Evliligim ve cinsellik

Seni döven adamdan iğrenmen normal.
Ayrılmadığına göre katlanacaksın.
 
Erkekler de iktidarsızlık olunca, nasıl doktora gitmesi öneriliyorsa kadınlarda da öyle. Zevk almadığınız için huylanıyorsunuz, gerçekten zevk alsanız hoşunuza gider. Muhtemelen eşiniz de zevk almadığınızı farkedip, sizi tatmin etmeye çalışıyor. Bura da çoğu üye sizin dert yandığınız"kolumu yalıyor, öpüşüyor "gibi fanzetilerin olmayışından şikayetçi. Hatta çoğu" eşim ön sevişme olmadan, işini bitiriyor "diyor. Adam sizinle ilgileniyor, vakit ayırıyor, tatmin olun diye uğraşıyor, ama sizin libido probleminiz olduğu için ne yazıkki zevk alamıyorsunuz, acilen bir doktora gidin. Sonuçta cinsellik ve eş tarafından arzulanma çok önemli. Bir yazı da okumuştum" eğer eşiniz sizi cinsel birleşme de öpüyorsa çok şanslısınız partneriniz sizi arzuluyor"diye yazıyordu. Değişik fanteziler üretebilir, cinsel hayatınıza renk getirebilirsiniz. Cinsel birleşmeyi görev
gibi görmezseniz zevk alırsınız.
Diğer konunuza gelecek olursak, eğer eşiniz size ağır hakaret etti ve size vurduysa iki seçeniğiniz var ; ya ayrılacaksınız ya da kabullenip hayatınıza kaldığınız yerden devam edeceksiniz, ortası yok bunun. Eğer kabullendiyseniz eşinizin isteklerine saygı duyacaksınız o da size. Eğer eşim ona temas ettim diye benden tiksinse, bir daha o yaklaşana kadar yaklaşmam. Umarım anlatabilmişimdir.
 
bu tarz bir şeyi eski erkek arkadaşımla yaşamıştım. uzun süredir beraberdik alışkanlıktı ayrılamıyordum ama cinsel olarak asla istemiyordum. genel olarak iyi bir insan olsa da bazen çok çocuk gibiydi örneğin el şakası yapardı koluma bacağıma vururdu hafif ama benim canım acırdı uyarırdım yapma canım acıyor benim diye o inadına daha çok yapardı mesela şakasına vurduğunu canımın acımayacağını çok hafif olduğunu vs. söylüyordu.
sonra ben neden katlanmışım ki dedim bunlara ayrıldım böyle yük kalktı üzerimden. siz ayrılın diye demiyorum da ilişkiyi düzeltmeniz lazım konuşarak, karşıdakinin bunları bilmesi ve düzeltmeye çabalaması lazım yoksa olmaz sonu ayrılık olur.
 
Uzun uzun yazdiklsriniz icin tesekkeur ederim. Konu actigima pisman etti uyeler. Yok niye yaliyir demisim yok aa kol mu yaliyirmus. Duruumum sanirim psikoloji. Yine de cok sagolun. Konuyu kaldiricam. Yoneticiye soyledim. Tesekkurler
 
Sevişme tarzı mı değişti?
Eskiden böyle değildim diyorsunuz.
Eskiden yalama gibi şeyler yok muydu yani anlamadım.

Eğer sevişme stili hep aynıydı diyorsanız çok açık ortada sebep.
Kavgalar, çirkinleştiği her şey.
Soğumuşsunuz doğal olarak.
 
Uzun uzun yazdiklsriniz icin tesekkeur ederim. Konu actigima pisman etti uyeler. Yok niye yaliyir demisim yok aa kol mu yaliyirmus. Duruumum sanirim psikoloji. Yine de cok sagolun. Konuyu kaldiricam. Yoneticiye soyledim. Tesekkurler
Buradaki çoğu üye Türk dil kurumu tarafından gönderiliyor ya o yüzden takılıyor, Çünkü herkes aynı kültürü ve eğitimi almak zorunda, çünkü herkes aynı kapasiteye sahip olmak zorunda. Hepsi çok donanımlı, kendini mükemmel yetiştirmiş, buradaki üyelerin hepsi rutin kitap okuma saati yapıyor (gerçekten yapanları ayırıyorum), hepsi mükemmel. Buradaki üyelerin hepsi, net ve kararlı. Hepsi kocasını en ufak şeyde boşuyor, en ufak şeyde nişan atıyor, küçücük şeylerde arkadaşlarını hayatlarından çıkarıyor, kv-kp ters baksa bi daha evlerine gitmiyor. Hepsi şahsına münhasır çok değerli. Ama öz benliklerinde ve aile hayatlarında gerçekten buradaki önerilerine uygun yaşıyor mu bilemiyorum evet Türkçeyi güzel konuşmak, noktalama kullanmak önemli ama bunu başaramayan insanlar da değersiz ve kültürsüz değil. Çünkü herkes aynı kapasiteye sahip değil sebebide "genetik yapı, ailesel faktörler, çevre baskısı, yeterince eğitim almama, kişinin ilgi alanları" ama kimse aynı değil. Kimse aynı dili, tek düze kullanmak zorunda değil. Devrik cümle kullanmak ayıp değil, noktalama kullanmamak yasak değil(olması gereken bu değil katılıyorum). Lütfen biraz insanları eleştirmek yerine, aşağılayıp, küçük görmek yerine, dalga geçmek yerine ihtiyaç duyduğu şeyleri kendimizi onu yerine koyarak değil, onun baktığı yerden hayata bakarak cevap verelim. Çünkü bazen öyle yorumlar görüyorumki, inanın çıldırıyorum. Derdini anlatan, maddi imkanım yok, mesleğim yok, ailem arkamda değil, çocuğum var, eşime katlanmak zorundayım tavrım ne olsun diyen insanlara "kocanı boşa, asgari ücretle ile gir, ev tut, bakıcı bul" diye yorumlar geliyor şaşırıyorum. Nasıl yapsın 2 bin TL maaş ile düşünen yok,kolay mı? Bir ev kurulur mu bu parayla, bide çocukla. Nasıl yapsın, yağmurdan kaçarken, doluya tutulmak olur bu. Aman neyse şimdi bana yazarlar valla, bu yorumumun üstüne.
 
Ne kadar mantikli dusunuyorsunuz. Evet bazi seyler gercekten karsidan bakilinca 'neden bunu yapiyor kendine' diyorsun. Amaa karsidan ahkam kesmek oyle kolay ki. Maalesef
 
Allah aşkına şu metni bi okuyun ya
Lütfen düzeltin yazın hatalarını sinirlendim okurken
 
Ya resmen aklımı okudunuz.ben de okuduğum her konuda sizin gibi düşünüyorum.bdv nin ana sayfasında yayınlamak lazım yorumunuzu.

Konu sahibi tartışmalar ve kavgalarınız çok etkilemiştir tabi sizi.günlük yaşamda bile sogudum ben eşimden.benim de ikinci çocugum oldu.eşim ev işleri konularında çok beklentili.yardım etmeye çalisıyor kendi de ama bir yere kadar.dogum yaptıgım ilk zamanlar çok kavga ettik.eve yetişemedim.bakacak kimse de yoktu.ameliyatlı halimle her işe yetişemedim.yemek olsa çamaşır durdu çamaşırlarım nerde diye söylendi ev temizlediysem yemek kaldı haliyle bir cocuk ve bir yenidoğanla.yemek yok diye söylendi.hala ana yemek pilav salata yapıyorum ama hep aynı yemekleri yapıyormuşum diye söyleniyor şu an.emziriyorum diye fasülye nohut yapmıyormuşum.bebek durmuyor.kisıtlı zamanda da benim de yiyebileceğim gaz yapmayacak yemeklerden yapmaya çalısıyorum beeğim ek gıdaya geçene kadar. ne yapabilirim.düşünün nasıl gıcık kapıyorum.5 ay oldu o beni üzdügü günleri unutamıyorum.eşime karşı çok sogudum.doğumdan önce bıcır bıcır konuşur sarılır öperdim günlük hayatta bile.şimdi o da yok.düzeltemiyorum da kendimi.bir kere beni kızdırdiğı bir konuyla ilgili konuşurken yüzüne seni sevmiyorum artık uzaklaşıyorum dedim şaka sandı.böyle de bir ciddiye alınmama durumum var yani.bu tür konuları takip ediyorum.en son bizim de sonumuz terapi galiba.sizi anlıyorum benim de bir anda oldu.onceki dogumumda böyle bir sey olmadı hiç.böyle kötü olsak ikinci cocuğu yapar mıydım.her sey çok güzeldi.hamileyken bile.bir anda oldu gerçekten.Allah yardım etsin size de inşallah toparlarsıniz siz de.
 
Son düzenleme:

Bazi konularda hakli olabilirsiniz ama şu yazı yazma konusunda biraz abartiyorsunuz.
Kimsenin yazisina, noktalamasina yorum yapmam ben genelde bunu da belirteyim, konu sahibine de bu konuda yorum yapmadim.
Burada ufak tefek yazim hatalarini herkes yapiyor, hiç yapmam diyen de yapiyor ama yazı baştan sona hatalı olunca insanlar yorum yapiyor haliyle.

Kapasiteden girmiş, egitimden çıkmişsiniz ama doğru yazmak, noktalama işraretlerini kullanmak için kapasitesi yetmeyen bir insan olduğunu düşünmüyorum zihinsel bir problemi yoksa.
İlkokulda herkese doğru yazmayi ve noktalama işaretlerini ögretiyorlar. Dümdüz bir yazı yazabilmek için 2 üniversiye bitirmiş olmak gerekmiyor veya yazı yazmanın ilgi alanina giriyor olmasi gerekmiyor. İnsan devamli kullandığı dili yazmayı da bilsin, zahmet olmazsa
 
Son düzenleme:
Rabbkm yardimciniz olsun. Yok ben 2 senedir boyle. Ama tabi bu kadar degildi. Yavas yavas fazlalasti bendeki hisler. Ya da eksuldi diyebilirim
 
Ayrica herseye yetismeye caslistiginizi soyluyorsunuz. Bu erkekler ne istiyir anlamiyorum. Dua etsin kj depresyona girmemissiniz. Depresyona girip hicbiseyle ilgilenemeyen anneler de var sonucta
 
Nerde hangi noktalama işaretinin kullanılması,
1.si kesinlikle eğitimle ilgili. Eğitim olmadan olmayacağını anasınıfı öğrencisi biliyor artık.
2.si kapasite ile ilgili ne kadar eğitim alırsa alsın, ilgi alanı okumak ve okuduğunu anlamak değilse olmaz!
Dikkat ederseniz eğitim düzeyi, üniversite olursa güzel yazar veya konuşur demedim. Bunları yapamamasında ki engelleri söyledim. İnsanın mental bir problemi yoksa ve eğitim şansı verilirse elbette kendini ifade edebilecek seviyeye gelir. Ne yazık ki dil bilgisi dersini es geçebilen, önemsemeyen, gereksiz gören insanlar var. Bir zamanlar ben gibi. İlk, orta ve lise dönemlerim de sayısalcı ruhumun bana verdiği yetkiye dayanarak, geçmekte zorunlu kılınan dersim dil bilgisini hep salladım. Üniversite de kendimi geliştirdim. Yani üniversite okumasaydım, sadece okur-yazar olacaktım. Dil bilgisi, devrik cümle, yüklem, özne, sıfat gibi tabirlerden uzak yaşayacaktım. Derdimi yazıya döktüğümde de noktalama işareti kullanmayacaktım. Siz bu tarz şeylere takılmıyorsanız, yaptığım yorumu görmezden gelebilirdiniz, ha yok illa yorum yapıcam, üzerime vazife oldu derseniz de (ki görünen o) umarım anlatabilmişimdir derdimi size!..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…