GDO’lu ürünler, erkekleri kadınlaştırır mı?
Son günlerde, televizyonun karşısına çakılmış, ekran ekran dolaşıyor ve kısa adı “GDO’lu ürünler” olan “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar”la ilgili tartışmaları izliyorum... “Konunun uzmanı” olan kişiler, olaya “kendi pencereleri”nden bakıp, “bardağın alt veya üst yarısı”na dikkat çekiyorlar...
Yani, kimi “olumlu” görüş bildirirken, kimi “tepki” gösteriyor... Yalnız, bir “vatandaş” olarak benim anlayamadığım şu: Bu tartışmalar, 26 Ekim 2009’da yürürlüğe sokulan “GDO’lu ürünlerle ilgili yeni yönetmelik”ten sonra tırmandığına göre; bu yönetmelik, GDO’lu ürünlere “izin” mi vermekte, yoksa “sınırlama” mı getirmektedir?.. Bir kısım “uzman” ve “muhalefet sözcüsü” yeni yönetmelikle “GDO’lu ürünlere kapı aralandığını” iddia ederken; Tarım Bakanı Mehdi Eker, tam aksini söylüyor: “Biz, yönetmeliği GDO’lu ürün ithalatının önünü kesmek için yaptık!”
Bakan bunu söylerken, “GDO’lu ürünlere izin verildiği” iddialarının neye ve nereye dayandırıldığını anlamakta, doğrusu hayli güçlük çektim.
Çünkü, GDO’lu ürünler, zaten yıllardır “serbestçe” giriyordu Türkiye’ye!.. Meselâ, “mısır” ve “soya” ürünlerinin “yüzde 70’ten fazlası” zaten GDO’luydu ve bugüne kadar hiç kimse sesini çıkarmıyordu...
ABD TEPKİ GÖSTERDİ, ÇÜNKÜ!
Demek oluyordu ki;
26 Ekim’de çıkarılan yönetmelik, bu ürünlere hem “kısıtlama” getiriyor, hem de “kontrol” altına alıyordu!..
Böyle olmalı ki;
“İlk tepki” gösteren ülke ABD oldu.
Malûm; ABD Senatosu Finans Komitesi Üyesi Senatör Chuck Grassley, Türkiye’nin çıkardığı yönetmeliği topa tuttu. Grassley, “Bu düzenleme Türk pazarını ABD mısırı ve soyasına kapatıyor. Türkiye bu düzenlemeyi yapmadan önce ne Amerika’ya danıştı, ne de Dünya Ticaret Örgütü’ne haber verdi” dedi.
“Hükümet, GDO’lu ürünlere izin verdi ise” ABD’nin bu tepkisi niye?..
Kaldı ki, bu tek tepki değil!..
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası Başkanı Necdet Buzbaş da yaptığı açıklamada; “Sektör zaten GDO’lu ürün kullanıyor” dedi ve ekledi: “Yönetmelik, sektörde bisküviden çikolataya, turşudan glikoza kadar birçok mamulde üretimi düşürecek ve sanayi iş göremez hâle gelecektir.”
Dedim ya; “izin” verilmişse, bu “tepkiler” niye?..
Yoook “sınırlama” getirilmişse “iktidara yüklenmek” niye?..
Ne yalan söyleyeyim;
Tartışma programlarında bu konuya açıklık getirici bir bilgiye rastlayamadım...
Vardı da, belki ben duymadım...
GDO, YA DA FRANKEŞTAYN GIDA
Açık söyleyeyim: Bu konu yeni yeni gündeme gelmiş olsa da, taa 2004’ten bu yana gerek “hormonlu”, gerek “Frankeştayn gıdalar” olarak bilinen “GDO’lu ürünler” konusunda çok yazı yazdım... Hatta; konunun önemine dikkat çekebilmek için, “hormonlu erkek”ler yüzünden “hamile kalamayan kadınlar”dan söz ettim...
Şimdi, daha ilerisini söylüyorum:
“Hormonlu ve GDO’lu gıdalar yüzünden, erkeklerdeki sperm sayısı daha da düşecek ve genetik yapıları değişime uğrayan erkekler, gittikçe kadınlaşacak!..”
İnanın abartmıyorum;
“Erkeklik hormonları”nın azalması sebebiyle “yumurtayı dölleme” imkânı kalmayacak!..
O kadar ki; “erkeksi” hormonların yerini “kadınsı” hormonlar alacak!.. Ve tabiî, ortalık da; “bay” görünümlü “gay”lerden geçilmeyecek!..
Peki, bunlara yol açacak “GDO” nedir?
Bilmeyenler için aktaralım:
Genleri bir canlıdan alıp başka bir canlıya nakletme sonrası ortaya çıkan ürüne ‘Genetiği Değiştirilmiş Organizma’ (GDO) deniyor.
GDO karşıtlarınca, ‘Frankeştayn gıda’ olarak tanımlanan GDO’lu ürünler, yapılan testlere göre antibiyotiklere karşı direnç, ağır alerji, organlarda küçülme, kan biyokimyasında bozulma, boy ve tartı eksikliği, kısırlık ve ölü doğum oranında ciddi artışlara yol açıyor.
Türkiye’de insanlar farkında olmadan GDO’lu ürün tüketiyor. Uzmanlar, özellikle ithal edilen mısır ve soyanın kullanım alanları düşünüldüğünde, şu anda raflarda yer alan en az 900’e yakın üründe GDO’ların kullanıldığını belirtiyor.
Soya; sucuk, salam, sosis, köfte, pizza, hamburger, et suyu tabletlerinde, fındık fıstık ezmesi, süt tozu, mısır ile mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerle üretilen ürünlerde, bebek mamalarında ve hazır çorbalarda kullanılıyor.
ODTÜ’de yapılan bir çalışma ise 28 domatesten 22’sinin GDO’lu olduğunu gösteriyor.
Tabiî, “GDO’lu ürünler” konusunda, “elebaşı ülke”nin İsrail olduğunu gözden ırak tutmayalım... Çünkü İsrail; sadece “tohum”larla değil, “tavuk”ların genleriyle bile oynadı...
Birkaç yıl önce, televizyonlarda görüntüler vardı...
Ortalıkta, “tüysüz tavuk ve horoz”lar dolaşıyordu!.. Çıplak vücutlarını “güneşin yaktığı” zavallı hayvanlar, “gölgeye kaçmaya” çalışıyordu!..