Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Yasak aşk neymiş Kim yasaklamış Hadi gel çıkalım gökyüzüne Soralım meleklere Hadi soralım maviye Soralım kuşa Soralım yeşile Kim yasaklar aşkı Var mı bu sorunun cevabı
Hadi soralım tanrıya Soralım tanrının konakladığı yüreğe Sevda da günah var mıdır Aşkta yasak var mıdır Sevaplar günahları siler mi Aşkım günahsa Sana bakmak günahsa Sevişmek seninle günahsa Binlerce sevap işlemeli
Hadi koşalım o zaman iyiliklere Hadi uçalım sevaplara o zaman Günahlarımız sevapmış hadi yaşayalım Hadi şu çocuğu sevindirmeli şimdi Hadi şu ağaca su vermeil
Gel acelem var binlerce günaha Şu kuşa yem uzatmalı Gel bak şu ihtiyar bir yudumluk sevgiye muhtaç Çok çok olmalı sevaplar Hadi şu koca çölü suya doyurmalı Hadi şu denizin suyuna daha çok mavilik koymalı
Bak solmuş bir çiçek Hadi güneş olalım Işık verelim Hadi günahlar bekler bizi Sevaplara koşalım
Gel sana doymam bir günahla Hadi sil korkuyu yüreğinden Hadi aşktır bizi bekleyen Hadi yüreğimizdir Yüreğimizdeki sevdadır paylaşacağımız Sadece biz olan Sadece bizim olan
Ayrılık derdindeyiz sevgili Bulut değdi gözüme Gölgelendi dünya Bir yağmur damlası aradı gözlerim Bulutun yüreğinde bir yağmur damlası aradım Güneşin sarısını hapsetmiş içine bir yağmur damlası Bir yağmur tanesinde umudum İçine aydınlığı nakşetmiş Bir serin pınar Bir derin huzur Bulutlandı dünyam Kara bir güne açtım gözlerimi Karanlıklar içinde Bir öfke aradım Bir yıldırım Gürültülü Öfkesini sesine katmış bir yıldırım aradım Bir şimşeğin hızını aradım bulutun yüreğinde Karanlığı yırtan bir şimşek aydınlığı Teslimiyet yok ayrılığa Yenilmek yok hasrete Karanlığı yırtacağım Ayrılığı gömeceğim bulutun karanlığına Bir şimşeğin yüreğine akıp Bir yağmur damlasına gireceğim Bulutun gölgesi arkamda Aydınlığa Senin sevdanın aydınlığına koşacağım sevgili Bir yağmur sonrası Gökkuşaği armağanı olacak savaşımın Sen olacaksın gökkuşağının yüreğinde Bulmak için seni sevgili Baskaldıracağım bulutun gölgesine Başkaldıracağım bulutun karanlığına Sana sarılmak için sevgili Bir yağmur tanesinin yüreğinde yolculuk edeceğim Sana kavuşmak için sevgili Bir deli rüzgar olacağım Bütün bulutların karanlığını dağıtan Ayrılığı bitirmek için sevgili Bulutun karanlığına inat Güneşin sarısını çalacağım Bir yağmur damlasının yüreğinden Sana kavuşmak icin sevgili Savaşacağım Savaşacağım seni benden ayıran imkansızlıklarla….
Ekmek yoksunu idik biz dostum Sevgi ile doyurduk bedeni Aramadık minderin yokluğunu Sevgilinin bağrını mekan eyledik kendimize Sözcükleri savurduk boşluklara Bir dokunuşun dili ile konuştuk biz dostum Yokluklarda büyüdük dostum Yüreğimizi katık ettik yaşamımıza Beyaz bir kuş olduk gökyüzünde Rüzgar yoksunu idik dostum Sevgilinin aşkıyla kanat açtık delice Karanlıklara mahkum olduk dostum Görmedi gözümüz aydınlığı Gönül gözümüzü bakış eyledik Gördük sevgilerin bütününü dostum Bahtımıza hep acı düştü Sevinci acıların bağrından süzdük biz dostum Ağıtlar düştü bizim payımıza Hazan yaşandı türkülerimizde Halaya durduk biz yine acılarımızın omuzlarında Vurdular bizi dostum Yaraladılar Bir kahpe kurşuna esir düştü bedenimiz Toprağı dost belledik Toprağı sürdük yaramıza merhem diye Bağladılar dostum dilimizi Lal olduk Bir ses yoksunu Yenilmedik dostum Sessizliğimizin çığlığı ile doldurduk yaşamı Her gün öldük biz dostum Her gün öldük Yılmadık dostum Yılmadık Doğduk her ölümden sonra Doğduk biz yine kendi yıkıntımızdan
Vur sensizliği geceye Sal sonra geceyi üstüme Gece sensiz belalara gebe Hasretinden yanık türküler doğar En güzel beladır hasretin Ne sevdan biter Ne de hasretin Ben geceye Ben sensizliğe yazgılıyım Gece nice türkülere gebe daha Daha büyüteceğim çok sevda Daha yaşayacağım çok gece var Payıma sensizlik düşmüş Yüreğimde söyleyeceğim çok kelimem var Yüreğimi yakacağım çok yangınım var daha benim
Bu gece sadece sen olmalısn kollarımdaki Hadi unut zayıflıklarını Bırak tedirginliklerini bir kenara Sadece sen olan seni istiyorum bu gece Çırılçıplak ruhunla gelmelisin bana Bu gece ikimizin doğum günü olacak Sende dogacağım Ve bende doğacaksın Korkuyu bilmiyor olacağız Hiç acıyla karşılaşmamış olacağız Geçmiş olmayacak Gelecek nedir bilmeyecegiz İlk kez iki ruh aynı anda Aynı tende Aynı çıplaklıkta doğacak aşka Hadi soyun geçmiş elbisesinden Bilmeyeceğiz cehennemi Cehennem ateşinde aşkın ateşidir diyerek yanacağız Bilmeden arzuyu yanacağız arzunun ateşinde Sen beni sen bilerek sarılacaksın bana Ben sana ben diye sarılacağım bu gece Cenneti bilmeden cennetin çayırlarında koşacağız Hadi soyun korkularından Çıplaklığın gerek bana Çıplaklığına hiç yaşamadığın özlemleri yükle Bilmediğin hasretleri ekle istersen İlk kez sever gibi seveceğiz İlk kez sevişir gibi sevişeceğiz bu gece....
Sozu savurdum rüzgara Yükledim içimdeki karalığı Yükledim yüreğimdeki aydınlığı Hüzünden oluşurum ben biraz Kin vardır biraz da Biraz nefret hatta Yükledim hepsini Biraz sevinç var Biraz da gülümseme Biraz da korku En cok aşkı yükledim sözüme En cok hasreti dillendirdim İnsani koydum sonra en güzel özne olarak Özne insan olsun dedim Tümleç insan olsun Sıfat insan olsun dedim Ama fiil aşk olsun istedim hep Birinin yüreğine dokunur mu dedim acaba Belki birini üzer Belki birini incitir Belki birini sevindirir Belki birine aşkımı fısıldar Ama birileri hep bilir beni Bir söz vardır benden çıkan Bir söz vardır onlara giden Ben varım sözlerimle Kıyamadım sözümü tutmaya yine Ben sözlerim kadarım dostlar Ne olur cok kırılmayın sozlerime Vardır biraz bencilliğim Vardır biraz karalığım Ama aşkta vardır Ama yürekte vardır sözlerimde Beni nasıl görmek istediğinizdir sözümün etkisi Kendinizde görmek istediğinizdir fiilim Bağışlayın dostlar beni Budur sözlerim benim
koklarim gonca gulu dalinda burcu burcu sen varsin ozunde cekerim icime dolarim kokunla o zaman butun cicekler sen olursun
gokkusagi belirir gokyuzunde gozlerime dolar sen varsin renklerinde bakarim doyasiya yasarim seni o zaman gokyuzu dolar gul yuzunle
seyre dalarim yakamozu gece ay isigi vurur denizin yuzune ay isigi sen olursun deniz ben isiginla aydinlanirim yakamoz gulumsemen olur bende gorunen…
dudakların dokunacak dudaklarıma gökkuşağına elveda deyip dudaklarının renklerine dalacağım dudaklarından başka cennet yok deyip bir sıcak nefesinde yaşayacağım
hoşgeldin küçüğüm hasretinin gül kokan koynuna adlandıramadığım nice zamansızlığın geçti kaybolmuşluğumda özlemlerimi atıp ruhumun en derinine beni yakan senin hasretin değil diyen çok yalanlar söyledim kendime
gizleyip sana sarılmaların özlemini kendimden dudaklarında son bulan çok yolculuklar çok koşularım oldu ateşinde eriyip biten dindirmek için sevdanın haykırısını sustum sustum durmaksızın
geceleri aşka boyayan hasretine dair öyle çok ah döküldü ki dilimden kaç türkü düştü anılarının üstüne kaç kere hasretinden vardım sana
zaman kavramı neydi sahi sensizliğinde unuttuğum yaradılışım gibi hasretinde nefes olmuştu sonrasızlık sana sarılışımda yeniden yaratacaktı ya zamanı tanrı öncesizliğe sığındım ben durmaksızın kaçtım sevdandan
sahi sen ne zaman varacaktın koynuma hangi dudak izinde yeşertecektik zaman denen gökkuşağını hangi sevişmenin sonunda yeniden yazacaktık zamanı hangi kaçışlarımın sonunda sevdayı anlatacaktık birbirimizin hasretinin dilinde
güzel yüzün düşüyor sabır denen zalimin sırtına yüklenip güzelliğini susmak zor bekleyişin dilinden de dökülüyor askın haykırısı sabrın avuçlarında başlıyacak ya sevişmelerimiz kaçtım ben yine de durmaksızın kaçtım
dilinden dökülen kelimeleri biriktirmiştim usumun mahreminde sen gibi konuşup kendimle hasretini yatıştırdığım çok oldu senden olan kelimelerle çok anlattım kendimi çok korktum sevgili çok korktum sevdana yakıştıramadım korkuyu ne zaman aklıma sen düşsen sustum bu yüzden suskunluğa gömüldüm küçüğüm
Aynaya yansıyan çocuk gülümsemem Yitik bir askın hatırası Çok eskilerde kalan belki Ya da geleceğimi prangalaşacak kadar yakın Umutsuzluğumu körükleyecek taze Acılarını kanıksayacak kadar eski
Tutkularım, heyecanlarım Siz bir kösede kalın Yok sayıyorum sizi Kendime söylediğim yalanların en yamanısınız Yok saydığım en çok olansınız
Gece geliyor iste yeniden Ruhumu hiç doyurmayan eğlencelere Işıksız kahkahalara yolculuğum
Huzur denen aldatmacanın koynundayım Şehvete atılgan yüreğim Gel yalnız bırakma korkaklığımı Mutlu olduğum yalanları yarat benimle
Dinginlik soldurmuş renklerimi Tek düze giden bu yasam Katili hatıralarımda kalmış aşk duygusunun
Kuklasıyım kendi kandırmacalarımın İnkarcısı aşka susamışlığımın
Bu ahlak bu namus bu kurallar Bu günah bu koşullandırma bu alışkanlıklar İste teslim ettim size Heyecanlara susamış gülümsemelerimi
Ben yalanları kadar yaşayan Korkaklığı kadar derin gömen kendini yokluğa Sesinin fısıltısı kadar şehvetli unutkanlıklar büyüten
Bir şarkı var dudaklarımda Bedenimde gezinen ürpertilerle dans eden `Sevmeyi ne kadar özledim` diyen bir kadın sesi Anlatıyor hiç durmadan beni
Ben ki askın gönüllü hizmetkarı Sevmeye şımarmanın masum çocuğu Ah tutkum dile gelse Anlatabilse beklemeye korktuğum o aşka O resmini çizmeye korktuğum sevgiliye Anlatabilse umutsuz bekleyişlerimi
Karanlığa itmişim bütün bilmek istemediklerimi Bu yüzden ben en çok geceyi sevdim.. yasayamadığım duyguların özeti gibi.. karanlık bir özlemin içinde.. tutulamayan yıldızların ışıltısı gibi..
sen ey bilmediğim sevgili.. hiç sevişemediğim.. hiç sarılamadığım.. senin yokluğunda anlamlanır nice mutsuzluğum. yokluğun iste herşeye sebep.. mutsuzluğumu anlayamama bile..
Sen bil ama, sen bil beklemediğim sevgili Tenine hiç dokunamayacağım uykularımın kahramanı Özledim Özledim özlemeye korktuklarımı anmayı Yaşamayı… Sevişmeyi tenimden ben olan tutku akarken yaşama ......
kanmaz dudaklarım gölgene sıcaklığından yudumlarım dudaklarını dudaklarına kok saldı sevdam dudakların evrenin ilk tohumu dudakların günün ilk ışığı çocukluğumdan kalan tatlı bir an çocukluğumun gizli kahkası
Yıllardır çekiyorsan özlemini sevdaların Özlemlerin yüreğinde gelirim sana Kaybetmişsen umutlarını yiten giden yılların içinde Yüreğimde neşeli bir umutla gelirim sana sevgili Kurumuşsa her dal tutunduğun Yitirme umudunu sevgili Bir yaprak misali savrulmuşsan dalsızlıktan Yitirme umudunu sevgili Bir dal Bir gölge olmak için Yüreğimde yeşeren sevda ağacımla gelirim sana Denizlere varamamış bir çakıl taşı isen sevgili Teninin değdiği her yeri sevda denizi yapan yüreğimle gelirim sana Ben varsam sevgili her özlem çığlığında Arıyorsan sen bilmeden beni Tanıyorsan sevmelerimi beni tanımadan Buluyorsan beni şarkıların her notasında Sen bende olduğun içindir Sevdanı öncesizlikte bende bıraktığın içindir Kabarıyorsa azgın sevdalar yüreğinde İste geldim sevgili öncesizlikten Geldim öncesizlikten sevdamızı sonsuzluğa taşımak için Açtım yüreğimi sevdana Bir deli boran gibi Bir azgın nehir gibi Neşeli bir şarkı gibi Gel yüreğime dol sevgili.
Düştük bir yalan düşün pesine Dil yalan söyler El yalan söyler Ellerimizle kazdığımız yalnızlık kuyusuna atmışız yüreği Bir gerçek dost ararız Kaçmışız gerçek dost olmaktan bir başkasına Kapatmışız kulaklarımızı dertlerine insanların Bizi dinleyecek gerçek dost ararız Duvarlar örmüşüz etrafımıza Dikenli teller koymuşuz bir dost sesine Kendimize küsmüşüz Kendimize kırgın Kendimizi dinlemez olmuşuz Bizi dinleyecek gerçek bir dost ararız Öldürmüşüz tabiatı Unutmuşuz çiçekle konuşmayı Unutmuşuz bir köpeği sevmeyi Gömmüşüz yeşilliği beton binaların mezarlığına Gerçek bir dost ararız Güvenmeyi aldatılmak saymışız İnanmayı saflığa yormuşuz Paylaşmayı aptallıkla anlamlandırmışız Sonra gerçek bir dost aramışız Yenik düşmüş sevgi Yenik düşmüş dostluk Kendi yaratımımız olmuş yalnızlık Kendimizi kendi ellerimizle atmışız bir derin kuyuya Sonra gerçek bir dost aramışız Bir uçan balonun içine atmışız dostluğu Yükseldikçe göklere Uzaklaştıkça bizden Ah çekmişiz arkasından Atmışız yüreğimizden dostluğu Ahlarla vahlarla gerçek bir dost ararız.
Kaçıyorsun Kaçacaksın daha da Kaçtığından seni kurtaramayan uzaklıklara
Peki güvenme kimseye Aldanışlarının intikamını al özlemlerinden
Haydi oksuz bırak yüreğindekileri Aldanışlarının koluna gir Bir kez de sen kendine ihanet et Büyüt yalnızlığını durmaksızın Yaşamı bitir umutlarında Umut kalmasın yarına bakışlarında Aldanışlarının hançerini sapla umutlarına
Kendinden kendini kanat durmadan Kaçıyorsun Kaçacaksın daha da Kaçtığını daha da büyüten uzaklıklara
Belki de yok sayacaksın seni kemiren Yok eden bu kaçışları Yüreğinin derinlikleri daha dolmadı ne de olsa At at durmadan derinliklere korkularını Dipsiz kuyu san sen ruhunu Tek bir haykırısına bakar Kocaman çığın ruhundan yüreğine yuvarlanması
Kendinden büyüteceksin kendi kaçışlarını Kaç bakalım Kaçmakla asla kurtulamayacağın kaçışlarından....
Dayan sevdiceğim dayan Kavuşmamız yarınadır Yarına çok az var Bir güneş yolculuğundadır sevdamız Ayışığının emanetindedir kavuşmamız Dün daha bilinmezlerdeydik Dün daha tanımazlardaydık birbirimiz için Bir koca ömür geçti birbirimizsiz Yüzümüzün her çizgisine kazıdık bizsizliği Yarına ne kaldı ki Dayan sevdiceğim dayan Hasrete indirgenmez bu ayrılık Özleme sığmaz bu sevdamız Biz bir elmanın iki yarısı Bir yarısı olmadan yarım kalan Biz aşık ile maşukuz Biri olmadan sevda olmaz Biri olmayınca yaşam olmaz Biz su ile toprak gibiyiz Biri olmadan doğurganlık olmaz Ağaç ile yeşil gibiyiz biz Çiçek ile arı gibiyiz Bir özlem ile anlatılmaz bu sevda Bir hasret ile anlatılmaz Yüreğim kıraç topraklar gibi bekledi seni Sen bir bulutun yüreğinde saklı su damlası Aradın yaşam bağışlayacağın bir avuç toprak Şimdi kavuşma zamanıdır sevdiceğim Ben çok bekledim Asırlardır bekledim Yarına ne kaldı ki Dayan sevdiceğim dayan Dayanmak gerek Yaşamak lazım Yaşamak lazım bu cana can katacak sevdayı Sesin titrek Sesin yorgun Sesin mutsuz Sesin yüreğime vurur hüznüyle Saklarsın hüznünü sevgi dolu sözcüklerin ardına Bilirim bir bulutun yüreğinde saklı durur sevgin İşte ben bir kıraç toprak Açtım bağrımı Açtım senin bir yudum sevdana Bilirim sevda vermekle beslenirsin sen Bilirim sevda almakla büyürsün sen Bilirim yaşamın yorgunusun Sevdasızlığın bıkkını Saklarsın hüznünü neşeli sözcüklerin ardına Açtım iste bağrımı senin bir dokunuşuna Dayan sevdiceğim dayan Yarına ne kaldı ki Dün daha kayıplardaydık Dün daha iki yabancı idik birbirimize Bugün iki can damarı birbirine Sen bir serin pınar Ben bir pınar yatağı Gel koynuma Ak delice Ak dünyayı neşeye boğarak Bütün renklerinle boya bedenimi aşka Dünya aşka kessin Dünya neşeye boğulsun İşte açtım bağrımı Gel özlediklerini yaşa Gel özlediklerimi yaşat Dayan sevdicegim dayan Yarına ne kaldı ki Kavuşacağız biz Kavuşacağız ruhun bedene kavuşması gibi Bir doğum sancısı bu ayrılığımız Bir ilk ağlamadır bu Beraber büyüyeceğiz biz sevda yolunda Anne sütünü içer gibi İçeceğiz ruhumuzun derinliklerindeki sevgimizi Besleneceğiz özümüzün cevheri ile Dayan sevdicegim dayan Yarına ne kaldı ki...
İlk sarılıştır bu Böylesine mahcup Böylesine coşkun İlk bakıştır bu Güzelliğe vurgun Güzelliğe hasret Bırak şaşırsın gözlerim Erisin gül yüzünün güzelliğinde Bırak gözlerim şaşırsın gülümsemenin büyüsünde Şaşırma şaşkınlığıma Bırak çocuk olsun yüreğim Heyecanlara atsın kendini Bırak dudaklar söylesin güzelliğini Çok güzelsin diye haykırsın bu dil Mahcup ilk bakışını katsın kendine bu yürek İlktir bu Bir sarılışın büyüsünde aşka düşmek İlktir bu Elele tutuşmanın heyecanında delice sevişmek İlktir bu Bir busenin kanatlarında uçmak haz denizine Şaşırma şaşkınlığıma Güzelliğe hep heyecanlanırım ben Çoktur çocuklaşmadı bu yüreğim Çoktur atmadı kendini bir deli düşün içine Bırak sevdalı bir mahcubiyet olsun seninde yaşadığın Bırak ellerin titresin biraz da Bırak anlama nelerin yaşandığını Bak sadece bana sevgiyle Bak bana neşeyle Bırak bu yürek kanatlandırsın sevda sözcüklerini Bırak biraz da kendim için seveyim seni Bırak bencilce olsun biraz da Güzelliğini yudum yudum içeyim Şaşırma şaşkınlığıma Çölde bir seraptır yaşadığım Bir avuç susun sen dudaklarıma Bir busenin yüreğinde diner sussuzluğum Şaşırma şaşkınlığıma Bir kor zindandır geldiğim Gözlerim ışığa uzak Bırak biraz kamaşsın gözlerim güzelliğinden Bir ışık halesine düşmüş olsun bakışlarım Bırak şaşırsın gözlerim Lal oldu dilim yıllardır yalnızlığımın içinde Bir gökkuşağını sarar kollarım Bırak dilim konuşsun Bırak yaşadığı güzellikleri söylesin Şaşırma şaşkınlığıma Uzun zamandır sevmemişti yüreğim böylesine Bırak tadını alsın ayışığına sarılmanın güzelliğini Bırak yakamozlarını gözlerinin doldurayım bakışlarıma Şaşırma şaşkınlığıma Sevmelerin sarhoşluğudur bu Gözlerim kapanır şimdi Dalarım hayallerine Bırak çocuklaşsın yüreğim Nazlı bir ceylan yavrususun biliyorum Su başında ürkek Nazenin Sevmelere nazlı bir kuş yüreğidir taşıdığın biliyorum Ürkek Ve kanatlanmaya hazır Biliyorum ilk olacak bu İlktir kanatların özgürce boşluğa atacak kendini İlktir bir başka dünyanın rüyalarına atacaksın kendini Şaşkınsın biliyorum Coşkun bir şaşkınlıktır yaşadığın Ama sen yine bırak beni Bırak doyasıya yudumlayayım güzelliğini Bırak doyasıya yaşayayım sevdanı
ey büyülü çizgilerin aşk kadını ey gizemin yanan ışığı içimdeki sahipsiz tutkunun efendisi dokunuşlarımın mavi sesi yürek tuvalinin sevdalı resmi
hayal meyaldi çizgisi dudaklarının düşle gerçek arasında bir renk öpüşlerinin sıcaklığı belki yaşanmışlığın tek delili
ah içimdeki aşk sana nasıl varsa hangi masal ülkesinden hangi efsaneden düşse koynuna
yaratılışın en ateşli çizgisi görülebilenin en gizemli bilinmeyeni görünsen gün doğumuyla birlikte ufuktan tenimi çıldırtan kızıllığınla sevişmelerimizin arasındaki mesafe bitse
ey rüyalarımın kırmızı dudaklı kadını bilsen satırlarımın yazdığı seni satırlarımın kızıl tutkulu yolunu
ah yokluktan çıkar gerçeğe bürünürdü suretin ah seninle bir aşk yaratılırdı tanrısal.. hiç kirlenmemiş beyaz kağıda yazılan.....
Gün ışıyor ufukta Gözler ışığa bakmaya tembel Traş olmak Aynaya kaçamak bir bakış İdare eder bugün yüzüm ne gerek var traşa Pantolonda kirli değil pek yarın değiştiririm Tembelliğe merhaba Çorap delik Kimse görmeyince çoraptaki delik benim delik değil mi Dosyalar önümde Bitmesi lazım Yarın mı yapsam ne Evet bugün canım istemiyor Yarına Allah kerim Ne de olsa yarının da bir yarını olacak Günler ne de olsa geçiyor Geldik işte otuz beşine Ne kaldıki geriye Bir otuz beş daha belki Bitiyor bir gün daha Dosya önümde açık hala Kapatıpta ne olacak Yarın açmak var ya ne de olsa Kalsın öylece açık Şimdi bir yürüyüş yapmak var aslında Eve mi gitsem yoksa Uzansam şöyle balkondaki koltuğa Yoruldum bugün iş yapmayı düşünmekten Yoruyor insanı tembellik ne de olsa Yarın ne çok iş var diye düşünmek yoruyor insanı Birgün biliyorum silkineceğim Birgün uyanacağım bütün işlere istekli Kaçmayacak hiç bir iş elimden Ama yarına çok var şimdi Yarının da bir yarını var ne de olsa
Aşığım ey güzel sana Attım kendimi ateşin yüreğine Eridim gönüllü Eridim sevgili Eridim de buharlaştım Buharlaştım da sığmadım ateşimin yüreğine Savruldum gökyüzüne Bir esen yele karıştım Geliyorum sana doğru Aç yüreğini sevgili Aç kollarını Bir esen yele karıştı yüreğim Sana katılmaya sabırsız Bir yağmur günü bekle beni sevgili Bir yağmur günü rüzgarın koynundan çıkacağım Bir yağmur tanesine gireceğim sevgili Bir yağmur günü aç yüreğini bana Bir yağmur damlası karışacak saçlarına Tutmaya çalışma sevgili Bırak beni istediğimce seveyim seni Bir yağmur damlasında karışacağım zülfün teline Okşayacağım gül kokulu saçlarını Bir yağmur tanesi içinde tenine değeceğim Saklanma bir saçak altında Bir yelin yüreğinden koptum da Saklandım bir yağmur damlasına Uzaklardan geldim sevgili Yağmurun küçük ellerinde varacağım sana Bir yağmur günü bekle beni sevgili Rüzgarın sesine ver kulağını Haber verecek yağmuru Bir yağmur damlasının içinde yüreğim Arındım herşeyimden sevgili Bir yağmur damlasının içinde çırılçıplak Bir yüreğim Bir de sevdam Yağacağım yüreğin…