- 18 Ağustos 2011
- 11.087
- 6.705
- 448
Yuhhh diyorum sana. Sana bi tavsiyem var git ismail türütün ankarada kar yağsa rizede üşüyorum sarkısını dinlemeni tavsiye ediyorum
Arkadaşlar ! Bakmadan, görmeden, izlemeden, okumadan yorum yapmayın.
Gezi parkında toplanan kişiler ellerinde sopa ve taş ile gitmediler. Bunu anlamak bu kadar mı zor yani ? Onlar oturma eylemi yaparken polis ; Sanki orada düşmanlarımız varmış gibi saldırdı. Bu saldırıyı başlatan polistir. Hiç bir olay yoktu. Bunca biber gazını sizinde ağzınıza yüzünüze sıkalım bakalım siz ne yapacaksınız ? Elbette kendilerini savunacaklar.
KAPİŞ ?
Neyse arkadaşlar boş verin, en azından bizim artık "1 Haziranda neredeydiniz?" diye sorduklarında verecek bir cevabımız var.
Birkaç izlenimimi daha yazıyım unutmadan.Öncelikle sokaktaki halk acayip destekci gözüküyor,bugün bindiğim 6 kişilik Kadıköy dolmuşunda iki yaşlı amcayla iki raybanlı normalde apolitik tayfaya daha yakın gözüken genç kız harıl harıl taksime nasıl gidebileceklerini tartışıyordu,şöförde eyleme destek veriyordu, vapurlar zaten tıklım tıklım, kadıköy-eminönü motorundan atılan sloganlarla ıslıklara da yol boyu tersane işçilerinden el sallamalarıyla destek geldi. Akp'nin tüm icraatlarını çok seven ve yüksek oy oranına ulaşmasını sağlayan kitlenin gerçekliğine hep inansam da ilk defa nerdeler ki diye kuşkuya düştüm.
Taksimde ise İstiklal caddesi, taksim meydanı ve gezi parkıyla daha aşağı taraflar arasında çok ciddi bir fark var. İstiklal tarafı daha laylaylom, en favori slogan Tayyip istifa ve bir de Şerefine Tayyip, ara sokakların tamamı ellerinde içkileriyle sokakta oturup beklenmedik zaferi kutlayan insanlarla dolu, bazıları ironik olarak ayran getirmişler, çocuklu aileler, taraftar grupları, orta yaşlı teyzelerde ellerinde bayraklarla arada slogan atıp, arada vandalizme uğrayan binaların üstündeki yaratıcı sloganları fotoğraflıyorlar. SAldırıya uğrayan binalar genelde bankalar ve ilk eylem sırasında insanları içeri almayıp kepenk kapatan firmalar. Diğer yerler açık satışlarına devam ediyor. Yalnız gezi parkı dışındaki yerlerde etraf leş gibi kimse zahmet edip yediği içtiği atığı toparlamaya uğraşmamış , bugünkü eylemi bir zafer kutlaması bir şölen olarak düşünüyorlar bol bol marş okunuyor hatta bir ara havai fişek gösterileri dahi vardı. Muhtemelen pazar gününden sonra bu güruh buralarda olmayacak artık.
Taksim meydanı bana göre müthişti, tonla farklı görüşte siyasi oluşum yan yana bayrak açmış durumda, Bdpliler halay çekerken Mhpliler hemen yanlarında bayraklarıyla, Halk evleri, TGB hatta Gökkuşağı derneği hepsi bir arada, sorun yaşamadan yanyana durabiliyorlar. Yalnız iki özel arabayı hurdaya döndürdüler orda arada sırada da trafik levhalarını sökmeye uğraşıyorlar , o nedensiz şiddete anında çevreden tepki gelse de yine de hoş olmayan hareketler. Bir de bana enterasan gelen birşekilde bu vandalizmi ulusalcılar yapıyor gibi, çünkü parçalanan arabalara sprey boyayla tc tarzı şeyler yazılıyor genelde, ya da birileri onların yaptığını düşündürmek istiyor bilemiyorum.
Gezi parkı ve aşağı taraflardaki insanlarsa çok endişeli, adım başı birileri sizi acilen beşiktaşa inmeniz ya da kalıp parkı beklemeniz gerektiğine çünkü polis panzerlerinin yolda olduğuna ikna etmeye çalışıyor.Haber duyulur duyulmaz parka çıkan bütün sokaklara 10-15 metrede bir Avrupa tarzı barikatlar kuruluyor el birliğiyle. İnsanlar park Beşiktaş arası durmadan koşturup duruyorlar polisin saldırıp tüm eyleme bir nokta koymasına engel olabilmek için. Acayip bir dayanışma var burada. Küçük arkadaş grupları 5 dakka içinde, gazdan korunma yolları, eylemin ilerleyiş biçimi, alınan yeni haberler üzerine kritik yapılan 10-15 kişilik büyük gruplar haline geliyor, ve genel olarak taksimdeki vandalizmden en çok onlar rahatsızlar, direnişi amacından saptırdığını düşünüyorlar. Buradaki insanlar için bu eylem artık parktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Taksime polis sokmamak demek artık halkın tepeden inmeci zihniyetten bıkması ve ona karşı koyabilecek gücü bulması demek ve büyük zorluklarla elde ettikleri bu statüyü kaybetmeleri demek.
Çok gereksiz uzunlukta bir yazı oldu ve asıl anlatmak istediklerimi anlatamadım şuan farkındayım ama son olarak kullanılan portakal gazıyla ilgili birşeyler söylemek istiyorum, eylemde ya da rastgele geçerken maruz kalabilenler olabilir diye asla su kullanmayın, kimsenin içirmesine izin vermeyin, bu gaz suyla etkileşime giriyor çünkü, yüzünüzü yıkadığınızda da yanma yapıyor hatta, bir de bepantenle de etkileşime giriyormuş gaza maruz kalınca neden kullanırsınız bilmiyorum ama beşiktaştaki gönüllü internlerden biri özellikle söyledi kullanmayın diye, tek ihtiyacınız elma sirkeli bir pamuk, gazın etkisini oldukça hafifletiyor.
İkinci olarak twitterda gaza maruz kalan lensler eriyip göze yapışıyor insanların gözleri çıkıyor tarzı iletiler görüyorum, bu gerçek değil, aksine lens benim gözümdeki yanma ve sulanmayı minimuma indiriyor, havayla teması kestiği için buna inanmayın o yüzden.
Kanal D kameraları oradaydı da biz mi görmedik ? Birey olarak eyleme katıldığı için gözaltına alınmıştır. Buna ek olarak hükümet ne düşer ne de istifa eder. Böyle bir beklenti içine asla girmeyin dün gündüz ve gece olanlar zaten bunun sinyalini verdi.
Bu konu artık siyasetçilerin kucağına verilmiş bir misyon oldu biri mazlumu oynuyor biri de bu olayı ben çıkardım diye, 2-3 tanesi de kenardan avuçlarını ovuşturarak izliyor.
Destekçileri göz altına alsalar bu ülkede hapisaneler yetmez rahat olun...
hala anlayamıyoruz değilmi. taksimden bahsediyoruz. o yaşlı teyzenin dediği gibi orada yeşil alan kalmamış. o yüzden o ağaçlar o kadar önemliki.
bir parkın yok olması söz konusu. şehrin göbeğinde bir kaç yeşil alandan biri bu.
orada yaşayanların gölgesinde dinleneceği doğayı yaşayacağı bir alan.
kitaplarda ağaçtan zaten.o yüzdende kesin gitsin zihniyetini anlamam mümkün değil.çünkü o bölgedeki , tek bir ağaç bile o semt için çok kıymetli. neden mi.
yok çünkü ,
çok az orada ağaç.
o yüzden başladı eylem.
sonra olayın rengi değişti . ama ilk olay buydu. konuyu açtığım zaman bunun olacağını düşünmemiştim. ağaçlar için açtım. taksim için açtım. bir istanbulllu olarak oranın betonlaşmaması için açtım.
sonra bu duruma geldi. o insanlara sıkılan biber gazından sonra başladı.
anayasal hakkını savunanlara yapılan saldırıdan sonra bu hale geldi.
halkın kırılma noktasıydı bu.
sustular sustular. bardak doldu doldu.
ve taştı...
Neyse arkadaşlar boş verin, en azından bizim artık "1 Haziranda neredeydiniz?" diye sorduklarında verecek bir cevabımız var.
Taksim Gezi Parkı eyleminiz, Anayasal bir haktır!!!
Anayasa madde 34:
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Ø Haberiniz ola: Taksim Gezi Parkı eyleminiz, Anayasal bir ödevdir!!!
Anayasa madde 56:
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Ø Haberiniz ola: Taksimdeki Mahkeme kararı olmadan gerçekleştirilen yıkım, hukuk dışıdır. Kanunsuz emri yerine getiren kolluk güçleri sorumluluktan kurtulamazlar.
Anayasa madde 137:
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Ø Haberiniz ola: Taksim Gezi Parkındaki orantısız polis şiddetinden dolayı maddi-manevi zarar görmeniz durumunda Devlete ve kask numarasını tespit ettiğiniz Polise karşı idare mahkemesinde dava açabiliriniz. En kısa sürede sağlık raporu almayı, tutanak tutmayı ve cumhuriyet savcılıklarına dilekçe vermeyi unutmayın.
Anayasa madde 40:
Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
Kullanılan Kaynaklar: T.C. Anayasası
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
İHBARDA BULUNAN : İstanbul Barosu Başkanlığı
İHBAR EDİLENLER : Şiddet ve zor kullanan kolluk görevlileri, onlara bu yönde
emir ve talimat verenler, bu fiilleri engellemekle görevli
olup engellemeyenler.
SUÇ : Kasten adam yaralama, zor kullanmada sınırın aşılması,
işkence, eziyet ,görevi kötüye kullanma ve diğer suçlar.
AÇIKLAMALAR :
1- İstanbul ili, Beyoğlu İlçesi, Taksim meydanı, Gezi Parkında
yaklaşık bir haftadır, başta gezi alanında bulunan bir kısım ağaçların sökülmesi ve
gezi parkının yerine, İstanbul halkının isteği dışında AVM yapılacağı iddiaları
üzerine sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar tarafından başlatılan protesto eylemleri
kolluk görevlileri tarafından aşırı ve orantısız güç kullanılarak eylemlere katılan
vatandaşların, baromuz mensubu avukat meslektaşlarımızın zarar görmelerine,
yaralanmalarına ve mal varlıklarının zarar görmesine sebebiyet verilmektedir.
İlimizin merkezi olarak kabul edilen ve sivil toplumun üzerinde hassasiyet ile
durduğu Taksim Meydanı başta olmak üzere özellikle Gezi Parkının yeşil alan
örtüsünün idare tarafından ekonomik bir kısım beklentilerle; şehir nazım planları ve
imar düzenlemeleri ile şehircilik planlama çevre, kültürel ve doğal miras, kültürel ve
ekonomik yapı, teknik yapı, sosyal donatı, yapı ve sokak dokusu, mülkiyet yapısı,
ulaşım-dolaşım sistemi, şehircilik, planlama ve koruma ilkelerine aykırı olarak işlem
tesis edildiği kamuoyunun malumudur. Yine bilindiği üzere Taksim Meydanı Gezi Parkı, Atatürk Kültür Merkezi,
Taksim Anıtı korunması gereken kültür varlıklarıdır. İstanbul Mimarlar Odası
sözkonusu meydanın başta Anayasa ve diğer hukuk düzenlemelerine aykırı olarak
başlatılan İdari kararın iptali için İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 2012/778 esas
sayılı başvurusu ile idari işlemin iptali açısından dava açmıştır. Bu davada,
bilirkişiler Prof.Dr. HÜSEYİN CENGİZ, Doç.Dr. DARÇIN AKIN ve Yrd.Doç.Dr.
M.LÜTFİYE YAZICIOĞLUndan oluşan bilirkişi heyeti yerinde keşif ve dosya üzerinde
yaptığı incelemeler sonucunda hazırladıkları 13.05.2013 tarihli raporu mahkemeye
sunmuşlardır. Raporda özetle;
Gezi Parkı ve Taksim Kışlası ile ilgili bölümlerinde korunması gerekli kültür
varlığı olarak tescil edilen Taksim Kışlası, Kentsel Tasarım Projesi ile bir bütünlük
içerisinde değerlendirebilecektir, dendiği halde hazırlanan planlarda bununla ilgili
herhangi bir belirtinin olmadığı tespit edildiği, raporun sonunda dava konusu koruma
amaçlı imar planı değişikliklerinin çevre, kültürel ve doğal miras, kültürel ve ekonomik
yapı, gibi koruma ilkelerine uygun olmadığı sözkonusu planın sadece Taksim alanı
yayalaştırma projesi gibi görünmekle birlikte plan notlarında Taksim Gezi Parkını da
içerdiği ve plan onama sınırı içindeki bir alanın planlanması ve sonradan
düzenlenmek üzere ayrılarak belirsiz bırakıldığı belirtilmektedir.
Konusunun uzmanı 3 bilirkişi tarafından mahkemeye sunulan rapordan da
anlaşılacağı üzeri İdarenin işlemi gerek kültürel doğal miras, sosyal donatı, şehircilik
planlama ilkelerine uygun olmaması ve hazırlanan imar planının da belirsizlik arz
etmesi nedeniyle hukuka aykırı olduğu anlaşılmaktadır.
Açık deyişle yargıya taşınmış bir sorunun, yargı kararından kaçırılarak realize
edilme çabaları açıkça gözlenmektedir.2- Anayasanın Çevre Hakkını güvence altına alan 56.maddesinde, herkesin
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek,
çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların
ödevi olduğu, devletin herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içerisinde sürdürmesini
sağlamak yükümlülüğünde olduğu hüküm altına alınmıştır.
İstanbul halkı, vatandaş olarak korumakla yükümlü olduğu hakkını yine
Anayasanın 34.maddesi ile güvence altına alınmış olan, herkesin önceden izin
almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir.
hükmü gereği Taksim Gezi Parkında bulunmak suretiyle kullanmaktadır. Özünü
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasadan alan bu hakkın başta İlin Mülki
Amiri Vali, Kolluktan sorumlu Vali Yardımcıları ile İl Emniyet Müdürünün ihlali
noktasında sorumluluğu bulunmaktadır.
Temel özgürlükten olan toplanma hakkının PVSK 16.maddesi kapsamında
kolluk tarafından görevlendirilmek suretiyle sivil toplum örgüt üyelerinin ve halkın
üzerinde orantısız güç kullanılması, zor kullanmada sınırın aşılması, gerek bedeni
kuvvet ve gerekse maddi güç kullanımında kolluğun suç oluşturacak eylemlerde
bulunması demokratik hukuk devletinde asla kabul edilecek hususlar değildir.
Kolluğun yukarıda da bahsettiğimiz hukuka aykırı güç kullanımı nedeniyle 5237 Türk
Ceza Kanununun ilgili maddelerinde düzenlenen kasten adam yaralama, zor
kullanmada sınırın aşılması, bu eylemlerin sistemli olarak halkın üzerinde insan
onuru ile bağdaşmayan ve bedensel ve ruhsal yönden acı çekmesine sebebiyet
veren bu eylemlerin oluştuğu aşikardır.
3- İstanbul Halkının Anayasadan kaynaklı haklarını koruma ve kollama
hakkının yine Anayasal ve yasal kurallarla görev ve yetki sınırları belirlenmiş kolluk
amir ve görevlileri tarafından hukuka aykırı biçimde ihlal edilmesi ve bu ihlalin bir kere
ile sınırlı kalmayıp, sistematik bir şekilde devam ettirilmesi nedeniyle bu anayasal
hakkı kullanan insanların ağır mağduriyetine sebebiyet verilmektedir. Nitekim,
kolluğun güç kullanırken orantısız bir biçimde sıklıkla başvurduğu başta biber gazı
gibi uygulamaların insan sağlığı üzerinde kalıcı etkiler yaptığı hatta ölümlere bile
neden olduğu bilinmektedir. Ne yazık ki, bu konuda ölümle neticelenen eylemlerde
vuku bulmuştur. 4- İstanbul Barosu Başkanlığı 1136 sayılı Avukatlık Kanununun
76.maddesinde Hukukun üstünlüğü ve insan haklarını savunmak ve korumak görevi
gereğince ,hukuk devletinde temel hak ve özgürlüklere yönelen bu tür eylemleri
gerçekleştiren sorumlular hakkında işbu ihbar dilekçesini hazırlamıştır.
Yaklaşık 4 gündür görevli kolluk tarafından gerçekleştirilen suç konusu
eylemler görsel ve yazılı medyadan da rahatlıkla görülmektedir. Bu görüntülerin
tamamında kolluğun yasal düzenlemeler karşısında açıkça suç işlediği görülmektedir.
Bu görüntüler incelendiğinde kolluk tarafından gerçekleştirilen eylemlerin hiçbir haklı
tarafının olmadığı, halkın anayasal hakkını koruma ve kollama bilinciyle
gerçekleştirdiği şiddet içermeyen eylemlerine karşı kolluğun bırakın aşırı güç
kullanmayı önleyici herhangi bir davranış da bulunmayacağı Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi ve Mahkemelerimiz İçtihatlarıyla da sabittir.
Demokratik hukuk devletinde kamu görevlilerinin ve kolluğun şiddet içermeyen
gösterilerde demokratik anayasal haklara tahammül göstermeyerek bireyin ve
toplumun hak arama özgürlüğüne ve kendine ifade etme biçimine yönelik hukuk dışı
zor kullanımının ülkemizde gittikçe yaygınlaştığı gözlenmektedir. Nitekim ülkemiz
hakkında zaman zaman Avrupa İnsan Hakları komiserleri tarafından hazırlanan
raporlarda da Türkiyede ifade özgürlüğünün, hak arama özgürlüğünün kolluk
görevlileri tarafından kabul edilemez bir biçimde sistemli olarak zor kullanmak
suretiyle engellenmeye çalışıldığı, halkın halka gözdağı verilmeye çalışıldığı rapor
edilmektedir. AİHM nin bir çok kararında da zorunluluk bulunmamasına rağmen
sadece bildirimde bulunulmadı diye hiçbir şiddet içermeyen gösterilere kolluğun
orantısız güç kullanarak müdahalesi ihlal olarak değerlendirilmiş ve Türkiyenin
mahkumiyetine karar verilmiştir.
Toplantı ve gösteri hakkının özüne ilişkin başta Anayasal düzenleme ile 2559
sayılı yasada ki düzenlemelerle AİHS de ki düzenlemeler açıkça yürürlükte ve
bağlayıcıyken hakkın kullanımına yönelik hukuk tanımaz kolluk şiddetine artık son
verilmelidir.Hukuk devletinin yargı organı idareden bağımsız ve tarafsız olarak bu tür
hukuk dışı eylemler nerden ve kimden gelirse gelsin hukuk düzenlemeleri
doğrultusunda işlem yapma durumundadırlar.Aksi halde idarenin hukuk tanımaz,hak ve özgürlükleri kısmen veya tamamen askıya alan eylemlerinin yargı denetiminin
dışında kalması halinde ülke karmaşa ortamına girmesi kaçınılmaz olacaktır.
SONUÇ :
Bu nedenle yukarıda bahsettiğimiz nedenlerle son 4 gündür Taksim Gezi
Meydanında kolluk tarafından gerçekleştirilen ve yazılı ve görsel basına yansıyan
görüntü ve haberlerden, olay yeri mağdurlarının ifadelerinden de açıkça anlaşılacağı
üzere suç teşkil eden eylemlerinin emrini ve talimatlarını veren mülki amir ile şiddet
ve zor kullanan kolluk görevlileri ve bu fiilleri engellemekle görevi olup da
engellemeyenler hakkında yasaya aykırı eylemlerinden ötürü soruşturma
başlatılmasını ve gerekli işlemlerin yapılmasını saygı ile talep ederiz.31.05.2013
Av. Doç.Dr. Ümit KOCASAKAL
İstanbul Barosu Başkanı
ilk hedef iki ağaç için mücadele ediyordu evet sen ben iki ağaç için ama bazıları iki ağaç için değil hala anlamıyor musunuz dedi.
sustular da bardak doldu da değil birkaç doğa sever ayaklandı birkaç sanatçı sesini duyurmak için dstek oldu bu durumda birileriin işine yaradı. fırsat bilip ortalığı karıştırdılar.
kanunda gösterilerin eylemlerin nasıl yapılacağı kanunlarda bellidir.
yapılacak gösteri için o bölgenin mülki amirinden izin alınır.gösteri eylem ne ise yapılır ve biter böyle halk ayaklandırılmaz.hangi ülkeye gidersen git böyle.
izin almasının nedeni de obölgenin mülki amiri o bölgede yaşayan insanların mağdur olmasını engellemek maksadıyla yani maddi manevi zarar görmesini engellemek maksadıyla sağlık ekiplerini emniyet güçlerini o bölgeye görevlendirerek trafik ekipleri de dahil görevlendirerek hem gösteri yapanların hemde o bölgede yaşayan esnaf ve vatandaşların mağdur olması engellenir.
zor kullananlarda göz altına alınır.
ama birkaç gündür yaşanan olaylarda bu yok.demin bi resim eklenmişti gösteri ilk böyle başladı diye peki ya sonra !çığ gibi büyüdü heryere sıçradı.
kanunlara uymamayı , kanunlara aykırı yapılan işi desteklemeyi tasvip etmiyorum.
ilk hedef iki ağaç için mücadele ediyordu evet sen ben iki ağaç için ama bazıları iki ağaç için değil hala anlamıyor musunuz dedi.
sustular da bardak doldu da değil birkaç doğa sever ayaklandı birkaç sanatçı sesini duyurmak için dstek oldu bu durumda birileriin işine yaradı. fırsat bilip ortalığı karıştırdılar.
kanunda gösterilerin eylemlerin nasıl yapılacağı kanunlarda bellidir.
yapılacak gösteri için o bölgenin mülki amirinden izin alınır.gösteri eylem ne ise yapılır ve biter böyle halk ayaklandırılmaz.hangi ülkeye gidersen git böyle.
izin almasının nedeni de obölgenin mülki amiri o bölgede yaşayan insanların mağdur olmasını engellemek maksadıyla yani maddi manevi zarar görmesini engellemek maksadıyla sağlık ekiplerini emniyet güçlerini o bölgeye görevlendirerek trafik ekipleri de dahil görevlendirerek hem gösteri yapanların hemde o bölgede yaşayan esnaf ve vatandaşların mağdur olması engellenir.
zor kullananlarda göz altına alınır.
ama birkaç gündür yaşanan olaylarda bu yok.demin bi resim eklenmişti gösteri ilk böyle başladı diye peki ya sonra !çığ gibi büyüdü heryere sıçradı.
kanunlara uymamayı , kanunlara aykırı yapılan işi desteklemeyi tasvip etmiyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?