- Konu Sahibi fatmarosse
-
- #1
merhaba arkadaşlar,
25 yaşındayım,tekstil mühendisiyim,gerçi şuan çalışmıyorum. 2 yıllık bir ilişkim vardı, zamanında deli gibi aşıktım ama aşk bitiyor işte. geriye sevgi saygı filan kalıyor biliyorum. aşk bitince sıkılıyorum sanki. 5 ay sonra mayıs gibi evlenmeyi düşünüyoruz ama evlenmekten korkuyorum... bu normal mi? evlenmekten korkmamın sebepleri
1) kaderimdeki kişiyle mi evleniyorum ? peki kaderimdeki kişinin o olduğunu nasıl anlayacağım ?
2) yaşım genç diye düşünüyorum,aşkta bitti zaten, o ayaklar kesilme filan durumu zaten bitiyor biliyorum, ya daha sonra başkasına aşık olursam?
3) ya sıkılırsam, insan aynı erkekle ne kadar sevsede bir ömür sıkılmaz mı?
korkuyorsun madem evlenme denecek belki ama evlenme sebebimi söyleyim;
bu zamana kadar birini görüp "işte bu kaderimde ki adam evlenmeliyim onunla" gibi birşey hissetmedim, ve nişanlıma zamanında deli gibi aşıktım şuanda da aşk bitti sevgi saygı var, bana iyi davranıyor aramızda bir problem yok, il değiştircem ve yalnız başıma yaşamak istemiyorum, belli yaştan sonra ev arkadaşı filan bulmak yeni bir düzen kurmak zor bu yüzden aslında hayat arkadaşı gibi olsun diye evlenmeyi istedim ilk başta,tamam evlenelim dedim, mantığımla düşünerek yani. Aşık olduğum kişi bile olsa bir gün aşk bitecek ve o sıkıcı yüzü kalacak evliliğin diye evlilik düşünmezdim yani aşık olduğum insanla bile, mantığımla tamam evleneyim dedim ama bu seferde korkularım yüzeye çıktı...
Dönülmez bir yola girip kapana kısılmış gibi hissediyorum kendimi... yukarıda ki sebeplerden dolayıda korkuyorum işte..bu korku normal mi? düşündüklerim normal mi?
insanlar evleniyorlar, hiç korkmuyorlar mı? sıkılmıyorlar mı? evlilikte keramet vardır dedikleri şey doğru mu? bu keramet dedikleri şey ten tene değince ortaya çıkan alışkanlık mı yoksa? yoksa aslında keramet diye birşey yok mu?
biri bana yardım etsin....
merhaba arkadaşlar,
25 yaşındayım,tekstil mühendisiyim,gerçi şuan çalışmıyorum. 2 yıllık bir ilişkim vardı, zamanında deli gibi aşıktım ama aşk bitiyor işte. geriye sevgi saygı filan kalıyor biliyorum. aşk bitince sıkılıyorum sanki. 5 ay sonra mayıs gibi evlenmeyi düşünüyoruz ama evlenmekten korkuyorum... bu normal mi? evlenmekten korkmamın sebepleri
1) kaderimdeki kişiyle mi evleniyorum ? peki kaderimdeki kişinin o olduğunu nasıl anlayacağım ?
2) yaşım genç diye düşünüyorum,aşkta bitti zaten, o ayaklar kesilme filan durumu zaten bitiyor biliyorum, ya daha sonra başkasına aşık olursam?
3) ya sıkılırsam, insan aynı erkekle ne kadar sevsede bir ömür sıkılmaz mı?
korkuyorsun madem evlenme denecek belki ama evlenme sebebimi söyleyim;
bu zamana kadar birini görüp "işte bu kaderimde ki adam evlenmeliyim onunla" gibi birşey hissetmedim, ve nişanlıma zamanında deli gibi aşıktım şuanda da aşk bitti sevgi saygı var, bana iyi davranıyor aramızda bir problem yok, il değiştircem ve yalnız başıma yaşamak istemiyorum, belli yaştan sonra ev arkadaşı filan bulmak yeni bir düzen kurmak zor bu yüzden aslında hayat arkadaşı gibi olsun diye evlenmeyi istedim ilk başta,tamam evlenelim dedim, mantığımla düşünerek yani. Aşık olduğum kişi bile olsa bir gün aşk bitecek ve o sıkıcı yüzü kalacak evliliğin diye evlilik düşünmezdim yani aşık olduğum insanla bile, mantığımla tamam evleneyim dedim ama bu seferde korkularım yüzeye çıktı...
Dönülmez bir yola girip kapana kısılmış gibi hissediyorum kendimi... yukarıda ki sebeplerden dolayıda korkuyorum işte..bu korku normal mi? düşündüklerim normal mi?
insanlar evleniyorlar, hiç korkmuyorlar mı? sıkılmıyorlar mı? evlilikte keramet vardır dedikleri şey doğru mu? bu keramet dedikleri şey ten tene değince ortaya çıkan alışkanlık mı yoksa? yoksa aslında keramet diye birşey yok mu?
biri bana yardım etsin....
Eğer bu türden korkuların varsa hiç evlenme canım. Çünkü bu senin yaratılışın olabilir. Kimi insan tek eşli değildir olamaz, eş değiştirmek ister hep. Senin tarzın da budur belki. Çünkü aşk denen şey geçici birşey. Kaderimdeki insan bu mu nasıl bilicem demişsin.. Yok bence öyle birşey. Sen kimi seçersen kaderindeki insan o olacak. O ayrı.. Ama senin fıtratında "değişim sevgisi" var bence. Sen aşık olacaksın, yaşayacaksın, tüketeceksin ve yeni bir sayfa açacaksın, senin mutlu olabilmen için bu hep böyle gidecek...
Bana sorsan, ben hiç zevk almam aşktan, yıpratıcı buluyorum. Bir tür delilik, hastalık hali gibi kontrol kaybı gibi geliyor bana. 24 saat aynı insanı düşünüyorsun, konsantre olamıyorsun, sürekli ilgi bekliyorsun, en basitinden bedenin bile isyan ediyor kalbin deli gibi atıyor, yanakların al al oluyor, hassas oluyorsun, yerli yersiz ağlayıp saçmalıyorsun falan.. Çok rahatsız edici buluyorum. Aşık olmaktan çok korkarım o yüzden. Ben çok genç evlendim, üniversite bittiği yıl evlendim. Aşk zaten bitmişti, 5 senelik bir birlikteliğimiz vardı evlenirken. Yine de herkes çok şaşırdı. Pişman olursun, çok gençsin sıkılırsın bu sorumluluktan tekdüzelikten dediler. Ama ben burnumun dikine gittim. İyi ki de kimseyi dinlememişim, iyi ki de evlenmişim.. Dualar ediyorum ölene dek onunla olayım, hiç ayrı kalmayalım diye. Hergün akşam olsa da işimizden gücümüzden dönüp aynı çatı altında yan yana olsak bir an önce diye hergün ama hergün sabırsızlanıyorum. Ki yani evlenmeden önce de kısmen beraber yaşıyorduk zaten..
Evet 7 sene geçti aşık değiliz, o gümbür gümbür atan kalpler yok artık; onun yerine aynı anda, aynı hızda atan iki kalp var. Aşkın bitmesi bize çok iyi geldi. Aşıkken çok fırtınalıydık, huzursuzduk, birgün kavga etmiyorsak ertesi gün bir bahane bulup kavga ediyorduk. O da bir kenara, böyle garip bir yabancılık keşfedememişlik vardı üzerimizde. Çok aşık olmak demek çok tutku demek, iniş çıkış demek.
Aşk biterken yavaş yavaş dinginlik alır yerini. İşte o noktada ya sıkılırsın ya rahatlarsın. Sen sıkılıyormuşsun, ben rahatlıyorum. Evlilik ise birlikte sıkılmaktan keyif almak gibi biraz. Sakin, tanıdık, bildik, güvenli, huzurlu, sığınılacak bir liman gibi.. Bekar arkadaşlarıma bakıyorum, bir ayrılıyorlar bir barışıyorlar, biri sigaraya başladı, biri alkolik oldu, ağlama krizleri, büyük kavgalar, atışmalar, kaprisler falan derken bir bakıyorsun başka bir adamla başlamış aynı şeyleri yaşamaya, kısır döngü, sonra başkası, sonra bir başkası.. O kadar yorucu geliyor ki bana. Bir de kendime bakıyorum. Hayatım süt liman; akşam oluyor kapıyı koşarak açıyorum, her akşam bir sarılma faslı var kapıda, sonra sofraya geçiyoruz konuşa gülüşe tv izleyerek yemek yiyoruz hem de benim 5 dakkada salladığım genelde kötü olan yemeklerimi güzelmiş gibi zevkle yiyoruz, sonra aylarca özene bezene seçip kafamıza göre uyduruk muyduruk dekore ettiğimiz salonumuza geçiyoruz, birer kahve yapıyorum ben, bir film koyuyoruz, bazen o film yarım kalıyor =) sonra koltukta kucak kucağa uyuklamaya başlayınca yatağımıza geçiyoruz.. Birbirimizin cümlelerini tamamlayabiliyoruz. Haftasonları anne babalarımıza gidip kahvaltı ediyoruz, hayır dualarını alıyoruz. Bizi yuvamızı kurmuş şekilde, birlikte görmekten nasıl mutlu olduklarını anlatamam. Her geçen gün güçleniyor bağımız. Hayat bize böyle tatlı geliyor. Evlilik bir imzadan ibaret değil. Benim için hiç önemli değildi zaten o imza, biz zaten tamam bundan sonraki hayatımızı birlikte geçirmek istiyoruz artık temelli aynı evi paylaşalım demiştik. Anne babalarımızın da gönlü olsun diye işi usulünce yaptık. Bütün ömrümü aynı insanla, derin bir sadakatle geçirecek olmak heyecan verici. AİLE olmak çok başka bir duygu.. Anlatamam.
Ama eğer sen "ben bundan zevk almam" diyorsan sakın evlenme, bu seni maddi manevi yıpratmaktan başka işe yaramaz. Evlenip boşanmak en basit haliyle bile baş ağrıtıcı birşey. Çünkü işin içine maddiyat giriyor. Böyle bir korkun varsa bu riski alma bence. Hem herkes evlenmek zorunda değil, keyfine bak canım neden zorluyorsun. Mutlu olmaya bak.
gözümden yaş geldi okurken.. Allah'ım bana da nasip etse keşke
Eğer bu türden korkuların varsa hiç evlenme canım. Çünkü bu senin yaratılışın olabilir. Kimi insan tek eşli değildir olamaz, eş değiştirmek ister hep. Senin tarzın da budur belki. Çünkü aşk denen şey geçici birşey. Kaderimdeki insan bu mu nasıl bilicem demişsin.. Yok bence öyle birşey. Sen kimi seçersen kaderindeki insan o olacak. O ayrı.. Ama senin fıtratında "değişim sevgisi" var bence. Sen aşık olacaksın, yaşayacaksın, tüketeceksin ve yeni bir sayfa açacaksın, senin mutlu olabilmen için bu hep böyle gidecek...
Bana sorsan, ben hiç zevk almam aşktan, yıpratıcı buluyorum. Bir tür delilik, hastalık hali gibi kontrol kaybı gibi geliyor bana. 24 saat aynı insanı düşünüyorsun, konsantre olamıyorsun, sürekli ilgi bekliyorsun, en basitinden bedenin bile isyan ediyor kalbin deli gibi atıyor, yanakların al al oluyor, hassas oluyorsun, yerli yersiz ağlayıp saçmalıyorsun falan.. Çok rahatsız edici buluyorum. Aşık olmaktan çok korkarım o yüzden. Ben çok genç evlendim, üniversite bittiği yıl evlendim. Aşk zaten bitmişti, 5 senelik bir birlikteliğimiz vardı evlenirken. Yine de herkes çok şaşırdı. Pişman olursun, çok gençsin sıkılırsın bu sorumluluktan tekdüzelikten dediler. Ama ben burnumun dikine gittim. İyi ki de kimseyi dinlememişim, iyi ki de evlenmişim.. Dualar ediyorum ölene dek onunla olayım, hiç ayrı kalmayalım diye. Hergün akşam olsa da işimizden gücümüzden dönüp aynı çatı altında yan yana olsak bir an önce diye hergün ama hergün sabırsızlanıyorum. Ki yani evlenmeden önce de kısmen beraber yaşıyorduk zaten..
Evet 7 sene geçti aşık değiliz, o gümbür gümbür atan kalpler yok artık; onun yerine aynı anda, aynı hızda atan iki kalp var. Aşkın bitmesi bize çok iyi geldi. Aşıkken çok fırtınalıydık, huzursuzduk, birgün kavga etmiyorsak ertesi gün bir bahane bulup kavga ediyorduk. O da bir kenara, böyle garip bir yabancılık keşfedememişlik vardı üzerimizde. Çok aşık olmak demek çok tutku demek, iniş çıkış demek.
Aşk biterken yavaş yavaş dinginlik alır yerini. İşte o noktada ya sıkılırsın ya rahatlarsın. Sen sıkılıyormuşsun, ben rahatlıyorum. Evlilik ise birlikte sıkılmaktan keyif almak gibi biraz. Sakin, tanıdık, bildik, güvenli, huzurlu, sığınılacak bir liman gibi.. Bekar arkadaşlarıma bakıyorum, bir ayrılıyorlar bir barışıyorlar, biri sigaraya başladı, biri alkolik oldu, ağlama krizleri, büyük kavgalar, atışmalar, kaprisler falan derken bir bakıyorsun başka bir adamla başlamış aynı şeyleri yaşamaya, kısır döngü, sonra başkası, sonra bir başkası.. O kadar yorucu geliyor ki bana. Bir de kendime bakıyorum. Hayatım süt liman; akşam oluyor kapıyı koşarak açıyorum, her akşam bir sarılma faslı var kapıda, sonra sofraya geçiyoruz konuşa gülüşe tv izleyerek yemek yiyoruz hem de benim 5 dakkada salladığım genelde kötü olan yemeklerimi güzelmiş gibi zevkle yiyoruz, sonra aylarca özene bezene seçip kafamıza göre uyduruk muyduruk dekore ettiğimiz salonumuza geçiyoruz, birer kahve yapıyorum ben, bir film koyuyoruz, bazen o film yarım kalıyor =) sonra koltukta kucak kucağa uyuklamaya başlayınca yatağımıza geçiyoruz.. Birbirimizin cümlelerini tamamlayabiliyoruz. Haftasonları anne babalarımıza gidip kahvaltı ediyoruz, hayır dualarını alıyoruz. Bizi yuvamızı kurmuş şekilde, birlikte görmekten nasıl mutlu olduklarını anlatamam. Her geçen gün güçleniyor bağımız. Hayat bize böyle tatlı geliyor. Evlilik bir imzadan ibaret değil. Benim için hiç önemli değildi zaten o imza, biz zaten tamam bundan sonraki hayatımızı birlikte geçirmek istiyoruz artık temelli aynı evi paylaşalım demiştik. Anne babalarımızın da gönlü olsun diye işi usulünce yaptık. Bütün ömrümü aynı insanla, derin bir sadakatle geçirecek olmak heyecan verici. AİLE olmak çok başka bir duygu.. Anlatamam.
Ama eğer sen "ben bundan zevk almam" diyorsan sakın evlenme, bu seni maddi manevi yıpratmaktan başka işe yaramaz. Evlenip boşanmak en basit haliyle bile baş ağrıtıcı birşey. Çünkü işin içine maddiyat giriyor. Böyle bir korkun varsa bu riski alma bence. Hem herkes evlenmek zorunda değil, keyfine bak canım neden zorluyorsun. Mutlu olmaya bak.
fatmarose aynı şeyleri hissediyorum buaralar.aman allahım dedim okurken.ben de ayrılıp barışıp bi ilişki yaşadım.şimdi evlilik sözkonusu oldu.ama hem korkuyorum hem de kafamda tasarladığım gbi çook mutlu değilim.hatta mutsuzum diyebilirim.ben de acaba o mu o kaderimdeki kişi sorusunu sorup duruyorum kendime.insan evlenirrken mutlu olmaz mı diyorum.Allah yardımcımız olsun.zor bi süreç.
Dayatılmış sistemi devam ettirmiyor muyuz?
Neden aynı evde yaşama isteği cazip geliyor da, imza atmalı şaşalı evlilik buhran gibi gözüküyor?
Birinde sınırlanmışlık yok çünki. Heyecanlı bir belirsizlik var. Diğerinde imza attığında ömür boyu deyimi ile sınırlıyorsun kendini. Evlilik dairesinin içine giriyorsun.
Evlilik bilinçaltımızda ömür boyu, kol içinde yen, gelinlikle git kefen, tanımlayacağımız gıcık cümleler ile kodlanmış. İster istemez insan kendini ömür boyu devam edecek bir sorumluluğun huzursuzluğu içinde hissediyor.
Desenki ben bi kadınla evlenicem?
Erkek ile evlenmek kadar sınırları belli değil ya.. Şartları kesin değil ya.. Olmadı ev arkadaşımsı gibi hissedip ayırıp bitersin ya..
Toplumda kesin, yargısal bilinirlikler yok iki kadın evliliğinde. Kodlamalar olmadığından relax hissedersin.
Ama karşı cins evliliği öyle mi..Evlenmek sorumluluk demek. Eşitlik sözkonusu filan değil kadın erkek konusunda,
eşit olsak erkenkyada kadın diye ayırmaz herkese 'yaşayan canlı' gibi insan paralelinde tek tip sıfat denirdi, denmeliydi.
Ama öyle denmemiş.
Kadının sorumlulukları ayrıdır erkeğinki ayrıdır. Çalışmıyorsam eşit şartlarda değilizdir seve seve gönlümden gelerek hizmetini yaparım eşimin.
Ceketini özenle asar, kahvaltısını göz zevkini doyuracak şekilde sunar güleryüzlü olmasını sağlar bana da gülümsemesine sebep olurum gibi geyşamsı hizmetlerde bulunurum.
Aynı evde yaşarken aşk, flörtümsü hisler devam edebilir gibi geliyor ama imzalanıp birbirinin evlisi olduktan sonra birbirinden aldığın heyecan ivmesi düşüyor bence, düşer gibi.
Yaşta ilerleyince, üçüncü onluklara doğru adımlayınca,
hissetmek istediklerin çılgınlıktan ziyade, güven, huzur, dinginlik, sakin hayat, karmaşasız hayat, ortak kahkahalar ortak herhangişeyler oluyor. Olur.
Genellersem yazdıklarım afaki kalır. Her kişinin fıtratı, karekteri, yetişmesi farklı olacağından hissedecekleri de farklı seyredecektir
ama aşağı yukarı insan belli zamandan yaştan sonra evlilikten duygu beklentisi bu gibiler olacaktır diye düşünüyorum düşününce.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?