Aslında hepsi yetenek olarak degerlendırılmeli yani her cocugun müzige resime yetenegı olmadıgı gibi sayısal ya da sözel derslere yetenegı olmayabilir. Not sistemiyle bu durum tek tip zihinsel bir sürec olarak standardize edilmiş oluyor. Keşke böyle olmasa ve 4. sınıf sonrası yetenek sınıfları olusturulsa ve her cocuk harika resimler yapıyormuscasına ya da mükemmel matematık bilmek zorundaymıscasına bır zorlama olmasa. Yetenek alanında başarı güdülense ama yani nerde var bunlar bunu da bilmiyorum.
Almanya eğitim sistemi öyleydi, şimdi değişmiş midir bilmiyorum elbet.
Zorunlu eğitimden sonra bizde orta okula denk geliyor, çocuk başarı ve ilgi alanına göre okullara gidiyor.
Örneğin anadolu lisesi, meslek lisesi, güzel sanatlar vb şeyler.
Bizdeki karşılıkları güya var ama güya diyorum çünkü işçi olarak bakılan okullar onlar.
Halbuki eskiden öğretmen mektepleri olurdu ortaokuldan sonra, şimdi anadolu lisesi kıvamında ama oradan mezun olmak şart değil öğretmen olmak için.
Baştan sonra zaten yanlışlarla doluyuz eğitim konusunda, herkesin üni mezunu olması demek, herkesin işçi, emekçi olması demektir.
Halbuki üni farklıdır, o meslekle alakalı bilim insanlığıdır.
Bizim ülkede çok başka anlaşıldı, zorunlu eğitim gibi oldu.
Ayrıca eğitim ve gelişimi zaten sadece akademik başarı ya da derecelendirme ile ölçtüğümüzden kaçınılmaz sondayız zaten.
Aman ne desek boş.
İşsizlik oranları kendini gösteriyor.
Zanaatkarlar kayboldu, birçok meslek yok oldu.
Hala akıllanmıyoruz.