- 6 Mart 2012
- 17.745
- 27.702
- 49
Evham dediğimiz kaygı durumu, anneleri ele geçirerek çocuk üzerinde olumsuz psikolojik etkiler oluşmasına alt yapı hazırlayabiliyor. Anne ve hatta babaların bu kaygıları, çocuklarda öz güven eksikliği, içe kapanıklık olarak ortaya çıkabiliyor. REEM Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Evham, kaygı bozukluğunun işareti olabilir
Evham olarak kullandığımız kelime aslında kaygıdır. Çocuğunun her attığı adımı kontrol etme, sürekli onun başına kötü bir şey gelecekmiş gibi davranma, tutum ve davranışlarımızdan bunu belli etme, zihne sürekli felaket görüntülerinin gelmesi, annede bir kaygı bozukluğunun olduğuna işaret edebilir.
Evhamlı anneler, sık sıkkaygılarını ele veren şu tür cümleler kurar:
* “Aman dikkat et.”
* “Düşersin.”
* “Canın yanar.”
Bu cümleleri kuran anne, çocuğuna şu mesajı verir: “Hayat tehlikeli, güvende değilsin ve her an başına bir şey gelebilir.”
Çocuklar, annelerini rol model alıyor
Her çocuk ebeveynleri için değerlidir. Çocuk bireyselleşip kendi kararlarını kendisi alana kadar, ebeveyninin sorumluluğu altındadır. Çocuğun anneden ayrı bir birey olmaya başlama süreci, 3 yaşından itibaren başlar.
Bu yaşlarda sosyalleşmeye başlayan çocuk, ebeveynlerinden ve çevresinden hayatın nasıl olduğuna dair fikri edinmeye başlar. Kendisine rol model seçebilir. Bu rol modeli seçerken etrafı gözlemler.
Çocuk kendisine evhamlı anneyi rol model olarak seçebilir. Bu da kaygılı, çekingen, hatta korkak çocuklar yaratır. Anneler istemeden de olsa bireyselleşemeyen, annenin yanından ayrılamayan, yeni arkadaşlıklar kurmakta zorlanan, annenin yanında olmadığı durumlarda terk edildiğine dair kaygılar yaşayan şüpheli çocuklar yetiştirebilir.
Evhamlı anneler ile sağlıklı düşünebilen anneler arasındaki düşünce farklılıkları
Evhamlı anneler, çocuğun başına gelebilecek tehlikenin gerçekleşme ihtimallerini çarpıtır. Örneğin; sağlıklı bir anne de çocuğunun okulda oynarken düşme olasılığını düşünüp, kaygılanabilir. Ancak sağlıklı düşünebilen bir anne, bunun gelişim aşamasında doğal bir süreç olduğunu düşünüp kendisini rahatlatabilir. Evhamlı anne ise, kendi zihninde çocuğun okula gitmesi ile çocuğun başına zarar gelmesini eşleştirebilir. Çocuk her okula gittiğinde çocuğunu kendi elleriyle tehlikeye göndermişçesine acı çeker, aşırı bir sorumluluk duygusu yaşar ya da okula çocukla birlikte gider, okulda bekler, öğretmenlerini sık sık uyarır. Dolayısıyla, çocuğunu da kaygılandırır.
Evhamlı annelerin zihinleri felaket görüntüleri ile meşguldür. Bunun nedeni, hayatta sahip olduğu diğer rolleri bir kenara bırakıp, sadece anne rolüne odaklanmak olabilir. Bu annelerin dikkatleri hep çocuk üzerindedir. “Yemeğini yedi mi?”, “Dersini çalıştı mı?”, “Ödevlerini yaptı mı?”, “Güzel uyudu mu?”, “Yeterince sağlıklı mı?” gibi düşünceler bir süre sonra çocuk sokağa çıkacağı zaman “Ya araba çarparsa?” düşüncesine dönüşebilir.
Evhamlı anneler kendilerini nasıl rahatlatabilir?
Evhamlı anneler kaygı yüklü düşünce ve görüntüler ile başa çıkmak için, alternatif olarak bir düşünce ya da görüntü üretebilir ve ona odaklanabilir. Örneğin bu anneler; “Çocuğum defalarca sokakta oynadı ama başına bir şey gelmedi.”, “Ona sokakta oynarken dikkat etmesi gereken şeyleri öğrettim, kendini koruyabilir.”, “Sokakta oynaması onun gelişimi için önemli.”, “Sakin olmalıyım.” derken akıllarına da çocuklarının sokakta mutlu olarak oynadığı bir görüntüyü yerleştirebilir. Burada annelerin yapabileceği bir başka şey de, aksattıkları diğer rolleri hatırlamaları ve dikkatlerini başka yöne çekme denemeleri yapmalarıdır. Örneğin; bu anlamda spor etkinliğine ya da sosyal sorumluluk projelerine yönelmek, kendine vakit ayırmak doğru olabilir.
Mükemmeliyetçilik, aile için önemli olsa da beraberinde eksik bir şeyler oluşturabilir. Burada bireysellik eksiktir. Çocuk kendine has bir dünya ve hayat tarzı oluşturmak ister ama ona aşırı hassas tutumla izin verilmez. “Dışarısı tehlikeli gitme, evde otur.” gibi yaklaşımlar sağlıklı bir ego gelişimi engeller. Buradaki kritik nokta, çocuğu korurken ve ona zarar gelmemesi için önlemler alırken, çocuğa psikolojijk bir zarar vermemektir. Anne evhamın kendi problemi olduğunu ve tehlike olasılığının hesapladığından çok daha düşük olabileceğini bilmelidir.
Ebeveynlerin hatalı davranışları
Kaygılı, evhamlı ve aşırı koruyucu kollayıcı anne babaların çocuklarında yalnız yatamama sorunu da oldukça fazladır. Burada anne, çocuğa bağımlı bir tavır sergilemekte ve çocuk, annenin bu davranışını aynı şekilde model almaktadır. Özellikle küçüklüğünden itibaren sık solunum yolu enfeksiyonu geçiren, alerjisi olan veya başka bir sağlık sorunu olan çocukların anneleri tarafından sıklıkla yanlarından ayrılmadıkları, bu davranışın iyi niyetle de olsa anne çocuk arasındaki bağımlılığı pekiştirdiği, çocuğun bireyselleşmesini ve güven duygusu gelişimini olumsuz etkilediği bilinmektedir. Ayrıca bu çocuklarda kreşe ve okula başlamakta sıklıkla zorluk da yaşanabilmekte, ciddi ayrılma kaygısı ve anksiyetesi yaşayabildikleri görülmektedir.
Anne babaların yaptıkları bir başka davranış hatası da, çocukların korkularını farkında olmadan tetiklemektir. Örneğin; “Uyumazsan öcüler gelir seni alır, yemeğini yemessen zayıflar ölürsün.” gibi söylemler kesinlikle kullanılmamalıdır.
Bir diğer hatalı ebeveyn davranışını da, sıklıkla boşanmış veya çalışan anne babalar sergilemektedir. Her iki durumda da ebeveyn çocuklarına yeterince zaman ve ilgi göstermediklerini veya birlikte kaliteli vakit geçiremediklerini düşünerek, bir çeşit suçluluk duygusuyla çocuklarını yanlarında yatırmakta ve bu şekilde farkında olmadan çocuğun bireyselleşmesini engellemektedir.