Güzel Türkçe Fanatikleri Kulübü

Ben harfin okunuşuna göre biliyordum, o zaman doğru olan KK'nde deği mi ?
Son kelimenin okunuşuysa belirleyen,

Hayırlısı olsun, hepimize...
 
Size bir soru:
Türkçe'de "k" harfi ke olarak mı, ka olarak mı okunur?
Çalışın ve araştırın, akşam üzeri sınav var!
 
Türk Dil Kurumu'nun (TDK) İmla Kılavuzu'nda "k" harfinin "ke" olarak okunması gerektiğine işaret ederek, TCK (Türk Ceza Kanunu), SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu), MGK (Milli Güvenlik Kurulu) ve terör örgütü PKK ifadelerini bu kuralın dışında tutması, dilbilimciler arasında tartışma yarattı.

TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın: İmla bir gelenektir. Alfabemizdeki 'k' harfinin adı ve okunuşu kılavuzda 'ke' olarak belirlenmiştir. Ancak MGK (Me Ge Ka), TCK (Te Ce Ka), TSK (Te Se Ka), SSK (Se Se Ka), PKK (Pe Ka Ka) gibi bazı kısaltmalardaki k harfinin, basın organlarında, bilimsel yayınlarda ve mevzuatta 'ka' olarak okunması yaygınlaşmıştır.


Ali Püsküllü (Dilbilimci): TDK'nın açıklaması yanlış. İnce ünlülerle ince, kalın ünlülerle kalın okunması bilimsel kuraldır. 'k' harfi 'ka' olarak okunamaz ve bazı kısaltmalar muaf tutulamaz.

Necmiye Alpay (Dil uzmanı - yazar): 1928'de harflerle ilgili çıkan yasada bu sessiz harflerin hepsi 'e' ile okunarak yazılmıştır. Ancak bu istisnaları açıkça koymamışlardı, şimdi koyuyorlar. Türkçede de istisnalar olur.


Doç. Dr Engin Uzun: (Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi Başkanı): Kısaltma yaygınlaşmışsa, yaygın haliyle okunmalı, yeniyse, harfin adı ve okunuşu neyse öyle okunmalıdır. Kısaltmalarda herkes kendine göre seçim yapar.


Alıntı:legese.com
 
Link Silinmiştir.

Türkçeye İyi Davran" Kampanyası Başladı
Türk dilindeki kirlenmeye "Dur!" demek için öğrenciler harekete geçti. Bilfen İlköğretim Okulu öğrencileri, Türk Dil Kurumu ile ortaklaşa “Türkçeye İyi Davran” adı altında bir kampanya başlattı. “Türkçeye İyi Davran” kampanyasının tanıtım toplantısı Çamlıca Bilfen İlköğretim Okulunda yapıldı.
 
Cüvcüv aklım karıştı.Şimdi doğru olan K.K'da mıdır, yoksa K.K'de midir. Ben K.K'da olarak biliyordum. Ama senin açıklamalarına göre doğru olan K.K'de. Öyle mi??
 
Cüvcüv aklım karıştı.Şimdi doğru olan K.K'da mıdır, yoksa K.K'de midir. Ben K.K'da olarak biliyordum. Ama senin açıklamalarına göre doğru olan K.K'de. Öyle mi??

Türk Dil Kurumu "k" harfini "ke" olarak adlandırmış; ama istisnalar da olabilir demiş bana göre "KK'da" olarak okunması daha hoş oluyor.benneyaptımki
 
" İstisnalarda olabilir" ne demek şimdi.Birşey ya vardır ya yoktur. Türk Dil Kurumu'da enteresan yahu.
 
Sevgili Anuşka,ben de geç farkettim açtığın sayfayı.Aranıza beni de alırsanız çok mutlu olurum;çünkü ben de Türkçemizin doğru ve güzel kullanılmasına çok önem veriyorum.Buraya yazarken de aynı önemi vermekle beraber,arada sırada hatalar yaptığımın farkındayım.Hata derken,bazen heyecanla yazarken dikkat etmediğim ya da okul yıllarından sonra unuttuğum bazı noktalama işaretleri ve yazım kurallarını kastediyorum.Sanırım burada paylaştıkça giderek en aza inecek ;çünkü daha şimdiden çok dikkat etmeye çalıştım.
 
Arkadaşlar maşallahınız var. Hepiniz ne çalışkanmışsınız. Demek ki bundan sonra bizi kimse tutamaz.
Bu konuda benim de söyleyeceklerim var:
"k" harfi alfabede tartışmasız olarak "ke" şeklinde okunur. Ancak kısaltmalar sözkonusu olduğunda farklı görüşlerle karşılaşılıyor. Kopyala-yapıştır olayını sevmiyorum;ama uzman olmadığım için kendi cümlelerimle anlatmam da zor. O nedenle oldukça uzun olmasına rağmen bilgilendirme amaçlı olarak kopyalıyor ve yapıştırıyorum.
Bu arada Kuzum'un takıldığı konuda kesin yanıt şudur:
K.K değil, KK şeklinde yazacağız. Ek getirmemiz gerektiğinde ise KK'da veya KK'de demek sizin tasarrufunuzdadır.
BÜYÜK HARFLİ KISALTMALARDA /K/ HARFİNİN OKUNUŞU

Doç. Dr. Çetin PEKACAR

(20-26 Eylül 2004 tarihleri arasında Ankara'da toplanan Uluslar Arası 5. Türk Dili Kurultayında sunulan bildirinin özetidir)



Lâtin esaslı Türk Alfabesindeki ünsüzler okunurken önlerine bir /e/ ünlüsü getirilir: be, ce, çe, de gibi. Ancak hemen hepimiz, alfabemizdeki harfleri sırayla okurken bir harfte bir karışıklık olduğunu ta ilkokul sıralarında iken fark etmişizdir. Bu, /k/ harfidir ve bazen bu harfi /ka/ şeklinde okuruz. Söz konusu karışıklık daha az oranda olmak üzere /h/ harfinde de görülür.

Daha çok /k/ ve çok az olarak /h/ harfinde görülen bu okuma karışıklığı, kısaltmalarda da görülmektedir. İmlâ kılavuzlarında, kısaltmalarda geçen ünsüz harflerin nasıl okunacağı üzerinde durulmamakta, bunların /e/ ünlüsünün yardımıyla /ke/ biçiminde okunacağı zımnen kabul edilmektedir. Türkçe Sözlük’ün K maddesindeki tanımında da bu harfin adı Ke olarak gösterilmiştir (Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1998, s. 749). Buna rağmen bazı kısaltmalardaki /k/ harfleri /e/ ünlüsüyle ince okunurken (AKeMe, BeJeKe, FeKeÖ gibi) başka bazı kısaltmalarda aynı harf /a/ ünlüsüyle, yani kalın (KaDeVe, MeGeKa, TeCeKa gibi) okunmaktadır.

Bu problem üzerinde duran iki araştırmacıdan Emine Gürsoy Naskali, Türkiye Türkçesinde yaygın olarak kullanılan büyük harfli kısaltmaları etraflıca incelediği bir araştırmasında /h/ ve /k/ harflerinin bazı kısaltmalarda ince, bazılarında ise kalın okunduğuna işaret etmekle yetinmiş; sadece /k/ harfini barındıran birkaç kısaltmayı inceleyen Hazma Zülfikar ise, kalın okunan /k/ harflerinin, temsil ettikleri kelimenin kalın ünlülü olmasından etkilendiğini ifade ederek, ince okunuşların doğru kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Biz gramerciler her ne kadar topluma belli kuralları belletmeye çalışsak da, dilin canlı hayattaki kullanımında, dilbilgisi kitaplarında ortaya konan kurallara aykırıymış gibi görülen farklı biçimlerin geçerli olduğu da bir gerçektir. Dilde birliği sağlamak için belli bir okuma tarzının öğretilmesi elbette takdir edilebilir; ancak kullanılışta ortaya çıkan farklılıkların tespit edilerek sebeplerinin çözülmesinin, dilin işleyiş mekanizmasının anlaşılması için gerekli olduğu da kabul edilmelidir.

Bu bildiride, Türkiye Türkçesinde yaygın olarak kullanılan ve içinde /k/ harfi geçen 45 kısaltma incelenmiş ve söz konusu harfin hangi durumlarda /Ka/, hangi durumlarda /Ke/ okunduğuna dair kurallar, anket yoluyla elde edilen verilerden de hareketle tespit edilmiş ve bu kuralların sebepleri çözülmeye çalışılmıştır. Bildiride, bağımsız bir kelime gibi okunabilen TÜBİTAK, SEKA, TÖBANK vb. kısaltmalar ile küçük harfli kısaltmalar ele alınmamıştır. Öte yandan, /h/ harfini içeren kısaltmalar da inceleme alanımızın dışında tutulmuştur. Bunun sebebi, /h/ harfinin hem kısaltmalarda az kullanılıyor olması ve dolayısıyla kural ortaya koyacak kadar veri sağlamaması, hem de /k/ harfi kadar problemli görünmemesidir.

KISALTMALARDA /K/ HARFİNİN OKUNUŞUNA DAİR KURALLAR

(NOT: Bildiri metni TDK tarafından yayımlanacağı için burada araştırmanın sonuçları özet olarak verilmiştir. Ayrıca, kurallarla ilgili yorumlar da buraya alınmamıştır.)

Kural 1) Kısaltmanın başındaki /k/ harfleri /ka/ okunuyor .
Kural 2-a) Başka bir ünsüzden sonra gelen /k/ harfi /ka/ okunuyor .
Kural 2-b) İki ünsüzden sonra gelen /k/ harfi de /ka/ okunuyor .
Bu kurala aykırı olarak BJK kısaltmasındaki /k/ harfi ince okunuyor.
Kural 3) İnce ünlüden sonra gelen /k/ harfinin /ka/ ve /ke/ okunuşları eşite yakın görünüyor.
Kural 4) Kalın ünlüden sonra gelen /k/ harfi /ke/ okunuyor.
Kural 5) Kendisinden sonraki harf ince ünlü ise, /k/ harfi yine /ke/ okunuyor.




SONUÇ

Sonuç olarak, ilk bakışta karmaşık gibi görülen dil olaylarının, sistemli bir şekilde incelendiğinde, aslında mutlaka bir sebebe dayandığının, bu araştırmayla bir kere daha anlaşıldığını söyleyebiliriz.

Alfabemizde /k/ harfinin adının /ke/ olduğunu ve böyle okunduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, kısaltmalardaki /k/ harfinin okunuşunun belirlenerek dilbilgisi veya imlâ kılavuzlarında bu okunuşların öğretilmesi gerektiğini iddia etmek istemiyoruz. Biz bu araştırmayla, sadece bir dil olayını çözümlemeye çalıştık. Aslında alfabemizde kalın /k/ fonemi için ayrı bir harf olsaydı, kısaltmalarda, burada söz konusu edilen okunma karışıklığı problemi hiç olmayacaktı. Ancak biz bunu da alfabemiz veya imlâ sistemimiz için büyük bir problem olarak görmek ya da göstermek istemiyoruz. Sonuç olarak herhangi bir kısaltmadaki /k/ harfi kalın da okunsa, ince de okunsa problemsiz bir şekilde anlaşılmaktadır. Çünkü kelime içinde fonem değeri olan /k/ ünsüzü, kısaltmalarda bu değerini yitirmekte, yani yansızlaşmaktadır.

 
Yarınki Konumuz:

Gün ve ay adları ile tarihlerin yazılışı.

"Ne varmış bunda?" demeyin,çok önemlidir.
 
Günlük hayatta kullandığımız bir çok kelime aslında dikkatsiz ve yanlış olarak ,çoğuda bilinçsiz olarak kullanılıyor.Şunuda unutmayalımki her yörenin kendisine ait bir konuşma tarzı vardır. Zaten sen doğru olursan etrafındakilerde doğru olur,sen yanlış olrsan etrafındakilerde yanlış olur.
 
Arkadaslar öncelikle hepinize hayirli aksamlar diliyorum. Klubün ilk ziyaretcisi bendim fakat rahatsizligim dolayisi ile kisa bir zaman sitemize zaman ayiramadim. Görüyorum ki klüpolmaktan cikmis bir amac halini almis. Inanin buna cok sevindim.Hedeflenen Türkceyi düzgün kullanma olayimiz gercek hayat uyarlanmis. Umuyorum ki bu Klüp'de gösterdigimiz özeni reel hayatimizdada gösterebiliriz.
Hepinize hayirli aksamlar diliyorum.( Bu arada bende DTNTH üyesi oldummu?)
 
Yarınki Konumuz:

Gün ve ay adları ile tarihlerin yazılışı.

"Ne varmış bunda?" demeyin,çok önemlidir.

TARİHLERİN YAZIMI

Bilinen bir tarihi anlatan ay ve gün adları her yerde büyük harfle yazılır:
31 Mart ayaklanması ...

Ay ve gün adları yanlarında sayı olmadan kullanıldıklarında küçük harfle başlayarak yazılır:
Bu yıl şubat ve mart ayları çok soğuk geçti.

Gün bildiren tarihler aşağıdaki gibi yazılır:
19 Mayıs 1919 - 19.05.1999 - 19 / 05 / 2000

Tarih bildiren sayılardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır:
23 Nisan 1920'de TBMM açıldı.
a.s.
 
Herkese merhaba...
Oldukça yoğun birkaç gün geçiriyorum ve KK'ya dün geceden beri ilk kez uğruyorum. Anlaşılmayan ya da soru olarak yöneltilen ne var diye şöyle bir baktım,herşey gayet güzel gidiyormuş.
Cüvcüv sağolsun günün konusunu aydınlatmış. Beni de büyük bir işten kurtarmış. Ben sadece kitap dili olmayan bir dille şöyle bir tekrarlayayım:

Gün ve Ay Adlarının Yazılışı

Cümle içinde geçen gün ve ay isimleri küçük harfle başlar;ancak gün ve ay isimleri bir tarihe bağlanmışsa yani yanında bir rakam varsa büyük harfle başlatılır.

*Okullar haziranda kapanıyor. (doğru)
*Okullar 19 Haziran’da kapanıyor. (doğru)
*Ben 21 Mart 1978 Salı günü doğmuşum. (doğru)
*Sınav 16 haziran’da yapılacak (yanlış)
*Sınav 17 Haziran’da yapılacak. (doğru)


Tarihlerin Yazılışı

Gün ve yıl sayıları rakamla ;ay, hem rakamla hem de yazıyla gösterilebilir:
*21 Mart 1978 *25.11.1930 *11.X.2000 *18/01/1919
Not:Tarih bildiren sayılardan sonra gelen ekler,kesme işaretiyle ayrılır.
*19 Mayıs 1919’da *18.12.1933’te
 
Günün İncisi

Bir dilin yok oluşu üç aşamada gerçekleşir:
İlk aşamada üstün görülen dilin sözcükleri anadile uyarlanır.
İkinci aşamada sözcükler dile uyarlanmaksızın ana dile olduğu gibi yerleştirilir. Üçüncü ve son aşamada ise yabancı dille kurulan tümceler yeni konuşma ve yazma dili olur.
Anadolu Türkçe’si ikinci aşamadan üçüncüye geçiş sürecindedir. Kanımızca 5 yıllık bir zaman diliminde bu süreç de tamamlanacaktır. Peyami Safa’ya göre, “Bir ulusun tüm zekası, bilgisi, duyarlığı dilinde toplanır. Dil onun varlığı, korunma aracıdır. Bir ulus toprağını yitirebilir, dilini unutmazsa o toprağı yeniden kazanabilir ;ancak dilini yitirmişse her şeyini yitirmiş demektir.”(Türkçe’nin Dünü, Bugünü,Yarını)

 
Hemen yarının konusu olan -ki eki ve bağlacı hakkında kısa bir bilgi verip, ödevimi yerine getirmek istedim. yerimseniben

1. Yer belirtmeyen, bağlaç olan "de", "da" ekleri ayrı yazılır. Yer, konum ve tarih belirtirse bitişik yazılır.
Örnek:
Adam sen de!
Ne malda var, ne de canda var.
Ankara'dan abim gelmiş.
Gelsen de gelmesen de umurumda değil.
Telefonda kim var?
Sistemlerde Apache çalışıyor.
Gecenin üçünde aranır mı?
Sende kaç YTL var?


2. Bağlaç olan -ki ayrı yazılır.
Hem -ki, hem de -de, -da bağlaçları ayrı yazılır ve cümleden çıkartıldığı zaman anlamı bozmaz, sadece bazı durumlarda cümlenin anlamında daralma meydana getirir.

Örnek:
"Bir yemek yapmış ki, yeme de yanında yat" cümlesinde "-ki" bağlacı çıkarıldığında "Bir yemek yapmış, yeme de yanında yat" biçimini alır ki, cümlenin anlaşılırlığında bozulma meydana gelmez. Ama cümledeki abartma anlamının yok olduğu kavranabilir.

3. Sıfat ve zamir yapan "ki" eki bitişik yazılır.

Örnek:
Seninki can da benimki patlıcan mı?
Yanıbaşımdaki adamcağız bayılıverdi.
Önceki örnek pek güzelmiş.
Benim elmam kurtlu çıktı, seninki ne durumda?
 
"ki" Bağlacının ve "-ki" Ekinin Yazımı

Türkçede üç çeşit “ki” vardır:Bağlaç olan“ki”,sıfat yapan “–ki” ve zamir olan(ilgi zamiri) “–ki” dir.Bağlaç olan “ki” daima ayrı yazılır.Sıfat yapan “–ki” ve zamir olan “-ki” eklendiği sözcüğe bitişik yazılır.
Dilimizdeki bu üç farklı “-ki”yi birbiriyle karıştırmamak için şu pratik yöntemleri uygulayın.
*Cümle içerisinde –ki’den sonra –ler çokluk ekini getirebiliyorsanız o –ki zamir olan –ki’dir.
Ayrıca zamir olan –ki’nin bir ismin yerini tuttuğunu ve genellikle zamirlerin üzerine geldiğini de unutmayın.
---Arabam bozuldu , seninki(ler)ni kullanabilir miyim?
---Onunki(ler) seninki(ler)den daha iyi olmuş.
Görüldüğü gibi cümle içerisinde –ki zamirinden sonra –ler ekini getirdiğimizde cümlenin yapısında herhangi bir bozukluk meydana gelmiyor.Öyleyse bu –ki’ler ilgi zamiridir.

*Sıfat yapan –ki de sıfat tamlaması kurar. Sıfat yapan –ki her zaman bitişik yazılır.Pratik olarak önündeki isme “hangi” sorusunu yönelterek bulur ve diğer –ki’lerden ayırt ederiz.
---Sokaktaki çocuklara sahip çıkmamız gerekiyor.(Hangi çocuklar?)
---Sınıftaki öğrenciler dışarı çıksın.(Hangi öğrenciler?)
Görüldüğü gibi sıfat yapan –ki’yi alan sözcüğün hemen önündeki isme hangi sorusunu yöneltebiliyoruz.Öyleyse bu –ki sıfat yapan –ki’dir ve eklendiği sıfata daima bitişik yazılır.

*Bağlaç olan “ki” ise daima ayrı yazılır.Diğer “ki” ekleriyle karıştırmamak için cümleden çıkartırız, cümlenin yapısında ciddi bir bozukluk olmuyorsa o “ki” bağlaç olan “ki”dir.Ayrıca bağlaç olan ki’nin daha vurgulu söylendiğini de göz önünde bulundurmak gerekir.
*Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.(Duydum unutmuşsun gözlerimin rengini)
*Sen ki dünyalara değersin.(Sen dünyalara değersin.)
*Şimdi anlıyorum ki o yaptıklarım bir hataydı.(Şimdi anlıyorum o yaptıklarım bir hataydı)
Görüldüğü gibi bağlaç olan –ki cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında bir daralma olsa da yapısında ciddi bir bozukluk olmuyor, öyleyse bu –ki’ler bağlaçtır ve daima ayrı yazılır.

NOT:
Mademki,halbuki,oysaki,çünkü,sanki… sözcüklerindeki ‘ki’ ler bağlaç olmasına rağmen kalıplaştığı için bitişik yazılır.


"de" Bağlacının ve "-de" Bulunma Durum Ekinin Yazımı

“de” “da” bağlacı da tıpkı “ki” bağlacı gibi ayrı bir sözcük olduğu için daima ayrı yazılır.Bulunma durum eki olan “-de,-da, -de,-ta” ise eklendiği sözcüğe bitişik yazılır. “de,da” bağlacıyla “-de,-da,-te,-ta” ekleri birbiriyle karıştırılmamalıdır.Pratik olarak birbirinden şu şekilde ayırt ederiz:Cümle içerisinde cümleden “de”yi çıkartırız,eğer cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyorsa o “de” bağlaçtır.Cümlenin yapısı bozuluyorsa o “de” bulunma durum ekidir.
*Kitap da alacağım.(Kitap alacağım)
*Sen de onun gibisin.(Sen onun gibisin)
Görüldüğü gibi bağlaç olan “de ,da” cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyor.Şimdi de aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
*Sende bir şeylerim kaldı.(Sen bir şeylerim kaldı)
*Onu otobüste gördüm.(Onu otobüs gördüm)
Görüldüğü gibi bulunma durum eki cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısı bozuluyor.
Önemli uyarı: Bağlaç olan “de,da”nın kesinlikle “te,ta” biçimi yoktur.
*Sana kazak ta alacağım.(yanlış)
*Sana kazak da alacağım.(doğru)
Ayrıca bağlaç olan “de,da” bir özel isimden sonra gelirse kesme işaretiyle ayrılmaz.
*Bize Ahmet’de gelecek.(yanlış)
*Bize Ahmet de gelecek.(doğru)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…