ınsan ilişkilerinde formüller olmaz. Bu suyun kaldırma kuvveti, yerçekimi yasası, değil ki sana formüller verelim...
Güçlü olmak insanın yaradılışında vardır, bazıları kırılgan ve nazlıdır bazıları hayata karşı dikbaşlı ve güçlüdürler...
Ben sadece eşime karı değil hayata karşı da çüyümdür. Bu hem yapı hem yetiştirilme tarzı ile ilgili.. Ailem bana 8 aşından itibaren aylık olarak harçlık verdi günlük değil, böylece hesap yapmayı elimdekni yetirmeyi öğrendim... Ailem ben üniv. kazanınca ilk seneden sonra arkadaşlarımla eve çıkama destek oldu, ama kiramı faturalarımı onlar ödemedi, ben onların aylık gönderdiği harçlığı bir şekilde yettirmek zorundaydım, e ıstanbulda yetmeyince part time çalışmaya başladım. Böylece kendi ayaklarımın üstünde durmayı öğrendim, sırtımı kimseye yaslamamayı öğrendim... kendi kendime yetebilmeyi öğrendim....
Hayata karşı nasıl dik duruyorsam eşime karşı da ailesine karşı da dimdik durdum...
Evlilik hazırlıklarında kiseyi işime karıştırmadım, fikirlerini aldım ama kendi bildiğimi yaptım, maddi destek yapmaya zaten niyetleri yoktu, istemedim, nye yardım etmiyosunuz demedim, etmezseniz etmeyin biz yapar öderiz dedim...
Ne düğün ne mobilya konusunda 1 kuruş ble maddi destekleri olmadı, biz aldık biz ödedik, rüya gibi bir nikah,ve sonrasında rüya gibi bir yemekle evlendim, rüya gibi bir balayı yaptım... iyiki para vermediler, para verseler öyle olmasın böyle olsu deme hakkını bulacaklardı, para vermedikleri için karışamadılar da.... Onların alışık olmadığı bir ev dekorasyonu alışık olmadıkları ve garisedikleri bir gelinlikle ve nikahla evlendim. karışamadılar... Karışamazlarda bu benim hayatım...
Formül mü istiyorsun, önce kendine güvenecek ve inanacaksın... Karışmaya çalışmadılar mı?? oooo hem de nasıl... Ama ben şanslıydım demiyorum ben doğru adamı seçtim hayatımı birleştirmek için, o yüzden karışmak istediklerinde önce eşim karıştırtmadı.... Evlenen biziz, bu hayat bizim bizim istediğimiz gibi olacak dedi... ben hiç ağlamadım mı, ooo hemde o kadar ağladım ki, ama bu ağlamak eşimi kullanmak için koz değildi, gerçekten üzüldüğümde ve kırıldığımda ağladım, ağladım ama aynı zamanda kendmi de ifade ettim....
Bu işin fomlü olmaz arkadaşım, sen 31 yaşındaymışsın(hoş yorularınhiç o olgunlukta değil ya neyse) ben 30 yaşındayım. ve inan 20 yaşında iken de aynen böyleydim, yıllar geçtikçe daha da çok öğrendim daha da tecrübe kazandım, ama asla kendimi güçsüz ve aciz hissetmedim, kimsenin de böyle hissettirmesine izin vermedim....