Güzel Türkçe Fanatikleri Kulübü

Günaydın KK...



Tırnak İşareti ( “ ” )


1. Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tır¬nak içine alınır:


Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin ön cephesinde Atatürk'ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” vecizesi yer almaktadır.

Ulu önderin “Ne mutlu Türk’üm diyene!” sözü her Türk'ü duygulandırır.
Bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”


UYARI : Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır:


“Akıl yaşta değil baş¬tadır.” atasözü yüzyılların tecrübesinden süzülüp gelen bir gerçeği ifade etmiyor mu?
“İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar.
(Yahya Kemal Beyatlı)


UYARI : Uzun alıntılarda her paragraf ayrı ayrı tırnak içine alınır.


2. Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır:

Yeni bir “barış taarruzu” başladı.


3. Cümle içerisinde kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır:


Yahya Kemal'in bazı şiirleri “Kendi Gök Kubbemiz” adı altında çıktı.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)

“Yazım Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.


UYARI: Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın koyu yazılarak veya eğik yazıyla (italik) dizilerek de gösterilebilir:


Höyük sözü Anadolu'da tepe olarak geçer.

Cahit Sıtkı'nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok sevmişti.
(Ahmet Hamdi Tanpınar)



UYARI : Tırnak içine alınan sözlerden sonra kesme işareti kulla¬nılmaz:


Yahya Kemal’in “Aziz İstanbul”unu okudunuz mu?



4. Bibliyografik künyelerde makale adları tırnak içinde verilir.
 
Tek Tırnak İşareti ( ‘ ’ )


Tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtmek için kullanılır:


Edebiyat öğretmeni “Şiirler içinde ‘Han Duvarları’ gibisi var mı?” dedi ve Faruk Nafiz’in bu güzel şiirini okumaya başladı.


“Atatürk henüz ‘Gazi Mustafa Kemal Paşa’ idi. Benden ona dair bir kitap için ön söz istemişlerdi.”
(Falih Rıfkı Atay)
 
Turkceyi elimden geldigince duzgun kullanmaya calisan biriyim..benim sitede en cok kizdigim insanlarin yazdiklarina onem vermiyor olmasi..en azindan kendim icin soyleyebilirim ki tereddut ettigim birsey olunca hemen tdk den kontrol edip oyle yaziyorum..zaten oyle gelisi guzel yazilanlarida okumuyorum bu da benim kendimce sessiz protestom..bende buralardayim:KK66:
 
Günaydın KK


Ters Eğik Çizgi ( \ )


Bilgisayar yazılımlarında art arda gelen dizinleri birbirinden ayırt etmek için kullanılır:


C:\Dos>MD \Oyun
 
Denden İşareti (")


Bir yazıdaki maddelerin sıralanmasında veya bir çizelgede alt alta gelen aynı sözlerin, söz gruplarının ve sayıların tekrar yazılmasını önlemek için kullanılır:


a. Etken fiil
b. Edilgen "
c. Dönüşlü "
ç. İşteş "
 
Yay Ayraç ( ( ) )


1.Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır:


Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.
(Nurullah Ataç)


UYARI: Yay ayraç içinde bulunan özel isimler ve yargı bildiren anlatımlar büyük harfle başlar ve sonuna uygun noktalama işareti getirilir.



UYARI : Hakkında açıklama yapılan söze ait ek, ayraç kapandıktan sonra yazılır:


Yunus Emre (1240?- 1320)'nin...


2.Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır:


İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakama yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın...
(Reşat Nuri Güntekin)


3. Alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek için kullanılır:


Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir, ya kimsenin.
(Ahmet Hikmet Müftüoğlu)

Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin
Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
(Mehmet Akif Ersoy)


4. Alıntılarda, başta, ortada ve sonda alınmayan kelime ve bölümlerin yerine konulan üç nokta, yay ayraç içine alınabilir.


5. Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti yay ayraç içine alınır.



6. Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını göstermek için kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır.



7. Bir yazının maddelerini gösteren sayı ve harflerden sonra kapama ayracı konur:


I) 1) A) a)

II) 2) B) b)
 
Kesme İşareti ( ' )


1.Aşağıda sıralanan özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır:


a. Kişi adları, soyadları ve takma adlar:


Atatürk’üm, Fatih Sultan Mehmet’e, Muhibbi’nin, Gül Baba’ya, Sultan Ana’nın, Yurdakul’dan, Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Refik Halit Karay’mış, Ahmet Cevat Emre’dir, Namık Kemal’se.


UYARI : Sonunda p, ç, t, k ünsüzlerinden biri bulunan Ahmet, Çelik, Çiçek, Halit, Mehmet, Mesut, Murat, Özbek, Recep, Yiğit, Bosna-Hersek, Gaziantep, Kerkük, Sinop, Tokat, Zonguldak gibi özel adlara ünlüyle başlayan ek getirildiğinde kesme işaretine rağmen Ahmedi, Çeliği, Çiçeği, Halidi, Mehmedi, Mesudu, Muradı, Özbeği, Recebi, Yiğidi, Bosna-Herseği, Gaziantebi, Kerküğü, Sinobu, Tokadı, Zonguldağı biçiminde son ses yumuşatılarak söylenir.



UYARI: Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan sonra konur: Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin.


Ancak cins isimler için yapılan açıklamalarda yay ayraçtan sonra doğal olarak kesme işaretine gerek yoktur: İmek fiili (ek fiil)nin geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.

UYARI : Özel adlar yerine kullanılan "o" zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.


b. Millet, boy, oymak adları:


Türk’üm, Alman’sınız, İngiliz’den, Rus’muş, Oğuz’un, Kazak’a, Kırgız’ım, Özbek’e, Karakeçili’nin, Hacımusalı’ya.


c. Devlet adları:

Türkiye Cumhuriyeti’ni, Osmanlı Devleti’ndeki, Amerika Birleşik Devletleri’ne, Azerbaycan Cumhuriyeti’nden.


ç. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar:

Allah’ın, Tanrı’ya, Cebrail’den, Zeus’u.


d. Kıta, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. coğrafyayla ilgili yer adları:


Asya’nın, Marmara Denizi’nden, Akdeniz’i, Meriç Nehri’ne, Van Gölü’ne, Ağrı Dağı’nın, Çanakkale Boğazı’nın, Zigana Geçidi’nden, Uzunyayla’ya, Türkiye’dir, İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’ya, Ankara’ymış, Sungurlu’ya, Ziya Gökalp Bulvarı’ndan, Yıldız Mahallesi’ne, Taksim Meydanı’ndan, Reşat Nuri Sokağı’na.


UYARI: Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten önce kesme işareti kullanılır:

Hisar’dan, Boğaz’dan.

e. Gök bilimiyle ilgili adlar:


Jüpiter’den, Venüs’ü, Halley’in, Merih’e, Büyükayı’da, Yedikardeş’ten, Samanyolu’nda.


f. Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. adları:


Dolmabahçe Sarayı’nın, Çankaya Köşkü’ne, Sait Halim Paşa Yalısı’ndan, Ankara Kalesi’nden, Horozlu Han’ın, Galata Köprüsü’nün, Bilge Kağan Abidesi’nde, Çanakkale Şehitleri Anıtı’na.


g. Kitap, dergi, gazete ve sanat eseri (tablo, heykel, müzik vb.) adları:


Nutuk’ta, Safahat’tan, Kiralık Konak’ta, Sinekli Bakkal’ı, Hürriyet’te, Resmî Gazete’de, Onuncu Yıl Marşı’nı, Yunus Emre Oratoryosu’nu, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü.


ğ. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adları:


Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Medeni Kanun’un, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Tüzüğü’nde, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’nin.


UYARI: Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun, tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır:


Bu Kanun’un 17. maddesinin c bendi... Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre... vb.


h. Hayvanlara verilen özel adlar:


Sarıkız’ın, Karabaş’a, Pamuk’u, Minnoş’tan.

UYARI: Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:


Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Mavi Köşe Bakkaliyesinden, Gimanın.


UYARI : Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz:


Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün.


2. Kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur:


Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye, Enver Paşa’ya vb.


UYARI: Unvanlardan sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:


Cumhurbaşkanınca, Başbakanca, Türk Dil Kurumu Başkanına göre vb.


3. Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur:


TBMM'nin, TDK'nin, BM'de, ABD'de, TV'ye.


UYARI : Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla üs işaretli kısaltmalar kesmeyle ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek noktadan ve üs işaretinden sonra, kelimenin ve üs işaretinin okunuşuna uygun olarak yazılır:


vb.leri, Alm.dan, İng.yi; cm³e (santimetre küpe), m²ye (metre kareye), 64ten (altı üssü dörtten).

4. Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur:


1985'te, 8'inci madde, 2'nci kat; 7,65’lik, 9,65’lik.
1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım.
(Mustafa Kemal Atatürk)


5. Şiirde seslerin ölçü dolayısıyla düştüğünü göstermek için kesme işareti kullanılır:


Bir ok attım karlı dağın ardına
Düştü n'ola sevdiğimin yurduna
İl yanmazken ben yanarım derdine
Engel aramızı açtı n'eyleyim (Karacaoğlan)


6. Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur:


a'dan z'ye kadar, b'nin m'ye dönüşmesi, Türkçede -lık'la yapılmış sözler.

UYARI: Akım, çağ ve dönem adlarından sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz:


Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına.
 
Köşeli Ayraç ( [ ] )

1.Ayraç içinde ayraç kullanılması gereken durumlarda yay ayraçtan önce köşeli ayraç kullanılır:


Halikarnas Balıkçısı [Cevat Şakir Kabaağaçlı (1886-1973)] en güzel eserlerini Bodrum'da yazmıştır.


2.Bibliyografik künyelere ilişkin bazı ayrıntıları göstermek için kullanılır:


Reşat Nuri [Güntekin], Çalıkuşu, Dersaadet, 1922.
Server Bedi [Peyami Safa]
 
TDK'da "Bilim ve Sanat Sözlüğü" bulunduğunu biliyor muydunuz?


Link Silinmiştir.
 
Türkçe Gönüllüleri Ağ Kümeleri'ne ulaşmak için tıklayın lütfen...



Türkçemizi Canlandırma Derneği:

Link Silinmiştir.

Türkçe Toplulukları Birliği:

Link Silinmiştir.

Dilimizi Koruyalım:

Link Silinmiştir.

S.D.Ü. Türkçe Topluluğu:

Link Silinmiştir.

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ve Mücadelesi:

Link Silinmiştir.

Uluslararası Dil Öğretimi Derneği:

Link Silinmiştir.

Uluslararası Türkçe Olimpiyatları:

Link Silinmiştir.
 
Şimdi bir şey söyliyebilir miyim Türkçe'yi bi kaç kişinin doğru kullanmasıyla site tamamı düzgün Türkçe konuşmaz. Bunun içinde Türkçeyi büzuk konuşanları, harf eksiklikleri yapanları uyarma cezası verilebilir. 3 kere üst üste uyarı cezası alırsada 2 günlük banlandırılabilir.
 
Merhaba,
Konu paylaşımı bittiğinde özgün yazılım başlayacak. Katılmak isteyenlere duyurulur !

Not: Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun sitesinin kurulumu ve ilk 3 senelik IT sponsorunun Kadınlar Kulübü olduğunu biliyormuydunuz ?
 
Merhaba,
Konu paylaşımı bittiğinde özgün yazılım başlayacak. Katılmak isteyenlere duyurulur !

Not: Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun sitesinin kurulumu ve ilk 3 senelik IT sponsorunun Kadınlar Kulübü olduğunu biliyormuydunuz ?

oktay sinanoğlu'nu rastladığım yerde ilgiyle izlerim-gerçi kitaplarını okuma fırsatım olmadıfisfisfis-ama cehaletimi bağışlayın;IT sponsoru ne demek:uhm:
 
Ses, Harf ve Alfabe


Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda meydana getirdiği titreşime ses denir. Ses, dili oluşturan en küçük birimdir. Harf ise sesin yazıdaki karşılığıdır.

Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiş bütününe alfabe denir.

Türk alfabesi, Latin harfleri esas alınarak 1.XI.1928 gün ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun ile kabul edilmiştir. Bu Kanun’a göre, Türk alfabesinde 29 harf bulunmaktadır.



Sesler ve Ses Uyumları


Türkçede sesler, ünlüler ve ünsüzler olmak üzere iki ana gruba ayrılır.

Ünlülerin Nitelikleri


Ses yolunda herhangi bir engele çarpmadan çıkan seslere ünlü denir. Türkçede sekiz ünlü vardır:

a, e, ı, i, o, ö, u, ü.

Ünlüler şu biçimde sınıflandırılır:

A. Çıkış yeri ve dilin durumuna göre:

1. 1. Kalın ünlüler: a, ı, o, u.
2. 2. İnce ünlüler: e, i, ö, ü.

B. Dudakların durumuna göre:

1. 1. Düz ünlüler: a, e, ı, i.
2. 2. Yuvarlak ünlüler: o, ö, u, ü.

C. Ağzın açıklığına göre:

1. 1. Geniş ünlüler: a, e, o, ö.
2. 2. Dar ünlüler: ı, i, u, ü.


Uzun Ünlü Kökeni Türkçe olan kelimelerde uzun ünlü yoktur. Uzun ünlü, Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren kelimelerde görülür:

şair (şa:ir), numune (numu:ne), iman (i:man).
Bu örneklerde iki noktadan önceki harfin gösterdiği ses uzun ünlüdür ve uzun söylenir. Ancak, birçok kelimede uzun ünlü kısalmıştır:

beyaz, hiç, rahat, ruh.

Bu örneklerdeki koyu harflerle belirtilen sesler, alındıkları dilde uzun oldukları hâlde Türkçede kısa söylenir.


Uzun ünlülü kapalı hecelerle biten kelimeler ünlüyle başlayan ek aldıklarında veya yardımcı fiillerle kullanıldıklarında, açık duruma dönüşen hecenin ünlüsündeki uzunluk, ayraç içerisindeki söyleyişte gösterildiği gibi çoğunlukla yeniden ortaya çıkar:

esas / esasen (esa:sen); hayat / hayatı (haya:tı); kanun / kanuni (ka:nu:ni); ruh / ruhum (ru:hum); usul / usulü (usu:lü); vicdan / vicdanen (vicda:nen); ahbap olmak (ahba:b olmak), hitap etmek (hita:b etmek). Bazı örneklerde bu durumda da kısalma görülür: beyaz / beyazı, can / canım, kitap / kitaba, meydan / meydana.

Uzun ünlüler, genellikle yazıda gösterilmez:

adalet (ada:let), badem (ba:dem), beraber (bera:ber), idare (ida:re), ifade (ifa:de), işaret (işa:ret), kaide (ka:ide), numune (numu:ne), rica (rica:), şair (şa:ir), şive (şi:ve), şube (şu:be), vali (va:li), vefa (vefa:).

Ünlemlerde ünlemin şiddetini ve hecenin uzunluğunu ifade etmek üzere iki veya üç ünlü yan yana gelebilir:

ooh, aaah.

Bu tür örneklerde ünlüler ayrı ayrı değil uzun olarak söylenir.
 
... bu kulübe ....


Burada kulüp-e demek istersen eş anlamlı kelime gibi gözükmesine rağmen 2 farklı anlam taşır.


1 . Kerpiç, saman veya ağaçtan yapılmış küçük, basit, ilkel ev:
"Ahırların öteki yamacında bir bahçıvan kulübesi vardı."- S. F. Abasıyanık.

2 . Bir yeri beklemekle görevli kimsenin içinde bulunduğu küçük barınak:
"Nöbetçi kulübesi."- .

3 . Hayvanlar için yapılmış barınak:
"Köpek kulübesi."- .

4 . mecaz Alçak gönüllülük göstermek amacıyla "ev" anlamında kullanılan bir söz.


Anuşka "ben de bu kulübe üye olmak istiyorum" doğru bir kullanım mı ?

Buna ek olarak Kadınlar Kulübü Türk Patent Enstitüsü tarafından marka ve isim tescili yapılmış bir isimdir. Bu açıdan özel isim gibi davranılması gerekmektedir. Tabi bunun yukarıdaki konu ile alakası yoktur.
 
Anuşka' ya sorulmuş; ama ben cevaplayayım dedim :1rolleyes:

ÜNSÜZ YUMUŞAMASI

Sözcük sonlarındaki sürekli sert ünsüzler 'p ç t k', iki ünlü arasında yumuşar: ç – c, t – d, p – b, k – gğ olur.

ç – c ağaç – ağaca

t – d kâğıt – kâğıda

p – b dolap – dolabı

k – gğ tabak – tabağa



Tek heceli sözcüklerin çoğu bu kurala uymaz:

iç, yap, küp, kat...

Süreksiz sert ünsüzlerle biten sözcüklerin bir bölümü çekimlenirken değişmemelerine karşın, türettikleri ey*lem*ler de değişir:


aç / aça ––– acıkmak

değişmez değişir

ak / akı ––– ağarmak

değişmez değişir

– Eylem tabanlarındaki süreksiz sert ünsüzlerin birçoğu yumuşamaz:
bak – ınca, ak – ıntı, okut – ulmuş...

– Yabancı sözcüklerin bir bölümü bu kurala uymaz:

cennet, kısmet, isabet .....

– Sözcükte ses bozulur, anlam değişirse yumuşama olmaz:
aşk / aşğı, aşğa

at / ada, adı

– 'k' genelde yumuşayınca 'ğ' olmasına karşın, 'n' den sonra gelenler 'g' olur:
renk / rengi, denk / dengi, kepenk / kepenge ...

– Özel adların yazımında yumuşama gösterilmez:

Turgut'u, Karabük'e, İzmit'i
 
Teşekkürler Cüvcüv. Ünlülerle ilgili konu bittiğinde sırada ünsüzler vardı zaten. Benim işimi hafifletmiş oldun.

Sırası gelmişken bir açıklama yapmak istiyorum:

Bazı dilbilgisi konuları için "Ne işimize yarayacak ki bunlar?" diye düşündüğünüzü ya da düşüneceğinizi biliyorum. Bunları konulara eklemem kesinlikle laf olsun diye değil. Geçen öğretim yılı boyunca gerek kendi velilerimden gerekse üçüncü sınıfa giden kızımın sınıf arkadaşlarının ailelerinden ilginç telefonlar aldım. Hepsinin derdi aynıydı:

Çocuklarına yeterince yardımcı olamamak... Bu konuların kendileri için geçmişte kaldığını, şimdi ise ödevlerde çocuklarına yardımcı olmak zorunda olduklarını ve zorlandıklarını söylüyorlardı. Düşündüm ki "Büyük Ünlü Uyumu Kuralı" belki işe yaramaz gibi görünebilir ama anneler en azından, bu konunun KK sayfalarında yer aldığını bilirlerse gerekli olduğunda nereye başvuracaklarını düşünmek zorunda kalmazlar.

Umarım sizler de benim gibi düşünürsünüz.

Sevgiler...
 
Düzeltme İşareti (Bizim "şapka" dediğimiz işaret)


Düzeltme işaretinin kullanılacağı yerler şunlardır:

1. Yazılışları bir, anlamları ve okunuşları ayrı olan kelimeleri ayırt etmek için, okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konur:

adem (yokluk), âdem (insan);
adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık);
alem (bayrak), âlem (dünya, evren);
alim (her şeyi bilen), âlim (bilgin);
aşık (eklem kemiği), âşık (vurgun, tutkun);
hakim (hikmet sahibi), hâkim (yargıç);
hal (pazar yeri), hâl (durum, vaziyet);
hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz);
şura (şu yer), şûra (danışma kurulu).



UYARI : Katil (< katl = öldürme) ve kadir (< kadr = değer) kelimeleriyle karışma olasılığı olduğu hâlde katil (ka:til = öldüren) ve kadir (< ka:dir = güçlü) kelimelerinin düzeltme işareti konmadan yazılması yaygınlaşmıştır.


2. Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelime ve eklerle özel adlarda bulunan ince g, k ünsüzlerinden sonra gelen a ve u ünlüleri üzerine konur:

dergâh, gâvur, ordugâh, tezgâh, yadigâr, Nigâr;
dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım, mahkûm, mekân, mezkûr, sükûn, sükût.

Kişi ve yer adlarında ince l ünsüzünden sonra gelen a ve u ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır:

Halûk, Lâle, Nalân; Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki.



3. Nispet i'sinin belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır.


Böylece (Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler), (fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar), (Atatürk'ün) resmi ve resmî (kuruluşlar) gibi anlamları farklı kelimelerin karıştırılması da önlenmiş olur.

Nispet i'si alan kelimelere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır: millîleştirmek, millîlik, resmîleştirmek, resmîlik.
 
Büyük Ünlü Uyumu


Bir kelimenin birinci hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) bulunuyorsa, diğer hecelerdeki ünlüler de kalın; ince bir ünlü (e, i, ö, ü) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur:


adım, ağız, ayak, boyun, boyunduruk, burun, dalga, dudak, duvak, kırlangıç; beşik, bilezik, gelincik, gözlük, üzengi, vergi, yüzük.


Buna büyük ünlü uyumu adı verilir.Büyük ünlü uyumuna aykırı bazı Türkçe kelimeler de vardır:


anne, dahi, elma, hangi, hani, inanmak, kardeş, şişman.


Büyük ünlü uyumu alıntı kelimelerde aranmaz:


ahenk, badem, ceylan, çiroz, dükkân, fidan, gazete, hamsi, kestane, limon, model, nişasta, pehlivan, selam, tiyatro, viraj, ziyaret.


Birleşik kelimelerde büyük ünlü uyumu aranmaz:


açıkgöz, bilgisayar, çekyat, hanımeli.


-gil, -ken, -leyin, -mtırak, -yor ekleri büyük ünlü uyumuna uymaz:


akşam-leyin, bakla-gil-ler, çalışır-ken, ekşi-mtırak, yürü-yor.


-daş (-taş) eki bazı kelimelerde büyük ünlü uyumuna uymaz:


din-daş, gönül-daş, meslek-taş, ülkü-daş.


-ki aitlik eki büyük ünlü uyumuna uymaz:


akşamki, yarınki, duvardaki, yoldaki, ondaki, yazıdaki, onunki.


Büyük ünlü uyumuna girmeyen kelimelere gelen ekler, kalınlık incelik bakımından son hecenin ünlüsüne uyar:


adalet-li, anne-si, kardeş-lik, meslektaş-ımız, şişman-lık.


Son ünlüleri kalın sıradan olmasına karşın incelik özelliği gösteren bazı alıntı kelimeler ince ünlülü ekler alır:

alkol / alkolü, hakikat / hakikati, helak / helakimiz, kabul / kabulü, kontrol / kontrolü, protokol / protokolü, saat / saate, sadakat / sadakatten.
 
.....Bazı dilbilgisi konuları için "Ne işimize yarayacak ki bunlar?" diye düşündüğünüzü ya da düşüneceğinizi biliyorum...............

Umarım sizler de benim gibi düşünürsünüz.

Sevgiler...

Pek Muhterem Hocam,
Elinize emeğinize sağlık... ben işe alırken başvuruda bulunana biraz not yazdırırım. O zanneder ki gündem dışı sonrada bu tuttuğu notları toplarım. Sonrasında bu başvuru yapan (üniversite mezunu) mürekkep yalamış genç kardeşlerimizin yazdıkları, yapılan hataları incelerim tek tek. Şimdiki yardımcımı alırken iki kişi arasında kararsız kaldım yetenekleri aynı hemen hemen herşeyleri aynı idi fakat Nazan'ın yazısı çok güzeldi. Bunu kendisine de işe girdikten sonra söyledim yazın güzel diye bir adım öndeydin. Yani güzel yazı, güzel Türkçe kullanımının nerede karşımıza çıkacağı belli olmaz.

Demişsiniz ya "benim ne işime yarayacak dersiniz" diye size gene bir anımı paylaşayım. Pilli Bebek grubunun bas gitarcısı Cudi( kafa sıfır numara enseden saç uzamış her iki kulağında binlerce küpe olan birini hayal edin fotografı için Link Silinmiştir..) bir süper marketten alışveriş yapmış kasaya gittiğinde arkasındaki annesi yaşındaki kadın ;
- oofff of gençliğe bak ne hale geldi demiş.

bizim ki hazır cevap ;

- evet teyzecim bu gençlik herşeyi sizden devraldı şeklinde cevabı sokuvermiş.

Özetle biz ne devredersek o özünü koruyacaktır. Bu açıdan Türkçe'mize sahip çıkalım ve onu temiz bir şekilde bir sonraki nesile teslim edelim.



Not: şimdi yazıdaki hataları lütfen saptayıp yüzüme vurabilirsiniz.
 
X