- 9 Kasım 2013
- 4.369
- 4.375
- Konu Sahibi mihribanbalik
- #261
Konu sahibi nasılsın?
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
yalnız tanışma ve evlilik sürecinizi ısrarla anlatmadınız... bence o zamanlarda da problemler vardı, evlenince düzelir diye düşünmüş olabilirsiniz ya da her erkek böyle zaten diye...
Konu sahibi nasılsın?
evliykenki halimden daha huzurluyum. daha da rahatım. dün gelinimizle gelinlik provasına oradan da annesine geçtim.
evliyken "kendi" tarafımla bu kadar gezdim diye. "eve gidince eşim surat yapar mı canı sıkkın olur mu gergin olur mu küser mi" diye gittiğim yerde mutlu olmazdım canım.
çok şükür iyiyim. sorduğun için Allah razı olsun.
canım ibret olması açısından anlatayım.
ben söz yaptım. onlar görüşmediği ev adresini dahi bilmediği halası dayısını kuzenlerini toplayıp geldiler. ben evlenince anladım ki. bunlar tamamen gösterişmiş. bişey demedik.
nişan oldu. yemekli lokantada kalabalık sazlı sözlü bir nişan yaptım bana takılanlara dokunmadılar Allah var.. eşime takılanları aldılar. bişey demedik.
nişan bohçası bir geldi. tek bir bavul. bavulda da aynı nasıl alışveriş yaptıysak onlar poşetli moşetli geldi. millet bohça görmeye geldi. annem dedi işte etek gömlek parfüm bu kadar görülcek biley yok diyip gösteremedik. yine de eşimin tarafına bişey demedik.
doğum günümde onların tanıdıklarının düğününe gittik. teyzesiyle ailecek küslermiş. olabilir. yanımızdakilerde teyzesi gelince o senin teyzen, elini öp dediler. annesi de dedi. benimki sinirlendi. annesine çok ters davrandı. ben de bu ters davranmasına kızdım. annem ve babamla paylaştım.
sonra bize bir akşam oturmaya geldi. babam dediki "annelerimiz ne yaparsa yapsın hatasını söyleyebiliriz ama onlara tersmiş düzmüş davranamayız oğlum" dedi. "benim annem bana küfür ederdi, ben gülüp geçerdim oğlum." dedi.
bizimki bana bir sinirlendi. sen nasıl bunu aileme yansıtmışım diye annemlerin yanında bir sürü can sıkıcı mesajlar attı. sonra bizimkilerle biraz oturdu. arkasını dönmeden çıkıp gitti.
ben aradım özürler diledim. böyle olacağını bilmezdim dedim. babam nasıl onun aile ilişkileri için tavsiyede bulunmuşmuş. babam adına özür diledim. ağlaya ağlaya affet beni dedim.
koskoca adama babama kızdım. hiç bağırmamıştım bağırdım. çocuk gibi ağlamış sonra babam. demiş ki "ben ne dedim ona, oğlum gibi gördüm tavsiye vereyim dedim" demiş. hala bu olay içimi acıtır.
nişanlılığım 600 tl tuttu. bu kadar pahalı olur muymuş dedi? bana kaç kere bunu söyledi. bana önce bütçem bu kadar dese ben yine tamam o kadarlık bişey diktireyim alayım derdim. niye demiyim.
düğünü çok önceden konuşmuştuk. babamın siyasi bir kariyeri var. en az 800 kişi gelir dedim. tamam demişti.
o aşamaya gelince çok dediler. babam sayıyı epey indirdi. 500 davetli çağırdık. fazlasıyla geldiler. ama çok şükür sığdık.
yine de sayıyı indirince çağıramadıklarımız hep bize darıldı. hala içimde uktedir.
onlar da 3-5 senedir görmediklerini bile çağırdılar 100 davetlileri vardı. onda da 60 kişi geldi. olsun yine bişey demedim. olabilir bana ne. ama biraz öngörü olabilirdi.
annem ve eşimle düğünden önce bardak çanak almaya gittik. benimki yol boyunca sus pus. ne muhabbeti var ne sohbeti. annem de konuşmaya çalışıyor ama bir sıcaklık yok ki eşimde. yine ben daha sonra niye muhabbet etmedin dedim. ne diycektim dedi. ne konuşsaydım dedi annenle. peki dedim haklısın.
gelinlik alıcaz. 1600 e gelinlik tuttu. ne kadar pahalı dedi. ama bana ne kadarlık bakmamı söylemişti ki. yine bişey demedim.
ben ondan pahalı düğün pahalı gelinlik istemedim ki.
çok masrafları oldu diye gittim en ucuz mobilya mağzasından koltuk masa seçtim.
beyaz eşyayı siz alır mısınız dediler. annem hemen aynı gün gittik mağzaya aldık. hallettik. beyaz eşyalarım mutfağım halılarım yatak odam giyinme odam hepsini ben yaptım ama gücenmiyorum. olabilir. orası benim de evim.
düğünde masa çok boş kalacaktı. çiçek kolayalım. dedim. 2000 tl tutuyormuş. yapamayız dediler. tamam dedim onu da ben yaparım nolcak. yaptık helal hoş olsun.
düğün takılarını gidip kendileri seçip almışlar. bana da onu taktılar. bana sormadılar kızım ne istersin diye ben yine adetleri böyledir boş ver dedim.
bana hiç bizim durumumuz yok. şu kadar düğün tutsun. bu kadar koltuk seç. bu kadar nişanlık, bu kadar gelinlik demedi. ben yine en uygunu neyse onu yapmaya gayret ettim. gelinliğim içime sinmedi. düğünüm de her istediğimi çağıramadım diye içimde kaldı. babama da kızamıyorum adam bir oluşumun içinde birini çağırsa diğerini çağırmasa çok yanlış anlaşılacak.
balayının ücretini dedim ben vereyim. yarısını kabul etti eşim.
onu ezmek istemedim hiç.
ama nişan kıyafetim, babamın tavsiyesi, gelinlik, davetliler, hep sorun oldu.
ben ona nişan takılarını almalarını ve bohçaya canımın sıkıldığını balayında biraz bahsettim. bana tavır koydu küstü.
valla bunlar bazısına göre çok büyük bazısına göre çok küçük mesele ama ben bakıyorum da hep sabretmişim. bunlara da hep düğün stresi demişim.
ibret olsun anlayana.
adam düğün aşamasında kendini belli ediyor. %40 negatifse, evlenince o negatiflik %90a çıkıyor.
eğer bana düğün aşamasında "hayatım canım böyleyken böyle durumumuz bu ben de her şey istediğimiz gibi olsun isterim ama elimizden gelmiyor" deseydi. ben eşyalar gelinlik düğün her şeyi üstlenirdim. huzurlu mutlu olacaksam niye yapmıyım.
babam hep der "bi zigon sehpadan mı evlenilmiycek" diye. ama burnundan kıl aldırmadılar ki hiç.
ya düğün yerinin girişi çiçeklerden bahçe olmuş. %99 babamın arkadaşları. ve tanınmış insanlar. buraya yazmaya çekiniyorum utanıyorum inanın. babamı unutmadıkları hoşuma gitti istemsizce bakarken aaa dedim unutmamışlar sağolsunlar dedim görünce.
eşim diyoki bizim şu da çiçek göndermiş bu da göndermiş. niye böyle ezilip hemen altta kalmamaya çabalıyordu anlamıyordum
ama şu da var buraya yazınca bu kızın burnu havada zengin kızı falan diye algılanmasın. öyle de değilim. bugünümüze şükür. ama bizim durumumuz hep iyi değildi. babamın işleri kötüydü. annemle pazarın bitmesini bekleyip kaç kere yere atılmış dökülmüş domates çürük biber topladım. atılmış kasaları alıp evde yaktık. iyi ki o günleri de görmüşüm kızlar. iyi ki fakirliği de görmüşüm.
bazen diyorumki keşke eşim limon satsaydı akşam bi tarana içip yatsakdık. ama huzurum olsaydı. mutlu olsaydım.
ama olmayınca olmuyor.
canım ibret olması açısından anlatayım.
ben söz yaptım. onlar görüşmediği ev adresini dahi bilmediği halası dayısını kuzenlerini toplayıp geldiler. ben evlenince anladım ki. bunlar tamamen gösterişmiş. bişey demedik.
nişan oldu. yemekli lokantada kalabalık sazlı sözlü bir nişan yaptım bana takılanlara dokunmadılar Allah var.. eşime takılanları aldılar. bişey demedik.
nişan bohçası bir geldi. tek bir bavul. bavulda da aynı nasıl alışveriş yaptıysak onlar poşetli moşetli geldi. millet bohça görmeye geldi. annem dedi işte etek gömlek parfüm bu kadar görülcek biley yok diyip gösteremedik. yine de eşimin tarafına bişey demedik.
doğum günümde onların tanıdıklarının düğününe gittik. teyzesiyle ailecek küslermiş. olabilir. yanımızdakilerde teyzesi gelince o senin teyzen, elini öp dediler. annesi de dedi. benimki sinirlendi. annesine çok ters davrandı. ben de bu ters davranmasına kızdım. annem ve babamla paylaştım.
sonra bize bir akşam oturmaya geldi. babam dediki "annelerimiz ne yaparsa yapsın hatasını söyleyebiliriz ama onlara tersmiş düzmüş davranamayız oğlum" dedi. "benim annem bana küfür ederdi, ben gülüp geçerdim oğlum." dedi.
bizimki bana bir sinirlendi. sen nasıl bunu aileme yansıtmışım diye annemlerin yanında bir sürü can sıkıcı mesajlar attı. sonra bizimkilerle biraz oturdu. arkasını dönmeden çıkıp gitti.
ben aradım özürler diledim. böyle olacağını bilmezdim dedim. babam nasıl onun aile ilişkileri için tavsiyede bulunmuşmuş. babam adına özür diledim. ağlaya ağlaya affet beni dedim.
koskoca adama babama kızdım. hiç bağırmamıştım bağırdım. çocuk gibi ağlamış sonra babam. demiş ki "ben ne dedim ona, oğlum gibi gördüm tavsiye vereyim dedim" demiş. hala bu olay içimi acıtır.
nişanlılığım 600 tl tuttu. bu kadar pahalı olur muymuş dedi? bana kaç kere bunu söyledi. bana önce bütçem bu kadar dese ben yine tamam o kadarlık bişey diktireyim alayım derdim. niye demiyim.
düğünü çok önceden konuşmuştuk. babamın siyasi bir kariyeri var. en az 800 kişi gelir dedim. tamam demişti.
o aşamaya gelince çok dediler. babam sayıyı epey indirdi. 500 davetli çağırdık. fazlasıyla geldiler. ama çok şükür sığdık.
yine de sayıyı indirince çağıramadıklarımız hep bize darıldı. hala içimde uktedir.
onlar da 3-5 senedir görmediklerini bile çağırdılar 100 davetlileri vardı. onda da 60 kişi geldi. olsun yine bişey demedim. olabilir bana ne. ama biraz öngörü olabilirdi.
annem ve eşimle düğünden önce bardak çanak almaya gittik. benimki yol boyunca sus pus. ne muhabbeti var ne sohbeti. annem de konuşmaya çalışıyor ama bir sıcaklık yok ki eşimde. yine ben daha sonra niye muhabbet etmedin dedim. ne diycektim dedi. ne konuşsaydım dedi annenle. peki dedim haklısın.
gelinlik alıcaz. 1600 e gelinlik tuttu. ne kadar pahalı dedi. ama bana ne kadarlık bakmamı söylemişti ki. yine bişey demedim.
ben ondan pahalı düğün pahalı gelinlik istemedim ki.
çok masrafları oldu diye gittim en ucuz mobilya mağzasından koltuk masa seçtim.
beyaz eşyayı siz alır mısınız dediler. annem hemen aynı gün gittik mağzaya aldık. hallettik. beyaz eşyalarım mutfağım halılarım yatak odam giyinme odam hepsini ben yaptım ama gücenmiyorum. olabilir. orası benim de evim.
düğünde masa çok boş kalacaktı. çiçek kolayalım. dedim. 2000 tl tutuyormuş. yapamayız dediler. tamam dedim onu da ben yaparım nolcak. yaptık helal hoş olsun.
düğün takılarını gidip kendileri seçip almışlar. bana da onu taktılar. bana sormadılar kızım ne istersin diye ben yine adetleri böyledir boş ver dedim.
bana hiç bizim durumumuz yok. şu kadar düğün tutsun. bu kadar koltuk seç. bu kadar nişanlık, bu kadar gelinlik demedi. ben yine en uygunu neyse onu yapmaya gayret ettim. gelinliğim içime sinmedi. düğünüm de her istediğimi çağıramadım diye içimde kaldı. babama da kızamıyorum adam bir oluşumun içinde birini çağırsa diğerini çağırmasa çok yanlış anlaşılacak.
balayının ücretini dedim ben vereyim. yarısını kabul etti eşim.
onu ezmek istemedim hiç.
ama nişan kıyafetim, babamın tavsiyesi, gelinlik, davetliler, hep sorun oldu.
ben ona nişan takılarını almalarını ve bohçaya canımın sıkıldığını balayında biraz bahsettim. bana tavır koydu küstü.
valla bunlar bazısına göre çok büyük bazısına göre çok küçük mesele ama ben bakıyorum da hep sabretmişim. bunlara da hep düğün stresi demişim.
ibret olsun anlayana.
adam düğün aşamasında kendini belli ediyor. %40 negatifse, evlenince o negatiflik %90a çıkıyor.
eğer bana düğün aşamasında "hayatım canım böyleyken böyle durumumuz bu ben de her şey istediğimiz gibi olsun isterim ama elimizden gelmiyor" deseydi. ben eşyalar gelinlik düğün her şeyi üstlenirdim. huzurlu mutlu olacaksam niye yapmıyım.
babam hep der "bi zigon sehpadan mı evlenilmiycek" diye. ama burnundan kıl aldırmadılar ki hiç.
ya düğün yerinin girişi çiçeklerden bahçe olmuş. %99 babamın arkadaşları. ve tanınmış insanlar. buraya yazmaya çekiniyorum utanıyorum inanın. babamı unutmadıkları hoşuma gitti istemsizce bakarken aaa dedim unutmamışlar sağolsunlar dedim görünce.
eşim diyoki bizim şu da çiçek göndermiş bu da göndermiş. niye böyle ezilip hemen altta kalmamaya çabalıyordu anlamıyordum
ama şu da var buraya yazınca bu kızın burnu havada zengin kızı falan diye algılanmasın. öyle de değilim. bugünümüze şükür. ama bizim durumumuz hep iyi değildi. babamın işleri kötüydü. annemle pazarın bitmesini bekleyip kaç kere yere atılmış dökülmüş domates çürük biber topladım. atılmış kasaları alıp evde yaktık. iyi ki o günleri de görmüşüm kızlar. iyi ki fakirliği de görmüşüm.
bazen diyorumki keşke eşim limon satsaydı akşam bi tarana içip yatsakdık. ama huzurum olsaydı. mutlu olsaydım.
ama olmayınca olmuyor.
Canım eşin ailenin sana evlenme sürecinde verdiği ekonomik desteğin altında ezilmiş olabilir mi? Belki bunu gurur meselesi yapmış ve bunu sana farklı şekillerde yansıtmış olabilir. Dahası bu nedenle ailene tavır almış olabilir mi?
Bir yuvanın yıkılması çok kötü, haddim olmayarak yukarıdaki nedeni bir sorgulamanı öneririm, belki de eşin bu nedenle ailenden uzaklaşmayı istiyordur. eşinin kariyer sahibi olduğunu yazmışsın, öyle birine daha da ağır gelebilir bu.
canım ibret olması açısından anlatayım.
ben söz yaptım. onlar görüşmediği ev adresini dahi bilmediği halası dayısını kuzenlerini toplayıp geldiler. ben evlenince anladım ki. bunlar tamamen gösterişmiş. bişey demedik.
nişan oldu. yemekli lokantada kalabalık sazlı sözlü bir nişan yaptım bana takılanlara dokunmadılar Allah var.. eşime takılanları aldılar. bişey demedik.
nişan bohçası bir geldi. tek bir bavul. bavulda da aynı nasıl alışveriş yaptıysak onlar poşetli moşetli geldi. millet bohça görmeye geldi. annem dedi işte etek gömlek parfüm bu kadar görülcek biley yok diyip gösteremedik. yine de eşimin tarafına bişey demedik.
doğum günümde onların tanıdıklarının düğününe gittik. teyzesiyle ailecek küslermiş. olabilir. yanımızdakilerde teyzesi gelince o senin teyzen, elini öp dediler. annesi de dedi. benimki sinirlendi. annesine çok ters davrandı. ben de bu ters davranmasına kızdım. annem ve babamla paylaştım.
sonra bize bir akşam oturmaya geldi. babam dediki "annelerimiz ne yaparsa yapsın hatasını söyleyebiliriz ama onlara tersmiş düzmüş davranamayız oğlum" dedi. "benim annem bana küfür ederdi, ben gülüp geçerdim oğlum." dedi.
bizimki bana bir sinirlendi. sen nasıl bunu aileme yansıtmışım diye annemlerin yanında bir sürü can sıkıcı mesajlar attı. sonra bizimkilerle biraz oturdu. arkasını dönmeden çıkıp gitti.
ben aradım özürler diledim. böyle olacağını bilmezdim dedim. babam nasıl onun aile ilişkileri için tavsiyede bulunmuşmuş. babam adına özür diledim. ağlaya ağlaya affet beni dedim.
koskoca adama babama kızdım. hiç bağırmamıştım bağırdım. çocuk gibi ağlamış sonra babam. demiş ki "ben ne dedim ona, oğlum gibi gördüm tavsiye vereyim dedim" demiş. hala bu olay içimi acıtır.
nişanlılığım 600 tl tuttu. bu kadar pahalı olur muymuş dedi? bana kaç kere bunu söyledi. bana önce bütçem bu kadar dese ben yine tamam o kadarlık bişey diktireyim alayım derdim. niye demiyim.
düğünü çok önceden konuşmuştuk. babamın siyasi bir kariyeri var. en az 800 kişi gelir dedim. tamam demişti.
o aşamaya gelince çok dediler. babam sayıyı epey indirdi. 500 davetli çağırdık. fazlasıyla geldiler. ama çok şükür sığdık.
yine de sayıyı indirince çağıramadıklarımız hep bize darıldı. hala içimde uktedir.
onlar da 3-5 senedir görmediklerini bile çağırdılar 100 davetlileri vardı. onda da 60 kişi geldi. olsun yine bişey demedim. olabilir bana ne. ama biraz öngörü olabilirdi.
annem ve eşimle düğünden önce bardak çanak almaya gittik. benimki yol boyunca sus pus. ne muhabbeti var ne sohbeti. annem de konuşmaya çalışıyor ama bir sıcaklık yok ki eşimde. yine ben daha sonra niye muhabbet etmedin dedim. ne diycektim dedi. ne konuşsaydım dedi annenle. peki dedim haklısın.
gelinlik alıcaz. 1600 e gelinlik tuttu. ne kadar pahalı dedi. ama bana ne kadarlık bakmamı söylemişti ki. yine bişey demedim.
ben ondan pahalı düğün pahalı gelinlik istemedim ki.
çok masrafları oldu diye gittim en ucuz mobilya mağzasından koltuk masa seçtim.
beyaz eşyayı siz alır mısınız dediler. annem hemen aynı gün gittik mağzaya aldık. hallettik. beyaz eşyalarım mutfağım halılarım yatak odam giyinme odam hepsini ben yaptım ama gücenmiyorum. olabilir. orası benim de evim.
düğünde masa çok boş kalacaktı. çiçek kolayalım. dedim. 2000 tl tutuyormuş. yapamayız dediler. tamam dedim onu da ben yaparım nolcak. yaptık helal hoş olsun.
düğün takılarını gidip kendileri seçip almışlar. bana da onu taktılar. bana sormadılar kızım ne istersin diye ben yine adetleri böyledir boş ver dedim.
bana hiç bizim durumumuz yok. şu kadar düğün tutsun. bu kadar koltuk seç. bu kadar nişanlık, bu kadar gelinlik demedi. ben yine en uygunu neyse onu yapmaya gayret ettim. gelinliğim içime sinmedi. düğünüm de her istediğimi çağıramadım diye içimde kaldı. babama da kızamıyorum adam bir oluşumun içinde birini çağırsa diğerini çağırmasa çok yanlış anlaşılacak.
balayının ücretini dedim ben vereyim. yarısını kabul etti eşim.
onu ezmek istemedim hiç.
ama nişan kıyafetim, babamın tavsiyesi, gelinlik, davetliler, hep sorun oldu.
ben ona nişan takılarını almalarını ve bohçaya canımın sıkıldığını balayında biraz bahsettim. bana tavır koydu küstü.
valla bunlar bazısına göre çok büyük bazısına göre çok küçük mesele ama ben bakıyorum da hep sabretmişim. bunlara da hep düğün stresi demişim.
ibret olsun anlayana.
adam düğün aşamasında kendini belli ediyor. %40 negatifse, evlenince o negatiflik %90a çıkıyor.
eğer bana düğün aşamasında "hayatım canım böyleyken böyle durumumuz bu ben de her şey istediğimiz gibi olsun isterim ama elimizden gelmiyor" deseydi. ben eşyalar gelinlik düğün her şeyi üstlenirdim. huzurlu mutlu olacaksam niye yapmıyım.
babam hep der "bi zigon sehpadan mı evlenilmiycek" diye. ama burnundan kıl aldırmadılar ki hiç.
ya düğün yerinin girişi çiçeklerden bahçe olmuş. %99 babamın arkadaşları. ve tanınmış insanlar. buraya yazmaya çekiniyorum utanıyorum inanın. babamı unutmadıkları hoşuma gitti istemsizce bakarken aaa dedim unutmamışlar sağolsunlar dedim görünce.
eşim diyoki bizim şu da çiçek göndermiş bu da göndermiş. niye böyle ezilip hemen altta kalmamaya çabalıyordu anlamıyordum
ama şu da var buraya yazınca bu kızın burnu havada zengin kızı falan diye algılanmasın. öyle de değilim. bugünümüze şükür. ama bizim durumumuz hep iyi değildi. babamın işleri kötüydü. annemle pazarın bitmesini bekleyip kaç kere yere atılmış dökülmüş domates çürük biber topladım. atılmış kasaları alıp evde yaktık. iyi ki o günleri de görmüşüm kızlar. iyi ki fakirliği de görmüşüm.
bazen diyorumki keşke eşim limon satsaydı akşam bi tarana içip yatsakdık. ama huzurum olsaydı. mutlu olsaydım.
ama olmayınca olmuyor.
evliykenki halimden daha huzurluyum. daha da rahatım. dün gelinimizle gelinlik provasına oradan da annesine geçtim.
evliyken "kendi" tarafımla bu kadar gezdim diye. "eve gidince eşim surat yapar mı canı sıkkın olur mu gergin olur mu küser mi" diye gittiğim yerde mutlu olmazdım canım.
çok şükür iyiyim. sorduğun için Allah razı olsun.
ben de ibret olması için anlatmanızı istemiştim, yanlış anlamadığınıza sevindim ama burda bile ilişkinizden, nasıl tanıştığınızdan, nasıl evliliğe karar verildiğinden bahsetmiyorsunuz... söz oldu, yok ona bohça almış, yok kurdelenin rengi yeterince kırmızı değilmiş, yok annesi, teyzesi, eltileri bilmemkimi... sürekli başkaları üzerinden ve küçük maddi meseleler üzerinden anlatıyorsunuz. demek ki aranızda flört dönemi de olmadı...
yani ayakları üzerinde durabilen, çalışan bir kadınsınız, ille de evleneyim diye mi böyle oldu?
hissediyorum,kocanın çark edip af dılemeye gelmesı yakındır..umarım kabul etmezsın..
su hamıle halınle yasadıklarına cok üzüldüm..inşallah cabuk geçer bu zor günler senın için..
Canım yaşadıklarına çok üzüldüm, inan duygularını paylaşıyorum.
Allah sabır versin. İyi bir ailen olduğu için çok şanslısın. Yaşadıkların kolay şeyler değil buna rağmen duruşunu bozmadın, tebrik ederim.
Selamlar...
canım ben tanıştım 2 ay sonra onun ısrarıyla söz oldu. sonra nişan. nişandan 1 ay sonra düğün. o toplam zamanda da bana hiç olumsuz gözükmedi. gayet beyfendi sorumluluk sahibi anlayışlıydı. ya da ben öyle anladım.
ama söz olduktan sonra efelenme başladı.
evlilik öncesi beni çok sevdiğini hissediyordum.
yaşadığımız sorunlar hep strestendir dedim bu yüzden.
yani bizde seninde dediğin gibi flört olmadı hep evlilik öncesi törenlerle geçti.
Canım eşin ailenin sana evlenme sürecinde verdiği ekonomik desteğin altında ezilmiş olabilir mi? Belki bunu gurur meselesi yapmış ve bunu sana farklı şekillerde yansıtmış olabilir. Dahası bu nedenle ailene tavır almış olabilir mi?
Bir yuvanın yıkılması çok kötü, haddim olmayarak yukarıdaki nedeni bir sorgulamanı öneririm, belki de eşin bu nedenle ailenden uzaklaşmayı istiyordur. eşinin kariyer sahibi olduğunu yazmışsın, öyle birine daha da ağır gelebilir bu.
hah simdi aciga kavustu her sey :) o zaman bize ibret olmasi gereken kisim 2 ay once birlikte olmaya basladigimiz adamla sozlenmeye kalkmamak, daha biz birbirimizi tanimadan isin icine aileyi sokmamak olabilir...
bu arada belki de birisini unutmaya calismis da olabilir esiniz, 2 ay icinde evlenelim diye tutturmasinda bir gariplik var. ayri sehirlerde, ulkelerde yasama durumu olsaydi, evlenmeden ayni yerde yasayamasaydiniz vs o zaman anlasilirdi ama boylesinin altinda bir bit yenigi ariyor insan...
neyse aslinda artik onun ne dusunmus oldugu onemli degil, sizin bebeginizle yeni ve tecrubelerle taclandirilmis hayatiniz basliyor, ona odaklanmak lazim.
ezilmişlik deilde bunun adına nankörlük desekk daha iyi olur bence tabiiii bende arkadaş gibiydim ama bu erkek milletine iyilik bildirilmezzz arkadaşımm gelinligime kadar ben aldmm takılan yüzüge kadar benm katkım oldu o zaman ailesi yooktu ben vardım şimdi noldu onlar iyi ben kötüyüm bu ikinci evliliğim ikisinede maddi manevi çok destek oldum yaranamadımm allah bilsin napalım ama benim eşim aileme çok saygılı gelip gitmemede asla karışmaz karışamazzz oyarımm ailesine ben istersem giderim yoksa beni zozrla götüremezz sen çok şey yaşamıssın bununla ömür geçmez benim önceki eşim gibi burnu havada küçük dagları ben yaratttım havasında yasın genç boşver ve dikkatimi çekti hala eşim diosunn azcık bi a lttan alsa gönülnü yapsa dönmek içinde can atıyon gibime geldi bilemem ben öle anladım karnındaki suçsuz yavruna üzüldüm açıkcası olan aradaki yavruya oluo benim yavrumada oldugu gibi ( allah bu erkek milletine akıl fikir versinnn de evliliğin bizlerin kıymetini bilsinler...
aynen canım ben de bunu düşündüm biliyor musun? hep dedim benden önce birisi oldu mu anlatabilirsin dedim. ben hep anlatmak istedim. haliyle dinlemedi. ama geçmişimle barışığım. yüzüm ak. evliliğimden önce 2 flörtüm oldu. söyledim de bunu.
ama görümcem daha ilk tanıştığımızda "abimin hayatında kesinlikle biri olmadı o hiç kimseyle çıkmadı görüşmedi." o kadar emin konuştu ki.
"30 yaşında maşallah eline el değmemiş" dedim. kendimi kötü hissettim 2 flört yaşadım diye.
ibretlik kısım flörtü kısa tutmak. tanımadan evlenmek. aceleye getirmek. çok iyiniyetli yaklaşmak. vs. her yönüyle ibretlik öyküm :)