Kızlar merhaba, hatırlayanlarınız olacaktır ben de oğlumu 2014 yılında henüz 16 haftalıkken kaybetmiştim. Ammiyon sıvısı kritik derecede azdı ve böbrekleri ultrasonda görülmüyordu. Gebeliğim sonlandırıldı ve yapılan otopside bir böbreğin hiç oluşmadığı, diğerinin de olması gerekenin onda biri büyüklüğünde ve kistik bir yapıda olduğu görüldü. Oğlumla peşpeşe babamı da kaybettim ve derin bir depresyona girdim. Ya tekrar aynı şeyleri yaşarsam korkusundan çok uzun süre yeni bir hamilelik istemedim. Sanki asla sağlıklı bir hamilelik yaşayamazmışım gibi hissediyordum. Ya tekrar hamile kaldığımda bebeğimi yine kaybedersem? Ya tekrar yıkılırsam? O kadar zor toparlamıştım ki kendimi bir daha başaramam diye korkuyordum. Bir çoğunuzun kafasında da aynı soruların döndüğüne eminim. İki yıl sonra hamile kaldığımda da hep tedirgindim, 16. Haftayı nasıl bekledim, o ultrasona nasıl gittim bir tek sizler anlarsınız. Uzun lafın kısası hamileliğim sorunsuz geçti, her ne kadar her ultrasonda doktora "suyu nasıl?" diye sorsam da sonuçta çok güzel bir hamilelik geçirdim ve şimdi 2 buçuk aylık sağlıklı bir kızım var. Bunu benzer kayıplar yaşayan ve güneşin bir daha asla doğmayacağına inananlar için yazıyorum.
Ordasın biliyorum. Ağlamaktan şişmiş gözlerin, üstünden çıkarmak istemediğin pijamalarınla "Neden ben?" diye soruyorsun. O eski gülen, hayattan zevk alabilen kişi sen değilmişsin gibi, sanki asla sağlıklı bir bebeğin olamayacakmış gibi hissediyorsun. Bil ki güneş yeniden doğuyor. Bil ki seninle aynı şeyleri başka bir zamanda yaşayan biri bugün tekrar öğrendi gülmeyi...