Olması gereken cevabı vermiş adam. Bir kız kaç kere istenir yaa... Zaten işin olacağı belli, neyin nazı niyazı. Adam arka sokaktan bile gelse 2 kere istenmek kadar boş bir iş olamaz ki yurtdışından diyorsunuz. Milletin işi gücü yoktu! Saçma sapan kendinizi kıymete bindirme çabalarınız işe yaramamış. Bir de oturup ağlamışsınız...
Adam yine haklı. Kocanın evi yok. Babası çeyiz olarak ev alacak diyelim. Sen ne yapacaksın? 2 dantel 2 pike takımıyla kurtulmak yoooookkk. Ailenin durumu yoksa evlendirmesin seni. Bir sürü insan yıllarca çalışıyor, para biriktiriyor, kimseye boyun eğmemek için. Öyle bedavadan kız vermek var mı yaaa? Tabii prensesimiz pırlanta kaplı olduğu için, onun varlığı yeter. Ekstradan masraf edilmesine gerek yok.
Evet araba da istiyorsunuz. Her şeyi istiyorsunuz. Babanızın da bu gergin konuşmaya rağmen sesini çıkaramamasının sebebi karşısındaki insanların parasına tamah etmesi. Zenginler diye söylenenleri sineye çeken, yüzsüz davranan sizsiniz. Alemin parasına ne diye bu kadar tamah edip karşısında el pençe duruyorsunuz anlamıyorum ki? Adam babanı azarlıyor, baban sesini çıkaramıyor! Bi insan paranın karşısında bu kadar ezilir mi? Hiç mi yok gurur? Haysiyet? Sonra gidip nişanlına kızıyorsun, babama böyle davranıyorsunuz diye. Baban adam olsun da kendini savunsun, elin oğlu mu savunacak senin babanı? Savunulacak bir tarafı da yok ama neyse... Bu kadar haklı olduğunu düşünen adam susmaz.
Biliyorsuuuuuunnnn... Para para para! Gözün ondan başkasını görmüyor.
Fikirlerin, ailenin tutumu, senin beklentin hepsi toptan yanlış. Kusura bakma, sormuşsun söylüyoruz amacım kırmak değil. Daha gencecik kızsın. Evde kurudun mu, ne bu evlilik merakı? Git okulunu oku, ekmeğini kazan. Kendi ayaklarının üzerinde dur. Zengin koca bulacaksan yine bul, sermaye karşıtı değilim amaaa sen eşinin yada eşinin babasının parasına değil, kendine güven. Kimseden bir şey bekleme. Kendine yet. Kazandığınla yetin, mutlu ol. Aç gözlü olma. Sabırlı olursan, emek vererek zaten istediğin her şeyi kazanırsın. Emin ol bedavadan mal sahibi olmaktansa kendi emeğinle kazandığından daha çok zevk alacaksın.
Ayrılmaya niyetin hala yok. Bir özür dilesin, evi alsınlar da barışayım diye bekliyorsun. Bunlar kitaptaki eski numaralar ablacım, kimsenin aklını hafife alma. Ayrılacak olan insan telefonda o kadar laf işitirken "ırıbı ılıcığım dimiştniz, hıtırlıtırım" demez. Karşındaki insanlar anlamıyor mu sanıyorsun?
Karşı taraf masum değil, sizin gözünüzü boyayıp bırakmışlar. Beklentilerinizi yükseltip sizi hayal kırıklığına uğratmışlar. Eminim mallarıyla böbürlenmek için atıp tuttular, siz de yediniz. Herhalde onlar da bu kadar yiyeceğinizi ve onları sömürmeye çalışacağınızı tahmin edemediler.
Keşke bu genç yaşında, şu olayla bir aydınlanma yaşasan ve ailenin sana öğrettiklerinin, onların tavrının yanlış olduğunu idrak etsen de aklını başına toplasan. Kendi yolunu çizsen, ayaklarının üzerinde dursan ve onurlu bir hayat yaşasan. İnan daha yolun başındasın, hayatın mahvolmadı. Böyle bir evlilikle hayatın mahvoluyor (du, mu acaba?). Sadece alınacak eve arabaya odaklanıp neleri kaçırıyorsun... Yaşadığından ibret al. İnsanların parasına hürmet edersen, seni parayla alınacak bir şey olarak görürler, seni saymazlar, insan yerine bile koymazlar. Bununla da uyanmazsan, hayatın birilerinin kakıncı olarak geçecek haberin olsun. Ben razıyım yeter ki kayınpeder evi alsın diyorsan o da senin tercihin.
Niyeyse bir şekilde barışıp bu yazılanların hepsini boşa çıkaracakmışsın gibi bir his var içimde. Olsun, ben doğru bildiğimi söylemezsem içime dert oluyor :)
Umarım karşı taraftan ve ailenden bağımsız, kendine ayrı bir yol çizersin; kimsenin karşısında eğilmeyen, kendine yeten, mutlu ve güçlü bir kadın olursun.