Güzel Türkçe Fanatikleri Kulübü

Herkese merhaba,siteye yeni üye oldum ve bu kulübüde çok beğendim.Bir kitap hastası ve Türkçe aşığıyım.Yalnız konuşmak ve yazmakta iyi olduğum kadar, imla konusundada iyi olduğum söylenemez,mutlaka yanlışlarım olacaktır.Bu konu ve sizlerin sayesinde yanlışlarımı düzeltip,yeni bilgiler öğrenmekten zevk duyacağım.Saygılar...
 
Sevgili arkadaşlar.Bu topiği yeni buldum ve inceledim.Gerçekten de iyi bir fikir uygulaması yapılmış.Yalnız dikkatimi çeken; katılımcı arkadaşların özellikle yazım hataları üstünde durmuş olmaları.Bence yazım hataları bi nevi hoş görüle bilir.Eğitim eksikliğinden der geçerim çoğunlukla...Peki ya günlük hayatımızda yapılan konuşmalardaki devrik cümleler,radyocuların saçma sapan tonlamaları,eksik gedik kelimeler.Bunlara hiç itirazınız yok mu?Kim çocuğuna ne kadar doğru konuşmayı öğretiyor bunu bi düşünün lütfen...BUGÜN HABER SPİKERİNİN Bİ CÜMLESİ MESELA::AĞIZLARI YÜREKLERİNE GELDİ..
 
Sevgili arkadaşlar.Bu topiği yeni buldum ve inceledim.Gerçekten de iyi bir fikir uygulaması yapılmış.Yalnız dikkatimi çeken; katılımcı arkadaşların özellikle yazım hataları üstünde durmuş olmaları.Bence yazım hataları bi nevi hoş görüle bilir.Eğitim eksikliğinden der geçerim çoğunlukla...Peki ya günlük hayatımızda yapılan konuşmalardaki devrik cümleler,radyocuların saçma sapan tonlamaları,eksik gedik kelimeler.Bunlara hiç itirazınız yok mu?Kim çocuğuna ne kadar doğru konuşmayı öğretiyor bunu bi düşünün lütfen...BUGÜN HABER SPİKERİNİN Bİ CÜMLESİ MESELA::AĞIZLARI YÜREKLERİNE GELDİ..

Çok haklısın canım.
Biz burada insanların konuşma hatalarını göremediğimiz için yazım hataları üzerinde duruyoruz. Üstelik akademik olarak da bir arşiv ihtiyacını giderme çabasındayız.
Konuşmalardaki bozukluklar, çarpıklıklar, bile bile yapılan katliamlar hepimizi rahatsız ediyor.
Bizlere düşen, haddimizi aşmadan gerekli uyarılarda bulunmak ve dilimizin yozlaşmasının arzu edilmeyen bir durum olduğunu duyurmak.
Bundan sonrası okurlarımıza kalmış.
Sevgiler...
 
Size katılıyorum arkadaşlar. Yazı dilinde ya da konuşma dilinde bilmeden yaptığımız hatalar olabilir. Bunları düzeltmek gerekir tabii ki.
Beni asıl üzen anuşka'nın da değindiği gibi, bile bile yapılan hatalar. Beni en çok sinirlendiren, caddelerde, sokaklarda yabancı dillere özenmişçesine asılan tabelalar. Üstelik bu tabelaları asanlar sanki büyük bir marifet yapmışçasına övünüyorlar(Birçoğu). Neden? Çünkü kokosh, sheküre gibi isimler onları dünya standartlarındaymış gibi gösteriyormuş. Öyle söylediklerinde de başımı duvardan duvara vurasım geliyor. :eek:klava:
Geçen yıl televizyonda bir moda programını seyrediyordum. Bir modacı kuracağı şirketin adını b-rush koyacakmış. Modacının adı da Barış. Söylenip durdum gördüğüm andan itibaren. Sunucu ne dese beğenirsiniz? Şirketin adı dünya standartlarında olmuş, seçkin bir isim koymuşsunuz. Bunu duyunca daha da çıldırdım.
Halbuki o 'uluslararası standartlardaki' dilleri kullanan İngiliz, Rus, Fransız, İsviçreli vb. dilbilimciler, 'ch, sh, ph' seslerini en doğru ifade eden seslerin 'ç, ş, f' olduğu konusunda hemfikir.
Çok üzülüyorum, çok!!!
 
Ben de katıldım kızlar size.Bütün sayfaları okuyamasam da ,geç fark ettiğim için bir kaç sayfayı okuyabildim.Ama düzgün Türkçe kullanımı konusunda sonuna kadar destekliyorum sizi.Özellikle yazı dilinde ''v'' yerine ''w'' kullanımı,''gidiyorum '' yerine ''gidiorum'' vs..şeklinde kullanılmasına karşıyım.
 
Bir Alman söylemişti zamanında: Biz CD'ye ( se de gibi okunuyor Almanca'da) "se de" diyoruz. Ama Türkler "si di" diyor, çok ilginç demişti. Ama şu günlerde sanırım orada da İngilizcenin etkileri hissediliyor.
 
Biz CD'ye ce de dersek o zaman ne kadar cahil olduğumuz (!) çıkar ortaya.
Şaka bir yana aslı ingilizce olan sözcükleri ingilizce okumak ya da kullanmak, bildiğim en masum hata. Biz güzelim dilimizi mahvediyoruz, ona yanıyorum.
İngilizceye gösterdiğimiz saygı ve özenin yarısını kendi dilimize göstersek yetecek. Bersu'nun dediği gibi, gidiom, öptm, bilioz misali sayısız örneği var bunun...
 
belki CD örneği biraz yanlış oldu. çünkü almanca'da da compact disk oluyor sanırım. yine CD yani. Ama evet dediğiniz gibi bizde yabancı dilde olan kelimeleri düzgün telaffuz etmek marifet sayılırken, kendi dilimizi ne kadar kötü telaffuz ettiğimizi yok sayıyor birçok kişi.
 
DİLEKÇENİN ANAYASAL DAYANAKLARI

• Anayasanın 74. maddesi "vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve TBMM 'ne yazı ile başvurma hakkına sahiptirler" hükmünü düzenlemektedir.

* Anayasanın 74. maddesinin devamında "kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir." denmektedir.

"Dilekçe hakkının" yasal dayanakları
* Dilekçe hakkı, ayrıca 3071 sayılı Yasa ile daha ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiştir. Yasanın 3. maddesi TBMM ve yetkili makamlara yazı ile başvuru hakkını, 4. maddesi dilekçede bulunması gereken unsurları ve 7. maddesi de dilekçenin sonucundan muhataplarının 2 ay içinde bilgilendirileceğini belirtmektedir.

* Yasa, dilekçelerin kabul edilmezliğinden bahsetmemekte ancak belli durumların varlığında incelenemeyeceğini belirtmektedir.

* Anayasal ve yasal düzenlemelerden anlaşılacağı gibi, verilen dilekçenin içeriğinin kabul edilmez olduğu durumda dilekçelerin bu nedenle işleme konulamayacağının başvurucuya bildirilmesi hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu açık düzenlemelere karşın uygulama; dilekçe sahiplerinin saiklerinin sorgulanması, bazılarının gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları biçiminde olmuştur.

* Anayasa'nın 38. maddesine göre; "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman, kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez." Aynı düzenleme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. maddesinde de yer almaktadır.

DİLEKÇE NASIL YAZILMALIDIR

Bir dilekte yada şikayette bulunmak veya bilgi vermek amacıyla resmi makamlara sunulan tarihli,imzalı mektuptur.Kişiyi ve kamuyu ilgilendiren bir hakkın sağlanması, bir haksızlığın düzeltilmesi, kaldırılması için gerçek yahut tüzel kişilerce ilgili makamlara yazılan yazılara dilekçe denildiği gibi, istida, arzuhal de denir.
Dilekçe Yazımında Göz Önünde Bulundurulması Gereken Kurallar :
• Dilekçeler,konularına göre uzun veya kısa olabilir. Konular kısa v öz olarak belirtilir. Gereksiz ayrıntılara yer verilmez.
• Dilekçelerde ciddi, ağırbaşlı bir dil kullanılır. Anlatımın yalın ve duru olmasına özen gösterilir. Süslü,yapmacık,laubali bir ifadeden kesinlikle kaçınılmalıdır.
• Dilekçeler ; çizgisiz,beyaz dosya kağıdına daktiloyla veya dolmakalemle,okunaklı el yazısıyla yazılmalıdır.
• Dilekçe hangi kuruma veriliyorsa,bu makamın adı başa yazılır. Kurum adının sağ altına kurumun bulunduğu şehir adı yazılır.
• Konunun kısa bir özeti bu başlığın altına yazılır.
• Daha sonra konunun belirlendiği metin bölümüne geçilir. Bu bir şikayet dilekçesiyse,şikayet sağlam kanıtlara dayandırılmalıdır. Eğer iş isteme dilekçesiyse, öğrenim durumu,yaş,kısa bir özgeçmiş,kurumca aranan seçkin nitelikler açık seçik belirtilmelidir.
• Dilekçede bir durum belirtiliyorsa ,son cümle Durumu bilgilerinize saygılarımla sunarım bir istek belirtiliyorsa Gereğini izinlerinize saygılarımla sunarım şeklinde olmalıdır.
• Dilekçe bitiminde sağ alt köşeye ad ve soyadı yazılmalı,imzalanmalıdır. Tarih,isim ve imzanın bir satır üstünde olabileceği gibi dilekçenin sağ üst köşesine de konulabilir.
• Sol alt köşeye açık adres yazılmalıdır.
Dilekçe, herkesin zaman zaman yazmak zorunda kalabileceği bir mektup türüdür. Dilekçenin ilk bakışta güven verici bir düzen içinde olması gerekir.

Dilekçelerde kırmızı veya kurşun kalem asla kullanılmaz.

DİLEKÇE ÖRNEKLERİ


ADLİ SİCİL VE İSTATİSTİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
ANKARA

………………………………………………verilmek üzere, sabıka kaydım olup, olmadığının tarafıma bildirilmesini saygılarımla arz ederim.

ADRES …/…/2008
Adı ve Soyadı

İmza
 
selam arkadaşlar.bende dün bir konu açmıştım ama konuya buradan devam etmem gerekiyormuş.bu kulübü bilmedigim için ayrı bir konu açmıştım ama artık ögrendim burayı ve çok mutlu oldum.ayrıca da nasıl gözümden kaçar diye de kızdım kendime...dün türkçeyi katleden gençlik dedim çünkü çok ama çok sinirleniyorum bu yazacaklarıma.sizde mutlaka görmüşsünüzdür msn de şu şekilde yazışıyorlar ve sitede de çok gördüm.mesela *çok* kelimesi yerine *çoq* , *yok* kelimesi yerine *yoq* ve *ya* ünlemi yerine *yhaa* diyorlar.bu nedir arkadaslar anlamıyorum ben.güzel türkçemizi neden böyle çirkinleştiriyorlar.kendilerince farklı birşeyler yapıyorlar göya ama hiç hoş degil son derece karşıyım buna.yanlışlıkla noktalama işaretleri atlanır yada harfler eksik kalır bunu anlarım ve bizde zaten yapıyoruz bazen.ama bu başka birşey.arasıra msn de yazışırken de günlük hayatta konuştugumuz gibi yazabiliyoruz yada şımarıklık olsun diye şakalaşma amaçlı farklı yazımlar telaffuzlar olabiliyor ama bu gördügüm kelimeler beni çıldırtıyor ve sanki alfabeye yeni harfler eklenmiş gibi hiç atlamadan bunları kullanıyorlar.çok ama çok yazık bu gençlere...umarım bana katılanlar vardır aranızda:sm_confused:
 
Okuduğum bir yazıyı sizinle paylaşmak istedim. Okudukça durumun vehametini daha çok hissettim.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni ortaöğretim sistemini anlattığı 50 sayfalık metinde 55 dilbilgisi ve anlam bozukluğu bulunuyor. Metinde hata olmayan tek yer Milli Eğitim Bakanı Çelik'in yazdığı önsöz


Milli Eğitim Bakanlığı(MEB), yenilenen ortaöğretime geçiş sistemi hakkında bilgilendirme amaçlı hazırladığı metinde yaptığı hatalarla Türkçe'den sıfır aldı. MEB tarafından, yenilenen ortaöğretime geçiş sistemi hakkında hazırlanan '64 Soruda Ortaöğretime Geçiş Sistemi ve Seviye Belirleme Sınavı Örnek Sorular' metninde dil bilgisi ve anlam bozuklukları dikkat çekiyor.

Metin, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in önsözü ile başlıyor. Edebiyat mezunu Çelik'in önsözü dışında metinde hatasız bölüm bulunmuyor. 50 sayfada 55 hata yapılan metinden bazı örnekler şöyle: (MEB'in metindeki yazım şekli aynen alınmıştır. Hatalı yerler koyu renklidir. Sözcüklerdeki eksik ekler, parantez içinde gazetemiz tarafından belirtilmiştir.)


Ayrı yazılması gereken 'de-da'


Bu ihtiyaçta doğal olarak eğitim sistemlerinde değişimi zorunlu kılmıştır.

Yeni sistemin en büyük beklentilerinden biride öğrencinin okula çekilmesiyle genel liselerin eğitim kalitelerinin artırılmasıdır.

Daha sonrada sınıf puanının hesaplanmasında kullanılacaktır.

Ayrıca; 2007 OKS'de uygulanan öğrenci başarı puanlarının hesaplanması gündemde olduğu zamanda benzer kaygılar yaşanmıştır.

Anlam bozukluğu olan cümleler


Ortaöğretime Geçiş Sisteminin tam anlamıyla işlerlik kazanmasıyla ülkemizin öğretmeni, öğrencisi, yeterlilikleri ya da yetersizlikleriyle geniş kapsamlı ve geniş açılımlı, gerçekçi veriler ortaya çıkacaktır.

6., 7. ve 8. sınıflarda yapılan sınavların herhangi birisinde çeşitli nedenlerle başarısız olan öğrencilere diğer sınavlardaki başarılarıyla değerlendirilmiş olup bir anlamda öğrencilere telafi imkanı verilecektir.

İlköğretim 6., 7. ve 8. sınıflar için Seviye Belirleme Puanı (Yüzde 70), Yıl Sonu Başarı Puanı (Yüzde 25) ile Davranış Puanlarını (Yüzde 5) her üç puan türün için ayrı ayrı hesaplanarak yerleştirmede kullanılacak olan puandır.

Eklerle ilgili cümle bozuklukları


Öğrencilerin ilköğretim süresince başarıları, yetenekleri ve igileri doğrultusunda ortaöğretime geçişte yönlendirilmiş olacaktır.

Seviye Belirleme Sınavında tüm öğrenciler için ücretli olacaktır.

Ortaöğretime Geçiş Sisteminde Fen Liseleri, Anadolu Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ile Öğretmen Liselerine öğrenci yerleştirilmesi için Bakanlık her yıl okulların kontenjanları(-nı- eki getirilmeliydi) tespit ederek açıklayacak ve http://oges. meb.gov.tr adresinden ilan edecektir.

Sınıf puanının hesaplanırken; Seviye Belirleme Sınavı Puanı %70, Yıl Sonu Başarı Puanı %25, Davranış Puanlarını Yüzde 5, oranlarında, 6., 7., ve 8.sınıflar için ayrı ayrı hesaplanacaktır.

Sorular da hatalı


Seviye Belirleme Sınavı (-na- eki unutulmuş) kimler katılacak?

Seviye Belirleme Sınavında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden sorusu sorulacak mı?

Seviye Belirleme Sınavı ve OKS kılavuzları (-na- eki getirilmeliydi) nasıl erişilebilecek?

Ayrı yazılan birleşik kelimeler


Özellikle ilköğretim düzeyindeki çocukların hayata hazırlanması vaz geçilemez ve öncelikli öneme sahiptir.

OKS; 2004 yılından beri kademeli olarak yenilenen öğretim programlarının ön gördüğü ölçme-değerlendirme vizyonuna uyum sağlamamaktadır.

Ortaöğretime Geçiş Sistemi; sadece bir sınav düzenlemesi değil, aynı zamanda 2004 yılından buyana kademeli olarak değişen öğretim programlarına uyum sürecinin bir devamıdır.

OKS; 2004 yılından beri kademeli olarak yenilenen öğretim programlarının ön gördüğü ölçme değerlendirme vizyonuna uyum sağlayamamaktadır.

Hatalı noktalama işaretleri


Örneğin: 6.sınıfta sınava girmeyen öğrenci 7.sınıfta sınava girdiğinde 6ıncı sınıf puanı en düşük puan olarak alınacaktır.

Öğretmenler (virgül olmalıydı) Davranış Puanı (DP) verirken subjektif olabilecek mi?

Hece bölme hataları


hesa-planan (sözcük yanlış yerden kesilmiş)

hay-ata

yerleştir-ilmelerini.
 
Paylaşımın için teşekkürler Çokoprens. Durum gerçekten içler acısı.
Özellikle topluma seslenişlerde, ilanlarda, demeçlerde, basın açıklamalarında yapılan yazım ve noktalama hatalarını affedilemez buluyorum.
Bugün ben de bir otomobil pazarının önünden geçerken bir arabanın önünde şöyle bir yazı gördüm:

"Otomotik fiteslidir."

Güleyim mi ağlayayım mı şaşırdım.
 
Güzel Türkçemizi mahvediyorlar gerçekten yaa.Ben de çok dikkat ederim yolda giderken camlarda asılı yazılar olsun,okuduğum kitap,açtığım site ya da televizyon olsun çok fazla yanlış şey var.Özellikle dikkat edin kızlar ana haber bültenlerinde altta çıkan yazılara.Mehmet'e Memet(tabii ismi gerçekte Memet olanlar dışında),Gökhan'a göken,herkese yerine herkeze,kontör yerine kontür deniliyor birkaç örnek.Mesela bir de bi yerde gördüğüm yazı ''Satlık şoppen'' satılık şofben demeye çalışmışkaydirigubbakcemile3Bir de yaptıklarıyla örnek oluşturması gereken sanatçılarımıza da kızgınım.Şarkılar çocuklarımızın diline çok kolay yerleşen şeylerdir.''Sen beni öldürcen mi çıldırtçan mı'',''Buaralar yıkılıyooo peşime bıyıklı takılıyooo''''Ayağnı yerden kesçem senin''Ay ne bileyim daha nicesi.Nasıl düzelicek bu yanlışlar hiç bilmiyorum kızlar...kaydirigubbakcemile2
 
Güzel Türkçemizi mahvediyorlar gerçekten yaa.Ben de çok dikkat ederim yolda giderken camlarda asılı yazılar olsun,okuduğum kitap,açtığım site ya da televizyon olsun çok fazla yanlış şey var.Özellikle dikkat edin kızlar ana haber bültenlerinde altta çıkan yazılara.....Mehmet'e Memet(tabii ismi gerçekte Memet olanlar dışında),Gökhan'a göken,herkese yerine herkeze,kontör yerine kontür deniliyor birkaç örnek.Mesela bir de bi yerde gördüğüm yazı ''Satlık şoppen'' satılık şofben demeye çalışmışkaydirigubbakcemile3Bir de yaptıklarıyla örnek oluşturması gereken sanatçılarımıza da kızgınım.Şarkılar çocuklarımızın diline çok kolay yerleşen şeylerdir.''Sen beni öldürcen mi çıldırtçan mı'',''Buaralar yıkılıyooo peşime bıyıklı takılıyooo''''Ayağnı yerden kesçem senin''Ay ne bileyim daha nicesi.Nasıl düzelicek bu yanlışlar hiç bilmiyorum kızlar...kaydirigubbakcemile2
 
bende internet dilini sevmiyorum :kızgın:ne o öyle herşeyi kısaltıyorlarbenneyaptımkigeçenlerde bana bir mesaj gelmiş eşimin bir akrabasından bak dedim eşime sanırım sana kibar olduğunu söylüyor(kib yazmış)meğer o kendine iyi bakın kısaltmasıymışkaydirigubbakcemile3eşimin bakışları çok enterasandı doğrusufisfisfisne diyeceğini bilemedi bana sanırım:roflol:
 
Kesinlikle çok önemli bir konu. Artık Türkçe kelime kullananlar o kadar azaldı ki. nereye gidiyoruz hiç bilmiyorum. internette bir msn dili çıkmış "yapıorm sölüo" vb... şekilde sözde kısaltarak ne yazıldığı bile belli olmadan konuşmaya çalışıyorlar. artık evet diyen tamam diyen kalmadı. Yes ve okeyler dilimize yerleşti neredeyse. Televizyon programlarında, haberlerde vb yerlerde bile türkçe katlediliyor. bende çok fazla dikkat edemiyorum ama Türkçesi olan yabancı kelimeleri kullanmaktan kaçınıyorum.
 
bende internet dilini sevmiyorum :kızgın:ne o öyle herşeyi kısaltıyorlarbenneyaptımkigeçenlerde bana bir mesaj gelmiş eşimin bir akrabasından bak dedim eşime sanırım sana kibar olduğunu söylüyor(kib yazmış)meğer o kendine iyi bakın kısaltmasıymışkaydirigubbakcemile3eşimin bakışları çok enterasandı doğrusufisfisfisne diyeceğini bilemedi bana sanırım:roflol:

ben de aeo nun ne anlama geldiğini anlayamamıştım bir türlü... kaydirigubbakcemile3Allaha Emanet Ol demekmiş meğer.
 
ben de aeo nun ne anlama geldiğini anlayamamıştım bir türlü... kaydirigubbakcemile3Allaha Emanet Ol demekmiş meğer.

Ben de yeni öğrendim.
Bazen kendimi farklı bir dil öğreniyormuş gibi hissediyorum. İnsanın kendi diline yabancı kalması ne acı değil mi?
 
BALKIZ IN MACERALARI

Balkız, Balım kız. Baldan tatlı, bazen de acıtan kız. Sen hayatıma girdin, beni talan ettin dağıttın. Bazen güldürdün, bazen ağlattın. Yok, saydığım dertlerimi depreştirdin.

Sen bir kadın. bir anne, bir arkadaşsın. Bazen bir sevgili, bazen de canlar yakansın. Sen nesin söyle bana Balkız?

Haydi, gel yanıma anlat derdini, durma söyle.
Nerden başlamak istiyorsan
Nedenlerini, niçinlerini
Ve beklileri ni, keşkeler ini

Balkız la çok öncelerden tanışıyorum. Bir araya geldiğimizde uzun uzun konuşur haset gideririz. Bu lafın gelişi tabi, Balkız la ben hiç ayrılmadık ki birbirimizden. Balkız biz kadınların gerçeği aslında.

Kadınlarımızın yüklendiği misyonda binlerce Balkız var. Gül beyaz, Ayşe, Zerrin ve daha nice isimlerden oluşan Balkız lar, balım kızlar var yurdumda.

Güzelliği başa bela olan, çalışan, kuma olan
Ve çaresizliğine ağlayan her gece
Akmayan gözyaşlarının suladığı gönlünde
Çare arayan çaresine, çaresiz Balkız lar

Zaman zaman Balkız larla hayatımın bir yerlerinde yollarım keşişti. Arkadaşım oldular, düşmanım bazen, sırdaşım, bacılarımdılar, anamdılar ve Balkız larla dolu dolu bir hayat.

İşte Balkız ın maceraları da bu şekilde dünya var olduğundan bu yana devam eden hayat hikâyeleridir.
Benimle paylaşılmış, bazen gözleme dayalı, bazen kurgu, bazen se kendi yaşantımdan maceralardır.

Kendisi çok sevilmiş, uğruna çok şiirler yazılmış hayali sevgili olmuş bir hikâyeden başlamak istiyorum.

Güzelliği dillere destan olan,göğsünde yedi dağın bahar çiçekleri açan,bazen kardelen,bazen gül beyaz,bazen de gül endam dır adı,Sümeyra da olabilir.İsim ne değiştirir ki neyi değiştirir ki isim.
Şair âşık olmuş bir kere, destansı dizeler dökmüş, dokumuş ilmek şirine. Han etmiş gönlünü Balkız a balım kıza.

Balım kız ne yapmış, bilmiyor ki sevildiğini, haberi yok ki. O mutlu mesut yaşantısına devam ediyordur belki de bilinmez ki. Can yakmış asırlarca,

Susma şimdi, bakma sakın öyle
Yaktın yıktın, kırdın döktün
Kanattın sana bakan gözleri
Sızlattın yürekleri

Sızlatmış yürekleri sızlatmasına da, vazgeçmemiş şair bir türlü Balkız dan.Hala Balkız a yanar tutuşur.Yanar da,tuştur da tütmez dumanı bir türlü.Şair bu,açmış bağrını bekler her gece yolunu,boş kadehlerde,Kum kapı meyhanelerinde arar Balkı ı,bazen çeşme başında bir köyde,iş çıkışında yada verilen molalarda fabrikada.

Oysa ne adresi bellidir, ne yaşadığı şehir nede yolu yolağı Balkız ın.

Bir gün sen de yanarsan
Dilenirsen sevdanı yürek yürek
Kapanırsa sana ardına kadar kapılar

İşte o zaman
Çaldıklarınla avunursun
Kim bilir Gül endam kim bilir
Belki sen de bu şehirden gidersin

Şairin aşkına, sevdasına içim yandı bir kere. Destansı vurgunlara vuruldum dizelerinde. Her gece beklediği Balkız a hesab sordum. Hadi Balkız git işine git bu şehirden. Yaralama, kanatma artık şairi

Ben hesap sordum sormasına Balkız a,Balım kıza da şair bu belli olmaz hiç işi ben kızsam da Balkız a,oşairin sevdası olmuş bir kere, vazgeçmez vazgeçemez, ağarsa da saçları, ömre beş kalsa da şair yazar ömür boyu Balkız a.Balım kız a

PINAR ATAY
 
X