Evlilik yıldönümünde çeyrek altın takacakmış.

Her zaman söylediğim bişey vardır ilişki sınırları olmalı yeri geldiğinde geyik yeri geldiğinde ise romantizm olmali Ayy ben romantizm sevmem deyip eşini bu şekilde alışıranlar gün geliyor romantizmi mumla arıyorlar eşimizle yarım saat hadi 5 10 dj diyelim buna romantik dakika gecirmeyeceksek bizim asker arkadaşından ne farkımız var eşim de evliligimizde bikaç kez lakayıt arkadaşlarına yaptığı davranışlar gibi yapacak oldu heyt kendine gel dedim tamam arkadaşız eşiz dostuz sevgiliyiz ama laçkalaşmaya gerek yok sınır olmalı ki sevgi saygı devam etsin bence size küçük bir öneri bir müddet eşinize karşı davranışlarınızı değiştirin sessiz kalın çocuğunuz için geçmişte yaşadığınız güzel günler için biraz çaba sarfedin evliliginizi kurtarın hatta küçük romantik dakikalar sunup onu yeniden kendinize aşık edin
 
Valla bu konu niye bu kadar sürdü diye çemkirecekler korkusundan cevap yazmıyorum ama bunu es geçemedim :) ama siz de en ayıp yere takılmışsınız ne kadar ayıp :)

Çok şükür o günden beri iyiyiz. Bir sorun olmadı arada içimden çıkmaya çalışan canavara engel olmaya uğraşıyorum ama genel olarak huzur ortamı hakim evde :)
Bir de ikimiz de bu durumun bozulmasından korktuğumuz için daha çok dikkat ediyoruz hareketlerimize.
ayyhh çok şükür yarabbim :KK70:
içinizdeki canavara dur diyin idrak hanım
böyle daha iyi değil mi :KK200:
 
Benim sıpa yoruyor beni bu ara. Kreş ve çocuk psikoloğu arasında gidip geliyoruz. Önceden olsa "ben zaten çok yoruluyorum çocuk sadece benim çocuğum mu kalk biraz sen de hareket et. Bır Bır Bır" der, hiçbir sonuca da varamazdım. Bugün epey yorulduğumu görünce "sen biraz dinlen ben idare ederim sıpayı" dedi, şaşırdım epey. Gerçekten sen olumlu olunca, negatif enerji yaymayınca karşındaki kişi de adım atıyormuş onu anladım en azından.

Siz de bilirsiniz gerçi bu gibi durumlarda uzmanlar “sen” dili yerine -ben- dilini önerir. Çocukla ilgilenmedin yoruldum yerine, -bugün benim için yorucu geçti, çocukla ilgilenmen beni mutlu eder- gibi. Tabii günlük hayatta hele hele de sizinki gibi bir sıpayla uğraşırken bu nezaketi göstermek zor ama bunu nacizane olarak tavsiye ederim. Sizi ter kokan kuzenin gelinliğinizi giydiği 2014’den beri hatırlıyorum, mücadeleyi elden bırakmayan güçlü bir kadınsınız ve eminim bu zorlu süreç eşiniz ve sizi uzaklaştırmadı aksine yakınlaştırdı.

Sevgiler ve kolaylıklar.
 
Dur o zaman ayıplı bir ayrıntı da vereyim. Herkes uyumuştur görmezler belki :))
Cumartesi gecesini kendimize ayırmayı planladık. Eski günlerde olduğu gibi yatakta sabaha kadar koklaşıp sohbet edicez. Hemen pis düşünmeyin he öyle sandığınız gibi değil. Eskiden sarılır saatlerce konuşurduk. Ben geçen gün nasl becerdiysem, bunu yapmayı çok özlediğimi söyledim.

O da tamam o zaman hangi gün yapıyoruz deyince öyle gelişiverdi planlar. Yıllar sonra ilk kez heyecan yaptım mesela :) unuttuğum duygular bunlar ve kendime kızıyorum bunca zamanı neden ot gibi geçirdim diye. Elbette çok sebebim vardı ama mutsuzluk için yeterli sebepler miydi onu bilmiyorum işte.

O soğukluk dönemindeki hayır buymuş demekki
Yeniden flört dönemi heyecanı gibi

Bugün de bizim yıldönümümüz 9. Seneye giriyoruz
 
Valla bu konu niye bu kadar sürdü diye çemkirecekler korkusundan cevap yazmıyorum ama bunu es geçemedim :) ama siz de en ayıp yere takılmışsınız ne kadar ayıp :)

Çok şükür o günden beri iyiyiz. Bir sorun olmadı arada içimden çıkmaya çalışan canavara engel olmaya uğraşıyorum ama genel olarak huzur ortamı hakim evde :)
Bir de ikimiz de bu durumun bozulmasından korktuğumuz için daha çok dikkat ediyoruz hareketlerimize.

Yok ya yazin siz, meraktayiz biz sitecek.
En ayip yer degil o ya. Cok masum.. Adamcagiz filmlerdeki gibi kalakalmis, eli ayagi birbirine dolanmis, paniklemis, cocugu kendisinin uyutmasini bile teklif ediyor, ilginc :)))
Kendinizden de esinizden de bir anda degisim beklemeyin, yavaş yavas gidin ama saglam olsun. Cicim aylarinin heyecani gelmis bile ikinizin de üstüne, bu cok iyi, cok şükür. Devami da iyi gelir, korkmayin.
Cocugunuz da psikolog ve kresle daha iyi hissedecektir kendini.
Burada size kitap tavsiye eden biri olmustu, ismini hatirlayamamisti, ayni kitabi ben de okudum ama adini ben de hatirlayamadim, henuz arastirmaya da firsat bulamadim. Okumaya vaktiniz varsa arar bulurum ama hemen :)
 
Yok bizim evin Mahmut abisi benim. Eşim de öyle naif, duygusal bir insan değil ama çabuk yumuşar ben adım atarsam. Ya da zemin hazırlasam uyum sağlar duruma. Ben hep "niye ben düşüneyim ki bunları o düşünsün o yapsın" dediğim için bunca zaman, geriye gittik hep haliyle.
Ha bir de ufak bilgi: Ikili iliskilerde erkek genelde kurtarici olmuyor, yapilarinda bu yok. Kadinlar toparliyor evliligi. Gördüğüm, duydugum, okudugum ve yasadigim kadariyla söylüyorum. Bu yuzden istemesek de icimizden gelmese de seviyorsak, devam ettirmek istiyorsak bir seyler yapmaliyiz kadin olarak. Ve bunu erkekler icin degil, kendimiz mutlu olmak icin, cocuklarimizin ruh sagligi icin yapalim diye dusunuyorum. (Erkeklere biraksan dönüp totoyu yatar, eline telefonu alir keyiflerine bakarlar, umurlarinda degil dünya, tınnn).
 
ayyhh çok şükür yarabbim :KK70:
içinizdeki canavara dur diyin idrak hanım
böyle daha iyi değil mi :KK200:

Tabi ki daha iyi :) hatta daha az yorucu. Sürekli davranışlarımı planlamak, akıl okumaya çalışmak ve hatta niyet okumak, o böyle yaptı o zaman ben de şöyle yapayım diye küçük hesaplar yapmak epey yorucu imiş. Fazlasıyla yorulmuşum ben de, şimdi fark ediyorum.
 
Siz de bilirsiniz gerçi bu gibi durumlarda uzmanlar “sen” dili yerine -ben- dilini önerir. Çocukla ilgilenmedin yoruldum yerine, -bugün benim için yorucu geçti, çocukla ilgilenmen beni mutlu eder- gibi. Tabii günlük hayatta hele hele de sizinki gibi bir sıpayla uğraşırken bu nezaketi göstermek zor ama bunu nacizane olarak tavsiye ederim. Sizi ter kokan kuzenin gelinliğinizi giydiği 2014’den beri hatırlıyorum, mücadeleyi elden bırakmayan güçlü bir kadınsınız ve eminim bu zorlu süreç eşiniz ve sizi uzaklaştırmadı aksine yakınlaştırdı.

Sevgiler ve kolaylıklar.

İşte ben dilini kullanmak ban öyle zor geliyordu ki, zayıflık olarak görüyordum. Hala bunu aşabilmiş değilim ama en azından çabalıyorum. "yorulmazsın korkma bunu yaparsan" demek yerine, "ben epey yoruldum şunu yapabilir misin" diyorum. "biliyorum sen şöyle düşündüğün için böyle yapıyorsun" demek yerine, "ben düşündüm de acaba böyle mi yapsak" diyorum. Bu kadarcık çaba bile bir şeylerin düzelmesinde etkili oldu.

2014'te açtığım terk kokulu konuya gelince :) keşke üzüntülerim o kadar basit olsaydı. 4 yılda o kadar çok şey değişti ki hayatımda. Ölümler, hastalıklar... Siz yazınca açıp okudum konuyu. Ne kadar değişmişim hayret ettim...
 
O soğukluk dönemindeki hayır buymuş demekki
Yeniden flört dönemi heyecanı gibi

Bugün de bizim yıldönümümüz 9. Seneye giriyoruz

Kutlu mutlu olsun yıldönümüz o halde :) flört gibi değil de, yeniden tanışma gibi esasında. Önce kendimi, sonra eşimi yeniden tanıyorum. Unuttuğumuz güzel özellikleri hatırlamaya çabalıyoruz. Daim olur umarım :)
 
Yok ya yazin siz, meraktayiz biz sitecek.
En ayip yer degil o ya. Cok masum.. Adamcagiz filmlerdeki gibi kalakalmis, eli ayagi birbirine dolanmis, paniklemis, cocugu kendisinin uyutmasini bile teklif ediyor, ilginc :)))
Kendinizden de esinizden de bir anda degisim beklemeyin, yavaş yavas gidin ama saglam olsun. Cicim aylarinin heyecani gelmis bile ikinizin de üstüne, bu cok iyi, cok şükür. Devami da iyi gelir, korkmayin.
Cocugunuz da psikolog ve kresle daha iyi hissedecektir kendini.
Burada size kitap tavsiye eden biri olmustu, ismini hatirlayamamisti, ayni kitabi ben de okudum ama adini ben de hatirlayamadim, henuz arastirmaya da firsat bulamadim. Okumaya vaktiniz varsa arar bulurum ama hemen :)

Çok isterim. Zira benim sıpa kreşe bir hafta sonra alışırsa inşallah, eskisi gibi kitap okuyabildiğim günlere dönmek istiyorum. Başlangıç için önerdiğiniz kitap gayet iyi olur :)
 
İşte ben dilini kullanmak ban öyle zor geliyordu ki, zayıflık olarak görüyordum. Hala bunu aşabilmiş değilim ama en azından çabalıyorum. "yorulmazsın korkma bunu yaparsan" demek yerine, "ben epey yoruldum şunu yapabilir misin" diyorum. "biliyorum sen şöyle düşündüğün için böyle yapıyorsun" demek yerine, "ben düşündüm de acaba böyle mi yapsak" diyorum. Bu kadarcık çaba bile bir şeylerin düzelmesinde etkili oldu.

2014'te açtığım terk kokulu konuya gelince :) keşke üzüntülerim o kadar basit olsaydı. 4 yılda o kadar çok şey değişti ki hayatımda. Ölümler, hastalıklar... Siz yazınca açıp okudum konuyu. Ne kadar değişmişim hayret ettim...

Hangimiz değişmedik ki? Zor süreçler insanlar için var ve hepsi bir ders, bir öğreti aslında. Dilerim sıpa, evliliğiniz ve diğer herşey yoluna girer, zaten %100 mutluluk hiçbir zaman mümkün değil ama biraz huzura hiçbirimiz hayır demiyoruz : )
 
Ara sira bu konuya girip naabiyon bacim len diye haykirmak istiyorum.
Hayir valla bu cesit fantezileri olan bir insan da degildim.
İki dakika bir kosede takilir giderdim.
Gelismelere de ayrica sevindim.
Daim olsun, hep huzurlu olun insallah.

Yazayım o halde ne yaptığımı :) Az evvel tartıştık efenim. Hem de boktan bir sebeple. Kendisi bugün epey yoruldu. Bizim sıpanın kreş masrafları çıksın diye fazla mesai yapıyor bir süredir. Eve gelmeden önce aradı "bugün çok yoruldum valla benden bir şey bekleme" dedi. Ben de "senden ne bekleyebilirim ki, ne mana bunu söyledin anlamadım" dedim. Öyle kapandı mevzu. Eve gelmiş pelte kıvamında. Olabilir, yorulmuş tabi.

Oturdu koltuğa elinde telefon hala pelte. Tamam kabul ben pelteliğe pek tahammül edemiyorum ama bir şey demedim. Yaklaşık on beş dakika önce "bir dondurma alayım canım çekti" dedi. Ben de "her gün mutlaka dışarıya çıkmak için bir sebebin var. Ne hikmetse yorgunluğun dışarıda bitiveriyor. Allah aşkına ne yapıyorsun dışarıda çok merak ediyorum. Kurt mu var totonda? Ya içecek almaya gidersin ya akbil doldurursun ya başka bir şey. Bugün hepsi var dondurma çıktı ortaya" dedim. O da bana "sen yine eski idrak oldun. Çok bile dayandın" dedi gitti.

Aslında esas kızgınlığım, aylardır ertelediği beni de etkileyen hastane randevusunu bugün yine ertelemesineydi. İş kolik ruh hastası. İş olunca her yere gider üşenmez asla. Ancak geri kalan her şeyde iteklemek gerekiyor illa. Ben de zaten bugün biraz gıcığım. Böyle içimden bir ses "ne bu Pollyannacalık, o ne yapıyor sanki" diye beni dürtüyor.

He bir de mutfağı toplayacağım çocuğu da götür markete dedim, götürmek istemedi. Çünkü her akşam bir tek başına çıkmalı dışarı. Kafa dinleyecek haspa. Bir şey desen 20 dakikada geliyorum zaten derdin ne diyor.
 
Yazayım o halde ne yaptığımı :) Az evvel tartıştık efenim. Hem de boktan bir sebeple. Kendisi bugün epey yoruldu. Bizim sıpanın kreş masrafları çıksın diye fazla mesai yapıyor bir süredir. Eve gelmeden önce aradı "bugün çok yoruldum valla benden bir şey bekleme" dedi. Ben de "senden ne bekleyebilirim ki, ne mana bunu söyledin anlamadım" dedim. Öyle kapandı mevzu. Eve gelmiş pelte kıvamında. Olabilir, yorulmuş tabi.

Oturdu koltuğa elinde telefon hala pelte. Tamam kabul ben pelteliğe pek tahammül edemiyorum ama bir şey demedim. Yaklaşık on beş dakika önce "bir dondurma alayım canım çekti" dedi. Ben de "her gün mutlaka dışarıya çıkmak için bir sebebin var. Ne hikmetse yorgunluğun dışarıda bitiveriyor. Allah aşkına ne yapıyorsun dışarıda çok merak ediyorum. Kurt mu var totonda? Ya içecek almaya gidersin ya akbil doldurursun ya başka bir şey. Bugün hepsi var dondurma çıktı ortaya" dedim. O da bana "sen yine eski idrak oldun. Çok bile dayandın" dedi gitti.

Aslında esas kızgınlığım, aylardır ertelediği beni de etkileyen hastane randevusunu bugün yine ertelemesineydi. İş kolik ruh hastası. İş olunca her yere gider üşenmez asla. Ancak geri kalan her şeyde iteklemek gerekiyor illa. Ben de zaten bugün biraz gıcığım. Böyle içimden bir ses "ne bu Pollyannacalık, o ne yapıyor sanki" diye beni dürtüyor.

He bir de mutfağı toplayacağım çocuğu da götür markete dedim, götürmek istemedi. Çünkü her akşam bir tek başına çıkmalı dışarı. Kafa dinleyecek haspa. Bir şey desen 20 dakikada geliyorum zaten derdin ne diyor.
Çocukla takılın peşine.
Bir bakın neler karıştırıyor dışarda?
Şaka tabi.
Madem gerildiniz siz de çıkın 10 dk hava alın.

Ve sevgi dilini unutmayın. Her şey sihirli bir değnekle mükemmel olacak değil.

Çıkmak istemiyorsanız, eşinizi arayın bir şey isteyin çikolata, kuruyemiş vs. Maksat "fazla bekletme, zaten tüm gün özlüyorum"cümlesini söylemek ama :)
 
Burada GÖREV TAMAM.

Başka görevlere KK Kadınları :)

Be
Burada GÖREV TAMAM.

Başka görevlere KK Kadınları :)
Kutlu mutlu olsun yıldönümüz o halde :) flört gibi değil de, yeniden tanışma gibi esasında. Önce kendimi, sonra eşimi yeniden tanıyorum. Unuttuğumuz güzel özellikleri hatırlamaya çabalıyoruz. Daim olur umarım :)
teşekkür ederim güzel temennileriniz için

“Tanıyorum”bence de çok yerinde bir tesbit olmuş
Her iki tarafta bazen bu adam-kadın çok değişti diye düşünüyoruz ama aslında değişim değil bu her iki tarafında daha önce bilmedikleri evlilik kurumuna yani belki de tahayyül bile edemedikleri bambaşka bir aleme girince bocalaması

Kimileri bolca gayret ve sabırla geçiyor bu eşiği kimileri de takılıp düşüyor maalesef

İnşaAllah daim olur yoldaşlığınız bir daha takılmadan hep el ele yürürsünüz :)
 
Böyle içimden bir ses "ne bu Pollyannacalık, o ne yapıyor sanki" diye beni dürtüyor.

:))
Ya rabbel alemin ruh ikizimi bulayim istemis.
Adeta anam bizi dogurmus da baska yerlere salmis.

He bir de mutfağı toplayacağım çocuğu da götür markete dedim, götürmek istemedi

Benden baska yorum beklenmezdi ama ben yine normal buldum kizmani, hahaha :))
Ama enistede de bir hareketlenme var idrak.
Ben bu aksam yorgunum demis.
Artik beklentilerinin daha bir farkinda ve bu yuzden haber veriyor yorgunlugunu, eve gelmeden.
Boyle boyle yontulacaksiniz, pes etme.
Hemen modun dusmesin.
Cumartesi gecesi sozlesmesi bu aksamdan baslayacaksa sakin kizginlikla erteleme.
Yani en azindan enisteden bir tepki gelirse puskurtme.
 
Çocukla takılın peşine.
Bir bakın neler karıştırıyor dışarda?
Şaka tabi.
Madem gerildiniz siz de çıkın 10 dk hava alın.

Ve sevgi dilini unutmayın. Her şey sihirli bir değnekle mükemmel olacak değil.

Çıkmak istemiyorsanız, eşinizi arayın bir şey isteyin çikolata, kuruyemiş vs. Maksat "fazla bekletme, zaten tüm gün özlüyorum"cümlesini söylemek ama :)

Ben beceremiyorum bu işi galiba. Kavga daha da büyüdü. Gelirken bana sevdiğim çikolata ve uykusuz dergisini almış. Yumuşadım haliyle. Sonra çay içerken benim oğlan babasının telefon kamerasıyla oynadı. Ben de dur bakayım falan dedim. Aldı telefonu hemen. Herhangi bir şüphem yok aldatılma falan. Ancak eskiden bu iddia mevzularına girdiğinde telefonunu karıştırmıştım. Rahatsız oldu haliyle. Şimdi de sinirim bozuluyor sen telefonu alınca diyor. Bu bir bahane mi, gerçek mi bilmiyorum.

Velhasılı sinirlendim o hareketine. Söylendim epey. O da bana "farkında mısın bilmiyorum ama sürekli sorgulama halindesin. Nereye gittin, kaçta çıktın. Telefona niye baktın ve bunu kıskanan merak eden bir kadın olarak değil, kontrolcü despot bir kadın olarak yapıyorsun. Bakma istemiyorum, alma telefonumu eline" dedi. Sonrası tartışma vs.

Uyumadan önce de mesaj atmış bu kadar sıkma diye. Yahu sen iki sene önce yapmışsın bir haltlar. Benim şüphe ile yaklaşmam gayet normal değil mi? Telefonunu kaçırırsan haliyle yine mi iddia oynuyor sonuçlara bakıyor diye düşünürüm. Böyle deyince de "eve giren maaş belli, nereye harcandığı belli. Oynayan adamın açığı olur sen neyin derdindesin. Maaş bordrosu bile çekmecede duruyor. Neyi nasıl gizli yapacağım" diyor.

Ben bilmiyorum ya. Tam da böyle anlarda keşke zamanında boşansaydım DİYORUM. Zira adım atarsam, her daim sakin konuşursam sorun yok. Ağzımı açtığım anda "son yono doğoşton." oldu canım, hep ben adım atayım hep ağzımızın tadı bozulmasın ali rıza bey diyeyim.
 
Son düzenleme:
:))
Ya rabbel alemin ruh ikizimi bulayim istemis.
Adeta anam bizi dogurmus da baska yerlere salmis.



Benden baska yorum beklenmezdi ama ben yine normal buldum kizmani, hahaha :))
Ama enistede de bir hareketlenme var idrak.
Ben bu aksam yorgunum demis.
Artik beklentilerinin daha bir farkinda ve bu yuzden haber veriyor yorgunlugunu, eve gelmeden.
Boyle boyle yontulacaksiniz, pes etme.
Hemen modun dusmesin.
Cumartesi gecesi sozlesmesi bu aksamdan baslayacaksa sakin kizginlikla erteleme.
Yani en azindan enisteden bir tepki gelirse puskurtme.

Sözleşme falan yalan oldu. Ufacık burun tıkanıklığında kusmayı huy edinmiş oğlum yatak yorgan batırdı yine. Sabaha kadar nöbet var yine. Hastalığı bile acayip.

Zaten cinlerin de tepemde. Uyusun tek başına telefon takıntılı mendebur.
 
X