Eğer bu türden korkuların varsa hiç evlenme canım. Çünkü bu senin yaratılışın olabilir. Kimi insan tek eşli değildir olamaz, eş değiştirmek ister hep. Senin tarzın da budur belki. Çünkü aşk denen şey geçici birşey. Kaderimdeki insan bu mu nasıl bilicem demişsin.. Yok bence öyle birşey. Sen kimi seçersen kaderindeki insan o olacak. O ayrı.. Ama senin fıtratında "değişim sevgisi" var bence. Sen aşık olacaksın, yaşayacaksın, tüketeceksin ve yeni bir sayfa açacaksın, senin mutlu olabilmen için bu hep böyle gidecek...
Bana sorsan, ben hiç zevk almam aşktan, yıpratıcı buluyorum. Bir tür delilik, hastalık hali gibi kontrol kaybı gibi geliyor bana. 24 saat aynı insanı düşünüyorsun, konsantre olamıyorsun, sürekli ilgi bekliyorsun, en basitinden bedenin bile isyan ediyor kalbin deli gibi atıyor, yanakların al al oluyor, hassas oluyorsun, yerli yersiz ağlayıp saçmalıyorsun falan.. Çok rahatsız edici buluyorum. Aşık olmaktan çok korkarım o yüzden. Ben çok genç evlendim, üniversite bittiği yıl evlendim. Aşk zaten bitmişti, 5 senelik bir birlikteliğimiz vardı evlenirken. Yine de herkes çok şaşırdı. Pişman olursun, çok gençsin sıkılırsın bu sorumluluktan tekdüzelikten dediler. Ama ben burnumun dikine gittim. İyi ki de kimseyi dinlememişim, iyi ki de evlenmişim.. Dualar ediyorum ölene dek onunla olayım, hiç ayrı kalmayalım diye. Hergün akşam olsa da işimizden gücümüzden dönüp aynı çatı altında yan yana olsak bir an önce diye hergün ama hergün sabırsızlanıyorum. Ki yani evlenmeden önce de kısmen beraber yaşıyorduk zaten..
Evet 7 sene geçti aşık değiliz, o gümbür gümbür atan kalpler yok artık; onun yerine aynı anda, aynı hızda atan iki kalp var. Aşkın bitmesi bize çok iyi geldi. Aşıkken çok fırtınalıydık, huzursuzduk, birgün kavga etmiyorsak ertesi gün bir bahane bulup kavga ediyorduk. O da bir kenara, böyle garip bir yabancılık keşfedememişlik vardı üzerimizde. Çok aşık olmak demek çok tutku demek, iniş çıkış demek.
Aşk biterken yavaş yavaş dinginlik alır yerini. İşte o noktada ya sıkılırsın ya rahatlarsın. Sen sıkılıyormuşsun, ben rahatlıyorum. Evlilik ise birlikte sıkılmaktan keyif almak gibi biraz. Sakin, tanıdık, bildik, güvenli, huzurlu, sığınılacak bir liman gibi.. Bekar arkadaşlarıma bakıyorum, bir ayrılıyorlar bir barışıyorlar, biri sigaraya başladı, biri alkolik oldu, ağlama krizleri, büyük kavgalar, atışmalar, kaprisler falan derken bir bakıyorsun başka bir adamla başlamış aynı şeyleri yaşamaya, kısır döngü, sonra başkası, sonra bir başkası.. O kadar yorucu geliyor ki bana. Bir de kendime bakıyorum. Hayatım süt liman; akşam oluyor kapıyı koşarak açıyorum, her akşam bir sarılma faslı var kapıda, sonra sofraya geçiyoruz konuşa gülüşe tv izleyerek yemek yiyoruz hem de benim 5 dakkada salladığım genelde kötü olan yemeklerimi güzelmiş gibi zevkle yiyoruz, sonra aylarca özene bezene seçip kafamıza göre uyduruk muyduruk dekore ettiğimiz salonumuza geçiyoruz, birer kahve yapıyorum ben, bir film koyuyoruz, bazen o film yarım kalıyor =) sonra koltukta kucak kucağa uyuklamaya başlayınca yatağımıza geçiyoruz.. Birbirimizin cümlelerini tamamlayabiliyoruz. Haftasonları anne babalarımıza gidip kahvaltı ediyoruz, hayır dualarını alıyoruz. Bizi yuvamızı kurmuş şekilde, birlikte görmekten nasıl mutlu olduklarını anlatamam. Her geçen gün güçleniyor bağımız. Hayat bize böyle tatlı geliyor. Evlilik bir imzadan ibaret değil. Benim için hiç önemli değildi zaten o imza, biz zaten tamam bundan sonraki hayatımızı birlikte geçirmek istiyoruz artık temelli aynı evi paylaşalım demiştik. Anne babalarımızın da gönlü olsun diye işi usulünce yaptık. Bütün ömrümü aynı insanla, derin bir sadakatle geçirecek olmak heyecan verici. AİLE olmak çok başka bir duygu.. Anlatamam.
Ama eğer sen "ben bundan zevk almam" diyorsan sakın evlenme, bu seni maddi manevi yıpratmaktan başka işe yaramaz. Evlenip boşanmak en basit haliyle bile baş ağrıtıcı birşey. Çünkü işin içine maddiyat giriyor. Böyle bir korkun varsa bu riski alma bence. Hem herkes evlenmek zorunda değil, keyfine bak canım neden zorluyorsun. Mutlu olmaya bak.