Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.



Bakış açınızın bu olmasına üzüldüm.
Bu yazı ötekileştirme değil,neler nerelerde yapılıyor dikkat çekme buda benim bakış hacım.
O zamanlar o okullardan başladılar.
Şimdi devlet okullarınıda eleştiriyoruz çünkü artık orda da işleniyor küçük zihinler.
Sizin iyi olmanız tüm insanların iyi olmasını düşündürmüyor anlayacağınız.
Hiç bireysel yazmadım ama şunu eklemek istedim.
Hacı torunu ve hacı kızıyım.
Ailemde ve çevremde iho okulu okuyanlar var hiç üstlerine almıyorlar ben de.
Toplumsal düşünce diyorlar halk dilinde buna.
 
Sivas olayını,Danıştayı, hedef gösterenleri ve kimin niye yaptığını da unutmadık.
Beğenmediğiniz Aziz Nesin in 20 yıl önce yazdığını bugün yaşıyoruz.
Onun görebildiğini herkes görebilse keşke.
 
Son düzenleme:
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, “Kürt sorununun nihai çözümü isteniyorsa, bunun yolu Kürt halkının önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasından geçer. Bunu da hükümetin bugünden kendi gündemine alması gerekir” dedi.

Hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle BDP İstanbul İl Başkanlığı, Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu Başkanlığı önünde bir basın açıklaması düzenledi. Yaklaşık 700 kişinin katıldığı basın açıklamasında, “Tutsaklara özgürlük, Hükümet adım at” sloganları atıldı. Bugün Metris Cezaevindeki bazı hasta tutukluları ziyaret ettiğini söyleyen BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, hükümetin bir iyi niyet göstergesi olarak hasta siyasi tutukluları serbest bırakmasını istedi. Bu konuda Adli Tıp Kurumu’nun yetkili olmasını eleştiren Tuncel, tam teşekkküllü bir hastaneden alınacak sağlık raporunun yeterli olarak kabul edilmesini istedi.


Bu konuda Necati doğrunun yazdığı yazıyı çok sevdim,tamda benim düşündüklerim
Necati Doğru : Süreç çatladı! | Sözcü Gazetesi
 

Bu ülkede dini siyaset için kullanan yobazlaştıran bir Hükümet var karşımızda,bu mu sevindiğiniz şey.?
Bir İmam Hatipli olarak bu sizi rahatsız etmiyormu.
Meclisin hali ortada da ,okullarımızın geldiği hale bakın Allah Aşkına.

İstanbul’un göbeğinde bazı liselerin yönetimi tarafından altında müdür beyin imzası ve devletin resmi mührüyle öğrencilere “Allah’ın Takdiri” başlıklı belgeler dağıtılıyor.
Kim bu müdürler ki,
“Allah’ın takdirini” böyle ayağa düşürüp Allah’la adeta alay etmeye, o kutsal kavramı küçük düşürmeye yelteniyor!
Demek ki Allah’ın takdiri ile okul yönetiminin takdiri şimdi aynı olmuş!
Üstelik bu belgeyi verdikleri lise öğrencilerini “Mübarek insan” olarak kayda geçiriyorlar.
Bu lise İstanbul’da Barbaros Hayrettin Paşa Denizcilik ve Endüstri Meslek lisesi!
Seçmece müdürünü mutlaka terfi ettirip çok daha yüksek yerlere getirmek gerekir!

* * *

Emin Çölaşan.
 

altını çizdiğim yazınızı anlayamadım açıkçası:44:
O okullardan başladılar derken?
Ne yapılmış o okullarda acaba?
öğrencilerin beyinleri mi yıkanmış ne ile
kuranı kerim ve dini bilgilerle...(!)olamaz değil mi bu?müslüman bir ülkede olmamalı ne alaka bazılarına göre...
Biz normal derlserin yanında dini bilgimizide aldık çok şükür...
Bende o okuldan mezun olan ve birebir yaşayan birisi olarak yazıyorum
bizim dönemimizdeki ablalar ve abiler yani bizden üst sınıflardakilerin
her sene öss sonuçları asılırdı okulumuza
ve hep tıp,hukuk,mühndislik gibi ve türkiyenin en iyi okullarına öğrenci gönderildi çok şükür
ve o kişiler şu an çook iyi yerlerde görev yapıyorlar ve yapmayada devam edecekler...
Ama bunu hazm edemeyen bazı kesimler ne yapalım edelimde bunların önünü keselim diye plan yaparken
kesintisiz eğitim zırvasını çıkardılar ve tam ben öss ye girecekken...kat sayı adaletsizliğ,türbanı söylemiyorum bile,ikna odaları,hakaret vs derken...bizim o dönemki psikolojimizi düşünebiliyor musunuz?sizin evladınız veya kardeşiniz bunları yaşamış olsa idi ne derdiniz?aziz nesin haklı vallahi ne güzel söylemiş mi olurdu düşünceniz...
Ben çook istememe rağmen yıllardır hayalini kurmama rağmen sırf ihl meunuz ve tesettürlü olduğum için hukuk okuyamadım ve buna sebep olanlarada hakkımı asla ve asla helal etmiyorum...çok şükür yine azim ederek ve benim gibi onlarca arkadaşım kardeşim dikey geçişler ile fakültelerimizi istemediğimiz bölümler olsa bile sırf ezilen olmamak için okuduk...siz bunun ne demek olduğunu bilir misiniz?şu an bile hukuk okuyan bir öğrenci vs görürsem bir yanım cızz eder ki çook zeki ve başarılı bir öğrenci olmama rağmen...ama allah nasip ederse kndi çocuğum olur ise yine ihl göndericem ve onun istediği mesleği okuması için elimden geleni yapacağım...asıl özgürlük hakkı yenmek bu demektişr...birde orda burda yok hükümet kız çocujlarını okutmak istemiyor,yok erken yaşta evlenmeleri için düzenleme yapiyor diye zırvalıklar duyuyoruz ..kız çocuklarının okumasını istemeyen kesimin kimler olduğu aşikar ortada...yapılan alkış gibi yüzümüzde patlıyor...
Bilmem anlatabildim mi?




evet herkes görüyor artık neyin ne olduğunu ve onun için icraatlar ortada
ak koyun kara koyun ortada
 

bunun emin çölaşana yapılan bir şaka olduğunuda araştıırsa idiniz öğrenebilirdiniz
okullarımızın durumunuda velhasıl
 

Takdirlik skandal

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan dünkü köşe yazısında fıkralara taş çıkartacak bir skandala imza attı. Bir öğrencinin bilgisayar programı yardımıyla oluşturduğu ve üzerinde 'Allah'ın Takdiri' yazılı sahte bir takdir belgesini yayınlayan Çölaşan, okulun öğrencilerini mübarek insan olarak kayda geçirdiğini yazdı.
 



Herkes bir barış açılımı diye tutturmuş içeriğini söyleyende bilen de yok.Necati Doğru ne güzel yazmış.Kalemine yüreğine sağlık.Barış marış safsataları ile milleti uyutup yaptıkları anlaşmaları gerektiği gibi yürütüyorlar.Şimdilik durgun terör anlaşma gereği.
Yarın gezi olayını da buna bağlarlar.Dış güçlerimize kanan insanlar bizi bu duruma getirdi derlermiş..Bir sabah uyandığımızda batımız Tayyibistan,doğumuz kürdistan
 


Haklısınız,faka basmışKusura bakmayın

belgeye dikkatli bakanlar, Sözcü'nün Başyazarı'nın fıkraları aratmayacak bir skandala imza attığını gördü. Belge üzerindeki mühür internette örnek mühür formatı olarak yayınlanan ve üzerinde T.C. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü yazılı mühür örneğiydi.

Ama Meslek Liselerindeki eğitim durumunun içler acısı olduğundan emin olabilirsiniz.Hatta MYO larda eğitim dibe vurmuş durumda.
 
Taksim Dayanışması’nın bir bileşeni olarak yer aldığımız ve 31 Mayıs 2013 tarihinde başlayan Taksim Gezi Parkı gösterileri nedeniyle uzun ve yorucu geceler, çatışma ortamında sunmaya çalıştığımız gönüllü acil sağlık hizmetleriyle geçen üç hafta ve sonu belirsiz yepyeni gençlik aşısıyla filizlenen bir mücadele döneminin bizi nereye götüreceğini hep birlikte göreceğiz.
Her ne kadar Taksim Meydanı ve Gezi Parkı güvenlik güçleri tarafından kontrol altına alınmış olsa da Gezi ruhu yaşamını sürdürüyor. İstanbul Tabip Odası bu süreçte gerek hükümet yetkilileriyle yapılan müzakereler gerek acil sağlık hizmetlerinin gönüllülük esasıyla gerçekleşmesinde önemli görevler üstlendi.

Makine Mühendisleri Odası’nda kurduğumuz Kriz Masası ve Acil Yardım Ünitesi aracılığıyla göstericilerle polis arasındaki çatışmalarda, kullanılan biber gazı, tazyikli su ve plastik mermi ile yaralan göstericilere ilk yardım hizmetlerinde bulunduk.

İstanbul Tabip Odası’nın dışında sayıları binleri aşan hekim, tıp öğrencisi, diğer sağlık personeli ve ilk yardım eğitimi almış AKUT ve benzeri başka örgütler, dernekler ve bireysel girişimler, ilk yardım hizmetlerinde bulundu. Gerek yaralananları hızlı bir şekilde hastanelerin acil servislerine sevk ederek gerek ayakta acil tedavi yaparak büyük bir hizmet gerçekleştirdiler.



8 BİNİ AŞKIN YARALI
Ulusal sağlık otoritesinin ve güvenlik güçlerinin barışçıl göstericileri farklı bir kategoride sınıflandırma isteği biz gönüllü hekimlerin işini biraz zorlaştırdı. Çatışma bölgelerine ulaşım ve resmi sağlık birimlerinin girişindeki zorluklar nedeniyle sözünü ettiğim hizmetler gönüllü sağlık çalışanları tarafından verildi. Eğer bu gönüllüler olmasaydı sayıları 8 bini bulan yaralı sayısı daha da artabilirdi. Gaz etkisiyle solunum yetmezliğine giren astım hastaları ve kalbi duranların bir kısmı olay yerinde ölebilir ve ölü sayısı çift rakamlı sayılara ulaşabilirdi.
Olaylar sırasında biber gazının aşırı kullanımı, tazyikli suyun içine katılan biber gazı benzeri ajanlar insan vücudunda birinci ve ikinci derece yanıklara neden oldu. Bunların ötesinde plastik mermiler ve biber gazı atılan fişeklerin yol açtığı ciddi göz ve merkezi sinir sistemi yaralanmaları gerçekleşti. Hastanelerin yoğun bakım ve servislerinde yatan yaralı sayıları TTB verilerine göre 60 civarında.



ÖZVERİYLE ÇALIŞTILAR
Çatışma bölgelerinde bulunan barikatlar nedeniyle 112 ambulanslarının olay yerine ulaşmalarında ciddi sorunlar yaşandı. O nedenle başka kurumların ambulansları ve özel araçlarla yaralılar en yakın sağlık kurumlarına kaldırıldı.
Tıp öğrencisinden, öğretim üyesine, hemşiresinden acil tıp teknikerine birçok sağlık çalışanı bu süreçte büyük bir özveriyle çalıştı. Kimi yıllık iznini alarak, kimi istifa ederek olayların başından itibaren gönüllü sağlık hizmeti verdiler.
Bazen mobil sağlık ekiplerinde çalışan sağlık görevlileri çatışma ortamlarında ciddi tehlikeler atlattı, zaman zaman güvenlik güçlerinin tepkisiyle karşılaştı. Sağlık çalışanların çalışmaları engellendi ve yapılan işlem yasadışı olarak gösterilmeye çalışıldı.

YAZILI İZİN İSTENDİ
Bütün bunların üstüne gönüllü hekimlere teşekkür edilmesi gerekirken İstanbul Tabip Odası’na Sağlık Bakanlığı Başdenetçisi İzzet Taşcı tarafından soruşturma açıldı. Soruşturma açılmasına gerekçe olarak acil sağlık hizmetleri için yazılı izin alınmaması gösterildi.
Hekimlik mesleğine adım attığımız ilk gün yemin ettiğimiz Hipokrat andına sadık kalarak her şartta hizmet vermeye devam eden hekimler bugün olduğu gibi gelecekte de halkın sağlığı ve olağanüstü durumlarda ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerini vermeye devam edecektir.
İstanbul Tabipler odası
 


Bireysel yaşadık,o zamanda yapanlara karşı eyleme destek verenlerdenim.(ünv.türban yasağı)Amma velakin bana dokunmayan bin yıl yaşasın düşüncesi yok bende.Hakkımı verdi gerisi beni ilgilendirmez.Ülke mi bölünmüş,vatan mı satılmış,şeriat mı gelmiş,gelirken üç beş insan ölmüş bana nee diyemiyorum üzgünüm.
Din,müslümanlık bir tek o okulda okutulanlara verilmiyor.
Yeğenim ilahiyat fakultesini bitirdi din hocalığını çok güzel bir şekilde icraat ediyor çok şükür.Çünkü bu onun tercihi idi.Bu yönde ilerlemek istediği için imam hatip lisesine gitti ve devamını getirdi.
Kim hangi yönde ilerlemek istiyorsa o okulu okusun.
Son kez bir şey yazayım bireysel
Bu zihniyet yüzünden dükkanımı kapatmak zorunda kaldım zorlayarak.Çocuklarımın rızkını aldılar anlayacağınız.Nedeni iç çamaşır.Bulunduğum yerde hükümet yanlılarının çoğalması ve onlara ters gelmesi.
 
Son düzenleme:
ODTÜ’lü öğrencilerin açtığı pankartlara ODTÜ’lülerden bir kınama geldi. Kınama yazısını gönderen kurum, “ÖDTÜ Mezunları Birliği Vakfı”ydı. Peki bu vakıf, nedir ve kimlerden oluşur?

Vakfın Yönetim Kurulu şemasına bakıldığında durum kısa süre içinde anlaşılabiliyor. Vakfın Kurucu başkanı AKP’nin eski enerji bakanı Hilmi Güler.

Şu andaki yönetim kurulu da tanıdık isimlerden oluşuyor. Vakfın başkanlığını yürüten isim Volkan Öztürk. Öztürk, şu anda RTÜK Başkan Yardımcılığı görevinde. AKP kadrolarına girdikten sonra yükselmeye devam ediyor.

Erdoğan’ın yanında yer alan ve “AKODTÜLÜLER” olarak adlandırılan bu isimlerin listesi de hayli fazla. Erdoğan, 5 bin polisle girdiği ODTÜ’de öğrencileri ve üniversite yönetimini sert bir dille eleştirmişti. Tabii Erdoğan o eleştirleri yöneltirken kendi kadrolarını ve devlet için en değerli projelere imza atanların ODTÜ’lü olduğunun farkında değildi.

VAKFIN AÇIKLAMASI
Pankartların eleştirildiği açıklamada kısaca, “düşünce özgürlüğünün, bilimsel şüpheciliğin, daha ileri ve gelişmiş Türkiye ‘nin değil, tam tersine sabit ve takıntılı görüşlerin, tek tip yaşama, düşünme modelinin dayatıldığı, güncel siyasete alet olarak tek taraflı bir gösteri alanı görüntüsü yarattığı” denildi.

NOT: Merak edilen soru ise, bu açıklama ODTÜ kimliği ile mi yapıldı? Yoksa AKP kimliği ile mi yapıldı?
 
Bende üzülerek bireysel yaşadıklarımdan birkaç cümle yazdım.Görüşlerimizi dürbünün iki yanından bakarak düşünerek yazmaya çalışalım nacizane fikrim.
 


bırakın insanlar hangi okulu okumak istiyor ise okusun yerine,
yine altını çizdiğim cümleniz emri vaki olmuş maalesef
o zaman buna siz karar verecekseniz nerede özgürlük öyle ise
bende derim ki o zaman gezi parkınada millet gitmeyiversin canım başka park mı kalmadı memlekette
etkiye tepki meselesi ama ben bunu diyebilecek zihniyette olmadığım için başkalarının hak ve özgürlüklerini kısıtlamadığı sürece insanlar istediğini yapmakta özgürdür...
Geçenlerde bir eylem vardı transeksüeller,gayler vs vs
normal karşıladım bu onların tercihi yaşam biçimidir bana yargılamak düşmek hiç birşekilde..
Ama aynı şekilde çarşaflı veya sarıklı bir kişiyede kimsenin karışmasını tasvip edemem buda onun yaşam biçimidir veya görüşüdür...
şeriat gelecek gibi bir imada bulunmuşsunuz merak etmeyin 10 senedir gelmeyen şeriat bundan sonrada gelmez...şeriat geliyor olsa idi bayanlar sokakta bir karış şortlar ile dolaşamazlardı değil mi?bir tutturulumuş şeriat gelecek,afganistan ,iran gibi olacağız vs vs...ülkemiz zaten cumhuriyet tarihinde bakıldığında hep bölünmüş değil miydi?sağcı- solcu,atatürkçü-antikemalist vs sv bunlar hep yaşandı maalesef...
Hükümet yanlısı derken bu kişiler size dükkanınızı kapatın diye baskı mı yaptı?
Eğer bu gerçekten doğru ise bunuda hiç birşekilde tasvip edemem...sonuçta ekmek kapısıdır...isterse iç çamaşırı satılsın isterse ilaç aynıdır benim için...
çok şükür hiç bir zaman aşırı uçlarda olmadım bunu hep derim...gezi parkına destek veren üniversite arkadaşlarım ile bir araya geldik gayet medeni ve elit bir şekilde birbirimizi kırmadan ve incitmeden tartışmalarımızı yaptık ve hala onları çooook seviyorummm ve canım benim onlar
 
Yoğurtçu Park Çapulcu Market gururla duyurur...
Kredi kartı geçer mi vs. espirileri yapmayınız lütfen :)
 
Yoğurtçu Park Çapulcu Market gururla duyurur...
Kredi kartı geçer mi vs. espirileri yapmayınız lütfen :)
Eki Görüntüle 747879

wall street eylemlerinde de gençler böyle tabakların kenarlarına '' fazla paran varsa bırak, ihtiyacın varsa al '' yazarak tabakların içinde paraları koyuyorlardı eylemcilerin bankalara alternatif olarak sunduğu birşeydi ve çok güzeldi
 
Son düzenleme:
Yiğit Bulut, Erdoğan'ın ekonomi konusunda başdanışmanı oluyormuş ya... Gerçekten azimle konuşan(!) duvarı delermiş..

Geçen günlerde 'erdoğan benim atam' demişti. son senelerde olan 180 derecelik dönüşünün nasıl olduğunu açıklarsa çok sevinebiliriz.

Bugün her yerde hükumete ve erdoğan'a olan bağlılığını anlatırken, geçtiğimiz zamanlarda Vatan gazetesindeki köşe yazılarında neler yazdığını, hükumete nasıl giydirdiğini de açık okumak lazım. Ben anlamıyorum insanlar nasıl böyle değişebilir. Gerçi konu Yiğit Bulut olunca şaşırmamak lazım, ama geçmiş yazıları silmek içinde pratik bir tuş yok tabi..
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…