Herkese merhaba. Sanıyorum biraz uzun olacak hanımlar fakat dertleşmeye çok ihtiyacım var, yorumlarınızı okumak benim için çok kıymetli.
Ben otuzlarına yakın bir kadınım. Üniversite mezunuyum, meslek sahibiyim fakat evlilik durumundan semt değiştirmem gerektiği için işimden ayrıldım. Evlenip geldiğim semtte de kendime uygun bir iş bulamadım. İki yıldır evliyim. Zaten en başından beri bebiş istiyorduk ve her şey çok yolunda gidince uzatmadık. Çok şükür bebeğimi dünyaya getirdim. O zamana kadar eşim ve ailesiyle hiçbir anlaşmazlığım yoktu, her şey çok yolundaydı. Herkes karşılıklı sever sayardı birbirini. Eşimle anlaşmazlığım zaten yine yok sayılabilir belki. Bilgilendirme dışında artık konunun özüne gelelim.
Doğum yaptığım günle birlikte hayatım ve ilişkilerimiz 180 derece değişti. Kayınvalidem hep ben bakacağım diyordu ve annem uzakta oturduğu ve birtakım sebepleri olduğu için maalesef öyle de oldu. Ben kırkımız çıktıktan sonra istemeyeceğimi hep dile getirdim ama beni dinleyen olmadı ve kayınvalidem bize geldi ve tam üç ay boyunca kayınvalidem ile birlikte aynı evde yaşadık. Kayınvalidem ile hep çok iyi anlaşırdık. Beni hep kızı gibi görürdü, gerçek... Ben de onu hep öz anneme yakın görmüşümdür. Doğumumla birlikte ise tam bir şoka uğradım. Bana desteğe gelmişti ama yavruma annelik yapmaya gelmiş maalesef. Bizde lohusaya desteğe gidildiğinde sadece ev işlerine yardım edilir, anne bebeğiyle bağını geliştirsin ve rahat etsin diye ne gerekiyorsa yapılır. Bunu söylememe rağmen ben değil de kayınvalidem yeni doğum yapmış, ben ise ona destek olmaya gitmişim gibi bir durum yaşattı bana. Doğurdum ve eve geldiğim gibi ev işleriyle ben ilgilendim, bebeğimle aynı odada yatmama bile izin verilmedi, emzirirken bile psikolojik baskılarla elimden alındı, geceleri de benim ısrarımla ancak kayınvalideyi yatırıp bebeğimin başında bekleyebildim (tam üç ay 24 saat başını beklediği ve beklettiği için) ama salondaydık ve en ufak çıta diğer odadan koşar gelirdi bebeğimi kucağına almaya... Bebeğimi kucağına alıp uyusa bile asla indirmez ve saatlerce kıpırdamadan salonda kanepede otururdu. Annemlere de başta vermezdi, hiç ses edemedik. Sevsem nazar duası okuyup kem gözlere şiş diye üflerdi, hâlâ yapar. İstemediğim şeyleri (örneğin emzik vermek, ayakta sallamak vs.) yapma dedim yaptı, etme dedim inadına etti. Sonra da benim yapma etme dediklerimi yapmıyor ve etmiyor oldu. Güya sınırlarıma saygı gösteriyor ama bir nevi yalanlıyordu beni maalesef. Başkalarını anlatıp hem onları hem kendini överdi. Annemin çok sık gelememesiyle ilgili işte filancanın gelini doğurdu annesi hiç yanında olmamış biliyor musun gibi hikâyeler anlatırdı. Bebeğimi kokuma alışsın, koynumda rahat uyuyor vs. diye diye kucağından bir dakika bile indirmiyordu. (Günahını almayayım ama acaba bebeğimi emzirdi mi diye bile düşünüyorum artık o dereceydi. Bazen bebeğime bende yok süt eheh yapardı. Göğüs ucunu, sütünü, büyüklüğünü benim yanımda açıp karşılaştırmışlığı var.) Almaya çalıştığımda işte sen uyu, dinlen, toparlan vs. diyordu ve beni zorla yatırıyordu. Güya iyilik yapıyordu yani asla kötü bir şey demeden beni bebeğimden bu şekilde uzaklaştırıyordu. Elimden bebeğim alınmış, her dakika ağlıyorum, çözümsüz kalıyor. Eşimin annesi sonuçta ve şoktayım nasıl oldu bilmiyorum elim ayağım dolandı, dilim tutuldu resmen, nasıl karşı koyacağımı bilemedim. Depresyona girdim sanırım ve inanın zaten kısıtlı emzirebiliyorken bile sürekli uyuyakalır oldum. Gözüm ve ruhum kapattı kendini, sürekli uyuyor... Ağzıma bir süre yemek sürmedim ama onlara yemek yapmaya devam ettim, annem bazen birkaç günü kurtaracak yemek getirirdi ya da eşim dışarıdan söyledi ve zorla bana da yedirmeye çalışırdı. Hamileyken aldığım 22 kiloyu 10 gün içinde bebeğime hasretimden eriyerek verdim siz düşünün. Nasıl olsa elimden alacak diye ağlayıp durdum maaesef ve bebeğimden az kalsın beni soğutacaktı. Eşime konuş diye diye ağladım aylarca. O ise beni kollarında teselli edip annem senin dinlenmen ve çabuk toparlaman için böyle yapıyor demekten öteye pek geçemedi. Kendi kızdığı noktalarda uyarırdı genelde annesini. Üç ayın sonunda ancak gönderebildim.
Böylece içten içe bilene bilene içimde, kafamda hâlâ atamadığım ve takıntı hâline gelen öfkem başladı. Kayınvalidemle yaşadığım türlü türlü olayları daha detaylı yazmak istiyorum aslında ama zaten uzun oldu, iyice uzatmayayım siz anladınız. Psikolojik olarak aşırı aşırı yıprandım. Ona hiçbir zaman kötü laflar etmek de istemedim aslında çünkü o da zamanında bir evlat kaybı yaşamış diye sanırım eski zamanlarına döndü psikolojik olarak diye düşündüğüm zamanlar oldu. Fakat bu durum benim bebeğimle en çok bağ kurmam gereken, en güzel, en özel, en heyecanlı, en mutlu olacağım aylarımın kaybına değdi mi? Nasıl karşı koyamadım? Kaybettiğim zamanın telafisini nasıl yapacağım? Kendime olan öfkemden dolayı kendimden nefret ettim artık. Diyorum ya takıntı hâline getirdi zihnim yaşadıklarımı ve sürekli döndürüp döndürüp başımı zonklatıyor. Şimdi ise aylar geçse bile sürekli kalmalı gelmek (valizi bile evimde, gönderdim ama geri döndü valiz), gelemezse de görüntülü aramak istiyor. İnanın kaç bez değiştirdiniz, ne yedi, kaç dakika uyudu vs. (bebeğimin tüm kıyafetlerini kendi dizmeye bile kalkıyor, kendi evine bile beşik kurdurdu/küvet aldı/şampuan aldı/mama sandalyesi de alacakmış vs.vs.vs.) Zaten onun yüzünden bebeğimi beşiğine hiç alıştıramadım, uyku düzenimiz falan hâlâ yok, kucağımdan inmiyor ve perişanım. Bebeğim neredeyse bir yaşına girecek ama hâlâ bana hem telefondan hem bizzat gelerek beni bu bebeğin bakıcısıymışım gibi hissettiriyor, beni bebeğimle ilgili sorguya çekiyor. Evimizde zaten hiçbir özelimiz yok. Eşimle günde abartmıyorum on kere konuşabiliyorlar. Hiçbir sınırımız yok (yatak odamıza bile izinsiz girebiliyor). Fakat hep yavrum, yavrularım, kızım, kızlarım diye sever bizi. Sınırları aşar, kontrolcüdür, yönetmek ister ama hep iyiliğimizi düşündüğünü öne sürerek ve tatlı dille. Ben çok yoruldum hanımlar. Eşimi çok seviyorum, aramızda bu konu dışında hiçbir problem yok (ona göre zaten problem yok, ben kayınvalidemden ona sızlanırım çözüm bulsun diye ama o beni hiç kırmadı Allah var da çözüm de bulamadı hiçbir konuda) ama bu durum yani ailesiyle sınır çizememesi beni içten içe mahvediyor, bütün duygularımı ve hayatımı sorgular oluyorum. Uzaklaşmaktan korkuyorum. Nasıl karşı koyulur, nasıl kırıp dökmeden hayır denilir, nasıl düzeltilir, nasıl duygularımı (öfkemi, üzüntümü, kırgınlığımı, uzaklaşmamı) kontrol altına alırım, nasıl iyileşirim, evliliğimi nasıl daha iyi noktaya taşıyabilirim hiç bilmiyorum. Hele evliliğim bu şekilde nereye varır, nasıl dayanabilirim buna daha fazla hiç hiç bilmiyorum. Yardımlarınıza ihtiyacım var..
Uzun oldu kusura bakmayın. Umarım derdimi anlatabilmişimdir ve umarım dışarıdan bir göz olarak sizler mantıklı yorumlarınızla hayatıma olumlu bir yön vermem için bana destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkür ediyorum...
Ben otuzlarına yakın bir kadınım. Üniversite mezunuyum, meslek sahibiyim fakat evlilik durumundan semt değiştirmem gerektiği için işimden ayrıldım. Evlenip geldiğim semtte de kendime uygun bir iş bulamadım. İki yıldır evliyim. Zaten en başından beri bebiş istiyorduk ve her şey çok yolunda gidince uzatmadık. Çok şükür bebeğimi dünyaya getirdim. O zamana kadar eşim ve ailesiyle hiçbir anlaşmazlığım yoktu, her şey çok yolundaydı. Herkes karşılıklı sever sayardı birbirini. Eşimle anlaşmazlığım zaten yine yok sayılabilir belki. Bilgilendirme dışında artık konunun özüne gelelim.
Doğum yaptığım günle birlikte hayatım ve ilişkilerimiz 180 derece değişti. Kayınvalidem hep ben bakacağım diyordu ve annem uzakta oturduğu ve birtakım sebepleri olduğu için maalesef öyle de oldu. Ben kırkımız çıktıktan sonra istemeyeceğimi hep dile getirdim ama beni dinleyen olmadı ve kayınvalidem bize geldi ve tam üç ay boyunca kayınvalidem ile birlikte aynı evde yaşadık. Kayınvalidem ile hep çok iyi anlaşırdık. Beni hep kızı gibi görürdü, gerçek... Ben de onu hep öz anneme yakın görmüşümdür. Doğumumla birlikte ise tam bir şoka uğradım. Bana desteğe gelmişti ama yavruma annelik yapmaya gelmiş maalesef. Bizde lohusaya desteğe gidildiğinde sadece ev işlerine yardım edilir, anne bebeğiyle bağını geliştirsin ve rahat etsin diye ne gerekiyorsa yapılır. Bunu söylememe rağmen ben değil de kayınvalidem yeni doğum yapmış, ben ise ona destek olmaya gitmişim gibi bir durum yaşattı bana. Doğurdum ve eve geldiğim gibi ev işleriyle ben ilgilendim, bebeğimle aynı odada yatmama bile izin verilmedi, emzirirken bile psikolojik baskılarla elimden alındı, geceleri de benim ısrarımla ancak kayınvalideyi yatırıp bebeğimin başında bekleyebildim (tam üç ay 24 saat başını beklediği ve beklettiği için) ama salondaydık ve en ufak çıta diğer odadan koşar gelirdi bebeğimi kucağına almaya... Bebeğimi kucağına alıp uyusa bile asla indirmez ve saatlerce kıpırdamadan salonda kanepede otururdu. Annemlere de başta vermezdi, hiç ses edemedik. Sevsem nazar duası okuyup kem gözlere şiş diye üflerdi, hâlâ yapar. İstemediğim şeyleri (örneğin emzik vermek, ayakta sallamak vs.) yapma dedim yaptı, etme dedim inadına etti. Sonra da benim yapma etme dediklerimi yapmıyor ve etmiyor oldu. Güya sınırlarıma saygı gösteriyor ama bir nevi yalanlıyordu beni maalesef. Başkalarını anlatıp hem onları hem kendini överdi. Annemin çok sık gelememesiyle ilgili işte filancanın gelini doğurdu annesi hiç yanında olmamış biliyor musun gibi hikâyeler anlatırdı. Bebeğimi kokuma alışsın, koynumda rahat uyuyor vs. diye diye kucağından bir dakika bile indirmiyordu. (Günahını almayayım ama acaba bebeğimi emzirdi mi diye bile düşünüyorum artık o dereceydi. Bazen bebeğime bende yok süt eheh yapardı. Göğüs ucunu, sütünü, büyüklüğünü benim yanımda açıp karşılaştırmışlığı var.) Almaya çalıştığımda işte sen uyu, dinlen, toparlan vs. diyordu ve beni zorla yatırıyordu. Güya iyilik yapıyordu yani asla kötü bir şey demeden beni bebeğimden bu şekilde uzaklaştırıyordu. Elimden bebeğim alınmış, her dakika ağlıyorum, çözümsüz kalıyor. Eşimin annesi sonuçta ve şoktayım nasıl oldu bilmiyorum elim ayağım dolandı, dilim tutuldu resmen, nasıl karşı koyacağımı bilemedim. Depresyona girdim sanırım ve inanın zaten kısıtlı emzirebiliyorken bile sürekli uyuyakalır oldum. Gözüm ve ruhum kapattı kendini, sürekli uyuyor... Ağzıma bir süre yemek sürmedim ama onlara yemek yapmaya devam ettim, annem bazen birkaç günü kurtaracak yemek getirirdi ya da eşim dışarıdan söyledi ve zorla bana da yedirmeye çalışırdı. Hamileyken aldığım 22 kiloyu 10 gün içinde bebeğime hasretimden eriyerek verdim siz düşünün. Nasıl olsa elimden alacak diye ağlayıp durdum maaesef ve bebeğimden az kalsın beni soğutacaktı. Eşime konuş diye diye ağladım aylarca. O ise beni kollarında teselli edip annem senin dinlenmen ve çabuk toparlaman için böyle yapıyor demekten öteye pek geçemedi. Kendi kızdığı noktalarda uyarırdı genelde annesini. Üç ayın sonunda ancak gönderebildim.
Böylece içten içe bilene bilene içimde, kafamda hâlâ atamadığım ve takıntı hâline gelen öfkem başladı. Kayınvalidemle yaşadığım türlü türlü olayları daha detaylı yazmak istiyorum aslında ama zaten uzun oldu, iyice uzatmayayım siz anladınız. Psikolojik olarak aşırı aşırı yıprandım. Ona hiçbir zaman kötü laflar etmek de istemedim aslında çünkü o da zamanında bir evlat kaybı yaşamış diye sanırım eski zamanlarına döndü psikolojik olarak diye düşündüğüm zamanlar oldu. Fakat bu durum benim bebeğimle en çok bağ kurmam gereken, en güzel, en özel, en heyecanlı, en mutlu olacağım aylarımın kaybına değdi mi? Nasıl karşı koyamadım? Kaybettiğim zamanın telafisini nasıl yapacağım? Kendime olan öfkemden dolayı kendimden nefret ettim artık. Diyorum ya takıntı hâline getirdi zihnim yaşadıklarımı ve sürekli döndürüp döndürüp başımı zonklatıyor. Şimdi ise aylar geçse bile sürekli kalmalı gelmek (valizi bile evimde, gönderdim ama geri döndü valiz), gelemezse de görüntülü aramak istiyor. İnanın kaç bez değiştirdiniz, ne yedi, kaç dakika uyudu vs. (bebeğimin tüm kıyafetlerini kendi dizmeye bile kalkıyor, kendi evine bile beşik kurdurdu/küvet aldı/şampuan aldı/mama sandalyesi de alacakmış vs.vs.vs.) Zaten onun yüzünden bebeğimi beşiğine hiç alıştıramadım, uyku düzenimiz falan hâlâ yok, kucağımdan inmiyor ve perişanım. Bebeğim neredeyse bir yaşına girecek ama hâlâ bana hem telefondan hem bizzat gelerek beni bu bebeğin bakıcısıymışım gibi hissettiriyor, beni bebeğimle ilgili sorguya çekiyor. Evimizde zaten hiçbir özelimiz yok. Eşimle günde abartmıyorum on kere konuşabiliyorlar. Hiçbir sınırımız yok (yatak odamıza bile izinsiz girebiliyor). Fakat hep yavrum, yavrularım, kızım, kızlarım diye sever bizi. Sınırları aşar, kontrolcüdür, yönetmek ister ama hep iyiliğimizi düşündüğünü öne sürerek ve tatlı dille. Ben çok yoruldum hanımlar. Eşimi çok seviyorum, aramızda bu konu dışında hiçbir problem yok (ona göre zaten problem yok, ben kayınvalidemden ona sızlanırım çözüm bulsun diye ama o beni hiç kırmadı Allah var da çözüm de bulamadı hiçbir konuda) ama bu durum yani ailesiyle sınır çizememesi beni içten içe mahvediyor, bütün duygularımı ve hayatımı sorgular oluyorum. Uzaklaşmaktan korkuyorum. Nasıl karşı koyulur, nasıl kırıp dökmeden hayır denilir, nasıl düzeltilir, nasıl duygularımı (öfkemi, üzüntümü, kırgınlığımı, uzaklaşmamı) kontrol altına alırım, nasıl iyileşirim, evliliğimi nasıl daha iyi noktaya taşıyabilirim hiç bilmiyorum. Hele evliliğim bu şekilde nereye varır, nasıl dayanabilirim buna daha fazla hiç hiç bilmiyorum. Yardımlarınıza ihtiyacım var..
Uzun oldu kusura bakmayın. Umarım derdimi anlatabilmişimdir ve umarım dışarıdan bir göz olarak sizler mantıklı yorumlarınızla hayatıma olumlu bir yön vermem için bana destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkür ediyorum...