Geri Dönüşüm Gündeliği

Herşeye rağmen "kendini" seçtiğin için seninle gurur duyuyorum Zere.

Devam güzelim.. İçime sinen bir yolculuğa adım attım. Tüm güzellikleri, keyfi ve kolaylığı seçiyorum.
Bundan daha iyi nasıl olur?

Küçük bir çalışma paylaşmak istiyorum sizinle.

Öğretmen Zalim

Öğrenciye öğretmek, onu geliştirmek ve yardım etmek için bilinçli olarak ve egodan arınmış bir şekilde istediği zalim
"maskesi"ni takabilen öğretmen zalim, zalimler arasında en becerikli olanıdır. Castenada'nın Don Juan'ı böyle bir öğretmendi vezaman zaman Castenada'yı korkutarak çok başarılı bir şekilde algısını değiştirmeye çalışırdı.
İyi bir öğretmen, öğrencilerini ayık ve farkında tutar. Bir yandan öğrenci bütün güvenlik kalkanlarını indirsin ve kendi gibi
olsun diye müthiş bir emniyet ve güven hissi oluştururken, diğer yandan da yaşamda güvenebileceği tek kişinin kendisi olduğunuöğretebilmek için öğrenciyi parmak uçlarında ve uyanık tutar. Bu bile başlı başına bir iştir. Kişinin kendine güvenebilmesi için,otomatik ve kendisiyle meşgul olan robotsu benliğini disipline etmesi gerekir. Kişinin kendine tamamen güvenebilmesi kişinin bağımlılıklarını, bağlılıklarını, kendine acıma halini, kıyaslamayı, beklentilerini ve onaylanma ihtiyacını yenmiş olmasını gerektirir; -Yedi Gölge Oku (bkz. 3. Bölüm). Bu ise birçoğumuz için ömür boyu süren bir çalışmadır. Bütün zalimlerin yaşam tarafından bize gönderilmiş öğretmenler olduğunu unutmayalım. Zalimler, kendimizle alakalı sorunları çözemediğimiz sürece problem olurlar. Kendimizi iyi hissedip uyum içerisinde ve dengede olduğumuz zamanlarda ise zalimleri fark etmeyiz bile. Onlar sadece dengemizi kaybettiğimiz durumlarda karşımıza çıkarlar ve kalkanlarımızı sarsarak kendimizi güvensiz, yenilmiş ve hatta çok kötü hissettirirler. Zalimler bize zayıf yanlarımızı ve önemsiz isteklerimizi göstererek aslında kendi üzerimizde çalışmamız gereken yönlerimizi bize hatırlatırlar. Galip gelen bir zalim, değiştiğimiz zaman arkadaşımız olur.


A L l ŞT I RMA
• Yaşamınızda rahatsız edici ve sinir bozucu olan birini düşünün ve onları öğretmeniniz olmak üzere görevlendirin. (Ama bunu, ne olursa olsun onlara söylemeyin). Göreviniz; tavrınızı gücenme, alınganlık, kızgınlık ve/veya bunlar gibi hislerinizi bilinçli olarak değiştirerek karşınızdaki kişinin yaşam tarafından size bir şey ya da birçok şey öğretmek için gönderildiğini kabul etmektir.

• Bu kişiyi ve becerilerini inceleyin. Sizden üstün olan yanları nelerdir? Hangi zayıf yanlarınızı buluyorlar? Ne şekilde sinirinizi bozuyorlar? Nasıl kendinizi incinmiş hissettiriyorlar ve dolayısıyla içinizdeki hangi bencil düşünceleri kışkırtıyorlar?

• Bu kişinin tekniklerini belirleyin ve çemberin üzerine yerleştirin. Savaşmak için hangi yönde durmanız gerekiyor? Yukarıda belirtilen stratejileri temel alarak, küçük zalimlerin geldiği yönlere göre doğru stratejileri uygulayarak genel bir plan oluşturun. Siz değiştiğinizde onlar da değişmek zorundalar. Kendinizi bir başkası değil, ancak siz değiştirebilirsiniz ve bunun için yapılması gereken çalışma, içsel bir çalışmadır. Bu çalışmanın sonucunda başarılı olduğunuz anda geribildirim
alırsınız çünkü içinde bulunduğunuz durum otomatik olarak değişir.

Siz, kendi durumunuzda hangi zalimle karşı karşıya olursanız olun, bu zorluğu eski alışkanlıklarınızdan sıyrılarak kendinizi
geliştirip güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirin Burada olma sebebiniz, kendinizi geliştirerek olabileceğiniz en
iyi halinize getirmektir. Bunun, başkaların ne yaptığıyla alakası yoktur; bu yolculuk yalnızca ve sadece sizin yolcuğunuzdur.
Yetenekleriniz ve yalnızca size bahşedilmiş olan kabiliyetleriniz, sadece size aittir. Aynı şekilde, yükleriniz ve kör noktalarınız da sadece size aittir. Kendi yolculuğunuzdaki tek kahraman sizsiniz; şeytanlar ve ejderhalar ise başkası için değil sadece sizin için, savaşmanız için oradalar.



Şamanik Yolun çalışma Kitabı.

Katkı olsun
 
Yaslı bir hava varmış gibi değil mi sizce de?

Çok garip hissediyorum kendimi. Hislerimin, algılarımın doğruluğunun teyid olduğu bir gün oldu. Çok şükür. Sadece bazen böylesine herşeyi hissetmenin iyi bişey olmadığını görüyorum. Kırılıyor insan, hayal kırıklığına uğruyor. Ama güzel şeylerde var elbet. O hep var. İkramiyemi aldım kredimi kapattım. Bundan daha iyi nasıl olur? Kart borcumda 2 aya bitiyor inşallah. Tansiyonum mu düşüyor-çıkıyor, şekerim mi var bilmiyorum elim ayağım titriyor adeta. Bişeyler yedim kendime geldim.

Güzel ilerliyorsun Zere.
Durmadığın sürece ilerlemişsin sayılırsın.
Üşenme, erteleme, vazgeçme.

Ve zorunluluklardan sıyrıldıkça kendine döneceksin. O telefona bakmak zorunda değilsin, kimseye destek olmak zorunda değilsin, kimseye iyilik borcun yok. Kendini sevmek, kendi iyiliğine yaşamaktır, dedi önceki derste hoca. Kendi iyiliğime yaşamaya varım ancak bu yolculukta kimseyi kırmaya meyletmeden ilerlemeyi seçiyorum. Kırıldıklarımdan da bir tık uzakta olmak en iyisi.. Kolum kanadım kırık sanki..

Olur öyle..

Şimdi neyi seçebilirim?
Canım kuru pasta istedi. Sipariş verdim, ağzımın tadı bozulsun istemem çünkü.
Havalar nasıl olursa olsun bizim havamız hep iyi olsun e'mi?
Sevgilerimle.
 
Kalın yazılmış sorular, standart temizleme sorularıdır. İtalik yazılmış sorular, her bir isteğin bırakılmasına yardımcı olacak önerilerdir. İstekleri, ek sorular sormadan serbest bırakabileceğiniz gibi, kendi sorularınızı sorarak da
serbest bırakabilirsiniz.
ı . Adım: Kontrol
l .
Bu kişi sizi kontrol etmeye çalıştı mı? (Ya da siz öyle hissettiniz
mi?)
Durun ve anlık serbest bırakmalara izin verin ya da aşağıdaki sorulardan
birini sorun.
* Eğer öyleyse, sizin de onu kontrol etmek istemenizi şimdi bırakabilir
miydiniz?
* Eğer öyleyse, ona direnmeyi bırakabilir miydiniz?
* Eğer öyleyse, onu değiştirmek ister miydiniz?

2. Bu kişiyi kontrol etmeye çalıştınız mı? (Ya da öyle hissedildi
mi?)

Durun ve anlık serbest bırakmalara izin verin ya da aşağıdaki sorulardan
birini sorun.

* Eğer öyleyse, onu kontrol etme isteğinizi şimdi bırakabilir miydiniz?
* Eğer öyleyse, onu değiştirmek ister miydiniz?

3. Bu kişiye, olduğu gibi olma hakkını şimdi bağışlıyor musunuz?

Üçüncü sorunun sadece bir karar olduğunu anımsayın. Bu kişiye, olduğu gibi olma hakkını bağışlayana dek, yukarıdaki üç kontrol sorusunu tekrarlayın.


2. Adım: Onay
1.
Bu kişide hoşlanmadığınız ya da onaylamadığınız herhangi
bir şey var mıydı? (Ya da öyle hissedildi mi?)
Durun ve anlık serbest bırakmalara izin verin, ya da aşağıdaki sorulardan
birini sorun.
* Bu kişiye karşı duyumsadığınız hoşlanmama ya da onaylamama duygu,
düşünce ya da hissini, sadece şu an için bırakabilir miydiniz?
* Eğer öyleyse, onu değiştirmek ister miydiniz?
2. Bu kişinin sizde hoşlanmadığı ya da onaylamadığı herhangi
bir şey var mıydı? (Ya da öyle hissedildi mi?)
Durun ve anlık serbest bırakmalara izin verin, ya da aşağıdaki sorulardan
birini sorun.
* Ondan onay istemeyi bırakabilir miydiniz?
* Eğer öyleyse, onu değiştirmek ister miydiniz?
3. Bu kişi için sadece sevgi/kabul hisleri besliyor musunuz?
Üçüncü sorunun sadece bir karar olduğunu anımsayın.
Yukarıdaki üç onay sorusunu, sadece sevgi/kabul hissedene dek tekrarlayın.

3. Adım: Güvence/Hayatta Kalma
I.
Bu kişi size meydan okudu mu, karşı geldi mi, ya dCı sizi tehdit
etti mi? (Ya da öyle hissedildi mi?)
Durun ve anlık serbest bırakmalara izin verin ya da aşağıdaki sorulardan
birini sorun.
* Sizin de ona meydan okumak, karşı gelmek, ya da onu tehdit etmek istemenizi
bırakabilir miydiniz?
* Bu kişiyle güvende olma isteğinizi bırakabilir miydiniz?
* Eğer öyleyse, onu değiştirmek ister miydiniz?
2. Siz bu kişiye meydan okudunuz mu, karşı geldiniz mi ya da
onu tehdit ettiniz mi? (Ya da öyle hissedildi mi?)
Durun ve anlık serbest bırakmalara izin verin ya da aşağıdaki sorulardan
birini sorun.
* Bu kişiye meydan okumak, karşı gelmek ya da tehdit etmek isteğinizi bırakabilir
miydiniz?
* Kendinizi bu şekilde korumak istemeyi bırakabilir miydiniz?
* Eğer öyleyse, onu değiştirmek ister miydiniz?
3. Bu kişi için sadece bir iyilik, güvence ve güven hissine sahip
misiniz?

Üçüncü sorunun sadece bir karar olduğunu anımsayın.
Üzerinde serbest bırakmalar yaptığınız kişiye ilişkin sadece bir iyilik, güvence ve güven hissine sahip olana dek, yukarıdaki üç güvence sorusunu tekrarlayın.

1. ila 3. Adımları bitirdiğinizde, üzerinde çalıştığınız kişinin yüzünü yeniden imgeleyin (ya da onu duyun, ya da hissedin) ve kendinizi, o kişi için duyumsadığınız kabul/sevgi hissine bırakmak için kendinize izin verin. Eğer sevgi/ kabul hissinden başka herhangi bir his varsa, temizleme sorularına geri dönün..

SEDONA YÖNTEMİ-Sayfa 204-
 
İki gözümün çiçekleri.
Naber ?

Bugün 4.haftaya girmiş bulunuyoruz grup çalışmamızla. Çok keyifli ve uzun zamandır en çok haz aldığım çalışma oldu kendisi. Haftayı değerlendiriyor ve farkındalık çalışıyoruz. Neler oldu, neleri fark ettik ,değişim, dönüşüm oldu mu vs. Bildirim yapıyoruz. Şuan fevkalade memnunum.

Bir kaç gün kaçasım var tur şirketlerine ne yapabilirim diye bakayım diye internete girdim. Anam anam!
Eft uzman eğitmenliği için başvuru yapıp ödemeyi gerçekleştirdim. Kızlar ben adeta bilginin köpeği olmuşum. Çıldırıyorum!

Tatilim zaten ağustosta var. Sağlık olsun bakalım.
Bundan daha iyi nasıl olur?

Eft beni rahatlatıyor bu sebeple daha çok içerisine girmek ve başkalarına da uygularken içim rahat olsun istiyorum. Uzmanlıkla birlikte gönül rahatlığıyla uygulamaya geçebilirim. Haftasonu access seansı verdim, bakalım ilerleyen zamanla birlite nasıl güzel dönüşler alacağım?

Bu arada 66 kg'ydum bugün tartıda. Bakalım gidilecek yolumuz çok. Üşenmiyoruz, ertelemiyoruz, vazgeçmiyoruz.

Sevgiler.
 
"Öğreten, öğrenir..."

Bu içimde bitmek bilmeyen bilgi açlığı nedir bilemiyorum. Aradığım şeyin ne olduğunun idrakında da değilim dürüst olayım. Kolaylık, neşe ve sevgiyle dolu bir hayat diliyor ve bunu arzu ediyorum. Ancak alıp kabul edemediğim çok şey var. Hayat bu kadar güç değil biliyorum ama konuşamıyorum! Silkelenmeliyiz belki?

Bu satırları yazarken bir ağırlık çöktü ki anlatamam. Kahvemi yaptım geldim.

Hani hepimiz kardeşiz bu öfke ne diye, şarkılar söylüyoruz ya, yazık ki sosyal hayatta yerini bulmuyor. Riyakarlık diz boyu. Aklımın ermediği şeyler de var elbet. %90'ı müslüman olan bir toplumda Kuran'ın gereğini yerine getirmiyoruz. Ne diyor İsra Suresi 53.Ayet;

"Yine de sen kullarıma söyle, her zaman sözün en güzelini söylesinler. Şüphe yok ki şeytan, insanların arasını açmak için, her zaman fırsat kollamaktadır. Şüphe yok ki şeytan, gözle görülmese de insana apaçık bir düşmandır."

Kuran bana ne diyor kitabını aldım. Kendimden çok utandığım zamanlar oluyor. Yalan yok. Kendi şeytanıma yeniliyorum çünkü.


Dağılıyoruz. İyiye değil de hep kötüye yoruyoruz hayatı ama durum böyle.. Parçamızı, parçalarımızı alıp birilerine, olaylara, kişi ve kurumlara bağışlıyoruz. Sonra bir an geliyor ve biri bize " toparlan" diyor. Bi dakka! Ne dedi? Toparlan, dedi. Ama bu asla size " toparlan" olarak söylenmeyecek. Bir hale, davranışa, söze maruz kalacak akabinde " burdan beni rahatsız eden bişey var" diyecek aksiyon alacaksınız. Eksik bulacağız kendimizi, dalıp gideceğiz belki. Uzunca bir yol, hayat dediğin. Dilerim hikayemiz keyifle sonlansın.

"Daha gidecek çok yolumuz var, güzel yarim."
 
Tartıldım 4 kilo vermişim. Cumadan beri adeta sürünüyorum. Midem çok kötü. Aç değilim ve zaten yiyemiyorum da.

Gece hiç uyumadım desem yalan olmaz. Ne istiyordum bu hayattan? Neyi biliyordum? Koca bir hiç.

Sığamıyorum bir yere. Öğlen çorba içtim. Sakin bir yer buldum kendime oraya çekilip kulağımda beni paramparça eden bir şarkıyla demlenip durdum.

Herşey yine aynı b*ktanlığa döndü. Mutlu muyum? Hayır. Üzgün müyüm? Değilim. Hissettiğim şeyi tarif edecek birşey yok. Dün rüya analisti ile çalışmaya başladım. Neler çıktı altından Allah'ım. Hazır mısın gerçekten, dedi. Evet dedim ama kolay değil. Haftaya 2.seans olacak. Keşke cahil kalsam bunca şeyin içerisine girmeseydim diyorum. Ama biliyorum ki bende iyileşen herşey benden sonraki nesli de iyileştirecek.

Çok yoruldum. Yemin ederim..
Ağlayamıyorum bile.

Kendimde eksik-hata-kusur aramaktan bıktım usandım. Oysa tam ve bütünüm. Olduğum bu halimle muazzam bir görüntüye sahibim. Beni aşağıya çekecek bütün şarkıların içerisine gömüldüm. Ama niye ve gerçekten bu kime ait?

Acıya hiç boyle uzunca bir zamandır kucak açmamışım meğer. Oysa koca bir sarılmaya nasıl hasretim.
Ah!

Biraz da düşüp kalalım olduğumuz yerde. Hayat hep bahar çiçek değil.

Kendime bu "düşme" iznini hayata tekrar karışmak üzere bağışlıyorum.

Sevgilerimle.
 
Ve sen yine denendiğinde
ve yine kalbin daraldığında
ve yine bütün kapılar yüzüne kapandığında
ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde
Uzun uzun düşün...
ve hatırla yaratanını!
"Allah kuluna kâfi değil mi? (Zümer/36)"
 
Ahuu14 Ahuu14 Teşekkür ederim toparlanmaya çalışıyorum. Yoğun bir bayram haftasıydı esasında. 15 Temmuzda gelip çalıştım tatil olmasına rağmen. Kafam dağılsın, yarım kalan işlerimi halledeyim diye. Dün bütün gün evden çıkmadım. Yattım, kalktım, temizlik yaptım, sonra 1 seansım vardı. Ve dedim ki ne kadar berbat hissedersen hisset, senin bilmediğini bilmeyen binlerce insan var. En azından bir başkasını kolaylaştırabilirim.

Sıkıştım ben kızlar. Bu duygumu ve hissimi nasıl ifade etsem doğru olur bilemiyorum. Sanırım bunları hissetmeye ihtiyacım var. Jung, personadan bahseder. Maskelerimizden. Uyumlu hallerimizden. Sakındıklarımızdan. Bu günlük hayata uyumlanmaya çalışırken takındığımız maskeler. Kabul edelim, hayat her zaman istediğimiz yöne akmıyor. Ve dürüst olayım, beni yalnızlığım da çok yoruyor. Toplumdan, aileden gelen yargılar, bakış açılarını da satın aldığımı fark ediyorum. Ama hayatıma da kimseyi almıyorum, görüşmüyor ve flört etmiyorum. Bu bir seçim mi gerçekten? Gölge yanlarımıza ışık tutmak, evet benim böyle bir parçamda var diyebilmek kolay olmuyor. Rüyalarla ilgili çalışmaya başladıktan sonra düştüm iyice. Acayip bir dünya. Dinlenmeye ihtiyacım var. Bu yalnızlığı seçiyor olmanın temelinde yatan korkuyu da rüyam aracılığıyla fark ettim geçen haftaki seansta. İnanın berbat bişey bu farkındalık. Rüyalarımı hatırladığım kadarıyla yazıyorum. Daha derinden neler çıkacak göreceğiz.

Demiş ya şair; Anladık iyisin ama ne yarıyor iyiliğin?


Biz isteriz ki hep birileri ışık tutsun, yolu aydınlatsın ama seans aldığım hocam diyor ki" hayat senin, sen seçim yapacaksın, şimdi bu farkındalıkla ne yapmak istiyorsun". Öylece kalıyorum. Farkındalığın tek başına yararı yok zira. Hepimiz herşeyi biliyoruz, kilo vermek için yemeyeyi biliyoruz ancak hayata uyumlu hale getiremiyoruz. Bu da böyle birşey.

"Dönüşümü gerçekliğe taşımak ancak teoriyi pratiğe, niyetleri eylemlere, sözleri davranışlara taşıma iradesiyle mümkündür."


Şimdi yazarken de fark ediyorum ki ben şuan kimim? Kim kendini böyle hisseden? Gerçekten bu bedene bu sıkışılığı hapseden kim? Kimi kopyalıyor, kimin duygu ve düşüncelerini satın alıyorum?


GERÇEK bütün sınırlamaların ötesine kolaylıkla geçen olmak için ve bedenim hangi enerji, alan, bilinç ve seçim olabilirz?
Bundan daha iyi nasıl olur?
 
Son düzenleme:
Haftaiçinde onca maliyete sebep oluyor bu eğitim ve seanslar ama istediğim gibi ilerlemiyor diye hayıflanırken, linkedln'de bi paylaşım gördüm. Diyor ki boşverin altını, doları en iyi yatırım kendinize yaptığınız yatırım. Dedim bingo! Sonra ofiste çalışırken (15 Temmuzdu) dedim ki cilt bakımı için tatil öncesi yenileneyim. Yazdım güzellik merkezine kampanya var mı şuan diye. Normalde kontenjan dolu ama sizi kırmayalım dediler. Ödemeyi yaptım. Şimdi yeni post paylaşmışlar instagramdan 750 TL kardayım. Bundan daha iyi nasıl olur.

Enerjiyi takip ediyorum aslında. Kulak veriyorum kendime. 13 Temmuzda çalıştık. Sabah ofise gelirken bir karga yerden taş aldı uçtu sokak lambasının tepesine kondu. Baktım böyle dedim ki" acaba sen bunları kime atacaksın da topluyosun." Mesai bitti cafeye geçtik. Dışarda oturuyoruz. Çok geçmedi bir anda tepeden taş fırladı 4-5 tane. Herkes şok oldu. Noluyor diye. Dedim korkmayın kargalar fırlatıyor. Bi anda herkes aynı yöne baktı. Karga gururla duruyor jfkjjfhjkjhhjjsdhfhf çok komikti ama kimse yara almadı Allahtan. Hınzır şeyler:KK76:

Böyle işte. Şimdi arkadaşlarla öğle arası kahveye inicem. Hava mis. Duygum baki şuan. Ama gerçekten bundan daha iyi nasıl olur? Bakalım görelim .

Sevgiler.
 
Haftaiçinde onca maliyete sebep oluyor bu eğitim ve seanslar ama istediğim gibi ilerlemiyor diye hayıflanırken, linkedln'de bi paylaşım gördüm. Diyor ki boşverin altını, doları en iyi yatırım kendinize yaptığınız yatırım. Dedim bingo! Sonra ofiste çalışırken (15 Temmuzdu) dedim ki cilt bakımı için tatil öncesi yenileneyim. Yazdım güzellik merkezine kampanya var mı şuan diye. Normalde kontenjan dolu ama sizi kırmayalım dediler. Ödemeyi yaptım. Şimdi yeni post paylaşmışlar instagramdan 750 TL kardayım. Bundan daha iyi nasıl olur.

Enerjiyi takip ediyorum aslında. Kulak veriyorum kendime. 13 Temmuzda çalıştık. Sabah ofise gelirken bir karga yerden taş aldı uçtu sokak lambasının tepesine kondu. Baktım böyle dedim ki" acaba sen bunları kime atacaksın da topluyosun." Mesai bitti cafeye geçtik. Dışarda oturuyoruz. Çok geçmedi bir anda tepeden taş fırladı 4-5 tane. Herkes şok oldu. Noluyor diye. Dedim korkmayın kargalar fırlatıyor. Bi anda herkes aynı yöne baktı. Karga gururla duruyor jfkjjfhjkjhhjjsdhfhf çok komikti ama kimse yara almadı Allahtan. Hınzır şeyler:KK76:

Böyle işte. Şimdi arkadaşlarla öğle arası kahveye inicem. Hava mis. Duygum baki şuan. Ama gerçekten bundan daha iyi nasıl olur? Bakalım görelim .

Sevgiler.
Sizin hoşuma giden haliniz hayattan güzel şeyler bekliyor ve onlar size doğru geliyor yada gelen güzel şeyleri hissediyorsunuz bu durum inş bana da örnek olur hep iyi hissetmeniz dileğiyle
 
Ahuu14 Ahuu14 dilerim sizin için daha kolay ve keyifle ortaya çıksın.

Şimdi bi ses kaydı dinledim. Diyor ki;

"herhangi bir şeyi, olayı, durumu algılama biçiminiz sizin paradigmanızdır."

Paradigmayı kırmanın yolu da tekrar. Tekrar tekrar varmak istedğiniz yöne ilerlemenin nasıl mümkün olduğuna dair söylemlerinize dikkat kesilin. Şuan benim içerisinde olduğum şey, çaresizliğe, değersizliğe, sanki hiçbir seçeneğim yokmuşçasına kalakalma halime verdiğim güçten dolayı. Ama şuan daha da çok fark ediyorum kendimi bu duygulara bırakıp "bu kadar" diyebiliyor olmanın ne kadar mantıksız olduğunu. Bilinçaltı öyle birşey ki yeni birşeyi hep tehdit olarak algılıyor. Oysa ben zaten bir yolculuktayım. Düşerim, kalkarım. Ağlarım. İnsan beşer. Ama istedğim o noktaya varacağımı unuttuğumda, isteğim de beni unutuyor. O koşmayacak benim peşimden..

Biz dedik; Herşey olacağına varır *
Allah dedi ki; İnsan için ancak, çalıştığı vardır! (Necm,39) *
Biz dedik; Nasipse olur, kısmetse olur *
Allah dedi ki; Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık (İsra,13) *

Sonra oturduk beceriksizliğimize, kader deyip ağladık..
Bundan daha iyi nasıl olur?
 
Bi kahve?

İyi gelir.
Nefes al. Nefes ver!

Herşey yolunda.

Gerçekten beni neyin beklediğini bilmiyorum. Tüm bu hazırlıklar ne için? Bugün diksiyon ve beden dilimi eğitimine kaydoldum. Sürekli ertelediğim bir şeydi. 5 hafta sürecek. Hitabet, doğru nefes alma, kendini doğru ifade etme. Bunun bana ve bütüne katkısı nedir görelim?

“Önce rüyasını görür sonra gerçeğini yaşarsın.”

Çok güzel ve hayatıma etki edeceğini bildiğim bir rüya gördüm dün gece.

Daha çok bilinç ve daha çok katkı.
Kendim ve hazır olan herkese olabileceğim tüm kolaylığa gönüllüyüm. Dün 2 seansım vardı, peşpeşe. Gördüğüm, şahitlik ettiğim şey şu; ilişkilerde kadınlığımızı unutuyoruz. Bu bedende dünyaya gelmenin bir sebebi olduğunu unutarak, bunu yok sayarak, kadınlığını bir adamın uğruna harcamayı seçen çokça kadınımız var. Oysa bu benliği, var oluşu alıp kabul etmek neler yaratır? Kadın olmanın tadına, keyfine varmanın, toplumdan, aileden satın aldıklarımızı kenara koyarak ilerlememin kolay ve mümkün olduğunu bilmek hangi güzellikleri, kolaylığı getirir hayatlarımıza? Neden bir adamın üstüne bu kadar düşüyoruz ve her an biri gelip elimizden alıp kaçacakmış gibi davranıyoruz? Gerçekten bu sıkışıklığın değeri nedir? Ve gerek var mı? Gitmek isteyen gidecektir inanın. Kalmak isteyen de bahaneler bulacaktır.

“Oluruna bırak..”
Biz çok çaba sarf ediyoruz. Çok ama!

Bi dur!

Öyle de yapsan böyle de yapsan iş olacağına varacak. Bugün arkadaşım bişey paylaşmış benimle, sizinle de paylaşayım;

“ Ayaklarınla kıyıya gelir, kollarınla devam edersin. Kıyıda ayakların, denizde kolların sözü geçer. İnsan da aşk çemberine girdi mi beynin değil kalbin hükmüne girer. Korkmayıp, yüzmeye cesareti olanların keşfedeceği çok daha fazla şey vardır denizde.”

Derin nefes alalım. Şimdi, şuana gelelim ve soralım mı birlikte; gerçek bundan daha iyi nasıl olur?

Keyifle, güzellikle.
Sevgiler efendim.
 
Son düzenleme:
Yasemin Kılınç’ın youtube videosunu dinlerken aşağıdaki konuşmaları etki etti bende, not alayım buraya da;

Acının sizi olgunlaştırdığına nerede karar verdiniz? Ve acı çekmezseniz kendiniz olamayacağınıza nerede karar verdiniz? Açığa çıkan herşeyi sıfır noktasına götürüp patlatalım mı? EVET!

-“Seni öldürmeyen şey güçlendirir”

-“Acı çekmek özgürlükse, özgürüz ikimizde”

Hepsi birer yargı. hepsi birer sonuçlandırma. Peki hepsi bir yalansa?
Ne kadar neşeyi, keyfi kolaylığı kesip atıyorsunuz hayatınızda_?
Mutluluğu bıraktığınızda kaç yaşındaydınız?
Ya da neyi mutluluk olarak tanımladınız? Ki onların eksikliğini hissettiğiniz için hiçbir zaman tam ve bütün olamıyorsunuz?


Dün grup çalışmasının 6.haftasındaydık. Affetme ve kendini sevmeye açma çalışması yaptık. Gözler kapalı şekilde iki kişi olarak affetme çalışması yaptık, şundan şundan dolayı seni affediyorum ve karşındaki insanda tamam, seni serbest bırakıyorum, diyor. Ailem, arkadaşlarım, eski sevgililerim vs. Hepsini kolaylıkla affettim en azından dilimden kolayca dökülebildi. Ancak öyle bir anda biri geldi ki algıma. Off! Affedemiyorum, dondum kaldım. Ağlamaya başladım. Ve; ama bu çok ağır diyebildim sadece. Biraz kaldım öyle. Hoca müdahale etmedi. Kal burda dedi. Sonra diğer kız arkadaşta ağladı. Toparladık kendimizi. Ders sonu bi mektup yazdım O’na. Ağır geldi çünkü. Öyle uzun zamandır algımda yokmuş ki. Hiçbir şey kaybolmuyor sadece köşeye çekiliyor kendini hatırlatmak için.

Belki de kendimi cezalandırıyorum biliyor musunuz? O’nun ölümünde benim de payım olduğunu ve bu sebeple bir daha aynı durumu “-ASLA” yaşamamak için hiç kimseye kendimi bırakamıyor ama geri kalan herşeyi kolaylıkla bırakabiliyorumdur? Mümkündür.

Sahi, ne kadar kolaylığı seçiyoruz hayatımızda? Geçmişi ne kadar taşıyoruz şimdiye? Ne kadarında acıya tutunup katılaşmayı, adım atmamayı, hayata karışmamayı seçiyoruz? Ben dahil! Ne kadar çok alan kaplayan bir yer değil mi burası? Gerçek, sıkışıp kalmanın nesini seviyoruz?

Açığa çıkan tüm enerjiyi yok olsun sevgiyle şifa bulsun..

Bugünde böyle. Bundan daha iyi nasıl olur?

“Daha gidecek çok yolumuz var güzel yârim..”
 
Gün aydın olsun mu?
Oldu bile.

Çiçek gibi bir gün adeta. Bundan daha iyi nasıl olur?
Kahvemi yaptım içtim. Gökyüzüne baktım sanki bir perde kalktı gözümden. Mavisine aşığım adeta!
Şükürler olsun bugüne. Bu farkındalığa ve alıp kabul etmeye:KK200:

Hangi güzel haberler, müjdeler var bizi yerimizden heyecanla fırlatacak, hangi şahaneler ağzımızı kulağımıza vardıracak? Hangi olmaz dediklerimiz tam şuan oldu bile ve sadece bizlere bildirilmesine zaman var?
Gerçek, hangi kolaylıkları alıp kabul edebiliriz ve hangi izin verme halinde olmak bizim için çok daha keyif getirir?

"Hayatın tümü bana kolaylık, neşe ve ihtişamla gelir."
Bundan çok daha keyifli ve kolay nasıl olur?
 
Merhaba. İki günum öyle keyifli ve dingin gecti ki. Daha once paylaştım mi bilmiyorum. Bı ilan vardı bayan solist arıyoruz diye, videomu göndermiştim. İki hafta sonra aradılar, gelebilirsiniz diye. Bugün gittim, 6 saat türkü soyledik. Hoca çok beğendi, ses aralığın çok geniş değerlendirmeliyiz dedi. Çok yoğun bi tempo gerektiriyor ama proje, hayal ettikleri şey icraate geçerse Türkiye'de bir ilk olacak. Bundan daha iyi nasıl olur 🍀

Yorgunum ama değdi. Çiçek gibi geçen günüme de selamlar olsun❤️ Bugünün güzelliği diğerlerine sirayet etsin dilerim. Sevgilerimle🧚
 
X