gülmeyi sevmeyen bakmasın hehehe :D

Öğretmen sözlüye kaldırdığı öğrenciye sordu:
-Edison elektriği keşfetmeseydi, ne olacaktı?
Öğrencinin yanıtı şöyledir:
-Televizyonu mum ışığında seyretmek zorunda kalacaktık öğretmenim.
 
Kardeşlerine kesirleri çalıştıran Uğur:
-Bir kilo eti iki parçaya ayırırsam her parça ne kadar olur? diye kardeşine sorar.
-Yarım kilo olur, der kardeşi.
-Güzel... Bir kilo eti, dört parçaya ayırırsam parçalardan her birine ne dersin?
-Dörtte bir derim.
-Peki elli parçaya ayırırsam?
-Elli de bir.
-Ya bin paraya ayırırsam?
Kardeşi gülerek:
-Bunu bilemeyecek ne var abi, kıyma olur :)
 
Öğretmen küçük Ayşe'ye sordu:
-Kızım şimdi ben sana beş lira versem, cebinde kaç paran olur?
Küçük kız hemen yanıtladı:
-Yedi lira öğretmenim.
-Nasıl olur kızım?
-İki lirada bende vardı öğretmenim :)
 
Öğretmen:
-Köpek hakkında yazdığın yazı ağabeyininkinin tıpkısı.
Öğrenci:
-Evet öğretmenim aynı köpeği anlattık.
 
Ögretmen öğrencilere soru:
-Cesaret neye denir?
Birisi parmak kaldırıp yanıtladı:
-Bir şeyi bilmediği halde, biliyormuş gibi yapıp, parmak kaldırmaya denir...
 
Yaşlı bir öğretmen, Fen Bilgisi dersinde kasları anlatıyordu.Bir ara öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Şimdi ben boks yapsam hangi kaslar çalışır?
Çocuk sakin sakin cevap verdi :
-İzleyenlerin gülme kasları öğretmenim!
 
Bir ana okulunda öğretmen çocuklara paraları öğretmek istiyordu.Cebinden bir 25 kuruş çıkarıp gösterdi :
-Bilin bakalım bu ne?
Ön sırada oturan küçük bir çocuk çabucak cevap verdi :
-Tura!...
 
Köylü, yeni doğan bir sıpayı kucağına almış evine dönerken,iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve:
- Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle?
- Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
- Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım
 
Ögrencinin biri sürekli yaramazlik yapiyormus. Ögretmen dayanamamis kulagindan yakalamis. "Bana bak! Uslu durmazsan dayak yersin." deyince, ögrenci;
"Ben oruçluyum!" der. Ögretmen;
"Eee oruçluysan ne yapalim?" deyince, ögrenci;
"Annem bana sakin bir sey yeme dedi evden çikarken. Eger bir sey yersem orucum bozulurmus."
 
Tıp profesörü derse girer. Adettir ya, söze şöyle başlar:
- Evet, nerede kalmıştık?
Öğrenciler hatırlattı:
-Bugün beyini anlatacaktınız.
Hoca, kafasının dalgınlığıyla birlikte bunu reddeder.
-Beyin mi? Bugün beyin olmaz, kafamda başka şey var.
 
Öğretmen, Nurdane`ye sordu:
- Baban ne iş yapar?
Nurdane evde gördüğünü aynen söyledi:
- Annem ne iş yapmasını isterse, onu yapar öğretmenim.
 
Temel boynunda bir yılanla dolaşıyormuş, nedenini sormuşlar.
- Tenize tüşersem tiye tetpirli tavranıyorum.
 
Dursun ile Temel kimin daha çok aptal olduğu konusunda bir türlü anlaşamamışlar. Sonunda İdris'i hakem tayin etmişler. Dursun Temel'e demiş ki;
-Temel koş git bak bakalım ben büroda mıyım, değil miyim?

Temel hemen gitmiş, aradan bir saat kadar zaman geçmiş ve Temel dönmüş. Dursun'a onun büroda olmadığını söylemiş. Bizim hakem İdris söylenmiş:

-Be oğlum, sen salak mısın, oraya kadar gideceğine şuradan bir telefon edemedin mi?
 
Sabaha karşı saat 3'te telefon acı acı çalmıştı.
Sarışın kadın yataktan fırladı koştu, açtı:

-Alo, buyurun?
-Orası çift dört, .çift üç, çift iki mi?
-Hayır.. Dört dört, üç üç, iki iki..
-Ayy çok afedersiniz. Gecenin bu saatinde uyandırdım sizi.
-Yok canım, üzülmeyin. Nasılsa kalkacaktım. Telefon çalıyordu çünkü...
 
Sarışın kadın kaldırımda gidiyordu. Yanından geçen bir adam fıstık diye seslendi. Kadın bakmayınca bir daha fıstık dedi. Kadın iyice sinirlendi:
-Benim kabuğum mu var ki fıstık olayım!
 
Bir gün adamın biri kendini tavuk yemi saniyormuş ve tavuklardan çok korkuyormuş derken adamı hastaneye yatırmışlar ve uzun süre tedavi etmişler.

Sonunda adama sormuşlar,
"Artık tavuk yemi olmadığını biliyorsun demi?"
adamın cevabı ise
"Ben biliyorum da tavuklarda biliyormu?"şeklinde olmuş
 
Temel mektup yazıyor. Cemal sorar,
- Çime yazayisun?
- Fadime'ye
- Niye yavaş yazayisun?
- Fadime'nin okuması kıttır daa.
 
Evladum Temel, sivil, asçer parolayi sormalisun, tamam mı? parola hamsidur daa.
- Tamam komitanum.
- Ha göreyum bakalım. Terhis olmuş bir er gelmiş nizamiye kapısına, valizi almak istiyor yatakhaneden. Parolayı bilmiyor tabii ki. Parola diye tutturmuş, Temel, er bilmiyor. Temel izin vermiyor. Er başlamış ağlamaya, Temel acımış,
- Hamsi de de geç pakalum.
 
Bir gün din hocası sınav yapar. Çocuklardan bir tanesi bütün sorular doğru yanıtlamıştır ama sınav sonucunda 100 üzerinden 40 almıştır. Hocanın yanına gitmiş ve sormuş

-Hocam benim 100 almam gerekiyordu bütün soruları biliyordum ve yaptım

-Bilmesine çok iyi biliyorsun ama inanmıyorsun :)
 
Postane

Temel hızla postaneden içeri girip
''Demin atmış olduğum mektubu geri istiyorum.''
Memur şaşırarak
''Neden?''
''Yanlışlıkla fazla pul yapıştırmışım,
uzağa gitmesin.''
 
X