Güzel Türkçe Fanatikleri Kulübü

Sevgili arkadaşlar,

nanelinargile arkadaşımızın açtığı başlık altında, gözümüze çarpan yanlış yazılmış başlıkları toparlıyoruz ve sorumlu arkadaşlar da düzeltmeleri yapıyor. Sizlerin de katkıda bulunmak isteyeceğinizi düşündüm. Ne kadar çok katkı olursa, o kadar doğru yazılmış başlığımız olur, değil mi?

http://www.kadinlarkulubu.com/sited...mla-hatalariyla-yazilmis-konu-basliklari.html

Sevgiler
a.s. :enbuyukkk:
 
Ben de sitenin girişinde yazan "Site kullanımı, kurallar, kısa yollar, açıklayıcı bilgiler ve sitenin manifestosunun yer aldığı bölüm" yazısındaki, "manifesto" yerine "bildiri" kelimesinin kullanılmasının daha uygun olduğunu düşünüyorum.

Bu arada ben bunu başka başlığa yazacaktım ama o başlığı kaybettim. kaydirigubbakcemile3 Kusura bakmayın lütfen.
 
Ruh ve Kalem

Hunharca doğranıyor,en masum kelimeler
Edebiyat adına,katliam bu, düpe düz
Kan bulaşmış sayfalar,ruhu gitmiş dizeler
Kalemler cellad olmuş,aslını yitirmiş yüz


Balı petekten alır,zehir katıp sunarsın
Nedir bu isyankarlık, kimedir bu düşmanlık
Dokunma lugatı ma,bırak öylece kalsın
Bu mudur ahde vefa,bu mudur değer gamlık
 
Atatürk Diyor ki!

* Türk demek, dil demektir. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.

* Kesin olarak bilinmelidir ki, Türk ulusunun ulusal dili ve bengi, bütün yaşamında egemen ve temel olacaktır.

* Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet örgütümüzün dikkatli, ilgili olmasını isteriz.

* Dilin zengin ve ulusal almaşı, ulusal duyguların gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil bilinçli olarak işlensin.

* Ulusal duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, bilinçle işlensin. — 2 Eylül 1932

* Türk demek, dil demektir. Ulusun çok açık niteliklerinden birisi de dildir. Her şeyden Önce ve kesinlikle Türkçe konuşulmalıdır. — 1932

* Türkçe konuşmayan bir insan; Türk harsına, Türk topluluğuna bağlılığım iddia öderse, buna inanmak doğru olmaz.

* Türk affının kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet örgütümüzün, dikkatli, ilgili olmasını isteriz. — Kasım 1937

* Ülkesini, yüksek bağımsızlığım korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. — 1 Kasım 1932
 
ben neye sinir oluyorum biliyormusunuz....NAPIYON...GELİYOM....SEVİYOM....diyenlere gıcık oluyorum.......tv lerdede bazı program sunucuları da böyle konuşmuyorlar mı çıldırıyorum....
 
Merhaba.Size katılıyorum.Benim rahatsız olduğum konulardan biride alfabemizde olmadığı halde w,q,x harflerinin kullanımı.Mesela ewwet,qeldim,xkanç(kıskanç) gibi.
 
ben neye sinir oluyorum biliyormusunuz....NAPIYON...GELİYOM....SEVİYOM....diyenlere gıcık oluyorum.......tv lerdede bazı program sunucuları da böyle konuşmuyorlar mı çıldırıyorum....

bazı yörelerde öyle konuşuluyor. ama artık gençler seviyom değil sefiyoum, napıyon değil nabersiniz, geliyom değil geliyoum şeklinde konuşmaya başladı...
o yüzden senin verdiğin örneklerde bir şey yok gibi...a.s.
bu arada gençler dedim ama onların yanında ben kendimi çok yaşlı hissediyorum... henüz 21 yaşındayım halbuki...kaydirigubbakcemile3
 
Arkadaşlar!Markete girdiğinizde sizde benim gibi kendinizi yabancı hissedermisiniz?Neden mi?Hemen söyleyeyim;raflardaki ürünlerin isimleri yüzünden.İthal ürünleri anladık da, yerli ürünlere ne demeli?Starlar,cocolar,lightlar...çok rahatsız oluyorum.Siz ne dersiniz?
 
Türkçe aşığı biri olarak herkese merhaba! Beni de aranıza alır mısınız? Gördüğüm an ben de dahil olmalıyım dedim.Düşünenlerin yüreğine sağlık.
 
Son düzenleme:

Sana çok hak veriyorum canım. Bu yabancı dil özentisi yüzünden kendi dilimizi yozlaştırıyoruz malesef. Belki de okumuşsundur; ama ben yeri ve zamanı geldiği için Karamanoğlu Mehmet Bey'in fermanını bir kez daha yazmak istiyorum.

ARIYORUM

Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum.
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayımlamıştı;

Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye,
Hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı köyü, şehri
Fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showman, radyo sunucusunun discjokey,
Hanımağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

Dükkânın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gros market,
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?

İlân tahtasının billboard, sayı tabelâsının skorboard,
Bilgi alışının birifing, bildirgenin deklârasyon,
Merakın uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde wellcome,
Çıkışında, good-bye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın body-guard,
Sanat ve meslek pirlerinin, duayen,
İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?

Seki'nin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

İş hanımızı plâza, bedestenimizi galleria,
Sergi yerlerimizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi, mega kent diye gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast-food,
Yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde,
Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa sponsorluk diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezintisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air-bag,
Pekâlayı, oluru okey diye söyleyeniniz var mı?

Çarpıcı, önemli haberler flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri, oley oley,
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?

Vırvırık dağının tepesindeki köyde,
Cafe-show levhasının altında,
Acının da acısı, nes-kaaave içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün, el diline özendiğine içi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik.
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı....
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?



 
Son düzenleme:
Türkçe aşığı biri olarak herkese merhaba! Beni de aranıza alır mısınız? Gördüğüm an ben de dahil olmalıyım dedim.Düşünenlerin yüreğine sağlık.

Aramızda olman çok güzel. Evet, biz düşündük; ama burayı hareketlendirecek olan sizsiniz...
 

Size çok teşekkür ederim.Yayınladığınız yazıyı okumamıştım , çok beğendim.Ellerinize , emeğinize sağlık.Oniki yaşında bir kızım var.Bu yazıyı onada okutacağım.Çünkü kızımın sorularını yanıtlamakta bazen zorlanıyorum.Eminim çok istifade edecek.Sevgilerimle...
 
Son düzenleme:
Bu alışveriş merkezlerindeki durumdan bende rahatsızım. Kendi ülkemizin mallarını tanımak için, Türk Malı yazısı aramaktan, 869 mu başka bir şey mi diye bakmaktan gözlerimiz bozulacak. Kendi dilimizde isim verseler de hem Türk Malı olduğu belli olsa hem de bizi bu kadar uğraştırmasalar olmaz mı.? Hükümet yabancı dil verilen iş yerlerinden ve ürünlerden daha fazla vergi alacaktı böylelikle Türkçe isim verilmeye yöneltilecektik. Ne oldu peki?
 
Haklısın canım.Keşke elimizden birşeyler gelse.İnanır mısınız ?Alışveriş yerlerinde bu rahatsızlığımı dile getirdiğimde,insanlar bana garip garip bakıyorlar.Ne kadar acı değil mi?
 
Rahmetl iRecep Yazıcıoğlu, Denizli valisi olduktan hemen sonra lokantaların kaldırıma yaptıkları çıkma bahçeleri kaldırmaya başladı. İnsanlar bunun şokunu atlatamadan da "cafe" gibi Türk diline uymayan tabelaların ve yabancı adların kaldırılması için kolları sıvadı.
Malesef ki ömrü yetmedi. Bir kaç yıl burada olabilseydi Denizli'de çok olumlu işler yapabilirdi.
Allah rahmet eylesin...
 
Amin.İyilerin ömrü kısa oluyor maalesef.Umudumu yitirmek istemiyorum.İnanıyorum ki bu ülkede birgün evet birgün herkes diline sahip çıkacak.Gerçi ''tdk''nın ilk sayfasında bile konferans,arşiv,rapor gibi Fransızca kökenli kelimeler var ama neyse.
 

[youtube]POVc_vY95ms&feature=related[/youtube]

Ben bu iki mesajımda youtube'dan görüntüler koymuştum. Sanırım youtube kapalı olduğu için burada çıkmıyor. Yani bende görünüyor ama sanırım sizlerde görünmüyor. Eğer öyleyse siliverir misiniz?a.s.
 
Resim oynatıcılar açıldı.Güzel hazırlanmış.Bu görüntüleri mümkün olduğunca çok kişiye ulaştırmalıyız bence.
 
Son düzenleme:

Evet gördüğünüz gibi... Ben yansıtmaya çalıştım ama, öncelikle soru ekleri ayrı yazılır. Bu arkadaşımızda ayrı yazılan -da/-de kavramı hiç yok. Ayrıca gelecek zaman eki olan -acak/-ecek yazımları da yanlış. Öncelikle insanlara dilimizde konuşma dili ile yazı dili arasında fark olduğunu ve konuştuğumuz gibi yazamayacağımızı hatırlatmalıyız. Ama o zaman, "Türkçe konuşulduğu gibi yazılan bir dil değil midir?" tartışması alevlenir. Öyle bir şey olursa siz bana bırakın:) sevgiler..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…