- 26 Nisan 2008
- 21.007
- 7.617
- 773
- 39
- Konu Sahibi Crazy-cat-lady
- #241
Ne güzel yazmışsınızBazı arkadaşlar çok iyi açıklamış aslında kıtlık bilinci olarak.
Babam ve annem emekli maaşıyla yaşayan bir çift. Babam dört yıl sonra yaşadığım şehre geldi 15 gün kadar bizimleydi. Tabi biz de güzel ağırlamak istedik. Yaşam biçimimiz de 15 günün tamamını yansıtmasa da benzer. Babam çeşitli gezilerimizde öğle yemeğine gitsek akşam yemeyelim diye tutturdu. İşten 7-8 gibi çıktığım günler dışarda yiyecek iken eşime izin vermediğinden eve geldiğimde yemek yapmak durumunda kaldım.
En son ayrılırken, siz 10 bin liradan fazla yiyorsunuz çok harcıyorsunuz dedi. Babacığım anlamıyor ki kira kreş ve kredi taksidimiz zaten 10 bin lirayı aşıyor. Üç yetişkin bir bebe standart bir mekanda alkolsüz bir mekanda 300-400 TL arası hesap bırakıyor. Farketmiş olacak ki evde yiyelim diye tutturuyor. Ama yapamam her gece evde yemek, yaparsam ben ben olmaktan çıkarım onu bilmiyor. Yaşam tarzıma ters.
Dışarıda herhangi bir mekanda doktor mühendis diş hekimi akademisyen hakim savcı vs bu kadar düşünerek de kılı kırk yararak da harcama yapmamalı. Düzgün işleyen bir ekonomi aynı zamanda tüketime ihtiyaç duyar. Bu meslek grupları da harcamıyorsa harcayamıyorsa ekonomi zaten dönmez. Ha diyeceksiniz ki hep mi harcayalım tabi ki hayır. Çocuğuma belirli birkaç markadan indirim dönemlerinde alışveriş yapardım. Lcw den acil ihtiyacımızı karşılamak istedim. Çocuk ile ilgili hangi ürüne elimi atsam 200 TL den başlıyordu. Dedim bunu ben alırken düşünüyorsam millet çocuğuna ne giydiriyor.
İşin özü adam parayı kazanmayı ve yemeyi biliyor siz o kıtlık bilinciyle yaşıyorsanız ve bunu aşamıyorsanız birlikteliğiniz zor. Evlilik nihayetinde hukuki ve ekonomik bir sözleşmedir. Parayı biriktirme yatırım yapma ve harcama biçimleriniz benzeşmeli. Ben eve geldiğimde öğle yemeği yiyemecek kadar yoğun çalıştıysam eşim evde makarna yiyelim masraf etmeyelim dese cinnet geçiririm mesela. Bu açıdan bakmak gerek.
bir çırpıda okudum çok da hak vererek