Evlilik, Doğum, Yaşadıklarım

ketensi

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
16 Nisan 2025
27
15
3
Herkese merhaba. Sanıyorum biraz uzun olacak hanımlar fakat dertleşmeye çok ihtiyacım var, yorumlarınızı okumak benim için çok kıymetli.

Ben otuzlarına yakın bir kadınım. Üniversite mezunuyum, meslek sahibiyim fakat evlilik durumundan semt değiştirmem gerektiği için işimden ayrıldım. Evlenip geldiğim semtte de kendime uygun bir iş bulamadım. İki yıldır evliyim. Zaten en başından beri bebiş istiyorduk ve her şey çok yolunda gidince uzatmadık. Çok şükür bebeğimi dünyaya getirdim. O zamana kadar eşim ve ailesiyle hiçbir anlaşmazlığım yoktu, her şey çok yolundaydı. Herkes karşılıklı sever sayardı birbirini. Eşimle anlaşmazlığım zaten yine yok sayılabilir belki. Bilgilendirme dışında artık konunun özüne gelelim.

Doğum yaptığım günle birlikte hayatım ve ilişkilerimiz 180 derece değişti. Kayınvalidem hep ben bakacağım diyordu ve annem uzakta oturduğu ve birtakım sebepleri olduğu için maalesef öyle de oldu. Ben kırkımız çıktıktan sonra istemeyeceğimi hep dile getirdim ama beni dinleyen olmadı ve kayınvalidem bize geldi ve tam üç ay boyunca kayınvalidem ile birlikte aynı evde yaşadık. Kayınvalidem ile hep çok iyi anlaşırdık. Beni hep kızı gibi görürdü, gerçek... Ben de onu hep öz anneme yakın görmüşümdür. Doğumumla birlikte ise tam bir şoka uğradım. Bana desteğe gelmişti ama yavruma annelik yapmaya gelmiş maalesef. Bizde lohusaya desteğe gidildiğinde sadece ev işlerine yardım edilir, anne bebeğiyle bağını geliştirsin ve rahat etsin diye ne gerekiyorsa yapılır. Bunu söylememe rağmen ben değil de kayınvalidem yeni doğum yapmış, ben ise ona destek olmaya gitmişim gibi bir durum yaşattı bana. Doğurdum ve eve geldiğim gibi ev işleriyle ben ilgilendim, bebeğimle aynı odada yatmama bile izin verilmedi, emzirirken bile psikolojik baskılarla elimden alındı, geceleri de benim ısrarımla ancak kayınvalideyi yatırıp bebeğimin başında bekleyebildim (tam üç ay 24 saat başını beklediği ve beklettiği için) ama salondaydık ve en ufak çıta diğer odadan koşar gelirdi bebeğimi kucağına almaya... Bebeğimi kucağına alıp uyusa bile asla indirmez ve saatlerce kıpırdamadan salonda kanepede otururdu. Annemlere de başta vermezdi, hiç ses edemedik. Sevsem nazar duası okuyup kem gözlere şiş diye üflerdi, hâlâ yapar. İstemediğim şeyleri (örneğin emzik vermek, ayakta sallamak vs.) yapma dedim yaptı, etme dedim inadına etti. Sonra da benim yapma etme dediklerimi yapmıyor ve etmiyor oldu. Güya sınırlarıma saygı gösteriyor ama bir nevi yalanlıyordu beni maalesef. Başkalarını anlatıp hem onları hem kendini överdi. Annemin çok sık gelememesiyle ilgili işte filancanın gelini doğurdu annesi hiç yanında olmamış biliyor musun gibi hikâyeler anlatırdı. Bebeğimi kokuma alışsın, koynumda rahat uyuyor vs. diye diye kucağından bir dakika bile indirmiyordu. (Günahını almayayım ama acaba bebeğimi emzirdi mi diye bile düşünüyorum artık o dereceydi. Bazen bebeğime bende yok süt eheh yapardı. Göğüs ucunu, sütünü, büyüklüğünü benim yanımda açıp karşılaştırmışlığı var.) Almaya çalıştığımda işte sen uyu, dinlen, toparlan vs. diyordu ve beni zorla yatırıyordu. Güya iyilik yapıyordu yani asla kötü bir şey demeden beni bebeğimden bu şekilde uzaklaştırıyordu. Elimden bebeğim alınmış, her dakika ağlıyorum, çözümsüz kalıyor. Eşimin annesi sonuçta ve şoktayım nasıl oldu bilmiyorum elim ayağım dolandı, dilim tutuldu resmen, nasıl karşı koyacağımı bilemedim. Depresyona girdim sanırım ve inanın zaten kısıtlı emzirebiliyorken bile sürekli uyuyakalır oldum. Gözüm ve ruhum kapattı kendini, sürekli uyuyor... Ağzıma bir süre yemek sürmedim ama onlara yemek yapmaya devam ettim, annem bazen birkaç günü kurtaracak yemek getirirdi ya da eşim dışarıdan söyledi ve zorla bana da yedirmeye çalışırdı. Hamileyken aldığım 22 kiloyu 10 gün içinde bebeğime hasretimden eriyerek verdim siz düşünün. Nasıl olsa elimden alacak diye ağlayıp durdum maaesef ve bebeğimden az kalsın beni soğutacaktı. Eşime konuş diye diye ağladım aylarca. O ise beni kollarında teselli edip annem senin dinlenmen ve çabuk toparlaman için böyle yapıyor demekten öteye pek geçemedi. Kendi kızdığı noktalarda uyarırdı genelde annesini. Üç ayın sonunda ancak gönderebildim.

Böylece içten içe bilene bilene içimde, kafamda hâlâ atamadığım ve takıntı hâline gelen öfkem başladı. Kayınvalidemle yaşadığım türlü türlü olayları daha detaylı yazmak istiyorum aslında ama zaten uzun oldu, iyice uzatmayayım siz anladınız. Psikolojik olarak aşırı aşırı yıprandım. Ona hiçbir zaman kötü laflar etmek de istemedim aslında çünkü o da zamanında bir evlat kaybı yaşamış diye sanırım eski zamanlarına döndü psikolojik olarak diye düşündüğüm zamanlar oldu. Fakat bu durum benim bebeğimle en çok bağ kurmam gereken, en güzel, en özel, en heyecanlı, en mutlu olacağım aylarımın kaybına değdi mi? Nasıl karşı koyamadım? Kaybettiğim zamanın telafisini nasıl yapacağım? Kendime olan öfkemden dolayı kendimden nefret ettim artık. Diyorum ya takıntı hâline getirdi zihnim yaşadıklarımı ve sürekli döndürüp döndürüp başımı zonklatıyor. Şimdi ise aylar geçse bile sürekli kalmalı gelmek (valizi bile evimde, gönderdim ama geri döndü valiz), gelemezse de görüntülü aramak istiyor. İnanın kaç bez değiştirdiniz, ne yedi, kaç dakika uyudu vs. (bebeğimin tüm kıyafetlerini kendi dizmeye bile kalkıyor, kendi evine bile beşik kurdurdu/küvet aldı/şampuan aldı/mama sandalyesi de alacakmış vs.vs.vs.) Zaten onun yüzünden bebeğimi beşiğine hiç alıştıramadım, uyku düzenimiz falan hâlâ yok, kucağımdan inmiyor ve perişanım. Bebeğim neredeyse bir yaşına girecek ama hâlâ bana hem telefondan hem bizzat gelerek beni bu bebeğin bakıcısıymışım gibi hissettiriyor, beni bebeğimle ilgili sorguya çekiyor. Evimizde zaten hiçbir özelimiz yok. Eşimle günde abartmıyorum on kere konuşabiliyorlar. Hiçbir sınırımız yok (yatak odamıza bile izinsiz girebiliyor). Fakat hep yavrum, yavrularım, kızım, kızlarım diye sever bizi. Sınırları aşar, kontrolcüdür, yönetmek ister ama hep iyiliğimizi düşündüğünü öne sürerek ve tatlı dille. Ben çok yoruldum hanımlar. Eşimi çok seviyorum, aramızda bu konu dışında hiçbir problem yok (ona göre zaten problem yok, ben kayınvalidemden ona sızlanırım çözüm bulsun diye ama o beni hiç kırmadı Allah var da çözüm de bulamadı hiçbir konuda) ama bu durum yani ailesiyle sınır çizememesi beni içten içe mahvediyor, bütün duygularımı ve hayatımı sorgular oluyorum. Uzaklaşmaktan korkuyorum. Nasıl karşı koyulur, nasıl kırıp dökmeden hayır denilir, nasıl düzeltilir, nasıl duygularımı (öfkemi, üzüntümü, kırgınlığımı, uzaklaşmamı) kontrol altına alırım, nasıl iyileşirim, evliliğimi nasıl daha iyi noktaya taşıyabilirim hiç bilmiyorum. Hele evliliğim bu şekilde nereye varır, nasıl dayanabilirim buna daha fazla hiç hiç bilmiyorum. Yardımlarınıza ihtiyacım var..

Uzun oldu kusura bakmayın. Umarım derdimi anlatabilmişimdir ve umarım dışarıdan bir göz olarak sizler mantıklı yorumlarınızla hayatıma olumlu bir yön vermem için bana destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkür ediyorum...
 
Hem ilk üç ayda, bu kadar sınırlarınıza girdiği için hala kendinize kızdığınızı söylüyorsunuz, hemde sonraki dönemde daha da fazla hayatınıza karışmasına izin veriyorsunuz farkında mısınız ?

Eşiniz ve siz bu saçmalığa dur demediğiniz sürece, çocuğunuz üstünde asla söz hakkına sahip olamazsınız.
Küçük bir cinnet geçirme zamanınız gelmiş bence, haddini bildirin. Herkes yerini bilsin. :skandal:

Aşırı sinir bozucu…
 
Kırıp dökmeden demişsiniz ama kırıp dökmemesi kalmamış. Sert bir dille birkaç defa artık bebeğin annesinin siz olduğunu bir şekilde yeri geldikçe hissettirmeniz gerekiyor. Destek güzeldir ama bu kösteğe girmiş artık. Lütfen biraz ince düşünmeyi kırıp dökmemeyi filan kenara bırakıp direkt söyleyin hislerinizi. Bir yerden sonra idrak edecektir diye düşünüyorum
 
Hadi basta musade ettin bir sekilde. Hala devam ediyorsun karışmasına. Sen bir sınır koymamışsın ki ona uygun davranilsin. Neden bu kadar kendini bastırıyorsun anlamadım. Hala kırıp dokmemekten falan bahsediyorsun. Sen kırılıp icine atıp ofkelenecegine ,bebegin hakkında söz hakkin olmayacağına, yedi düvel kırılsın küssün isterse. Degil kaynanan dünyada bir insan evladına yaptirmaman lazımdı bu davranışları. Kim beni bebegimden uzaklastirabilir ya.

Ne mi yapacaksin önce eşinle konusacaksin anne olan benim herkes yerini,sınırını bilecek yoksa ben bildiririm diye. Güzelce konusmayla anlamazlarsa da kıra döke,küstürerek de olsa kötü olacak da olsan kesin tavrını koyacaksın. Kıyamet koparacaksin.
Sen böyle devam edersen çocuğunu asla Sen yetistiremeyeceksin bu gidişle. Ve sadece senin için degil çocuğun içinde çok sıkıntılı bir durum bu.
 
Herkese merhaba. Sanıyorum biraz uzun olacak hanımlar fakat dertleşmeye çok ihtiyacım var, yorumlarınızı okumak benim için çok kıymetli.

Ben otuzlarına yakın bir kadınım. Üniversite mezunuyum, meslek sahibiyim fakat evlilik durumundan semt değiştirmem gerektiği için işimden ayrıldım. Evlenip geldiğim semtte de kendime uygun bir iş bulamadım. İki yıldır evliyim. Zaten en başından beri bebiş istiyorduk ve her şey çok yolunda gidince uzatmadık. Çok şükür bebeğimi dünyaya getirdim. O zamana kadar eşim ve ailesiyle hiçbir anlaşmazlığım yoktu, her şey çok yolundaydı. Herkes karşılıklı sever sayardı birbirini. Eşimle anlaşmazlığım zaten yine yok sayılabilir belki. Bilgilendirme dışında artık konunun özüne gelelim.

Doğum yaptığım günle birlikte hayatım ve ilişkilerimiz 180 derece değişti. Kayınvalidem hep ben bakacağım diyordu ve annem uzakta oturduğu ve birtakım sebepleri olduğu için maalesef öyle de oldu. Ben kırkımız çıktıktan sonra istemeyeceğimi hep dile getirdim ama beni dinleyen olmadı ve kayınvalidem bize geldi ve tam üç ay boyunca kayınvalidem ile birlikte aynı evde yaşadık. Kayınvalidem ile hep çok iyi anlaşırdık. Beni hep kızı gibi görürdü, gerçek... Ben de onu hep öz anneme yakın görmüşümdür. Doğumumla birlikte ise tam bir şoka uğradım. Bana desteğe gelmişti ama yavruma annelik yapmaya gelmiş maalesef. Bizde lohusaya desteğe gidildiğinde sadece ev işlerine yardım edilir, anne bebeğiyle bağını geliştirsin ve rahat etsin diye ne gerekiyorsa yapılır. Bunu söylememe rağmen ben değil de kayınvalidem yeni doğum yapmış, ben ise ona destek olmaya gitmişim gibi bir durum yaşattı bana. Doğurdum ve eve geldiğim gibi ev işleriyle ben ilgilendim, bebeğimle aynı odada yatmama bile izin verilmedi, emzirirken bile psikolojik baskılarla elimden alındı, geceleri de benim ısrarımla ancak kayınvalideyi yatırıp bebeğimin başında bekleyebildim (tam üç ay 24 saat başını beklediği ve beklettiği için) ama salondaydık ve en ufak çıta diğer odadan koşar gelirdi bebeğimi kucağına almaya... Bebeğimi kucağına alıp uyusa bile asla indirmez ve saatlerce kıpırdamadan salonda kanepede otururdu. Annemlere de başta vermezdi, hiç ses edemedik. Sevsem nazar duası okuyup kem gözlere şiş diye üflerdi, hâlâ yapar. İstemediğim şeyleri (örneğin emzik vermek, ayakta sallamak vs.) yapma dedim yaptı, etme dedim inadına etti. Sonra da benim yapma etme dediklerimi yapmıyor ve etmiyor oldu. Güya sınırlarıma saygı gösteriyor ama bir nevi yalanlıyordu beni maalesef. Başkalarını anlatıp hem onları hem kendini överdi. Annemin çok sık gelememesiyle ilgili işte filancanın gelini doğurdu annesi hiç yanında olmamış biliyor musun gibi hikâyeler anlatırdı. Bebeğimi kokuma alışsın, koynumda rahat uyuyor vs. diye diye kucağından bir dakika bile indirmiyordu. (Günahını almayayım ama acaba bebeğimi emzirdi mi diye bile düşünüyorum artık o dereceydi. Bazen bebeğime bende yok süt eheh yapardı. Göğüs ucunu, sütünü, büyüklüğünü benim yanımda açıp karşılaştırmışlığı var.) Almaya çalıştığımda işte sen uyu, dinlen, toparlan vs. diyordu ve beni zorla yatırıyordu. Güya iyilik yapıyordu yani asla kötü bir şey demeden beni bebeğimden bu şekilde uzaklaştırıyordu. Elimden bebeğim alınmış, her dakika ağlıyorum, çözümsüz kalıyor. Eşimin annesi sonuçta ve şoktayım nasıl oldu bilmiyorum elim ayağım dolandı, dilim tutuldu resmen, nasıl karşı koyacağımı bilemedim. Depresyona girdim sanırım ve inanın zaten kısıtlı emzirebiliyorken bile sürekli uyuyakalır oldum. Gözüm ve ruhum kapattı kendini, sürekli uyuyor... Ağzıma bir süre yemek sürmedim ama onlara yemek yapmaya devam ettim, annem bazen birkaç günü kurtaracak yemek getirirdi ya da eşim dışarıdan söyledi ve zorla bana da yedirmeye çalışırdı. Hamileyken aldığım 22 kiloyu 10 gün içinde bebeğime hasretimden eriyerek verdim siz düşünün. Nasıl olsa elimden alacak diye ağlayıp durdum maaesef ve bebeğimden az kalsın beni soğutacaktı. Eşime konuş diye diye ağladım aylarca. O ise beni kollarında teselli edip annem senin dinlenmen ve çabuk toparlaman için böyle yapıyor demekten öteye pek geçemedi. Kendi kızdığı noktalarda uyarırdı genelde annesini. Üç ayın sonunda ancak gönderebildim.

Böylece içten içe bilene bilene içimde, kafamda hâlâ atamadığım ve takıntı hâline gelen öfkem başladı. Kayınvalidemle yaşadığım türlü türlü olayları daha detaylı yazmak istiyorum aslında ama zaten uzun oldu, iyice uzatmayayım siz anladınız. Psikolojik olarak aşırı aşırı yıprandım. Ona hiçbir zaman kötü laflar etmek de istemedim aslında çünkü o da zamanında bir evlat kaybı yaşamış diye sanırım eski zamanlarına döndü psikolojik olarak diye düşündüğüm zamanlar oldu. Fakat bu durum benim bebeğimle en çok bağ kurmam gereken, en güzel, en özel, en heyecanlı, en mutlu olacağım aylarımın kaybına değdi mi? Nasıl karşı koyamadım? Kaybettiğim zamanın telafisini nasıl yapacağım? Kendime olan öfkemden dolayı kendimden nefret ettim artık. Diyorum ya takıntı hâline getirdi zihnim yaşadıklarımı ve sürekli döndürüp döndürüp başımı zonklatıyor. Şimdi ise aylar geçse bile sürekli kalmalı gelmek (valizi bile evimde, gönderdim ama geri döndü valiz), gelemezse de görüntülü aramak istiyor. İnanın kaç bez değiştirdiniz, ne yedi, kaç dakika uyudu vs. (bebeğimin tüm kıyafetlerini kendi dizmeye bile kalkıyor, kendi evine bile beşik kurdurdu/küvet aldı/şampuan aldı/mama sandalyesi de alacakmış vs.vs.vs.) Zaten onun yüzünden bebeğimi beşiğine hiç alıştıramadım, uyku düzenimiz falan hâlâ yok, kucağımdan inmiyor ve perişanım. Bebeğim neredeyse bir yaşına girecek ama hâlâ bana hem telefondan hem bizzat gelerek beni bu bebeğin bakıcısıymışım gibi hissettiriyor, beni bebeğimle ilgili sorguya çekiyor. Evimizde zaten hiçbir özelimiz yok. Eşimle günde abartmıyorum on kere konuşabiliyorlar. Hiçbir sınırımız yok (yatak odamıza bile izinsiz girebiliyor). Fakat hep yavrum, yavrularım, kızım, kızlarım diye sever bizi. Sınırları aşar, kontrolcüdür, yönetmek ister ama hep iyiliğimizi düşündüğünü öne sürerek ve tatlı dille. Ben çok yoruldum hanımlar. Eşimi çok seviyorum, aramızda bu konu dışında hiçbir problem yok (ona göre zaten problem yok, ben kayınvalidemden ona sızlanırım çözüm bulsun diye ama o beni hiç kırmadı Allah var da çözüm de bulamadı hiçbir konuda) ama bu durum yani ailesiyle sınır çizememesi beni içten içe mahvediyor, bütün duygularımı ve hayatımı sorgular oluyorum. Uzaklaşmaktan korkuyorum. Nasıl karşı koyulur, nasıl kırıp dökmeden hayır denilir, nasıl düzeltilir, nasıl duygularımı (öfkemi, üzüntümü, kırgınlığımı, uzaklaşmamı) kontrol altına alırım, nasıl iyileşirim, evliliğimi nasıl daha iyi noktaya taşıyabilirim hiç bilmiyorum. Hele evliliğim bu şekilde nereye varır, nasıl dayanabilirim buna daha fazla hiç hiç bilmiyorum. Yardımlarınıza ihtiyacım var..

Uzun oldu kusura bakmayın. Umarım derdimi anlatabilmişimdir ve umarım dışarıdan bir göz olarak sizler mantıklı yorumlarınızla hayatıma olumlu bir yön vermem için bana destek olabilirsiniz. Şimdiden teşekkür ediyorum...
Coook haklısınız
Eskiyi düşünmeyin artık
Düşünüp durdukça kendinizi yiyeceksiniz,hem de boşu boşuna ,çünkü geri gelmeyecek artık o günler
Ama bundan sonrası için eşinizi alın karşınıza konuşun
Empati kurmasını sağlayın
Aynılarını senin ailen babalık konusunda eşine karışıp dursalar ne yapacaktı mesela ?
Ayrıca sınırınızi çizin bundan sonra
Gunde sizi kaç defa arıyorsa 1 kere açın
Yoğundum deyin
Sürekli sorgular gibi sorular soruyorsa cevaplamayin, bilmiyorum hesaplamadim deyip hemen konu değiştirin ve kendisiyle ilgili soru sorun
Odanıza mi giriyor ?
O kızım kızım konuşuyorsa
Sizde "Annecim odam müsait değil "deyip hemen kapatın kapınızı
Sizdeki sınırı az çok anlasın
Gerekirse alıp karşınıza konuşun
Aynı o gibi "canım cicim" ile söyleyin
 
Benim değil arkadaşımın muzdarip olduğu bir konuydu. Ama arkadaşım baktı iyilik bir yere kadar dedi ve artık cevabını veriyor. Karışınca lafını söylüyor. Yani iyilik bir yere kadar. Eşinizle konuşmayı deneyin tabi sizin yanınızda olacaksa yada anlayacaksa. Annesine bağlı birisiyse ondan sonra annesiyle konuşmanızdan bişeyler yaşanabilir. Bilmiyorum benim kaynana 2li oynuyordu. Bağırıp çağırmadan ciddi söyleyin. Şakaya vurmayın kırılmasın diye sonra etkisi kalmaz. Birde her aradığı zaman bakmak zorunda değilsiniz meşgulüm dersiniz duymamışım dersiniz olur biter. Bazen mesafe görmezden gelerek konur.
 
Hem ilk üç ayda, bu kadar sınırlarınıza girdiği için hala kendinize kızdığınızı söylüyorsunuz, hemde sonraki dönemde daha da fazla hayatınıza karışmasına izin veriyorsunuz farkında mısınız ?

Eşiniz ve siz bu saçmalığa dur demediğiniz sürece, çocuğunuz üstünde asla söz hakkına sahip olamazsınız.
Küçük bir cinnet geçirme zamanınız gelmiş bence, haddini bildirin. Herkes yerini bilsin. :skandal:

Aşırı sinir bozucu…
İlişkileri germeden, hem eşimle hem ailesiyle bozuşmadan nasıl izin vermeyeceğimi, nasıl dur diyebileceğimi bilememekten kaynaklı oluyor zaten. Cinnet geçirsem görüşmesem/bebeğimle görüştürmesem diyelim bir evin bir çocuğu eşim. Ona ailesiyle benim aramda tercih yaptıramam asla. Ya işin içinden çıkamıyorum. Eli maşalı hanımlar nasıl beceriyor rest çekmeyi, eşi kendine pervane etmeyi, olayları şak diye çözmeyi hiç bilmiyorum. Bu konuda yardım istiyorum aslında yani. Teşekkür ederim yorum için 🥲
 
Kırıp dökmeden demişsiniz ama kırıp dökmemesi kalmamış. Sert bir dille birkaç defa artık bebeğin annesinin siz olduğunu bir şekilde yeri geldikçe hissettirmeniz gerekiyor. Destek güzeldir ama bu kösteğe girmiş artık. Lütfen biraz ince düşünmeyi kırıp dökmemeyi filan kenara bırakıp direkt söyleyin hislerinizi. Bir yerden sonra idrak edecektir diye düşünüyorum
Çok haklısınız. Teşekkür ederim. İnşallah öyle olur
 
Kusura bakmayın ama siz de dur demeyi bilmiyorsunuz. Saygı ve kibarlık hakedene gösterilir. Anlamıyorsa anlatacaksınız. Ama eşinize değil muhatabınız kimse ona. Eşiniz sizin mıymıylığınızı görünce tabii ki geçiştirir. Kıyameti koparın bakalım ne oluyor.
Çok haklısınız, ilişkileri germeden dur demeyi beceremediğim için olayları yönetemedim maalesef. Fakat kıyameti koparıp ilişkileri bozunca nasıl kazanan ben olabilirim hiç bilmiyorum
 
İlişkileri germeden, hem eşimle hem ailesiyle bozuşmadan nasıl izin vermeyeceğimi, nasıl dur diyebileceğimi bilememekten kaynaklı oluyor zaten. Cinnet geçirsem görüşmesem/bebeğimle görüştürmesem diyelim bir evin bir çocuğu eşim. Ona ailesiyle benim aramda tercih yaptıramam asla. Ya işin içinden çıkamıyorum. Eli maşalı hanımlar nasıl beceriyor rest çekmeyi, eşi kendine pervane etmeyi, olayları şak diye çözmeyi hiç bilmiyorum. Bu konuda yardım istiyorum aslında yani. Teşekkür ederim yorum için 🥲
Sınır koymak için silmeniz gerekmiyor. Asıl bugün sınır koymazsanız, yarın zaten topyekün silmek zorunda kalacaksınız
 
Çok haklısınız, ilişkileri germeden dur demeyi beceremediğim için olayları yönetemedim maalesef. Fakat kıyameti koparıp ilişkileri bozunca nasıl kazanan ben olabilirim hiç bilmiyorum
Doğru olanı yaptığınız için ilişkiniz bozulacaksa bozulsun. Çocuk sizin çocuğunuz. Herkes yerini bilecek bu kadar basit. Kazanan kaybeden gözetilecek bir durum yok ortada. Savaşta mısınız ne alaka ? Herkes kendi çocuğuna annelik yapsın.
 
Hadi basta musade ettin bir sekilde. Hala devam ediyorsun karışmasına. Sen bir sınır koymamışsın ki ona uygun davranilsin. Neden bu kadar kendini bastırıyorsun anlamadım. Hala kırıp dokmemekten falan bahsediyorsun. Sen kırılıp icine atıp ofkelenecegine ,bebegin hakkında söz hakkin olmayacağına, yedi düvel kırılsın küssün isterse. Degil kaynanan dünyada bir insan evladına yaptirmaman lazımdı bu davranışları. Kim beni bebegimden uzaklastirabilir ya.

Ne mi yapacaksin önce eşinle konusacaksin anne olan benim herkes yerini,sınırını bilecek yoksa ben bildiririm diye. Güzelce konusmayla anlamazlarsa da kıra döke,küstürerek de olsa kötü olacak da olsan kesin tavrını koyacaksın. Kıyamet koparacaksin.
Sen böyle devam edersen çocuğunu asla Sen yetistiremeyeceksin bu gidişle. Ve sadece senin için degil çocuğun içinde çok sıkıntılı bir durum Çok

Hadi basta musade ettin bir sekilde. Hala devam ediyorsun karışmasına. Sen bir sınır koymamışsın ki ona uygun davranilsin. Neden bu kadar kendini bastırıyorsun anlamadım. Hala kırıp dokmemekten falan bahsediyorsun. Sen kırılıp icine atıp ofkelenecegine ,bebegin hakkında söz hakkin olmayacağına, yedi düvel kırılsın küssün isterse. Degil kaynanan dünyada bir insan evladına yaptirmaman lazımdı bu davranışları. Kim beni bebegimden uzaklastirabilir ya.

Ne mi yapacaksin önce eşinle konusacaksin anne olan benim herkes yerini,sınırını bilecek yoksa ben bildiririm diye. Güzelce konusmayla anlamazlarsa da kıra döke,küstürerek de olsa kötü olacak da olsan kesin tavrını koyacaksın. Kıyamet koparacaksin.
Sen böyle devam edersen çocuğunu asla Sen yetistiremeyeceksin bu gidişle. Ve sadece senin için degil çocuğun içinde çok sıkıntılı bir durum bu.
Çok haklısınız. Ben bir eğitimciyim, risklerin her yönden farkındayım fakat işte yakıp yıkmadan hayır deyip sınır çizmeyi bir türlü beceremediğim için bu olayları ve devamını engelleyemiyorum. Aralar bozulsun istemiyorum fakat yorumları okudukça da sanırım bozulacaksa bozulsun mantığıyla ilerlemem gerekiyor gibi hissediyorum. Gerçekten mantıklı düşünemiyorum. Bir çare için burada fikir almak istedim. Teşekkür ediyorum
 
Coook haklısınız
Eskiyi düşünmeyin artık
Düşünüp durdukça kendinizi yiyeceksiniz,hem de boşu boşuna ,çünkü geri gelmeyecek artık o günler
Ama bundan sonrası için eşinizi alın karşınıza konuşun
Empati kurmasını sağlayın
Aynılarını senin ailen babalık konusunda eşine karışıp dursalar ne yapacaktı mesela ?
Ayrıca sınırınızi çizin bundan sonra
Gunde sizi kaç defa arıyorsa 1 kere açın
Yoğundum deyin
Sürekli sorgular gibi sorular soruyorsa cevaplamayin, bilmiyorum hesaplamadim deyip hemen konu değiştirin ve kendisiyle ilgili soru sorun
Odanıza mi giriyor ?
O kızım kızım konuşuyorsa
Sizde "Annecim odam müsait değil "deyip hemen kapatın kapınızı
Sizdeki sınırı az çok anlasın
Gerekirse alıp karşınıza konuşun
Aynı o gibi "canım cicim" ile söyleyin
Bu konuya ben yorum yapsaydım aynı sizin söylediklerinizi yazardım. Yaşayınca ise durum çok başka oluyor. Ben beceremiyorum... Çok ama çok teşekkür ederim
 
Benim değil arkadaşımın muzdarip olduğu bir konuydu. Ama arkadaşım baktı iyilik bir yere kadar dedi ve artık cevabını veriyor. Karışınca lafını söylüyor. Yani iyilik bir yere kadar. Eşinizle konuşmayı deneyin tabi sizin yanınızda olacaksa yada anlayacaksa. Annesine bağlı birisiyse ondan sonra annesiyle konuşmanızdan bişeyler yaşanabilir. Bilmiyorum benim kaynana 2li oynuyordu. Bağırıp çağırmadan ciddi söyleyin. Şakaya vurmayın kırılmasın diye sonra etkisi kalmaz. Birde her aradığı zaman bakmak zorunda değilsiniz meşgulüm dersiniz duymamışım dersiniz olur biter. Bazen mesafe görmezden gelerek konur.
Şimdiye kadar sorunlarımı eşimle paylaşarak çözmeyi denedim. Eşim dinler, annesiyle ilgili yorum yapmama rağmen asla kızmaz, çoğu şeyin de farkında ama annesi sonuçta işte ve evin bir çocuğu. O karşı koyamadı. Ben nasıl mantıklı şekilde karşı koyabileceğimi bilemedim maalesef. Söylediklerinizi dikkate alıp o şekilde de deneyeceğim. Teşekkür ederim
 
Çok haklısınız. Ben bir eğitimciyim, risklerin her yönden farkındayım fakat işte yakıp yıkmadan hayır deyip sınır çizmeyi bir türlü beceremediğim için bu olayları ve devamını engelleyemiyorum. Aralar bozulsun istemiyorum fakat yorumları okudukça da sanırım bozulacaksa bozulsun mantığıyla ilerlemem gerekiyor gibi hissediyorum. Gerçekten mantıklı düşünemiyorum. Bir çare için burada fikir almak istedim. Teşekkür ediyorum
Rica ederim. Son bir kez kavga etmeden esinizle konuşarak sınırlarınızi belli edin ve ona uygun davranın derim ben. Telefonlari açmamak, hesap vermemek, musait olmadığınızı soylerek misafirligini kabul etmemek vs gibi. Ama olmuyorsa da kötü olun. Sizi anlamayanı düşünmek iyi olmak zorunda gercekten değilsiniz. Siz psikolojik sıkıntılar çekip çocuğunuzla ilgili istediğiniz gibi davranamadiktan sonra gerekirse yakıp yıkacaksiniz da. Maalesef bazen iyilikten maraz doğar .
 
Eşimi çok seviyorum, aramızda bu konu dışında hiçbir problem yok (ona göre zaten problem yok, ben kayınvalidemden ona sızlanırım çözüm bulsun diye ama o beni hiç kırmadı Allah var da çözüm de bulamadı hiçbir konuda) ama bu durum yani ailesiyle sınır çizememesi beni içten içe mahvediyor, bütün duygularımı ve hayatımı sorgular oluyorum. Uzaklaşmaktan korkuyorum. Nasıl karşı koyulur, nasıl kırıp dökmeden hayır denilir, nasıl düzeltilir, nasıl duygularımı (öfkemi, üzüntümü, kırgınlığımı, uzaklaşmamı) kontrol altına alırım, nasıl iyileşirim, evliliğimi nasıl daha iyi noktaya taşıyabilirim hiç bilmiyorum. Hele evliliğim bu şekilde nereye varır, nasıl dayanabilirim buna daha fazla hiç hiç bilmiyorum. Yardımlarınıza ihtiyacım var..
Bu adamın nesini çok seviyorsunuz? Annesinin sizi evladınızdan koparmasına ses etmeyen hain adamın teki. Yeni doğurmuş kedinin köpeğin yavrusuna el atın bakalım ne oluyor, yanına bile yaklaştırmıyor hayvanlar. Ben sabırlı biriyim ama sinirden titredim resmen. Ya siz nasıl annesiniz, ne demek kayınvalide kokusuna alışsın diyip koynunda yatırıyor? Sizin kokunuza alışacak çocuğunuz. Annesine bebek verebilmek için sizi mi kullanmış? Ya siz şaka mısınız beni hiç kırmadı ne demek, adam çocuğunuzdan koparmış sizi neyi kırmamış. Hala da kırılıp dökülmeden nasıl hayır denilir diyorsunuz. Doğurduğunuz çocuğa sahip çıkın yahu. Kocası kaynanası batsın. Merhametsiz vicdansız saygısız boş adamları gelip güzellemeyin şurada.
 
Back
X