden? bu kadar mı çözümsüzüz? bu kadar mı acınasıyız? bu kadar mı aşksızız, sevgisiziz, biçareyiz.. bu kadar mı yalandı bizim aşkımız, bunları mı hakettik ki biz? yanlış anlama isyanım kendime, pişmanlığım kendime.. içimdeki aşkın alevleri sönmeyecek ki.. beni de yakıp kül edicek sadece biliyorum. yanıp yokolucam bu yolda.. belki eskiler gibi ince hastalığa yakalanır tüberküloz olur ölür giderim bu diyardan.. dua ediyorum, eğer bana dönmezsen dönmiceksen..
hani beni bırakmıcaktın? hani söz vermiştin? hatırlıyor musun feridun düzağaçın şarkısını? sımsıkı sarılmıştın bana. dün gece bi rüya gördüm. aynı öyle sımsıkı sarılmıştın bana.. öptün yanaklarımdan dudaklarımdan.. kalbime sıcacık birşey akıverdi.. lanet olsun ki uyandım, ilk an anlamadım ne olduğunu.. bak hala rüyalarımda benimsin. hala çıkamadın bilinçaltımdan benliğimden..
bana birlikte olduğumuz 664 gün boyunca binlerce muhteşem hediye verdin. her öpüşün, her dokunuşun, her sarılışın, her bakışın, her sevgi sözcüğün hediyeydi bana.. yetmedi öyle şeler verdin ki bana gözüme çarpınca kalbim ağrıyor. biri hala üstümde ömrüm boyunca çıkarmam.. o kadar güzel hediyen dışında senden şimdiye kadar beni en mutlu edebilicek, dünyanın en aşık kızı olmam karşılığında bana bahşedilmesini istediğim tek bir hediye var senden.. ne pırlantalar, ne altınlar, ne başka birşey.. hiç bişey onun kadar değerli olamaz bu hayatta. öyle sihirli bişey ki varlığı herşeye anlam katıyor, herşeye güzellik katıyor, herşeyi sihirli bi tılsımla güzelleştiriyor.. öyle birşey ki yokluğunda hiçbirşey çalışmıyor, pırlantalar denizinde yüzsen, altın külçelerden yatağın olsa, tüm dünya sana hayran olsa bile hiç bir kıymeti yok.. o hediye sensin bitanem.. inan ki bana tüm kalbinle geldiğin, sarılıp öptüğün gün benim hayatımdaki en büyük hediyem.. o güne kadar da kalbim hep eksik atıcak.. hep yarım nefes alıcam.. hep hayatım yarım kalıcak.. çünkü ben de yarım kaldım, diğer yarım bana gelene kadar bu halimle ne hiçbirşeyim, ne tamım artık ben..
 
çok güzel yazmışsınız duygulanmamak elde değil.
ama ayrılığın nedenini merak ettim.
eğer hatalı sizseniz, bence bu yazıyı ona da gönderin derim
 
canım ayrılık nedeni benim sevgimi ona yeterince gösterememdi hatalı bendim bi nevi tabi ilişkide karşılıklı hatalar oluyor
ama barıştık şuan birlikteyiz ve çok mutluyuz :)
 
X