• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gassan Satar Siirleri

BENİ ANLAYANIM

Önce gözlerinden öperim
Hasretle sarılırım gülümsemelerine
Soğukmuş sizin oralar
Kar kış kıyametmiş

Buraları hiç sorma sevdiğim
Burada havalar bildiğin gibi değil
Üşüten bir mavilik
Yokluğu haykıran bir bulutsuzluk
Yok bir insan gülüşü
Yok ah o sevdanın sıcak sarmalayışı

O uzak ufuklara bakıp
En çok senin yokluğunu hatırlıyorum
Yokluğun derinsizliğinde
Ben derinliğe kulaç atıyorum
Yolsuzluğun zalimliği savruluyor üstüme

Hava işte böyle buralarda
Sağır ve kör gece eser durur buralarda
Nereye baksam bakışsızlık
Nereye ses versem sessizlik
Her şeyde sana özlemi haykıran bir çığlık var

Buradaki havalar esmiyor memleketim gibi
Koynundaki gibi sıcak değil
Isıtan değil
Yok burada gülümsemeden bir eser
Üşüyorum çöl sıcağında
Her ürpertide sen düşüyorsun serime
Dökülüyor dilimden sözcükler
Çok çok şiir birikti sana

Ruhumun el tutanı
Sana yazıyorum şikayetlerimi
Sana anlatıyorum kendimi beni anlayanım
Burada havalar zalim
Burada sensizlik esiyor en çok
Çok üşüyorum çok

Koynundaki sıcaklığı ne özledim bir bilsen
Bir bilsen nasıl sızlıyor yüreğimde yokluğun

Hasretin akıyor artık kağıda
Sözlerime son veriyorum avuçları çiçeklim
Gülümsemelerinden öpüyorum en çok
Hoşçakal bebeğim
Kendine iyi bak
En çokta o bahar kokulu güzel bakışına

Not. Kağıda yapışan ıslaklık
Sevincin iki sevdalı damlasıdır
Sen düştün hatırıma
Gülümsüyor göz yaşlarım

GASSAN SATAR
 
AŞKLA YAŞARIM SESSİZLİĞİMİ

Aşkla yaşarım sessizliği
İçimde koca bir dünya taşırım
Binlerce ses gelir kulağıma
Gürültülü yaşarım sessizliğimi
Yaşamın bütün sesleri dolar içime
Sığmam bu dünyaya
Dünya bana yetmez olur
Yüreğimde koskoca bir evren yaşar
Ne zaman kesilse dışımdaki sesler
Yüreğim dile gelir yaşamın bin bir sesiyle
Bir gümbürtü kopar içimde
Ne zaman gece olsa
Ne zaman içime dönsem
Ve ne zaman yalnız kalsam sessizliğimle
Sen gelirsin aklıma
Bir evren taşırım o zaman yüreğimde
Ve ne zaman sen gelsen aklıma
Dünya silinir gözlerimden
Sesler duyulmaz olur o zaman
Yüreğim dile gelir aşkınla
Gürültülü yaşarım sessizliğimi o zaman
Aşkımı haykırırım sana
Yüreğimde bin bir ses sana doğru akar
Ne zaman sessizliğe gömülsem
Sen konuşursun benle
Yüreğim sana akar o zaman
Bin bir aşk fısıltısı dolar gecenin sessizliğine
Sana ait
Ve senin olan…

GASSAN SATAR
 
AŞK İLAHİSİ

Gecenin bir yarısı
İnsanlar uykuda
Gecenin geç bir vaktini gösteriyor saat
Odam gün ışığı ile dolu
Aydınlıklar içindeyim
Dünyanın yüreğine odamdan bir ışıltı yayılıyor
Gecenin bir vaktinde güneş ışınları vuruyor yüreğime
Yüreğim ışıl ışıl
Bir çift göz aydınlatıyor beni
Bir çift söz alıyor beni karanlıklardan
Bir yürek çarpıntısı en güzel nota kulaklarımda
Sevgili yanımda
Dünya yanımda
Bir alem yaşanır sevdicegimin her sözünde
Sevgilim yanımda
Teninin kokusu almış beni düşlere
Gecenin bir vakti
Sevgilinin teninden alıyorum ışığımı
Odam renklerinin dansında sarhoş
Ben sarhoş
İlahi sözler gerek bana şimdi
Yetmez hiç bir söz anlatmaya
Ne bir şiir
Ne de bir nota
Yetmez hiç bir ifade anlatmaya
İlahi bir nota gerek bana
İlahi bir sözcük
İbadet sevgilin gözlerinde erimektir
Bütün günahlar işlenir bu tenin aydınlığında
Sevgilinin sevdasına tapmak ise günah olan
Cehennem ateşi pervanenin arzuladığı ateş olur
Pervane niye pervanedir ki
Kendini aşkın ateşine atmasında değil midir efsanesi
İlahi sözcükler ararım günahımı büyütecek
Sarhoşluğuma verir melekler
Beni, kendime
Beni, senin aşkına bırakırlar
Aşkının cennetinde yaşarım ben
Aşkımın sarhoşluğunda kaybolmuşum ben
Neşeli bir koku sarar bedenimi
Ne dünyadayımdır
Ne de düşte
Bir başka mekandayım
Bir başka zaman
Bir başka boyuttayım aşkımın sarhoşluğunda
Gecenin geç bir vakti
Karanlığa yenik bütün dünya
Bir odam aydınlıklar içinde
Bir ben ışıltılar içinde
İlahi sözcüklerin günahındayım
Sevgilinin ibadetlerindeyim ben ….

10/10/2001 GASSAN SATAR
 
HABERİN OLSUN

bugünlerde suskunum
özlemin prangalamış sözcüklerimi
içimde senli çağlayanlar çoğaltıyorum
aşka patlamak üzereyim
suskunluğumdan aşkımın çığı düşmek üzere
haberin olsun
suskunluğumdan bin sevda doğurmak üzereyim

özleminden damıtıyorum aşkı
özlemine dokunan her anışta
sevdaya dalıyorum
bırakıp herşeyi ardımda
hayallerimde seni yaşayacak kadar
yeni doğan her günde
sana dair bir sevda yaratacak kadar
seviyorum seni haberin olsun
özlemenin sonu yok
seni sevmenin de sonu yok
seni çok özlüyorum haberin olsun

umarsızca bakıyorum güneşin yolculuğuna
gün seninle başlıyor ne de olsa
seninle bitiyor
habersizim mevsimlerin deviniminden
seninle hep bahar
sensiz hep hazan ne de olsa
seni çok özlüyorum haberin olsun


boran kar vurmuyor tenime
sensizlikte üşümenin adı yok
başka tanımı yok
sevişmelerin hayali ile yanmanın sonu yok
seni çok özlüyorum haberin olsun

gecen giden arabalardan haberim yok
yürüyen insanların suretinden iz yok
ruhumda senin ayak izlerinden başka iz yok
senin sesinden başka ses yok

savaşlar çıkıyor duymuyorum
barışlar oluyor aldırmıyorum
benim sevdandan başka umarım yok
özleminden başka düşündüğüm bir şey yok
seni çok özlüyorum haberin olsun

GASSAN SATAR
 
Aska Azad

Yalan degildi
Cok onceleri
Sonrasiz
Sonsuz dusunurduk bizi
Beyhudedir simdi
Umudu aramak
Oncelerdeki sevismelerde

Yorgun degilim
Gelebilsen
Gelisinde seni getirerek
Hani askimiza hic katamadigin seni
Goreceksin
Ne sozlerim yorgun
Ne de tenim

Yorgun degilim
Umarsizim sadece
Ask yorgun dustu savasimizda
Caresiz
Azat ettim
Aski bekleyenler cok

Senden bir izle gitti
Senden bir parca yasayacak
Her dokunan
Avuclarimdan kanatlanana
Yasanmamisligin ozlemi
Yapisacak islak dudaklarina

Belki bilinmeyen yerlerde
Yuregini aska adayan birini
Dokunusunda korkusunu sileni
Bulacak
Uzaktan izleyecegim ozlemlerimi
Gulumsememe huzunleri karistirip
Iste ben boyle yasamaliydim aski
Diyecegim

Sitem ariyorum bazen
Gozyasimin tuzunda
Kotu bir soz aramak sana dair
beyhude
Seviyorum seni
Seni sevmedigimi dusunmek beyhude
Beyhude aska azat
Bu denli icime dokumusken seni
Sensizligi dusunmek beyhude

Gassan Satar
 
GEL SEVGİLİ

bahar değmiş tenime
aşk çiçek açıyor ruhumda
ah sevilmekten güzel cennet var mı
sevmekten daha coşkun bir tufan

tutkularımda dolaşıyor bakir özlemlerim
nicedir yok şehvetimin sıcak bir dostu
belki hiç olmamıştı
yüzümdeki çocuksu gülümseme
belki bu yüzden böylesine öksüz

ben içimdeki çocuğu doyuramadım aşka
sevişmişliğim çok oldu belki
ama gece bilir
yatağım ve çarşafım bilir
içimde şu çığlığı hiç dinmeyen hasretlerim bilir
tenim hiç meyve vermedi daha
tadı tutku olan bahara

sevmeye aşığım ben
biraz da sevilmeye
ah sevişmelerimde yangınlar saklı
tek bir kıvılcımı yeter tutuşturmaya
aşka dair tüm bilinenleri

gel sevgili yangınlarıma
renklendir umutlarımı
şımart bedenimi
gülümset duygularımı
bakir topraklarım daha
ilk sen bırak izlerini
aşka tomurcuklanmış tenime

gel sevgili aşka ibadetlerime
haydi bir çiçeğin özünü sunması gibi
sun tutkunu aşka şımarmış çocuk yüreğime
baharın cemrelere yazılması gibi
satır satır yaz güzellikleri sevişmelerimize

GASSAN SATAR
 
HANİ ÖLÜM BİLE AYIRAMAZDI BİZİ

Ah sevdiğim anıların yaşar benimle şu anda
Hani bırakıp gitmek yoktu
Sözümüz vardı
Hani ölüm bile ayıramazdı bizi
Bilmez misin sen yoksan bende yokum
Söyleyecek bir sözüm
Gülümseyecek bir nedenim yok
Bilmez misin ben sende yaşar sende görünürüm
Sen de bırakıp gittin beni
Anılar yetmiyor ki her zaman
Kendimi göremez oldum sensiz
Sensiz tadı yok ne nağmelerin, ne deniz kıyısında gezintinin
Yakamoz ne kadar parıltısız şimdi benim için
Gökkuşağı niye bu kadar renksiz sensiz
Yağmurun bedenimi döven damlaları acıtmaz ki
Yüreğimdeki ayrılığın acısı varken
Gülmekten korkarım şimdi
Sevmekten kaçarım yeni birini, sen üzülürsün diye
Beklersin diye beni, çok yaşamaktan korkarım artık
İçimden gelmez `seni seviyorum`u başkalarına söylemeyi
Bilirim duyarsın bunu üzülürsün
Kıskanırdın beni sen eskiden beri
Yalnızlığıma da üzülürsün bilirim
Ama gelmez içimden başkasına, sana baktığım gibi bakmak
Beni beklediğini bilirken nasıl veririm yüreğimi başkasına
Ama yine de sana kırgınım çünkü sen sözünü tutmadın
Sözünü tutmadın sevdiğim
Beni sensiz bırakıp gittin
Simdi orda düşünür müsün beni
Üzülür müsün şu sensiz bıraktığın divaneyi
Görünce ayışığını hatırlar mısın elini tuttuğum o ilk ani
İlk öpüşmenin ürperten heyecanını anarmısın
Bekler misin beni, sana kavuşmayı beklediğim gibi
Severken birbirimizi bu kadar sen bırakıp da gittin beni ama
Hani ölüm bile ayıramazdı bizi
Kendine ölümü yar yaptın da bıraktın beni yapayalnız
Ölüm meleğinin koluna girdinde çıktın gittin dünyamdan
Cennetten şimdi bakar mısın görür müsün beni
Bekler misin beni sevdiğim yüreğinin cennetine gelmemi
Şimdi ben de ölümü yaşarım sensizlikle bu boş dünyada
Beklerim şimdi sana kavuşacağım günü özlemle
Artık bu dünyada yaşadığım sadece bekleyiştir
Bilirim duyarsın beni sevdiğim
Bilirim duymak istersin simdi, seni ne kadar sevdiğimi söylememi
Seni seviyorum yarim
Ve ölüm bile ayıramadı bizi
Bana gülümseyen yüzün gökyüzünde asılı durur her zaman
Ne zaman özlesem seni, bakarım gökyüzüne, dolar gözlerim gül yüzünle
Sesin bülbülün güle yaktığı aşk cıvıltılarında yaşar her bahar
Ne zaman duymak istesem büyülü sesini, veririm kulağımı baharın sesine
Ve ne zaman üşüsem
Yüreğimde yanan aşk ateşi yayılır dalga dalga tüm vücuduma
Isınırım seni seviyorum haykırışları ile
Ölüm bile ayıramadı bizi sevdiğim
Seni seviyorum
Bekle...
Geleceğim yanına.......

GASSAN SATAR
 
TERİN AŞK YAĞMURU

Sevdanın şehriyim
Sokaklarımda hasretin yanar durur

Deniz gözlü kadınım
Kıyılarıma vursun dalgaların
Coşarak ak seni sen eden arzunla
Dalgalarınla kapla gökyüzümü
Senden başka kalmasın tek bir nefes
Kokundan soluklansın yüreğimin sokakları

Haydi sevişsin isminle
Yüreğimin her sokağı
Her kum tanesi yansın kumsalımın
Deniz yıldızları vursun sahilime
Yakamozları sırtlarında
Dillensin sevdamız denize dönme özlemlerinde

Sevişelim sevişelim durmaksızın
Eğil eğil dudaklarıma
Neler fısıldayacağım ruhuna
Eğil senli şiirler
Senli sevdalar anlatacağım
Renkler var fısıltılarımda
Eğil parmaklarımın ucunda
İlmik ilmik dokuyacağım düşlerine

Hasretinle yanıyorum kadınım
Susuz kaldım nicedir
Seni bilmediğim zamanlara ver
Arzularını bana büyüttüğün zamanlara ver
Dindir susuzluğumu pınarında
Şehrimin caddelerinde ağaçlar büyüsün
Evlerimin pervazlarında sarmaşık gülleri
Çocuk bahçelerimde papatyalar açsın

Haydi sevişelim sevişelim durmaksızın
Terini dudaklarım kurutsun
Terin aksın hasretlerimin derinine
Terin aşk yağmuru
Terin toprağımın doğurganlığı

Haydi tenlerimizi bırakıp arkamızda
Ruhlarımızı salalım cennetin çayırlarına
Ruhlarımızın renklerinde
Sevişelim sevişelim durmaksızın...

GASSAN SATAR
 
TUTKUNUN ÖTESİNDEKİ SEVDA

Aşk davetsiz misafirdi yüreğimize
Ya da biz öyle sanıyorduk
Bin yıllarca birbirimizi aradığımızı unutarak tutku büyütüyorduk
Tutku avuçlarımızdaydı
Ve yenilgi değildi asla bu
Yengi olmadığı gibi
Çünkü bir buluşmaydı tutkunun içinde saklı olan
Tutkularımızla ateşliyorduk aşkımızı
Sen gülümserken
Sen sevdayı söylerken tutkuyu büyütüyordun
Ruhuma bir kıvılcım atıyordun
Tutku büyütüyordum sana
Savuruyordum senden yana
Ve sıcak bir alev değiyordu yanaklarına
Uykularında şehvetli düşlerin doğurganlığına ulaşıyordun
Ve sabah rüyaların tatlı yorgunluğu
Dudaklarında ismim en son hece uyanıyordun güne
Acımsı bir gülüş değildi yüzündeki
Ve korkan bir bakış değildi gözlerindeki
Kendi uyanışlarımdan
Kendi düşlerimden biliyordum seni
Tutkuyu tutuyordun bir elinle
Bir elinle şefkati sarmalarken
Ve tutkunun bükülmeyen kolunda taşıyorduk isteğimizi
Ateşler yanıyordu yüreğimizde
Ateşlerim ulaşıyordu sana
Yakıyordu seni de
Beni yaktığı gibi
Ateşimin kıvılcımı sende saklı
Muzip bir gülümsemede saklıyordun alevimin anaçlığını
Ve gülümsüyordun sen yine de
Anladığını söylediğin yerde başlıyordu anlamamazlıklar
Ve anladığını söylemenle başlıyordu kaçışlar
Pusula araman boşuna
Yönü yok bu sevdanın
Çünkü tutku ötesi diyordun sen sevdamıza
Ve tutku yön bilmezdi
Huzuru tutkuda bulmak bir bilmece
Oysa kendini buluşlardı aradığın
Oysa sadece sen olduğun için sevilmekti aradığın
Teni yakan bir ateş vardı belki
Başka ateş aramıyordu ki yürek
Oysa tutku ötesi diyordu dudakların bu sevdaya
Ve tutku en büyük yangındı
Geri dönülmeyen yolların sonunda saklıydı tutku
Ve tutkunun içinde sevda
Tutkunun içinde aradığın kendin saklı
Oysa geçti artık geri dönülmeyen yolların serüvenine atılmak
Çünkü hayat çizgisini çizmişti
Bir fasit dairenin içinde dönecekti yaşam
Ve tutku bilinmeyenlerde
Tutku pusulanın kör yönünde
Şaşkın
Yakacağı bir beden olmadan
Sönecekti
Oysa tutkunun bedeninde iki ruh saklı
İki birbirini arayan yürek
Bitecek miydi bin yıllardır süren arayış
Bitecek miydi yaşama direniş
Çünkü kendini buluştan önce
Bu sevda yaşama bir direniştir
Mutluluğa el uzatıştır
Ya da mutlu olma umuduna sarılıştır
Ve elimizde kör bir pusula
Oysa tutku ötesinde yön yoktur
Sadece serüven vardır
Ve serüven geri dönülmez yolların ucundaydı
Oysa zamandan çalınabilirdi
Oysa yaşamdan çalınabilirdi bir küçük yangın
Bir yangın yürekte bin yıllar yanacak
Bin yıllar boyunca aydınlatacak bütün gelecek serüvenleri
Çünkü bugünkü biz olmadığımızı bilen sen ve ben
Çünkü bin yıldır ne olduğumuzu bilen sen ve ben
Çok önceden karar kılmıştık pusulasız yolculuklara
Küçük bir günahın koynunda gizliydi şimdi hırsızlığımız
Ki her gülüşün bir günah
Ki her sevdalı sözcüğün cehennemlik ateş
Günahın suyu değmişti bakışlarımıza
Islanmış günahın tohumlarıyla yüreklerimiz
Ya da günah diye bildiğimizle
Oysa bin yıldır arıyorduk biz birbirimizi
Bin yıldır yine teslim ediyorduk sevdamızı günahın korkusuna
Ben tutkuyu yaşıyorum şimdi gülüm
Belki sen tutku ötesinde bir yerdesin
Ama ben sensiz
Sen bensiz
Bir başka bin yıla saklayarak sevdamızı
Kör pusulamızın yönsüz dairesinde koşar adım ilerliyorduk
Belki ilerlediğimizi sanarak yürüyorduk yaşam denen köprüde
Ha düştük
Ha düseceğiz diye korkarak



GASSAN SATAR
 
ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE

Bak baba ne güzel beyaz bir bulut
Keşke bende onun gibi özgür uçabilsem
Bulutlar istediği yere uçar değil mi baba
Ahmetçim rüzgarların dost elidir uçuran bulutları
Yani özgür değil midir bulutlar baba
Özgürlük bir deli düstur oğlum
Bak bulutlara bir rüzgara esir
Bak mevsimlere
Hiç istediği zaman gelen bahar gördün mu
Ya da batıdan doğan bir güneş
Su aya bak dünyanın yörüngesine mahkum
Peki insanlar özgür mu baba
Yoksa bulutlar gibi midir insanlar da
Özgürlük bir deli düştür oğlum
Görürsünde uyanırsın hatırlamazsın
Hatırlarsında tutamazsın avuçlarında
Özgürlük yaşadığını sandığındır
Ancak uyanınca hatırlayabildiğin
Sen benim sevgime mahkumsun
Bende senin bir tatlı bakışına
Alır başımı gidebilir miyim ben senin buruk bakisini taşıyarak
Sen bırakabilircisin elimi sevgiyi savurarak havaya
Baba yarin ise gitmesen olmaz mi
Bu kadar da mi özgür değilsin
Özgürüm oğlum yarın işe gitmemekte
Ya yarından sonra da gitmesem olur mu oğlum
Bu özgürlük olur mu
Bıraktım diyelim oğlum işi gücü
Önemsemedim hiç bir maddi şeyi
Ya benimle birlikte olanlar
Onların özgürlüğü ne olur o zaman
Benim yaptığım işle yaşayanlar ne olacak
Ben özgürlüğümü yaşayınca onların özgürlüğünü esir etmez miyim
Bu bir zincirdir oğlum
Ama baba herkes herkes kendi yaşasa
Sen başkasını yaşatmasan
Oğlum herkes kendisi için yaşasa
Ve kimse gitmese ise
Nasıl olur yaşam
Hiç çalışma olmasa o zaman nasıl üretir insan yaşamı için gerekli olanı
Başkası çalarken
Ve yaşayamazken özgürlüğünü
Sen isteyebilir misin ondan sana özgürlüğünü vermesini
Özgürlük bir zincirdir oğlum
Bak sıra ile düşer cemreler
Havaya düşer ilki
Suya düşecek olan diyemez ki önce ben düşeceğim
Bir tanrısal bağ vardır
Bütün yürekleri birbirini bağlayan
Ama baba ya güneş onunda yüreği var mı
Ya da bulutun
Ya da çiçeğin
Oğlum hepimiz bir yüreğe sahibiz
Senin gözün olmasa görebilir misin
Yüreğin olmasa sevebilir misin
Yüreği olmayanı sevebilir misin
Güneşte büyük bir yürek taşır
Taşımasa bir yürek güneş
Isıtabilir mi yüreğimizi
Olmasa ayışığının bir ruhu
Aydınlatabilir mi yolumuzu
Bir ruhu vardır bulutun da
Bir çiçeğin de sevdası vardır
Baba o zaman insan herkesi sevebilir mi
Herkes tarafından sevilir mi
Oğlum olum ile doğum kardeştir
Nefret ile sevginin kardeş olduğu gibi
Bizi sevmeyenlere ihtiyacımız var
Bizi sevene ihtiyacımız olduğu gibi
Bak sen bana bakıyorsun da kendini görüyorsun
Sevgi de böyledir oğlum
Nefrete bakar da kendini görür sevgi
Özgürlük nedir baba
Özgürlük öğrenmektir Ahmetçim
Düşünmektir
Üretmektir
Sevmektir özgürlük
Sevince insan özgür olur
Akar ılık sıcak duygu bedende
Seversin sen kendini görerek sevdiğinde
Özgür olur muyum baba sevdiğim zaman
Bir özgürlük düşü görürsün oğlum
Uyandığında hala özgürlüğün tatlı hülyası ile sıcaktır yüreğin
Özgürlük budur işte Ahmetçim
Bir aynaya bakarsın oğlum
Bakarsın da görürsün kendini
Kendini görebilmendir
İstediğince görebilmendir özgürlük
Bir çiçeği koklarsın
Yüreğin sevinçle dolar
Sevinci yaşamaktır özgürlük
Bir sabah uyanırsın yağmur sesi ile
Bir toprak kokusu yayılır burcu burcu
Çekersin içine kokuyu
Huzur getirir yüreğine
Huzurdur özgürlük
Kokuyu sevdikçe içine çekebilmektir özgürlük
Özgürlük kendin olmaktır Ahmetçim
Bağışlayabilmektir kendini
Sevmektir kendini özgürlük

GASSAN SATAR
 
:içelim: :içelim: Che Sana özel Bir Başlik Attim ,isteklerimiz Var Sen Daha Buralarda Geziyorsun .bizahmet Bi Bakiver Oldumu?
 
YİNE SENİ YAZIYORUM

Yine seni yazıyorum sevdiceğim
Kanatlanmış sözcüklerim
Kanatlanmış yüreğim
Bir güne başlıyorum yine
Aydın bir günde seni yazmak geliyor içimden
Satırlar nefesini tutmuş
Sana dair sözcükleri bekliyor
Sözcüklerimin nutku tutulmuş
Satırlara dökülmeyi bekler
Yüreğimde anlatılmaz bir heyecan
Anlatamıyorum zaten
Sözcükler beni bekler
Sözcükler ağır işçi
Ama yine de mutlu sözcüklerim
Seni anlatacaklar ne de olsa
Aydınlık bir gün başlıyor
Sen aklıma gelirsin nedense her aydınlık günde
Seni yazasım gelir yine
Dilimde birikmiş sözcükler
Özleme dair çıkıyor sözcükler nedense
Seni yaşarken
Elini tutmuşken
Sevgine sahipken nedendir bu özlem
Aklı almıyor insanin
Sözcüklerde katılmış şaşkınlığıma
Satırlar seni anlatmamı bekler
Bir şiir oluşacak yine sana dair sözcüklerle
Aydınlık bir günde
Aydınlık veren isminle başlıyorum şiirime
Neşe doluyor içim aydınlığınla
Günün aydınlığı ile sen karışmışsınız birbirinize
Günü yaşarken seni yaşarım
Ve yeni bir gün sen olursun
Yaşanırsın bir günü yaşar gibi
Aydınlık
Ve umuda gebe
Nutku tutulmuş sözcüklerimin
Nefessiz kalmış anlatacaklarının heyecanı ile
Bilirim seni anlatmamı severler sözcüklerim
Aydınlık bir çiğ gibi düşerler çünkü satırlara
Neşeleniyor sözcüklerim senle
Ama illa ki seni arzularlar
Seni dökmek isterler satırlara
Umudu yazarım ertelerler sevinçlerini
Sevinci yazarım beklerler
Baharı yazarım ertelerler sevinçlerini yine
Çiçeği yazarım beklerler
İlla ki seni anlatmamı beklerler benden
Çünkü yüreğim aydınlık olur seni anışlarımla
Ve sözcüklerim aydınlık bir çiğ gibi düşer satırlara o zaman
Senin aydınlığında kendilerini görürler sözcüklerim
Seni anlatmamı beklerler bu yüzden
Yeni bir güne yine seninle uyanıyorum ben sevdiceğim
Seni yazıyorum yine
Sözcüklerimin nutku tutulmuş
Satırlar bekler özlemle üstlerine düşecek aydınlık sözcükleri
Merhaba sevdiceğim
Günüm seninle başlıyor yine
Ve bir şiirde seni yazıyorum yine

GASSAN SATAR
 
USULCA SEVİŞMELER

güneş battı batacak
biz yürüyelim yine de
adımlarımız doymadı sevişmelere
biraz daha
sessiz
düşler büyütelim

dünya sustu mu ne
nefesler kesildi mi
bir senin adın sesin var içimde
bir senin nefes alışın

güneş batıyor
ışığı gülümsemene emanet bırakarak
evimize gidelim haydi
suskunluğumuzda şehvet patlayacak
sokaklar sevişecek yoksa
bedensiz ruhlarıyla
şehir dokunuşlara rehin kalacak yoksa
hayat duracak belki
belki deniz kocaman bir çarşaf
martının çığlıklarında taşınacak
arzunun o yakan tadı

istersen kanepeye uzan biraz
kapıda ben
gözlerim dikilmiş endamına
seyredeyim seni biraz
sokaklardaki adım izlerimizden
taşıyalım şehveti bakışlarımıza

sen kocaman kadın
küçük çocuk bakışlı kadın
ruhu taze nane kokulu
nefesinden savur bana
dağ çiçeği çılgın fısıltılarını
sıcak bir çorba tadında
sohbet edelim biraz da
sohbet edelim sevişir gibi
ya da sevişelim sohbet eder gibi

bir kahve yapayım sana
kulplu bardakta dökmeden
kahve fallarına salalım umutlarımızı
o arzularımızdan beslediğimiz
bir kaç vakte kadar görünsün buluşmalarımız
daha ayrılmadık ya
bırak özlemin şanından olsun
kavuşmaları düşlememiz

bir kaç şarap damlası kalmış hatırımda
hiç hatırlamadığım sevişmelerimizden
dudaklarında duruyor mu hala
uzat o zaman cennetinin kapılarını
sarhoşluğumuza katılsın
şarap da sarhoş olsun biraz
şarap da buharlaşsın teninden
buharlaşsın çiçekten bala dönüşürcesine

gel uzan yanıma
çarşafları değiştirmedim
dünkü sen kokan tadında hala
yarım mı kalmıştı sevişmelerimiz
ya da hiç başlamamıştı belki

saçlarının izi duruyor bak
bir de ensendeki öpüşlerimin ürpertisi
sakin bir denizde yol almıştık
dingin sevişmelerde
hep sohbet eder gibi
hep çılgınca kelimelere koşan

uzan yanıma haydi durma
kapatma gözlerini ama
bırak gözlerin
sevişmelerimizin ışığı olsun

sahi sabaha ne kaldı
koynunda gün doğuyor durmadan
durmadan güneşler yükseliyor
ben hangi sabahtayım
kaç gece bitti nefesinde
bilmeden yol alıyorum ufuklara

sayıklıyorsun sen
dün ki gibi
belki yarında olacağı gibi
bitmesin diyorsun bu rüya
saçlarında dolaşıyor ellerim
usulca fısıldıyorum
bitmeyecek bizim sevgimiz
çaldık aşkı biz düşlerimizden
uykularımızı renksiz bırakma pahasına
koynumuzda besliyoruz şimdi
her sevişmemizde esen yeni baharlarla

GASSAN SATAR
 
SARHOŞLUĞUNDAN KALMAYIM

Sarhoşluğundan kalmayım daha
Başım bir hoş
Dudaklarım düşlerden süzülmüş bal tadında
Sevinçli bir sevda bu
Bazen adı sevda olmayan
Bazen sevdadan öte olan

Bildiğim o ışıklı yüze
Bir sürü renk sürüyorum
Hepsi benim sarhoşluğumdan sızmış
Seni senden başka
Seni aynı sen gibi
Bir çok sevda içinde seviyorum
Bazen adı sevda olmayan
Bazen sevdadan öte olan

Koşuyorum durmadan
Seni bulacağım yolculuklara
Sana varamayan bir sürü yolda
Sana varan yollar çiziyorum
Sarhoşluğum hala başımda sevdan
Yollarından bir sürü sevda yaşıyorum
Bazen adı sevda olmayan
Bazen sevdadan öte olan


GASSAN SATAR
 
BİR GÜN UYANACAKSIN SERİN SABAHA

Bir gün uyanacaksın serin sabaha
İşe gitmek gelmeyecek içinden
Yalın ayak vuracaksın kendini sokaklara
Ruhun çıplak
Yüreğin çıplak
Düşüneceksin zamanı
Zaman geçiyor
Sen özlediklerinin içinde kaybolmuş
Kaybediyorsun
Kaybolan özlemlerinde kaybediyorsun kendini
Derin bir ah düşecek çıplak yüreğinden
Bir ah düşecek çıplak ayak izlerine
Sokak taşlarının arasına dolacak isyanın

Bir gün uyanacaksın serin sabaha
Her şeyi ardında bırakacaksın
Atacaksın kendini bir sahil kenarına
Dalgaların sesine vereceksin kendini
Yalnızlığında bir sevinç kaplayacak ruhunu
Yalnız olmadığını anlayacaksın
Sana dokunan dalga sesinde sen olacaksın
Bakışlarına dolan mavide sen olacaksın
Ardında kalanların kalabalıklığında kalacak yalnızlığın
Dalgalar aşkı fısıldayacak
Uzun süredir ilk kez yüreğin duyacak bu kadar derinden
İlk kez ruhuna ulaşacak aşkın sesi
Anlayacaksın özlemişsin yaşamayı
Özlemişsin yaşamayı yarını düşünmeden
Özlemişsin aşkı
Bir yaşayamadıklarını düşüneceksin
Yaşadığını sandığın şeyleri düşüneceksin
Bir de yaşamak istediklerini
Özlemlerini düşüneceksin
Dalgaların sesi bastıramayacak isyanını
Bir derin ah dökülecek çıplak ruhundan
Bir ah dökülecek çıplak ayaklarına
Denize karışacak isyanın

Bir gün uyanacaksın serin sabaha
Geceden kalan bir rüyanın kırıntılarıyla
Teninde emanet ürpertilerle
Atacaksın kendini bir ormanın içine
Ormanın sesleri dolacak ruhuna
Sevişmeleri anacaksın
Uzak bir ülkenin yitik şehrini anar gibi
Yeşil bir yaprağa dokunacak parmakların
Bir çiğ damlası düşecek
Kolundan akacak parmaklarına
Dudaklarına gidecek ellerin
Bir ıslaklık kalacak dudaklarında
Aklına yitik geceler gelecek
Dudaklarının prangaladığı öpüşlerin ıslaklığını anacaksın
Ruhuna değmeyen dokunuşlara düşecek aklın
Sevişmeyi ne kadar özlediğini anlayacaksın
Bir ah düşecek kurumuş dudaklarından
Bir ah düşecek çıplak ayaklarına
Ormanın yüreğine karışacak isyanın

Bir gün uyanacaksın serin sabaha
Yatağındaki soğukluğa gidecek aklın
Ayaklarına vuran ağırlığı tutacaksın
Özgürlüğünü anacaksın
Çok eskilerde kalan bir çocukluk anısı gibi
Özgürlüğünü özlediğini anlayacaksın
Gözlerindeki ışıltıyı özlediğini anlayacaksın
Çocuksu kahkahanı özlediğini anlayacaksın
Yakmayı özlediğini anlayacaksın
Yanmayı özlediğini anlayacaksın
Baktığın her nesnede
Kendini görmeyi özlediğini anlayacaksın
Doğrulacaksın yavaşça
Bakacaksın odandaki eşyalara
Yabancı gelecek her şey
Anlamsız gelecek bütün çabalar
Bir ah dökülecek beyaz çarşafına
Özlemlerin büyütmüş isyanını
Bir karanfil açacak ahlarının düştüğü yerde
İsyanlar çiçek açtırırmış, anlayacaksın
Veya erteleyeceksin kendini yaşamayı yeniden
Dün ertelediğin gibi
Ve daha önceki gün ertelediğin gibi
Ya da koparacaksın kendi isyanından yeşeren karanfili
Takacaksın göğsüne kırılan prangaların müjdesi gibi
Yaşayacaksın aşkı
Yaşayacaksın özgürlüğü
Yaşayacaksın yeniden kendini
Anlayacaksın bilmediklerin bildiklerinin içinde gizli
Ve anlayacaksın cesaretin korkularının içinde
Ve anlayacaksın, özgürlüğün sadece senin elinde….

GASSAN SATAR
 
AŞKA KAOS

arzumun içine çöreklenen bu sıcak..
bu çiğ.. bu kıyamet..
iste tutkuma sığamayan..
bu yaratım.. bu yok edicilik..
herşeye yeniden başlama arzusu
bu denli yakıcılık..
bu denli doğallık..
endamının el dokunulmamışlığından..
hiç sevilmesi bilinmemiş..
hiç sevmemiş ruhunun yabancılığından..

ilk yaratılan ışık gibi
uzaya dağılan şehvet
ilk olum korkusu gibi saran içimi
bu hiç alışılmadık akısının şiddetinden
toprağa iz vuran adımlarından

eriten.. eriten yalan olan herseyi
gerçek olan bir seni bırakan geriye
sana anlam düşünülmeden büyüyen sevdamı
çıplak.. anlaşılamamış çıplaklıkta bırakan beni
bu sabırsızlık
bu zamansızlık
bu doymazlık sevişmelere

utanmışlığı yerden yere vuran
silen namus denen yalanı
sözler yaratan bağrı hiç açılmamış
bu arsızlığın iste
üstelik bir çocuk masumiyetinde
ne yaptığını bilmez gibi
ne ateşler yaktığından umarsız gibi
vahşi bir ormandan kopmuş bakışlarından

kadın.. kadın.. kadınım
kokusu hiç tohumlanmamış çiçeğim
aşka en büyük şüphem
en büyük güvenim yasama
şehvetime en büyük sırdaşım
sevmek seni
yasamın kaosu kadar gerçek
ve gerçek kadar tanrısal

GASSAN SATAR
 
ANLAR MISIN

Öksüzlüğümü haykırıyor
Elinin değdiği her zerre

Ortasındayım sessizliğin
Sensiz şaşkın
Üstüme geliyor gece
Ah yokluğun
Üşüyorum desem anlar mısın

Ayak izini bıraktığın yerlerdeyim
Kokunla nerden eserse rüzgar peşindeyim
Geldim...ah yoksun
Anlamsızlığın cehennemindeyim
Varlığımda bomboşum desem anlar mısın

Sana değmeyince renksizim
Söndü gözlerimin feri desem... Anlar mısın.....

GASSAN SATAR
 
GÜNAYDIN ÖZLEMİM

günaydın sevdiğim
günaydın tatlı dillim
nazlı ceylanım

çok erken belki senin için
tatlı uykundasındır daha
ne güzel uyuyorsundur sen simdi
belki benli düşlerle O güzel yanakların
gülümsemeye selam durmuştur

sabah seninle uyandım
seni yazayım istedim sabah düşlerimle
seni ne kadar sevdiğimi
aklımdan çıkmadığını bilmeni istedim

bilirsin heyecanlı seviyorum
seni böyle seviyorum ben
küçük bir çocuk heyecanı ile
inanmaz bakışlarla
bakıyorum sevdamıza

çok uzaktasın değil mi sevdiğim
belki de çok yakın

kıskanmaların o kadar güzel ki
kıskandırayım diye
yalan bile uydurmak istiyor canim

sebepsiz yazmak istiyorum
hiç bir şey anlatmadan
anlatmaya çalışmadan
dilimde sen
yüreğimde sevdan
ne yazabilir ki bu kalem daha başka

olmaz böyle bir aşk şiiri belki
beynimde senli sözler var sadece
güzelliğine özlemim var sadece
yaşanmamışlara hasret
yaşanacaklara sabırsızlık var sadece
ne yazabilir bu kalem bundan başka

bu sabah sana uyandım yine
bir gülümseme vardı yüzümde
seni görmüşüm rüyamda besbelli
belki bir kaçamak öpücüğünü anımsadım
belki heyecandan terleyen ellerini
belki heyecandan
ne yapacağını bilmez hallerini
gördüm rüyamda
ama besbelli sana dair bir şeylerdi gördüğüm

sabah neşeli uyandım
besbelli sen vardın düş dünyamda
bilirmisin en çok
seninle sokakta öpüşmeyi isterdim
kimseye aldırmadan
ve herkesi kıskandırarak

değil mi ki
dünya tatlısı bir kadın kollarımda
değil mi ki
bir hayat pınarı dudakların dudaklarımda
kıskansın herkes beni isterdim

belki sokakta yürüyen bir çocuğu durdurup
seni göstermek isterdim
`bak su rüya perisi benim sevgilim
bak bu güzel beni seven bir prenses
şanslı bir adamım ben değil mi
kim erişebilir böyle bir güzele
sevgilim çok güzel değil mi`
demek isterdim

bir cay bahçesine gitmek isterdim
garsona böbürlenerek
`bak benden daha şanslı
bir erkek olabilir mi`
diye sormak isterdim

ama en çok
seni seyretmeyi özlüyorum
güzel yüzünde erimeyi hayal ediyorum her zaman
belki bir çukura girip tökezlemek
belki senin buna gülüşünü seyretmek isterdim

sevilmek hoş değil mi sevgili
inanmayan bakışlarıma bakıp
sen de sasıyorsun bu sevdaya

belki konuşmamız lazımdı seninle
belki bugünleri düşünmemiz lazımdı
sen diyorsun ya
alışkanlık olursa
ya acı çekersek
bu denli uzakta sevda yasamaktan

ama bak ben hakli çıktım yine
bak sevdamızla aydınlanıyor dünyamız
bak sabahları bir yudum sevdanın hayali ile
yol alıyoruz yasama

simdi sevdamı birine anlatmanın heyecanı var
bilirsin tutamam içimde bir şeyi
nazar değmesinden korkarsın sen biraz
anlatma kimseye derdin
simdi sen de
birine anlatmak istiyorsun değil mi
sen de
bak bu benim sevdam demek istiyorsun

anlat sevdiceğim
sevda hala var
beklentisiz aşklar hala var
bilsin herkes
korkak yürekler sevmeye baslasın tekrar

simdi uyanıyorsundur belki
sabah mahmurluğunda belki
aklına rüyan geliyordur
bense rüyamı satırlarımda yasıyorum
seni pırıltılı sabah güneşinde görüyorum

bil ki sevgili
yaşanacak bu sevda
Yaşanacak o gül yüzünü güldürerek
Yaşanacak özlediklerimizi bize vererek
Yaşanacak bizi neşeye boğarak

seni seviyorum sevdicegim
GASSAN SATAR
 
AŞK İLE SEVGİ KARDEŞTİR GİZEM KALLEŞTİR

Gizem.. evet bu sihirli kelime işte
Aşk kısa soruyor ya bütün suç gizem denen şeyin örtüsünün kalkmasında
Eğlence mi lazım.. haydi gizeme koşalım…
Çünkü gizemle karşımızdakine eğlenceli bir bilmece veririz.
Bilmeceyi çözmek ise başarı,
Ve herkes başarıyı sever.
Aşk 3 yıl sürüyor deniyor ya bu gizemin çözülme süresine eşit, örtünün
altında ne var bilmek olduruyor heyecanı..
Şöyle bir derin bakış, biraz el çeneye dayansın, biraz düşünen adam rodin
olalım.. işte bilmecenin gerekli kısımları oluştu. Şimdi bilmece aşığı
birini bulmak lazım. Ne kadar mı yaşayacaksın aşkı, aslında gizemi çözmeden
karşındakinin üstüne hemen atlamamak üzerine kurulmuş Sabrına bağlı
Çok basitlik değil mi?
Aslında gizem denen şey basitlik
Ve basitlik denen şey, heyecan oluyor değil mi?
Oysa her gün yenilenen birini bulacağımızı bilmek, bilmeye dayalı bir
basitlik ve heyecana dair bir yenilik değil mi?…
Aslında ne kadar dar düşünürsek o kadar dar bir duygu akışında kalıyoruz..
ne kadar geniş olursak o kadar duygu fırtınasına tutuluyoruz
Korktuğumuz kadarını yitiriyoruz ve olduğumuz kadarını yaşıyoruz

Sahi aşk 3 senelik mi? ..
İnsan hergün değişmiyor mu. İnsan her yeni güne, yeni biri olarak doğamaz
mı?
Sorun nerde? aşkın heyecanının üç yıl sürmesi mi?.. yoksa insan denen bu
varlığın kendini bir türlü yenileyememesi sonucu oluşan aynilik ve
sıradanlık mı?
Sahi aşk ölüyor mu? öldürüyor muyuz?
Bir dostum devamlı bana aşk yok diyor.. sevgi var deyip habire aşkı tarif
ediyor bana
Düşünüyorum da hak veriyorum.. ne de olsa sevgi bitmez.. aşk biter. İstikrar
adına sevgi demek daha iyi
Dostluğu aşk kıvamında yaşamak diyorum ya
Bu sefer de dostluk bitecek diye korkuyor.
Aşka çok ihanet ediyoruz çok. Aşkı sürükleyip yollarda. Yüzünü gözünü
paramparça ediyoruz ve dönüp geriye` aşk senin 3 yılın doldu sen bittin`
diyoruz
İyi de .. iş bitiyor mu?.. o heyecan aşk olsa ne olur sevgi olsa ne olur..
değil mi ki insan yenilemedikçe kendini, bilmece oluşmayacak, heyecan
olmayacak, her yeni güne yeni sürprizlerle uyanmak olmayacak
İste aşk biti
Sahi aşk mı bitti?
Aşkı mı bitirdik?
Yoksa biz kendi kendimizi mi bitiriyoruz bilmeden?
GASSAN SATAR
 
DAHA KAÇ GECE


Ben daha kaç gece büyütürüm seni
Kaç gece sevişmelerimize semah dönerim
Daha kaç gün doğumu beklerim
Beklerim arzular avuçlarımda
Yangın yangın büyüterek seni

Bak düşlerimde tenin
Göğüslerinin diriliğinde doğuyor gün
Rüzgarın avuçlarında notası sevişmelerimizin
Bana düşen susmak
Dudaklarından dökülürken bahar

Dudaklarını sakla sen yine de
Sonum olacak yoksa
Dudaklarının ateşi bitirecek beni
Dokunamadan ruhundaki ışıltıya
Eriyecek dokunuşlarım
Yok olacağım varmadan sana

Söyle kaç gece daha bekleyecek
Şu içimde seni haykıran arzu
Daha kaç gece yalvaracak yıldızın ışıltısına
Seni hatırlatan gözkırpışına
Dilinden damlayan her soluk
Bir volkan
Patladı patlayacak ruhumda
Sen yine de sakla bakışlarını
Bakışların şehvet
Bakışların aşkın teslimiyeti

Daha kac gece ben isyanda
Yastigim haykirista
Odam şehvete gebe
Daha kaç gece bekleyecegiz gelişini
Sen yine de sakla gülümsemelerini
Gülümsemen arzunun tohumu
Açmasixın gülüm bedenimde
Tohumu filizinin patlayacak düşlere
O düşler ki hasret prangaları
O düşler ki sana özlemin
Sana gözyaşlarının bedeni

Daha kac gece gececek tenin uzağımda
Kac gece ellerim dokunuşsuz
Öksüz sıcaklığa
Sen yine de sakla tenini ruhumdan
Yoksa tenine teslim olacak yürek çarpıntılarım
Benden uzakta
Teninde akacak can soluğum
Sensiz her sabah
Cansız bakacak ufuklara ruhum

Söyle kaç gece daha çağıracaksın beni
Gelişsiz darmadağınık özlemli
Daha kaç gece `al beni` diye inleyecek hasretlerin
Sen yine de sakla çağırışlarını benden
Sakla avuçlarına
`al beni` diyen ruzgarlarını
Bırak dudaklarından içeyim
Sevdanın haykırışlarını…
GASSAN SATAR
 
Back