"ben kadının esasında canavar ruhlu, soğuk kanlı bir katil olduğuna filan inanmıyorum. öyle olsa muhtemelen nüfusa kaydı bile yapılmamış bir bebeğin cesedini kendi elleriyle hastaneye getirmez, onu beslemeye çalışmaz, bebeğin cesedinden kurtulmaya bakardı.
kadının ifadesinde kamu oyuna sunulan eksik bir görüntü var. şu ki; kadın kendini hamile bırakan kişi tarafından yalnız bırakılmış. 9 ay boyunca hayal edilmeyecek bir stresle hamileliği gizlemeyi başarmış. başvurduğu kurumlar; kimliğinin gizlenmesini reddedince doğumu evde kendi kendine gerçekleştirmiş. bu süre zarfında utancından ya da korkusundan kimseden yardım isteyememiş. büyük olasılıkla konuyla ilgili temas kurduğu tek kişi adana çevik kuvvette polis olan baba. kadın yaşadığı kırılma noktasında hızla delirirken, içinde bulunduğu durumla ilgili hiç bir sorumluluk almayan babaya gelip çocuğuna sahip çıkacağı zannıyla rest çekip gidiyor. ifadesinde bu durumu dile getirmiş olsa bile polis; kendi kurumsal itibarı adına babayla ilgili bu noktayı es geçiyor.
okültizm'de 'şeytan' sembolü; -hiçbir eleştiri yapmadan yaşadığımızda, kendi ruhumuzun aynasına bakmakta olduğumuzu fark etmeden “dışarıdaki” kötüden korktuğumuz bir dünya görüşünü - ifade ediyor.
dolayısıyla kadını; bir bebeği gözünü kırpmadan öldürebilecek vicdan yoksunluğuyla suçlamak; pek çoğunun işine geliyor bence.
adamın biri bahaneyle 'tecavüz' cürmünü haklı göstermeye çalışmış. bebeğin hıçkırdığı, can çekiştiği binada travma yaşaması gereken teyze bile 'vay anam vay neler dönmüş serhat ya' üslubuyla gayet soğuk kanlı 'yukarıda kuş ölmüş' zannettikleri olgusunu kameralarla paylaşmanın heyecanı içerisinde. muhtemelen komşularla uzun süre ağızlarını dolduracak dedikodu unsuru yakalamanın itiraf edilmemiş tatminini yaşıyor.
kadın suçludur evet. ama onu 'ben evli olmadığım bir adamla birlikte oldum ve ondan bir çocuk doğurdum, evet. ve bu kimseyi ilgilendirmez.' demekten alıkoyan; ona bu baskıyı, bu utancı, bu korkuyu yaşatarak delirmeye götüren anne, baba, sevgili, komşu, akraba, çevre, sen, ben, herkes; en az onun kadar suçlu. o içinde bulunduğu durumun çaresizliğiyle yolda yürürken; ondan selamını esirgeyen, bir gülümseyişiyle hayatı üstlenme gücünü sakınan herhangi biri de suçlu. ona; sakındığı konunun ne olduğunu bile bile bir alternatif çıkış yolu önermeyen kurum, ona dertleşecek samimiyet vermeyen arkadaş, onu delirmeye mahkum eden sistem, yöneticiler, başbakan, devlet başkanı, herkes; bu bebeğin ölümünden sorumlu.
dünyanın öteki ucunda kuyruğu sıkışmış bir tilkiden bile sorumlu olduğunu bilecek vicdandan yoksun yaşayan sen; en çok.
bunun sorumluluğunu, azabını içinde hissetmiyorsan zerre kadar; doğrudan saldırıya geçiyorsan; en çok ama en çok; sen suçlusun.
ve muhtemelen bu travmayı ömrünce içinde taşıyacak bir kadının ismini burada teşhir edip; hayatı boyunca bir daha yaşama tutunmasını sağlayacak tüm unsurları damgalayarak aforoz etmek de sana düşmez.
katilin de, canavarın da en tanımsız şekli sensin."
Ekşi sözlükten alıntıdır arkadaşlar..