Geçinemeyenler kulübü

yani boşansan da çocuk icin belirli bir yaşa kadar koca kişisiyle muhattapsın mecburen, mümkunse tabi
 
karne neyse de takdir teşekkür verilmeli okuldan veliler gider alırız bağış istemeyi biliyorlar.takdir yoksa bağış ta yokkk
Yani coxuklugumu düşünüyorum da karne günleri cok heyecanlıydı benim için gece uyuyamazdım.Oglum da aynı heyecanla beklıyor garibim.Aylardır 7 - 10 yaş cocuklar ekran basında kah eglendıler kah sıkıldılar ama cabaladılar. Tabi motivasyon olarak belgeler olsa güzel olur, ikinci yarı için de güdüleyici bir etken olurdu ama aylardır derslere katılamayan öğrenciler oldu onların durumları nasıl degerlendırılecek belkı de bu sebepledir.
 
Bu başarı belgesini hayatım boyunca anlamsız buldum.
Çocukları daha o yaşta ayrıştırıyor, birbirleri arasında ötekileştirmeyi öğretiyoruz.
Halbuki başarı ve başarısızlık biriciktir.
Bunun ne ödülü ne de cezası olmalı.
Keşke tamamen ortadan kalksa da bir kağıt parçası uğruna değil, kendileri için çalışmanın gerekli olduğunu anlasalar.
 
burda hala yağıyor
 
Aslında hepsi yetenek olarak degerlendırılmeli yani her cocugun müzige resime yetenegı olmadıgı gibi sayısal ya da sözel derslere yetenegı olmayabilir. Not sistemiyle bu durum tek tip zihinsel bir sürec olarak standardize edilmiş oluyor. Keşke böyle olmasa ve 4. sınıf sonrası yetenek sınıfları olusturulsa ve her cocuk harika resimler yapıyormuscasına ya da mükemmel matematık bilmek zorundaymıscasına bır zorlama olmasa. Yetenek alanında başarı güdülense ama yani nerde var bunlar bunu da bilmiyorum.
 
Almanya eğitim sistemi öyleydi, şimdi değişmiş midir bilmiyorum elbet.
Zorunlu eğitimden sonra bizde orta okula denk geliyor, çocuk başarı ve ilgi alanına göre okullara gidiyor.
Örneğin anadolu lisesi, meslek lisesi, güzel sanatlar vb şeyler.
Bizdeki karşılıkları güya var ama güya diyorum çünkü işçi olarak bakılan okullar onlar.
Halbuki eskiden öğretmen mektepleri olurdu ortaokuldan sonra, şimdi anadolu lisesi kıvamında ama oradan mezun olmak şart değil öğretmen olmak için.

Baştan sonra zaten yanlışlarla doluyuz eğitim konusunda, herkesin üni mezunu olması demek, herkesin işçi, emekçi olması demektir.
Halbuki üni farklıdır, o meslekle alakalı bilim insanlığıdır.
Bizim ülkede çok başka anlaşıldı, zorunlu eğitim gibi oldu.
Ayrıca eğitim ve gelişimi zaten sadece akademik başarı ya da derecelendirme ile ölçtüğümüzden kaçınılmaz sondayız zaten.
Aman ne desek boş.
İşsizlik oranları kendini gösteriyor.
Zanaatkarlar kayboldu, birçok meslek yok oldu.
Hala akıllanmıyoruz.
 
Aaa bu benim kayınpederim.
Eşim de çok sever tatlıyı.
Hiç bir şey bulamazsa Kemalpaşa kaynatır.
Az şekerli yapar ona dikkat ediyor.
Kemalpaşa ile Şam tatlısı aynı şey mi? Şam tatlısını annem biz çocukken Ramazan’da yapardı, aklıma geldi. Yemezdim ama şimdi çocukluğuma gittim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…