Grip ve Soğuk Algınlığının Tedavisi Mümkün mü?

saglikon2

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
30 Ekim 2012
37
1
Grip ve soğuk algınlığı virüslerin sebep olduğu hastalıklardır; virüsleri antibiyotiklerle tedavi etmek mümkün değildir. Gribin tedavisi olmasına rağmen soğuk algınlığı veya nezlenin tedavisi tartışmalıdır. Grip ve soğuk algınlığı için en etkili, kanıtlanmış tek tedavi yöntemi Afrika Sardunyasının kökünden elde edilen sıvı ekstresidir.

Prof. Dr. Ayper Somer
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk İnfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı

Hava sıcaklığındaki değişiklikler çocuk sağlığını nasıl etkiler?

Mevsim değişikliği sırasında hava sıcaklığında yaşanan ısı farklılığı nezle ve soğuk algınlığı vakalarının artışına sebep olur. Bunun sebebi, yaz aylarında görülmeyen virüslerin havanın soğumasıyla birlikte aktifleşmesidir.

Soğuk algınlığı ve nezle aynı hastalık mıdır?

Nezle ve soğuk algınlığı aynı anlamda kullanılan iki terimdir. İnsanlarda genellikle üşüdükten sonra hastalandıkları yönünde önyargı olduğu için hastalığa soğuk algınlığı denilmiştir. Bu aslında doğru değil; üşüyen insan hastalanmaz. Bugün için 200den fazla virüsün soğuk algınlığı veya nezleye yol açtığı tespit edilmiştir. En sık saptanan Rino virüsüdür. Rino Yunancada burun demektir. Nezle ismi de buradan gelir. Nezle veya soğuk algınlığı denildiğinde ön plana çıkan yakınmalar; burun akıntısı ve tıkanıklığı, hapşırık, bazen öksürük, boğazda kaşıntı veya ağrılardır. Özetle; nezle veya soğuk algınlığı burun ve boğaz bölgesinde lokalize hastalık şeklinde bulgularla kendini gösteren bir tablodur.

Nezle ve grip arasındaki farklılıklar nelerdir?

Nezledeki bulguların dışında gripte çok şiddetli baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrıları görülür. Bu nedenle hastalığa Paçavra Hastalığı da denir. Yani kişi kendini parmağını oynatamayacak kadar hasta hisseder, işe gitmesi mümkün değildir. Nezle veya soğuk algınlığında kişi işine gider, ayakta geçirir. Halbuki grip olduğumuzda işe gitmemiz mümkün değildir. En büyük farklılık budur.

Ayrıca grip hastalığına sebep olan tek virüs vardır; Infulenza. İkisi arasındaki fark burada da ortaya çıkar. Nezle veya soğuk algınlığında sadece burun ve burun bölgesi, gripte ise tüm vücut hastalanır. Grip daha ağır bir hastalıktır ve yüzde doksan vakada ateş görülür (39-40 derece); nezlede ise küçük çocuklar ateşlense bile yetişkinlerde sık rastlanmaz.

İki hastalığın tedavileri de farklıdır. Gribin tedavisi olmasına rağmen soğuk algınlığı veya nezlenin tedavisi tartışmalıdır. Burada dikkat çekilmesi gereken en önemli nokta; her iki hastalığın tedavisinde de antibiyotiklerin yerinin olmadığıdır. Çünkü antibiyotikler bakteriler içindir. Grip ve soğuk algınlığı virüslerin sebep olduğu hastalıklardır; virüsleri antibiyotiklerle tedavi etmek mümkün değildir.

*Nezle nasıl tedavi edilir?

Nezle vakalarında tedavi semptomatik, yani hastalığın bulgusuna yönelik yapılır. Burun tıkanıklığında damla, öksürükte şurup, çocuklarda ateş varsa ateş düşürücü ilaçlar kullanılır. Bunun dışında bir takım özel tedaviler vardır. En etkili, kanıtlanmış tek tedavi yöntemi Afrika Sardunyasının kökünden elde edilen sıvı ekstresidir.

Afrika Sardunyası Bitkisinin özellikleri nelerdir?

Umckaloabo adıyla da bilinen Afrika Sardunyası bitkisi kökünden hazırlanan sıvı ekstresinin, özellikle kış aylarında kendini gösteren soğuk algınlığına karşı mücadeledeki doğal gücü yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır. Afrika Sardunyası kökü sıvı ekstresi içeren bitkisel ürünler, kış aylarını kabusa çeviren soğuk algınlığı başladığında ilk 48 saat içinde kullanıldığı takdirde şikayetlerin süresini 1- 3 gün kadar kısaltır. Şiddetini hafifletmeye yardımcı olur, baş ağrısı ve burun akıntısı da dahil olmak üzere soğuk algınlığı semptomlarının giderilmesinde de önemli bir rol oynar. Bakteriler virüslerin harap ettiği yüzeylere yerleşir. Sardunyası kökü sıvı ekstresi bakterilerin burun mukozası veya ağza yerleşmesini önler; yani antibakteriyel etki yapar ama antibiyotik gibi değildir. Antiviral etki gösterdiği için virüslere karşıdır, öldürücü ve çoğalmasını önleyici özelliği vardır. Bunun altını çizmek gerekir. Bir de artan salgıların (burun akıntısı, balgam çıkarma) oluşumunu önler. Erken başlanması önemlidir. 48 saat geçirildiği takdirde virüs yeterince çoğaldığı için artık alınan önlemler etkili olmaz ya da çok az etkili olur.

Çocuklarda nezle tedavisinde antibiyotik kullanılmalı mı?

Küçük çocuklarda veya herhangi bir yaş grubunda nezle veya soğuk algınlığı bulguları ortaya çıktığında herhangi bir kötüye gidiş olmadığı takdirde antibiyotiklerin kullanılması sakıncalıdır. Çünkü direnç geliştirir ve mikroplarda bir daha o antibiyotik kullanılamaz; bu çok büyük bir problemdir. Çünkü tekrar ediyorum, bu hastalıklara yol açan bakteriler değil virüslerdir. Çok küçük bebeklerde virüslerin üzerine bakteriler eklenebilir. Ama bu safhada ilaç kullanımına doktor karar vermelidir.

0- 6 aylık bebekler nezle olduğunda veya bu bulgular görüldüğünde doktora götürülmelidir. Çünkü komplikasyonlar bazen kulak iltihabı, sinüzit, zatüree gibi istenmeyen hastalıklara yol açabilir. Bunun dışındaki gruplarda antibiyotik kullanımının yeri yoktur.

*Çocuğun beslenmesiyle hastalık arasında bir ilişki var mı?

Beslenme eksikliği olan çocuklarda bağışıklık sistemi yetersizdir. Bu kesin bir durumdur. Dengeli beslenmek; protein, karbonhidrat ve yağdan belli oranlarda alınması demektir. Ayrıca vitaminden zengin, bol sebze ve meyve ile takviye gerekir. Özellikle A vitamini enfeksiyonlardan korunmada, mukoza ve dış yüzeylerin korunmasında çok önemlidir. D vitamininin de ayrı bir önemi vardır; bunu sadece ağızdan almak yeterli değildir. Çocuğun kış aylarında bile mutlaka en az bir saat güneşte gezdirilmesi gerekir. C vitamini enfeksiyonlarla ilgisi en çok araştırılmış ve etkisi kanıtlanmış vitamin türüdür; E vitamini de aynı şekilde Bazı mineralleri de unutmamak gerekir. Örneğin; demir ya da çinko eksikliğinde enfeksiyonlara yatkınlık artar.

En büyük hata; kış geldiğinde hastalanmamak için portakal suyu içilmesidir. Bunun hiçbir yararının olmadığı çalışmalarla kanıtlanmıştır. C vitaminini günde 8 gram kadar almak gerekir. Bu çok miktarda portakal demektir. Oysa bir insanın o kadar portakal tüketmesi mümkün değildir. Ayrıca fazla miktarda C vitamini başka istenmeyen etkilere; örneğin taş oluşumuna sebep olabilir.

Hasta çocukları okula göndermeyin

Virüsler vücuda damlacık dediğimiz bir yolla girer. Hasta kişi öksürürken, konuşurken, hapşırırken, etrafa nefesiyle partiküller içinde görülmeyen virüs saçar. Havada bir süre canlı kalan virüsler o ortamda nefes alıp veren insanların solunum yolluyla vücuda girer. Veya öksürürken elimizi ağzıma götürdüğümüzde virüs bulaşır. Yüzeye dokunmak, kalemi tutmak virüsün bulaşmasına sebep olur.

Özellikle kritik dönem olan ilk 1- 4 günlük süreç, yani hastalandıktan sonra ilk 2-3 gün, içinde çok yüksek oranda bulaştırma durumu söz konusudur. Bu nedenle hasta kişilerin evlerinde kalmaları, en azından bir gün istirahat etmeleridir çok önemlidir.

Yetişkin kişi işe gittiğinde enerjisini başka şeylere harcayacaktır. Halbuki evde istirahat edildiğinde bütün enerji hastalıkla savaşmaya ayrılır. Bu da enfeksiyonun daha kolay alt edilmesini sağlayacaktır.

Çocukların da en azından bir gün okula gönderilmemesi gerekir. Nezle ve soğuk algınlığındaki ateş halsizlik yapar. Bir gün evde kaldığı takdirde hem kendisi hastalığı daha çabuk atlatır, hem de etrafındakilere bulaştırmaz.

Soğuk algınlığı ve grip ne sıklıkla görülür?

Bağışıklık sisteminin yaş ile de ilişkisi vardır. Bebekler doğduklarında bağışıklık sistemleri oldukça zayıftır. 6 aydan sonra bağışıklık sistemi yavaş yavaş oturmaya başlar. Karşılaştığı her enfeksiyon hastalığı aslında çocuğun bağışıklık sistemini güçlendirir, o mikrobu tanır hale getirir.

200′den fazla virüs olduğu için hayatımız boyunca en az 200 defa nezle olabiliriz. Nezle ve soğuk algınlığının çocuklarda görülme sıklığı yılda yüzde 6-8, hatta bazen 10-12 bile olabilir. 6 yaşın altındaki çocuklar daha sık hastalanır. Erişkinlerde bu oran yılda 2-4′tür. Yapılan bir araştırma sonucuna göre 70 yaşındaki bir kişi yaşamında üç yılını nezle ile geçiriyor. İş gücü ve okul günü açısından bakıldığında çok büyük bir rakam bu. Oysa Afrika Sardunyası gibi bitkisel ekstreler bu süreyi kısaltarak yaşamı daha sağlıklı hale getirecektir.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…