• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
ya biz bunları görüyoruzda başkaları niye göremiyo,yediğimiz içtiğimiz de aynı halbuki,
benden perişan haldeki adamlar allah başımızdan eksik etmesin rteyi diyor
ne diyim bu insanlara

Ben de anlamıyorum aslında her şey o kadar göz göre göre yapılıyor ki!!!
 
Bize yeter sokağa çıkmayın diyorlar nasıl çıkmayalım, her gün başka bir sebep veriyorlar bize!!

yok canım sokağa çıkmamız için hiçbir sebeb yok,herşey gayet iyi güzel ımfye borcumuz da ödeniyor daha ne ister bi vatandaş
bizim anarşistliğimiz,düzen düşmanlığımız,çapulculuğumuz,ayyaşlığımız yüzünden bu sokağa dökülmeler
 
Bize yeter sokağa çıkmayın diyorlar nasıl çıkmayalım, her gün başka bir sebep veriyorlar bize!!

Bize yeter sokağa çıkmayın diyorlar nasıl çıkmayalım, her gün başka bir sebep veriyorlar bize!!

yok canım sokağa çıkmamız için hiçbir sebeb yok,herşey gayet iyi güzel ımfye borcumuz da ödeniyor daha ne ister bi vatandaş
bizim anarşistliğimiz,düzen düşmanlığımız,çapulculuğumuz,ayyaşlığımız yüzünden bu sokağa dökülmeler
 
sessiz kalmak çözüm değil ben de biliyorum.
zaten susun da demiyorum.
elbetteki düşündüklerinizi savunacaksınız.
benim demek istediğim nokta şu, her kapalı akpli değildir her açık bayanda akp karşıtı değildir.
başkaları bölmesin bizi.
yıllarca sorun olmadı şimdi sorun oluyor.
gereken cevabı sandıkta görmek gerek.

ırkçılık yapıyo tabiki, kendini Türk olarak kabul etmiyorki bu ismi seçmiş.
o bayanın açık olmasını problem yapmış,


zaten bu türkiyenin kanayan yarası. daha neyi niçin üstelemiş anlamış değilim.
yanlış düşünce.
nickim okypete.
yunanca. bir harpia.
ama türküm ve gurur duyuyorum..
bakın kkda ne kadar çok arapça ve ingilizce isimler var.sanıyor musunuz ki türk olmayı kabul etmedikleri için aldılar bu adı.:51:

ayrıca john milton ünlü bir şairdir. belkide ondan esinlenerek aldı bu nicki.
benim tıpkı yunan mit. den esinlendiğim gibi.
ha bu arada , kapalı bir bayana yapılan ki doğruluğu ispat bile edilememiş bir saldırıyı sizin gibi düşünen arkadaşlar sayfalarca yazıp çizmediler mi. başbakanda bunu dile getirmedi mi.
onlar yapınca normal,başkaları yapınca mı sorun ve problem oluyor.
çifte standart değil mi bu.
peki siz o zaman neden diğer arkadaşlara da bunu demediniz:ssz:





dipnot
John Milton,. İngiliz şair. Kayıp Cennet adlı eseriyle tanınır. İngilizce'ye en çok kelime kazandıran kişidir

 
Son düzenleme:
Eki Görüntüle 752067


Tey tey tey. Dışarıda darbe karşıtı şovlar yap, içeride darbe rejimi uygula.
Şaşırmadım.

Yeter ki artık şu demokrasi davulunu çalıp milleti irrite etmesinler.

Evet bir gece yarısı operasyonuyla TMMOB un yetki ve gelirlerini Çevre ve şehircilik Bakanlığına devretmesini öngören bir son dakika önergesi verilmiş.
Zaten 2 yıldır çok fena takıklar TMMOB a,haksız da sayılmazlar tabii.
Biz yaptık oldu zihhniyetiyle kondurmaya çalıştıkları dev projeleri doğa,çevre düşünmeden,her projenin uyması geren ÇED raporları üstün körü hazırlanarak doğayı katletmelerine,Doğal ve Kültürel varlıklarımızın korunmasına uğraşıyoruz ve hükümetin yanlış uygulamalarına çomak sokuyoruz.
Arkadaşlar çevre ile özel olarak ilgilenmeyen insanların haberi olmayan bazı konulardan bahsedicem,hükümetin doğayı katletme pahasına yapmaya çalıştıklarından.
Mersin Akkuyu da yapılması planlanan,hatta Rus bir şirketle anlaşması bile yapılan nükleer santralde bile döndürülmeye çalışılan dolapları çok az insan bilir.
Nükleer santral veya RES, ne olduğu farketmez,bir proje üretirken öncelikle çevreye verilecek zarar,bu zararı minumuma dönüştürme yolları,insan ve doğa yaşamına etkileri...kısacası projeninin tüm çevreye etkileri ve bu zararların nasıl bertaraf edileceğini tüm detaylarıyla veren bir ÇED raporu hazırlanır ve projenin yapımı ve işletmesi sırasında bu rapora tamamen uymak zorundadır işletme sahibi.
Düşünün nükleer bir santralde ÇED raporu hazırlanmadığını!!!!!
Nükleer santralde ortaya çıkan atıklar çok tehlikeli radyasyon yayar ,zararsız hale getimek mümkün değildir ve binlerce yıl çok korunaklı ortamlarda saklanması gerekir.
Nükleer bir santralin projesinde ÇED raporu hayati önem taşır.
2 yıldır hükümet AKKUYU da yapılacak nükleer santralin ÇED yasası çıkmadan önce projelendirildiğini iddia ederek ÇED dışı olmasına çalışıyor. 2011 yılında böyle bir yasa çıkarttı TMMOB mahkemeye itiraz etti.Yani Rus şirket elini kolunu sallayarak gelip ,hiçbir çevressel zararı gözönünde bulundurmadan,atıkları nerde saklayacağını bildirmeden,zararların nasıl bertaraf edileceğini bildirmeden NÜKLEER santral yapacaktı.
TMMOB un mahkemeye itirazı kabul edildi,ve AKKUYU için ÇED raporu hazırlandı.Hazırlanan raporda çok fazla eksik ve hata olduğu,çevre duyarlı bir rapor olduğu için tekrar dava edildi ve yine kazanıldı.
AKKUYU da bir türlü ÇED yasasına uygun bir rapor hazırlayamayan RUS firmasını korumak ve ilerde yapacakları dev projeleri de TMMOB la muhattap etmemek için bugün TMMOB un yetkilerini elinden almaya çalışıyorlar.
Bu arada Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanıp Meclis’e sunulan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na gizlenen bir madde ile Danıştay’ca defalarca iptal edilen ÇED muafiyeti yasalaştırıldı. VE 22 Mayısta Cumhurbaşkanı imzaladı.
Eğer TMMOB un yetkileri tamamen elinden alınırsa ,ÇED yasasıda iptal edilmişken siz düşünün yapılacak doğa katliamını.
Yazıklar olsun.....
 
Eskişehir'de 2 Haziran'daki 'Gezi Parkı' eyleminde kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğrayan Ali İsmail Korkmaz hayatını kaybetti.

Eskişehir'de 2 Haziran 2013 tarihindeki 'Gezi Parkı' eylemine destek için yürüyüşe katıldığı sırada polisin biber gazlı müdahalesinden kaçarken kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğrayarak beyin kanaması geçiren Anadolu Üniversitesi öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz, tedavi gördüğü Osmangazi Üniversitesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
 
Gezi Parkı protestoları boyunca Antalya ve İzmir’de sivil giyimli, eli sopalı kişilerin eylemci avına çıkmış polisler olduğu, emniyet birimlerinin açıklamaları sonrasında doğrulanmıştı. Her ne kadar emniyetten bu yönde bir açıklama gelmediyse de, benzer çeteler Eskişehir’de de sokaklardaydı. Bu çetelerin kurbanlarından biri, 19 yaşındaki Anadolu Üniversitesi öğrencisi Ali İsmail Korkmaz oldu. Eli sopalı gruplarca iki defa darp edilen, gittiği hastanedeyse tedavi göremeyen Korkmaz, ilk tıbbi müdahaleyi 20 saat sonra alabildi. Beyin kanaması geçirdiği anlaşılan ve olayın üzerinden bir ay geçmesine karşın bilinci hala kapalı olan Ali’nin yaşadıklarını, babası Şahap Korkmaz BirGün’e anlattı.

Ali’nin 2 Haziran gecesi yaşadıklarını, arkadaşlarına anlattıklarından ve sizle yaptığı görüşmelerden biliyoruz. O gece neler oldu?

Ali’nin abisi üniversiteyi Eskişehir’de okumuştu ve o dönemde kentte hiçbir olay yaşanmamıştı. Bu yüzden, Ali Anadolu Üniversitesi’ni kazandığında çok sevinmiştik. Ama İstanbul’da Gezi Parkı’nda, Ankara’da, İzmir’de ne yaptılarsa, polis burada da aynı sertlikte davrandı. Oğlum siyasi olaylara karışan, eylemlere katılan biri değildi. O günlerde arkadaşlarıyla ev taşıma telaşındalardı. Yeni bir eve taşınacaklardı ve kontratı imzalayıp kendi evlerine döndükleri sırada o akşam yapılan yürüyüşü görmüşler. Merak edip yürüyüşe katılmışlar ve kısa bir süre sonra yürüyüş grubunun arka tarafından polis saldırmış.

Ali’yi ara sokaklarda darp edenlerin, diğer polis birimleriyle eşgüdümlü çalıştığını düşünüyor musunuz?

Polisin yürüyüşe müdahalesi ve sonradan yaşananların tamamen planlı olduğu görülüyor. Ana caddede polis, yürüyenlere gaz sıkıyor ve çocuklar mecburen ara sokaklara kaçıyorlar. Ara sokaklarda da sivil giyimli, eli sopalı kişiler çocuklara saldırıyorlar. O kişilerin kim olduğunu tam olarak bilmiyoruz; sivil polis olduklarını düşünüyoruz ama aralarında polisle birlikte hareket eden sivil vatandaşlar da olabilir. Tek bildiğimiz, Ali’nin bilinci açıkken bir arkadaşına, kafasına copla vurulduğunu söylemiş olduğu. Talihsizlik, Ali gazdan kaçarken onların bulunduğu sokağa giriyor. Gaz atan çevik kuvvetlerle eli sopalı grup arasında kalıyor. Oğlumu o kadar vahşice dövüyorlar ki…

Daha sonra hastaneye gitmeyi nasıl başarmış?

Sopalarla yapılan saldırıdan sonra dayak yediği yerde bayılıp kalmış. Bir süre sonra kendine gelip doğrulmuş ve eve gitmeye başlamış. Sonra eli sopalı başka kişilerle karşılaşmış ve yine dayak yemiş. Bitap halde bir otobüs durağına gidebilmiş ve orada kendinden geçmiş. Bir süre sonra arkadaşları onu tesadüfen bulmuşlar ve hemen hastaneye götürmüşler. Anadolu Üniversitesi’ne bağlı Mavi Hastane’ye gitmişler ama orada röntgen ve tomografi cihazı olmadığından Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne sevki yapılmış. Oradaki doktorlar Ali’ye şöyle bir bakıp, “Seninki adli vaka, git karakolda ifade ver öyle tedavi olursun” demişler. Ali ısrar edince, “Omzunda ezik var. Sen eve git, bu morluklar geçer” demişler. Hâlbuki başına darbe aldığını da ifade etmiş. “Ben çok iyiyim, eve gideceğim” dese bile bırakmayıp müşahede altına almaları gerekirdi. Bunlar nasıl doktor, nasıl insan evlatları? Göreve başladıkları zaman Hipokrat Yemini etmediler mi?

Yani o gece kendisine herhangi bir tıbbi müdahale yapılmadı mı?

Biz Ali’yi ilk gördüğümüzde vücuduna bakamadık, içimiz parçalandı. Yüzü gözü şişti; tüm vücudu vuruk ve morluklar içindeydi. O doktorlar onun o halini görmelerine rağmen polis ifadesi olmadan tedaviyi kabul etmemişler. Ali 14 yaşındayken ciddi bir kalp ameliyatı geçirmişti ve kalp rahatsızlığından ötürü hâlâ kan sulandırıcı ilaç kullanıyordu. Dövüldüğü sırada dişi de kırıldığı ve yerinden çıkmak üzere olduğu için, kanama başlarsa durduramayacağı korkusuyla hastanenin önünden ayrılamamış. Tüm geceyi hastanenin önündeki banklarda geçirmiş ama yine de muayene bile etmemişler. Sabah olup bitkin düşünce eve gidip yatmış ve akşama kadar uyumuş. Saat 17.00 sularında telefon ettiğimizde, dilinin ağırlaştığını, düzgün konuşamaz hale geldiğini gördük. Beyin kanaması geçirmekte olduğunu anladık ve yeniden hastaneye gitmesi gerektiğini söyledik. Kuzenleriyle birlikte yeniden Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gitmişler ancak beyin kanaması şüphesine rağmen hastanedekiler Ali’ye ısrarla karakola gitmesi gerektiğini söylemişler. Mecburen karakola gitmişler; bu sefer de karakolları gezmeye başlamışlar. Kendi imkânlarıyla, Ali o halde olmasına rağmen yayan halde karakol karakol gezdikten sonra ifade vermeyi bir şekilde başarabilmişler ama bu işler sırasında iki saat daha geçmiş.

Dili dönmezken nasıl ifade verebilmiş?

Bilmem! Ne yapsınlar, muayene etmiyor hastanedekiler! Kuzenleri Ali’yle berabermiş ve bir şekilde ifadesi alınmış. Böylelikle doktorlar muayene etmeyi kabul etmişler. Çekilen röntgende omzunda kırık olduğu, kafa tomografisinde ise beyin kanaması geçirdiği tespit edilmiş. Hemen Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne göndermişler. Ali eli sopalı gruplardan Pazar gece dayak yedi, tedavisine ise Pazartesi akşamı saat 23.00’te başlandı. 20 saat boyunca hiçbir tıbbi müdahale yapılmadı yani.

Ali’nin şu andaki sağlık durumu nasıl?

Hâlâ yoğun bakımda tutuluyor. Bir süredir uyutuyorlardı ve solunum cihazına bağlıydı. Ancak 3 gündür solunumunu kendi kendine yapıyor. Doktorlar bu durumun iyiye işaret olduğunu söylüyorlar fakat henüz bilinci açılmadığı için durum hâlâ belirsiz. Daha iyi olması için dua ediyoruz.

Doktorlar, geç başlayan tedavinin Ali’nin durumuna nasıl bir etki ettiğini düşünüyor?

Ali birinci haftanın sonunda 4 saatlik bir operasyon geçirdi. O günden beri bilinci kapalı bir halde mücadele ediyor. Operasyondan iki hafta sonra beyinde su toplandığı görüldü ve bir müdahalede daha bulunularak biriken su tahliye edildi. Bir gün sonra yaranın etrafının temizlenmesi gerektiğini söylediler ve bir ameliyat daha yaptılar. Doktorlar, ilk anda müdahale edilmiş olsa, durumunun bu derece kötüleşmeyebileceğini söylüyorlar. Yunus Emre Devlet Hastanesi’nin olayda ihmali bulunduğu çok açık. Oğluma 20 saat önceden müdahale edilebilir, beynindeki hasar bu kadar ilerlemeden tedavisine başlanabilirdi. Hastane yönetimine de, o gün orada görev yapan doktorlara da dava açtık.

Yargıdan sağlıklı sonuç çıkacağını sanmıyorum'

Olayla ilgili delillere ulaşabildiniz mi? Emniyetin etkin bir soruşturma yürüteceğine inanıyor musunuz?

Olayın olduğu yerin yakınlarındaki işyerlerinden görüntüler alındı. Ancak savcılık bu görüntüleri emniyet aracılığıyla alıyor. Açıkçası, görüntülerden ciddi bir delil bulunması ihtimalini düşük görüyoruz. Emniyet bir otelden aldığı görüntüleri savcılığa yollamadan önce kontrol amaçlı birkaç gün bekletti. Savcılığa gelen görüntülerin hepsinin bozuk olduğu, hiçbir şey anlaşılmadığı görüldü. Otel yetkilisi, “Ben görüntüleri denedim, sağlam bir şekilde emniyete teslim ettim” diyor. Ne olduysa emniyette oldu demek ki… İnsan olan, çoluğu çocuğu olan kişiler, Ali’ye öldüresiye dayak atılan o görüntüleri nasıl bozarlar anlamıyorum. Emniyetin bu işin faillerini bulmak niyetinde olduğunu çok zannetmiyorum. Eskişehir’deki pek çok kurum, baro temsilcileri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve pek çok milletvekili geçmiş olsun ziyaretine geldiler ama valilik veya emniyetten bir telefon bile almadık. Emniyet ve savcılığın ellerini vicdanlarının üzerine koyup bu işin faillerini bulması gerekiyor. Günümüzde gizli kalabilecek hiçbir şey yok. Her sokak başında kameralar var; artık uçan kuşu bile görüntüleyip dinliyorlar. Ali’yi bu hale getirenleri bulamamaları için, failleri bulmak istemiyor olmaları lazım. Yine de bu hükümet döneminde yargıdan çok sağlıklı bir sonuç alabileceğimizi sanmıyorum. Ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmek zorunda kalsak bile hukuk mücadelesini sürdüreceğiz.


'Sivillerin saldırısı başkalarına da oldu'

Eskişehir’de sivil giyimli grupların saldırısına uğrayan başkaları da var mı?

Başkalarının da benzer saldırılara uğradığını biliyorum. Hastanede tanıştığım bir kadın, Ali’nin dövüldüğü cadde üzerinde oturduğunu, o gece civardaki bir fırının önünde sivil kişilerin bir kızı öldüresiyle dövdüklerini gördüğünü anlattı. Hatta o kızı fırının odunlarını kullanarak dövmüşler. Ancak sivil kişilerin saldırısına uğradığına ilişkin şikâyette bulunan yok. Öğrenciler gözaltı korkusundan, okuldan ceza alabilecekleri, hatta atılabilecekleri endişesiyle şikâyetçi olmuyorlar. Ali de farklı değil; o da şimdi yattığı hastaneye gelişinde, “Merdivenden düştüm” demiş.

'Yanımızda olanlara desteğe hazırız'

Ali’nin mücadelesine verilen desteği nasıl buluyorsunuz?

Memleketimiz Hatay’da birkaç defa çok büyük yürüyüşler oldu. Olayın yaşandığı günden beri Eskişehir, Antalya, Ankara ve İstanbul’daki destek eylemleri de sürüyor. Eskişehir halkı bize desteklerini sürdürüyorlar. Ali’nin hastaneye yakın oturan arkadaşları memleketlerine dönerken, kendi evlerini kalmamız için bize verdiler. Her gün insanlar gelip dua ettiklerini, maddi manevi her türlü desteğe hazır olduklarını söylüyorlar. Biz de onlarla birlikte dua ediyoruz. Oğlumun sağlığına kavuşmasını, faillerin ise tespit edilip yargılanmasını bekliyoruz.
 
Ethem Sarısülük (26)
Medeni Yıldırım (18)
Ali İsmail Korkmaz (19)
Mehmet Ayvalıtaş (20)
Abdullah Cömert (22)
Katilleri nerede?
 
bi de mustafa sarı vardı hatırladınz sanırım......

Biliyoruz Allah rahmet eylesin de komiserimiz düşerek öldü öldürülmüş olsaydı onunda katillerini sorardım diğer 5 kardeşimiz katilleri faili meçhul aramızda dolaşıyorlar bilmem farkında mısınız?
 
Biliyoruz Allah rahmet eylesin de komiserimiz düşerek öldü öldürülmüş olsaydı onunda katillerini sorardım diğer 5 kardeşimiz katilleri faili meçhul aramızda dolaşıyorlar bilmem farkında mısınız?
hıhı düşerek öldü ordaki karmaşayı misket somun molotof vs atanları saymazsak sadece ayağı kaydı düştü haa bide yalan denilen artık yalan demek vicdan rahatltırmı bilmiyorum ama incelemeye alınan kayıt var.... bilmem farkındamısınz??? yine adana da küçücük yaralı bi çocuk var kucaklanıp köprüden atılan o da kaza oda....
 
hıhı düşerek öldü ordaki karmaşayı misket somun molotof vs atanları saymazsak sadece ayağı kaydı düştü haa bide yalan denilen artık yalan demek vicdan rahatltırmı bilmiyorum ama incelemeye alınan kayıt var.... bilmem farkındamısınz??? yine adana da küçücük yaralı bi çocuk var kucaklanıp köprüden atılan o da kaza oda....

O kayıtlarda ki gençler bulundu ve sorgulandı zaten Mustafa Sarı' nın ailesinin açıklamalarını okumadınız heralde ne yapmaya çalışıyorsunuz polis düşmanı mıyım ben Komiser Mustafa Sarı ya üzülmedim mi zannediyorsunuz ne yani? Yukarda saydığım 5 insan dövülerek, kafasına kurşun sıkılarak, arabayla ezilerek öldürüldü resmen katledildiler orta da delliller var ama katilleri serbest ve katilleri nerde diye soruyorum her insanın yapması gereken bir şeyi yapıyorum yani.
 
hıhı düşerek öldü ordaki karmaşayı misket somun molotof vs atanları saymazsak sadece ayağı kaydı düştü haa bide yalan denilen artık yalan demek vicdan rahatltırmı bilmiyorum ama incelemeye alınan kayıt var.... bilmem farkındamısınz??? yine adana da küçücük yaralı bi çocuk var kucaklanıp köprüden atılan o da kaza oda....

bu senin saydıkların kaza değilse diğerleri katliam ozaman,
ne yani oh olsun mu diyosunuz anlamadım ben
biz kimsenin ölmesini yaralanmasını istemiyoruz
ayrıca o komiserin üstgeçitten düştüğü aynı E.Sarısülükün başından nişan alınarak vurulduğu gibi ortada,
adamın ailesi bile düşmüş diyo siz hala misilleme peşindesiniz
6 kişi 1 komiser etmiyo mu yani onu mu demek istedin
kusura bakma ama ben yazdıklarından bunu anladım
 


dipnot
John Milton,. İngiliz şair. Kayıp Cennet adlı eseriyle tanınır. İngilizce'ye en çok kelime kazandıran kişidir


Evet öyledir ama ben sevgili Can kardeşin bu ingiliz şairden dolayı değil de , Şeytanın Avukatı filmindeki John Milton karakterinden aldığını düşünüyorum bu ismi.
Yazdıklarını da o gözle okuyorum genelde .



5 kardeşimiz katilleri faili meçhul aramızda dolaşıyorlar bilmem farkında mısınız?

Hepsinin faili meçhul değil , faili meçhul başka bir şeydir , suçsuz görülerek ceza alınmaması başka bir şey.

Diğerlerinin de failleri bir an önce bulunur dilerim .
 
bu senin saydıkların kaza değilse diğerleri katliam ozaman,
ne yani oh olsun mu diyosunuz anlamadım ben
biz kimsenin ölmesini yaralanmasını istemiyoruz
ayrıca o komiserin üstgeçitten düştüğü aynı E.Sarısülükün başından nişan alınarak vurulduğu gibi ortada,
adamın ailesi bile düşmüş diyo siz hala misilleme peşindesiniz
6 kişi 1 komiser etmiyo mu yani onu mu demek istedin
kusura bakma ama ben yazdıklarından bunu anladım
önyargı ne acı.... ... o karmaşanın içinde bunu yapabilecek insanlar var neden bu kabul edilmiyo.... asla ve asla oh olsun demek yada misilleme yapmak zerrece aklıma gelmedi..... neyse yaaa
 
faillerin "tutuksuz yargılanması" başka bir şey "suçsuz görülerek beraat etmeleri" başka bir şey "delil yetersizliğinden beraat edilmeleri" başka bir şey.hukuk aşama aşama ilerler.ilk derece mahkemesi karar verir.kararı temyiz etmek isterseniz üst mahkemeye taşırsınız.üst mahkeme kararını temyiz etmek isterseniz Avrupa insan hakları mahkemesine götürürsünüz.hepsinin ayrı prosedürü var. şu anda davalar sürüyor hiçbirinde hüküm verilmedi yani yargılama devam ediyor.
 
Evet öyledir ama ben sevgili Can kardeşin bu ingiliz şairden dolayı değil de , Şeytanın Avukatı filmindeki John Milton karakterinden aldığını düşünüyorum bu ismi.
Yazdıklarını da o gözle okuyorum genelde .





Hepsinin faili meçhul değil , faili meçhul başka bir şeydir , suçsuz görülerek ceza alınmaması başka bir şey.

Diğerlerinin de failleri bir an önce bulunur dilerim .
orasını bilemem.kendisine sormak gerek.
şeytanın avukatındaki isimleri aklımda tutamıyorum maalesef. ama keanu hala aklımda:27:
al ında performansı feciydi.:34:
 
önyargı ne acı.... ... o karmaşanın içinde bunu yapabilecek insanlar var neden bu kabul edilmiyo.... asla ve asla oh olsun demek yada misilleme yapmak zerrece aklıma gelmedi..... neyse yaaa

evet eylemcilerin icinde kötü niyetli insanlar var...Kaza raporu verildi sanirm, ama eger kaza degilse o eylemci tespit edilsin ve bir can almanin cezasi neyse ödesin.. Kim ki bir can gitti diye sevinir iste o zaman korkalim. Alinan canlar icin üzüleleim hesap soralim, sizden bizden diye saymayi birakalim..Bu ememleket bizim cocuklarimiz birlikte büyüyüp, burada yasayacaklar.. Siz biz ile olmaz, biter bu memleket..
 


Bu sanatçının katilinin, normal hayatına hiç ara vermeksizin devam edebiliyor olmasının, nasıl bir açıklaması olabilir :ssz:



Allah rahmet eylesin..
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back