• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

'Hayatımda duyduğum en saçma soru'

yıllaaaar yıllar önce bir konu açmıştım onu bulmuş zaar :KK53: bas beni bağrına kadişim :KK30:

Müdürüm yoksulluk kimin umurunda alım gücümüz yüksekmiş.. o kredi kartlarıyla alınan ve "alım gücümüzü yükselten" ürünler yüzünden borçlar elimizde patlayacak bir gün.. dün haberlerde kart borcu olanları söylüyordu resmen korkunç bir tırmanış var son 3 yılda.. her şey balon, ama hayaller on numara..

hepinizin kandilini kutlarım bende bu arada :KK60:

office,
zaten bana kimse alım gücü yükseldi demesin, ev alınıyormuş, araba alınıyormuş, herkesin cebinde telefon varmış.

Şimdi bana dürüst olun, çoğunuz çalışıyor, ev almaya niyetlendiniz diyelim, uçmayalım 100 bin lira değerinde bir ev alacaksınız farz edelim ki artık bunun altında ev yok ülkede.
Var mı 100 bin liran?
Bana ev ya da araba alırken ben peşin para nakit, keş para verdim aldım diyebilecek kaç kişi var?
Banka kredisiyle alıyorsunuz çoğunuz, cep telefonlarını da bağlı olduğunuz şebekenin mevcut paketlerinize yaptığı kampanyalarla alıyorsunuz, bugün ıphone 6 3000 küsür, maaşlarınız kaç lira?
Kredi kartları olmasa haller nice olur soruyorum?

Hani eskiden alım gücü yoktu diyorlar ya, çoğunuzdan yaşça büyüğüm, yazayım size çocukluğumu.
Ben çocukken annen her hafta, abartmıyorum, abartıyorsam ne olayım, her hafta koluna 1 bilezik alıyordu, babamın kazancıyla biz ayda en az 2 defa Çakıl, Maksim gibi gazinolara giderdik.
Yazın 3 ay kampa giderdik, babam gezmeyi, harcamayı seven adamdı, şehir dışı kaçamaklarımız, Uludağ aktivitelerimiz oluyordu.

Altını çizeyim, babam fabrikatör değildi, serbest meslekti ama asla 100'lerce çalışanı olan biri olmadı, küçük çaplı bir yeri vardı evin yanında, evimiz ve dükkan kira değildi, tüm avantajımız buydu yani.

Yıllar geçti aynı ev, aynı dükkan, aynı babam ama alım gücü düştü, ne bileziği, ne şehir dışı gezmeler kaldı.
Aksine babam emekli maaşı yetemeyince ek iş yapmaya başladı 2000 yılı sonrası, zaten 2010'da da vefat etti.
 
office,
zaten bana kimse alım gücü yükseldi demesin, ev alınıyormuş, araba alınıyormuş, herkesin cebinde telefon varmış.

Şimdi bana dürüst olun, çoğunuz çalışıyor, ev almaya niyetlendiniz diyelim, uçmayalım 100 bin lira değerinde bir ev alacaksınız farz edelim ki artık bunun altında ev yok ülkede.
Var mı 100 bin liran?
Bana ev ya da araba alırken ben peşin para nakit, keş para verdim aldım diyebilecek kaç kişi var?
Banka kredisiyle alıyorsunuz çoğunuz, cep telefonlarını da bağlı olduğunuz şebekenin mevcut paketlerinize yaptığı kampanyalarla alıyorsunuz, bugün ıphone 6 3000 küsür, maaşlarınız kaç lira?
Kredi kartları olmasa haller nice olur soruyorum?

Hani eskiden alım gücü yoktu diyorlar ya, çoğunuzdan yaşça büyüğüm, yazayım size çocukluğumu.
Ben çocukken annen her hafta, abartmıyorum, abartıyorsam ne olayım, her hafta koluna 1 bilezik alıyordu, babamın kazancıyla biz ayda en az 2 defa Çakıl, Maksim gibi gazinolara giderdik.
Yazın 3 ay kampa giderdik, babam gezmeyi, harcamayı seven adamdı, şehir dışı kaçamaklarımız, Uludağ aktivitelerimiz oluyordu.

Altını çizeyim, babam fabrikatör değildi, serbest meslekti ama asla 100'lerce çalışanı olan biri olmadı, küçük çaplı bir yeri vardı evin yanında, evimiz ve dükkan kira değildi, tüm avantajımız buydu yani.

Yıllar geçti aynı ev, aynı dükkan, aynı babam ama alım gücü düştü, ne bileziği, ne şehir dışı gezmeler kaldı.
Aksine babam emekli maaşı yetemeyince ek iş yapmaya başladı 2000 yılı sonrası, zaten 2010'da da vefat etti.

abla zaten (İstanbul için konuşayım) her semtten ev alamazsın artık.. Can güvenliğinin olmadığı semtler var, buna rağmen ev fiyatlarını bir duysan hayretler içinde kalırsın.. ülkeye gelen göçmenlerden dolayı zaten resmen 3 e katlandı ev fiyatları.. üzerinde kiremit olan, boyasız evler başlıyor artık 100 binden..
şimdi alım gücü düşük bile değil yok, resmen yok.. dediğin gibi herkes borçla bir şeyler yapabiliyor ya da yapamıyor.. geçen gün de sordum, şu forumda kaç kişi kredi kartının asgarisini değil de toplam borcunu ödeyebiliyor?

söylediklerinin hepsine katılıyorum ve daha kötüye gittiğine inanıyorum hayat şartlarımızın..
 
İstanbul'da ev fiyatlarını biliyorum office, bir ayağım İstanbul'da, malum anadan doğma İstanbul'luyuz:-)
Bildiğim için uçmadan söyledim fiyatı, yoksa mesela Anadolu Yakası'nda küçük bir sahil ilçesi olsun, ev eski olabilir ama birazda deniz görsün, gecekonduymuş mühim değil deyip ev almaya kalktığında fiyat 500bin lira, yanlış duymadınız, yeri burdan söyleyemem ama özelden adres bile veririm, bildiğin gecekondu 500 bin kağıt.

Bu dediğim yerin fiyatları hani ranta izin verilmeyecekti ya sözüm ona, rant yüzünden uçtu, 3. köprüye yakın dediler, deniz kenarı dediler, xxx üniversitesine yakın vs gibi bir sürü şişirmeyle 50bin liralık gecekondu oldu sana 500 binnn, bunun aynı 99 depreminde de yaşanmıştı, deprem öncesi 9 bin lira olan ev, deprem sonrası en güvenli bölgeler arasında yer alıyor denerek 40 bin liraya satılmıştı.

İstanbul'da yaşamak bir sanattır, ciddi diyorum, bizim burda patitis 1 liraaa demekle olmuyor, aynı parayla İstanbul'da yaşasınlar göreyim.

Patates 8 liraydı 3 hafta önce, gözlerim yuvalarından fırladı, 14 liraya meyve mi olur, onu da gördü bu gözler, geçen yaz kiraz kaç liraydı İstanbul'da?

Ev kiraları kaç lira, doğalgaz kaç para geliyor? İşe gitmek için kaç araç değiştiriyorsunuz?

Emekliler yettiremiyor diye Ege'ye kaçıyor, yetmiyor çünkü.
Daha birkaç ay evvel 2 aile daha göç etti İstanbul'dan bizim buraya, sebepleri aynı, pahalılık.

Ekonomiymiş, gözünü seveyim emeklinin alım gücü bitti o yüzden en azından emekliler için tüketim sayfası kapandı, çalışanlarda banka kredileri, kredi kartlarına kuvvet diyorlar, birgün o da tıkanırsa ne yapacaklar meçhul, kimsenin kenarda birikimi olduğunu sanmıyorum, birikimden kastım 2000-3000 lira değil, altın gününe gittim 3 çeyrek aldım geldim değil.
İşsiz kalınırsa, bir kriz olursa çoluk çocuk hayatınızı en az 1 yıl kimseye muhtaç olmadan idame ettireceğiniz bir birikimden bahsediyorum.

Ekonomik verilerde haberi olan var mı? Varsa yoksa o bu şu, işçinin gelir dağılımındaki payı düştü.
2008 sonrası birçok veri kötü gelmeye başladı, işsizlik vs vs ayrıca son yıllarda sadece laf kalabalığı var, icraat anlamında birşey yok, hepsini detaylı yazardım ama herkes tek taraflı baktığından görülmek istenmeyecektir.

Partici değilim malum, hiçbir partiye inancım yok, vaadlerine de inanmıyorum bu sebeple, he inansaydım da kaynak kalmadı, olmayacak o yüzden, sizler yollara ben ekonomik verilere bakıyorum, bundan sonra kim gelirse gelsin birkaç yıla işler kötüye gidecek, iktidar yeni bir parti olursa kabak onun başına patlayacak.

 
İstanbul'da ev fiyatlarını biliyorum office, bir ayağım İstanbul'da, malum anadan doğma İstanbul'luyuz:-)
Bildiğim için uçmadan söyledim fiyatı, yoksa mesela Anadolu Yakası'nda küçük bir sahil ilçesi olsun, ev eski olabilir ama birazda deniz görsün, gecekonduymuş mühim değil deyip ev almaya kalktığında fiyat 500bin lira, yanlış duymadınız, yeri burdan söyleyemem ama özelden adres bile veririm, bildiğin gecekondu 500 bin kağıt.

Bu dediğim yerin fiyatları hani ranta izin verilmeyecekti ya sözüm ona, rant yüzünden uçtu, 3. köprüye yakın dediler, deniz kenarı dediler, xxx üniversitesine yakın vs gibi bir sürü şişirmeyle 50bin liralık gecekondu oldu sana 500 binnn, bunun aynı 99 depreminde de yaşanmıştı, deprem öncesi 9 bin lira olan ev, deprem sonrası en güvenli bölgeler arasında yer alıyor denerek 40 bin liraya satılmıştı.

İstanbul'da yaşamak bir sanattır, ciddi diyorum, bizim burda patitis 1 liraaa demekle olmuyor, aynı parayla İstanbul'da yaşasınlar göreyim.

Patates 8 liraydı 3 hafta önce, gözlerim yuvalarından fırladı, 14 liraya meyve mi olur, onu da gördü bu gözler, geçen yaz kiraz kaç liraydı İstanbul'da?

Ev kiraları kaç lira, doğalgaz kaç para geliyor? İşe gitmek için kaç araç değiştiriyorsunuz?

Emekliler yettiremiyor diye Ege'ye kaçıyor, yetmiyor çünkü.
Daha birkaç ay evvel 2 aile daha göç etti İstanbul'dan bizim buraya, sebepleri aynı, pahalılık.

Ekonomiymiş, gözünü seveyim emeklinin alım gücü bitti o yüzden en azından emekliler için tüketim sayfası kapandı, çalışanlarda banka kredileri, kredi kartlarına kuvvet diyorlar, birgün o da tıkanırsa ne yapacaklar meçhul, kimsenin kenarda birikimi olduğunu sanmıyorum, birikimden kastım 2000-3000 lira değil, altın gününe gittim 3 çeyrek aldım geldim değil.
İşsiz kalınırsa, bir kriz olursa çoluk çocuk hayatınızı en az 1 yıl kimseye muhtaç olmadan idame ettireceğiniz bir birikimden bahsediyorum.

Ekonomik verilerde haberi olan var mı? Varsa yoksa o bu şu, işçinin gelir dağılımındaki payı düştü.
2008 sonrası birçok veri kötü gelmeye başladı, işsizlik vs vs ayrıca son yıllarda sadece laf kalabalığı var, icraat anlamında birşey yok, hepsini detaylı yazardım ama herkes tek taraflı baktığından görülmek istenmeyecektir.

Partici değilim malum, hiçbir partiye inancım yok, vaadlerine de inanmıyorum bu sebeple, he inansaydım da kaynak kalmadı, olmayacak o yüzden, sizler yollara ben ekonomik verilere bakıyorum, bundan sonra kim gelirse gelsin birkaç yıla işler kötüye gidecek, iktidar yeni bir parti olursa kabak onun başına patlayacak.
gözünü sevdiğimin istanbulunda sürünmek yerine burada yetirdiğimizce yaşıyoruz mune dediğin gibi egenin sahil kasabası ulaşım derdi yok,avm yok,göz görmeyince gönül katlanıyor:)
 
Bu yazdıklarım masal gibi geliyor değil mi?

Masalımıza kaldığımız yerden devam edelim, siyasete inanmıyorum çünkü bugün o beğenilmeyen, sövülen Atatürk'ün 15 yılda kurduğu 40 küsür fabrika 30-40 yılda satıla satıla bitirildi.
Bakın ne diyorum iyi kulak verin 30-40 yılda, hatta üstüne daha da fazlası satıldı, gelen her hükümet birşeyleri özelleştirip kazancıyla geçici çözümler üretti, Atatürk'ün kurduğu fabrikalar sayesinde üretim %80'lere gelmiş, şimdilerdeyse tüketim %80'e ulaştı, tarım arazlerimiz azaldı, sebeplerini defalara yazdım, yediğiniz her sebze meyvenin tohumu bile ithal, hani sizin yerli Karaman koyunuz, keçiniz nerde? Onların yerini ithal hayvanlar aldı, tek üretimimiz inşaat sektöründe, fabrika yok, özel fabrikaların çoğuysa yabancı ortaklı, içtiğiniz pastörize sütten mayaya hepsi yabancı menşeili veya kazancı yabancı ortağa giden türden.

Her gelen halktan birşeyler alıp götürdü, sonuç bugün üreten değil tüketen toplum olduk, ithal ürünlere muhtacız, yerlisi yok çünkü, bütün bu geçici çözümler tükendiğinde ne yapacaksın eyy halk?
Eğitimin sağlığın bile kapitalist düzenin çarkları arasında artık, paran varsa okur, paran varsa sağlık hizmeti alırsın.

Üretiliyor dediğin herşeyin civatasından motoruna ithal, sen birtek birleştiriyorsun, kullandığın uçağın beyni bile ithal.
Birleştirmeye üretim mi diyorsunuz.

Ben kadına prostat ameliyatı yapıldı gösterilip sgkdan para alındığını bilirim, herkes gemisini yürütme derdinde, seni beni düşünen yok, benimde onlara inancım yok.
Kime oy vereyim ki, neden yine geçici çözümlerle ağzıma bir parmak bal çalıp sonra kepçeyle geri çıkarsınlar diye mi?
Ödediğiniz sgk primlerine bakın, kaçar lira kesiliyor ama size sgk her ilacı karşılayamaz, her ameliyatı karşılayamaz diyorlar, ya o primlerin aktarıldığı yerler nereler acaba diye hiç sordunuz mu kendinize, benim sağlık hizmetim kısıtlanıyor ama nereye gidiyor dediniz mi hiç?
 
ucuzlamasına sevindim:KK53:darısı başımıza:))

valla patates ne kadar olduğundan ziyade ne kadar kalitesiz olduğu da ayrı bir tartışma konusu.. aldıktan 2 gün sonra yemyeşil olup mutasyona uğramasına yorum bile yapamıyorum.. yediğimiz hiç bir şey kaliteli değil, keşke birazda buna yatırım yapsalar.. çürük-çarık ne varsa üzerine fahiş fiyatları yapıştırıp kakalıyorlar, sefaları olsun..
 
valla patates ne kadar olduğundan ziyade ne kadar kalitesiz olduğu da ayrı bir tartışma konusu.. aldıktan 2 gün sonra yemyeşil olup mutasyona uğramasına yorum bile yapamıyorum.. yediğimiz hiç bir şey kaliteli değil, keşke birazda buna yatırım yapsalar.. çürük-çarık ne varsa üzerine fahiş fiyatları yapıştırıp kakalıyorlar, sefaları olsun..
tarlasından direk bize gelmiyorda ondan kabzımalı var kamyoncusu var
 
sen nerde oturuyon yavru
:KK48:egenin sahil kasabası aslında munenin dediği gibi emeklinin pahalılıktan kaçtığı bir yer ama ne hikmetse sebze pahalı,marketler aynı zaten pahalı yani..pahalılık yok diyene yetiriyorum diyen arkadaşlarıma selam ederim burda:KK52:
 
Mune MuneMune hesabı doğrulanmış üye. abla dediklerinin hepsine soooon derece kuvvetli bir şekilde katılıyorum.. bu kadar yokluk içinde o kadar pahalı yaşamaya çalışıyoruz ki.. inşallah bende kaçıp gidenlerden olurum, son 1 yıldır en çok istediğim şey bu..
avantajı şu şeklde office ciğim..ulaşım sorunun olmuyor,avm ler yok..kültürel şeyler yok,tiyatrodur vs..zaten kısıtlı yaşayanında bunlarla işi yok değilmi:)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
:KK48:egenin sahil kasabası aslında munenin dediği gibi emeklinin pahalılıktan kaçtığı bir yer ama ne hikmetse sebze pahalı,marketler aynı zaten pahalı yani..pahalılık yok diyene yetiriyorum diyen arkadaşlarıma selam ederim burda:KK52:
hımm uzakmış burda patates 2500 oldu yeni patates soğan 1500 meyvelerdede indirim başladı.
 
Mune MuneMune hesabı doğrulanmış üye. abla dediklerinin hepsine soooon derece kuvvetli bir şekilde katılıyorum.. bu kadar yokluk içinde o kadar pahalı yaşamaya çalışıyoruz ki.. inşallah bende kaçıp gidenlerden olurum, son 1 yıldır en çok istediğim şey bu..
Ben kaçtım, darısı sizlerin başına ama insanların şu anda kaçabilmesi için yurdun her bir köşesine, fabrikalar, işyerleri açılması gerekiyor, yatırım yapılması lazım, mesela cryptic ve benim gibi küçük yerlerde yaşayanlar ya emlakçılık yapacak, ya inşaatlarda falan çalışacak, fabrika yok buralarda, insanların iş güvencesi olmalı ki İstanbul'a göç azalsın, İstanbul'dan göç edeceklerde iş sorunu yaşamasın.

Bunlara kızıyorum işte, bıraksınlar binaları dikmeyi, yok avm, yok efendim şehre giriş kapısı, saray, maray.
Ciddi anlamda fabrikalara ihtiyacı var ülkenin, yine sen yap işlet devret modelini kullan ama kur fabrikalarını, istihdam artar hem, hemde insanlar ordan oraya göç etmek zorunda kalmaz, üretim olur.
Tarım hayvancılığa da azami desteği sağla, köylüye aracısız doğrudan satış imkanı ver, bak gör patates 25 kuruşa düşüyor mu düşmüyor mu?

Dünya'nın en pahalı benzin mazotu bizde çünkü üstüne bindirilen vergi yüksek, sigara, alkole bas vergiyi ama benzin, doğalgaz vs gibi kalemlerden vergi yükünü azalt, adam lüks otomobil alıyorsa ödesin en yüklü vergiyi ama orta sınıf arabadan vergiyi azalt.

Ekonomist değilim ama zor işler değil bunlar, geçici değil kalıcı çözümler yapsınlar, bunu yapanın elini öper, büyüğümsün derim.
 
Kılıçdaroğlu çok temiz bir adam gibi geliyor gözüme,bu yüzden de siyasette başarılı olamıyor bence.
Yani vaatlerinden şunundan bunundan çok fazla konuşkan ve heyecanlı değil.Halk konuşkan tiplere alışık(acaba neden?).Ama saygılı bir insan,konuşmalarından gayet belli,siyaset şu bu ayağı ile seviyesini düşürmüyor.Keşke biraz daha çabalasa ön plana çıkmak için...
 
Var mı söylediklerimde saçma bir kısım?
Varsa açık açık söyleyin, ben öyle aman saçma buldular hıh diyen biri değilimdir, fikirden fikir doğar, maksat konuşup düşünce alışverişi yapmak.
Bir misal daha bunu hep konuşuruz bizde, ilk defa yazıyorum buraya, hapishaneler üretimhanelere çevrilse ya, dokuma, ne bileyim ayakkabı vs, devlet üretimi altında ülkede satılsa, yani kaç milyonsak hepimiz her daim üretim için teşvik edilsek devlet tarafından, tüketeceksekte üretiklerimizi tüketsek, sermayemiz yine bizim kalsa.
Ben neden ülkemde çıkan bor madenini yurt dışına satıp işlenmiş halini fahiş fiyatlarla alıyorum.
Ben çıkarır, ben işlerim, benim ülkece neyim eksik?
 
Ben kaçtım, darısı sizlerin başına ama insanların şu anda kaçabilmesi için yurdun her bir köşesine, fabrikalar, işyerleri açılması gerekiyor, yatırım yapılması lazım, mesela cryptic ve benim gibi küçük yerlerde yaşayanlar ya emlakçılık yapacak, ya inşaatlarda falan çalışacak, fabrika yok buralarda, insanların iş güvencesi olmalı ki İstanbul'a göç azalsın, İstanbul'dan göç edeceklerde iş sorunu yaşamasın.

Bunlara kızıyorum işte, bıraksınlar binaları dikmeyi, yok avm, yok efendim şehre giriş kapısı, saray, maray.
Ciddi anlamda fabrikalara ihtiyacı var ülkenin, yine sen yap işlet devret modelini kullan ama kur fabrikalarını, istihdam artar hem, hemde insanlar ordan oraya göç etmek zorunda kalmaz, üretim olur.
Tarım hayvancılığa da azami desteği sağla, köylüye aracısız doğrudan satış imkanı ver, bak gör patates 25 kuruşa düşüyor mu düşmüyor mu?

Dünya'nın en pahalı benzin mazotu bizde çünkü üstüne bindirilen vergi yüksek, sigara, alkole bas vergiyi ama benzin, doğalgaz vs gibi kalemlerden vergi yükünü azalt, adam lüks otomobil alıyorsa ödesin en yüklü vergiyi ama orta sınıf arabadan vergiyi azalt.

Ekonomist değilim ama zor işler değil bunlar, geçici değil kalıcı çözümler yapsınlar, bunu yapanın elini öper, büyüğümsün derim.
çok göç var muneistanbulada burada gördüğüm kadarıyla şu ana doğudan göç çok fazla bir onlar kalmıştı göç etmeyen ama doğudanda yurdun dörtbir yanına dağılıyorlar,iş desen inşaat işçiliği gibi işler,ah ah dedğin gibi olsa fabrikalar vs ama yokki..kimse yerini yurdunu bırakıp gitmek istemez aslında..
 
Back