En saçma kısmı da o zaten.evet evet. yani belli yerlere gitmek normalde de hoşuna gitmez ama alternatif üretirsin. bi de yeni evli bir erkeğin "ben çok gezdim, sen kız arkadaşlarınla gez" demesi de tuhaf cidden. aksine hem de sevgililik dönemleri olmamış, daha çok tadını çıkarmak ister insan eşiyle.
ben çok gezdim göreceğimi gördüm de çok ilginç gelir mesela bana ben kuruntuluyum belki de bilemiyorum ciddi bir konuşmadan sonra hala devam ederse ömür böyle geçmezevet evet. yani belli yerlere gitmek normalde de hoşuna gitmez ama alternatif üretirsin. bi de yeni evli bir erkeğin "ben çok gezdim, sen kız arkadaşlarınla gez" demesi de tuhaf cidden. aksine hem de sevgililik dönemleri olmamış, daha çok tadını çıkarmak ister insan eşiyle.
En saçma kısmı da o zaten.
Yani adam gezmeyi tozmayı çıkmayı sevmeyen birisi değil. Ben yaptım şimdi senle yapmak istemiyorum demek bu. Büyük ayıp yani karşıdakine.
ben çok gezdim göreceğimi gördüm de çok ilginç gelir mesela bana ben kuruntuluyum belki de bilemiyorum ciddi bir konuşmadan sonra hala devam ederse ömür böyle geçmez
ama bu kadar açık görüşlü olduğunu söyleyen birinin görücü usulü evliliği de bana saçma geliyor. Demek ki ailen sıkıntı yapmıyor yurt dışına çıkabiliyorsun insan neden kendi gibi ortak zevkleri olan birini seçmez ki ben işimi garantiye alırım mesela bir insanla ortak alanım yoksa onunla niye evleneyim görücü usulü mü kaldı şu devirde yapmayın bekarlar
kesinlikle öyleevet insan evlenmeden önce özellikle sosyal ortamda nasıl biri olduğuna bakmalı bence. belli kesimlerin yaşam tarzına uygun olmayabilir ama bekarken özgürlüğü olan bir insanın kendi ölçüleri dahilinde karşısındaki kişiyi gezip tozarak da değerlendirmesi lazım bence.
Bence çok önemli bir sorun ama konu sahibinin bu sorundaki payı kendini zamanında ifade etmemek. Bizde çok var bu, bıçak kemiğe dayanana kadar uyumlu ol, sorun çıkmasın diye sus, fedakarlık yap sonra dayanamayacağın hale gelince ya delir yada kes at. Keşke bu raddeye gelmeden tepkimizi göstersek. O zaman ne ilişkiler yıpranır ne de zaman beyhude geçer. Bu sorunu çözmek için 1 yıl beklemek yanlış. Denersin, olmuyorsa yoluna bakarsın. Belki yukarıda dediğiniz gibi başka problemler var. Uyumlu olarak bu problemler ne ortaya çıkar ne de çözülür.bir şey sorucam, elbette herkesin görüşüne saygım var ama gerçekten 1 sene boyunca eşle gönül rahatlığı ile bir sosyal aktivite yapamamış olmak önemsiz bir sorun mu ?
yani bu toparlayabilecek bir insan bence 1 senede toparlardı.
Bence çok önemli bir sorun ama konu sahibinin bu sorundaki payı kendini zamanında ifade etmemek. Bizde çok var bu, bıçak kemiğe dayanana kadar uyumlu ol, sorun çıkmasın diye sus, fedakarlık yap sonra dayanamayacağın hale gelince ya delir yada kes at. Keşke bu raddeye gelmeden tepkimizi göstersek. O zaman ne ilişkiler yıpranır ne de zaman beyhude geçer. Bu sorunu çözmek için 1 yıl beklemek yanlış. Denersin, olmuyorsa yoluna bakarsın. Belki yukarıda dediğiniz gibi başka problemler var. Uyumlu olarak bu problemler ne ortaya çıkar ne de çözülür.
Kırmızıdan önce sarı uyarı ışığını göstermek gerekiyor bence.
Asıl problem bu bence.evet. bilinçaltımızda evlilikte kadın hep uyumlu olsun teması yerleşik olduğundan çoğu ilişkide bu yaşanıyor malesef.
Asıl problem bu bence.
Kadınların çoğu isteklerini sağlıklı şekilde dile getiremiyor. Ya dolaylı yollara başvurup manipülatif bir yol seçiyor yada dayanabildiği yere kadar dayanıp sonrasında patlama yaşıyor. Bu patlama da okb, kaygı bozukluğu, depresyon, tansiyon, şeker, fibromiyalji gibi yollarla oluyor maalesef. Yine kendi içine doğru bir patlama.
Ben de o patlamayı -nispeten erken- yaşayıp aydınlanan bir kadın olarak tavrımı değiştirdiğimde ilişkimin nasıl olumlu yönde değiştiğini gördüm. Değişmese biterdi, ama yine de ben mutlu bir şekilde hayatıma devam etmiş olurdum. Kaybetme korkusuyla insan kendinden feda etmemeli.
Çocuk alkol vs gayet rahat bir ortamı olan birisiydi.
Arkadaşım da başörtülü bir kızdı.
Aşırı güzel birisiydi ama.
Oğlanın ailesi baya zorladı, çok zenginlerdi parayla tehdit ettiler oğullarını evlenmezsen şirketten çıkarırız vs diye... Tam film sahnesi yani.
Kendilerince alkol ortamından güzel kızla koparacaklardı.
Çocuk tesettürlü biriyle dışarıda görünmek istememiş meğerse.
Önce başını aç diye baskı yaptı sonra arkadaşım başımı açmam istiyorsan git dava aç dedi.
Ailesinin korkusundan dava da açmadı.
Arkadaşlarını düğüne bile çağırmamıştı oğlan sırf görmesinler diye.
Baştan evlenmeseydi salak.
Evliliklerin ilk yılı çok çok zor geçti.
Kız sürekli ya evde çıkarsa da bizimle çıkardı. Sonra nasıl oldu inanın bilmiyoruz. Çocuk bir anda değişti. Ciddi anlamda kendiliğinden namaza başladı, bizim arkadaşlarımızın eşleriyle oturup kalkmaya başladı sosyal ortamı gerçekten değişti her yeri birlikte gezerler şimdi. Ama arkadaşım o 1 yılım heba oldu en güzel zamanlarım ağlayarak psikolojik şiddetle geçti der hep. Şimdi mutlu ama bazı şeyler acı hatırlanıyor işte.
hele de bizim ülkemizde şiddet ve hakaret yoksa sorun yoktur algısı olduğundan bu tip mevzular çoğu zaman başka kadınlara bile önemsiz geliyor.
evlilikte öncelikler borca gir, ev al, çocuk yap, adam çalışıyorsa daha ne şeklinde sıralandırıldığı için duygusal ihtiyaçlarımız önemsiz görünüyor.
yeni nesillerle umarım zamanla aşılacak.
Eh bu konuda bile o şekilde konuşuluyor. Adamin aldatmasi, şiddeti yok diye. Evlilik halen bir iş anlaşasi gibi görünüyor. Pardon, köle anlaşmasi. Kadindan beklentiler yüksek, erkekten beklentiler alçak.
Kadin hem çalişmali, evi temiz olmali, vücüdü güzel, aile ilişkilerini iyi tutmali, misafir ağirlayabilmeli, mutfakta iyi olmali, alttan alip, birçok şeye razi gelmeli çünkü evlilik, çünkü çocuk.
Erkek ise sadece çalişmali. Herşeye bu ayni zamanda bir bahanedir. O yorgun oluyor, onun için sinirli, gezmiyor, evde iş bölümü yapmiyor,..
Evlilik yol arkadaşliği olarak görülmüyor halen. Legal sex, statü sahibi ve çocuk sahibi olmak için bir araç sadece. Onun için sirf mutsuzsun diye boşanmaya millet tuhaf bakar. Çünkü mutluluk o iş anlaşmanin parçasi değildi.
benim evlilik algımda hayattan ortak beklentilerde olmak var. kimsenin zevkleri, beklentileri bire bir aynı olamaz. ama paralellik olmak zorunda.
adam kahvaltıyı dışarıda yapmayı sevmiyor olabilir ama bir sandviç yapıp akşamüstü piknik yapabilirler.
yürüyüş yapabilirler.
sırf eşinin hatrı olsun diye arada bir giyim alışverişinde eşlik edip fikir verebilir, en azından yakıştı/yakışmadı diyebilir.
kimsenin her allahın günü gezecek enerjisi de bütçesi de yok zaten.
ama evlilik hayat paylaşmaksa, ben yorgunum sen istiyorsan git gez demek bana samimiyetsiz geliyor.
ne yazık ki çoğu kadın bile bunu saçma buluyor dediğin gibi, o daha üzücü bir durum.
hayata sadece çocuk yapmaya gelmedik, sadece evde oturup adamın donunu yıkayacaksak da elin adamına hizmet edeceğime babama edeyim. daha mantıklı.
Çocuk sahibi olduğunuzda siz evde kalırken eşiniz gezebilecek. Konu nereye geldi ne yaptınız konuyu açtıktan sonra bilmiyorum ama arkadşlarınızla gezebileceğiniz süre sınırlıSirf gezmeye gitmek için değil, evlenmeden önce zaten her hafta sonu birşey yapıyordum arkadaşlarımla veya başka bir ülkeye tatil için gitmişliğim var. Bunları hala arkadaşımla yapacaksam, bağımsız biri olup çıkacağım bunu kesin hissediyorum, soğuyacağım eşimden.
Ben bunları yaşadım boşanmadım o yüzden boşanma sebebi değil mi diyorsunuz? Gerçekten yazdıklarınıza inanamıyorum. Evlilik ne tam olarak sizin için? Merak ediyorum.Bunlar boşanma sebebi değil. Benim eşim iş koliktir tüm gününü bize ayıramıyor boş duramıyor adam şehir dışına çıksak bile sürekli aklı iş yerinde olur. Sürekli çalışanları arar müşteriler eşimi arar falan8 yıllık evliyiz henüz hiç dışarı da kahvaltıya gitmedik. Çünkü hep sabah ezanında gider...
Cuma günleri bazen kendime izin verdim der ama o gün bile mutlaka iş yerine bi uğraması gerek
Ama arada bi akşamları yemeğe çıkarız teklifi de o yapar. Bazen yol boyu yaparız. Yazları küçük tatiller yaparız ama aklı hep iş yerinde olur falan.
Ama şöyle bana karşı saygı ve sevgisi tam birileri bizi yemeğe çağırsa bana sormadan tamam demez. Veya akşamları normal sohbet ederiz falan işiyle ilgili bişey düşünürse bana anlatır bende fikrimi söylerim.
Gündüzleri bişey yapacak olsam arkadaşlarımla yaparım.
Bunların hiç birini boşanma sebebi olarak görmedim ben.
Bence sizin sorununuz da boşanma sebebi değil zaten eşinizin sevgisini hissediyorsanız bunu kabul edeceğini sanmıyorum.. henüz 1 yıllık evlisiniz bu tür iniş çıkışlar zaten ilk yıllar olur...
Tabi yinede bu rahatsızlığınızı söyleyin içinize atıp biriktirmeyin...
Belki de eşiniz maddi sıkıntılardan kaynaklı istemiyordur...
Son cümlen olmadi. Kimseye hizmet etme Astro. Evet lafin gelişi, ancak o laf, kullandiğimiz kelimeler o kadar önemli ki. Beraber bir algi yaratiyor.
Kilit kelime zaten çaba. Çaba sevgidir. Herşeyin kesinlikle ayni olmasi gerekmez, ama karşilikli birbirini mutlu etme çabasi olmali.
Burda konuda "eşim/sevgilim yaşgünümü kutlamiyor" denildiğinde, normal karşilaniyor. Ki değil. Çoğu insan zaten pahali hediye istemez. Birazcik çaba sadece, değerli his ettirmek, bu kadar. Ama kadinlar kendisi o kilifi hazirliyor, erkekler düşüncesiz, duygusuz. Ki değil. Erkekler gayet duygusal yaratiklar, ancak onlarda ayni şemaya alişiklar ve bazelari bundan yararlaniyor hatta.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?