Merhaba hanımlar ben 20 yaşında bir genç kızım. Hukuk 2.sınıf öğrencisiyim aynı zamanda da kâtibim. Danışabileceğim kimse yok bu yüzden fikirleriniz benim için çok kıymetli. Biraz uzun olabilir şimdiden özür diliyorum.
Nerede yaşadığım ve adliye hakkında çok detay veremeyeceğim ne yazık ki ifşa olmaması adına çünkü küçük bir il ve adliye. Konuya geçersek benim babam alkolik, sorumsuz bir adam. Evi de sık sık terk eder aylarca gelmez. Annem ev hanımı bir de kız kardeşim var lisede. Bundan 2 yıl önce hukuk fakültesini kazandıktan sonra kpss ortaöğretime girdim ve 90 puan aldım. Birkaç yakınım işe gir aileni kurtar babanın hâli hâl değil dediler. Ben de klavye sınavı mülakat derken geçtim ve bulunduğum ilçede kâtip olarak işe başladım. Kendi ilimde torpil olayları çoktu şansım pek olmazdı. Üniversiteme sınavdan sınava gidebiliyorum. Kampüs ortamını yaşamak bile nasip olmadı maalesef. İleride avukat veya hâkim savcı olarak kendi işimi yapmak istiyorum nasipse. Velhasıl hem mesai arkadaşlarım hem de hâkim savcılarla aram iyidir, uyumlu bir insanım.
Gelelim esas hikayenin başladığı yere. Bir savcı var. Benden büyük 32 yaşında bekar, yakışıklı bir adam.
İlk gördüğüm an da etkilenmiştim fiziksel görünümü oldukça etkileyici olduğu için ama bir hâkime hanımla ilişkisi olduğunu öğrenince soğudum. Zaten hâkime hanım varken ben ne alaka hem o benim amirim konumunda hem de daha öğrenciyim onlara denk değilim diyerek aklımdan çıkardım onu.
Derken bir gün birlikte karar yazıyorduk ve mesai dışına sarktı. Sen de yoruldun, ben de yoruldum. Gel karşıdaki mekanda yemek yiyelim dedi. Şunu da belirteyim personelle arası çok iyidir, her hafta halısahaya gidiyorlar, yemeklere katılır vs o yüzden ben bundan anlam çıkarmadım. Zaten o da başka bir niyetle söylememişti. Kabul ettim. Neyse yemeği beklerken bana evet ayşe hanım (adıma böyle diyelim) anlat bakalım kimsin sen, neler yapıyorsun dedi. Hukuk okuduğumu öğrenince ilgisini çekti, müstakbel meslektaşım sayılırsın, niye katiplik yapıyorsun ki daha çok küçüksün falan dedi. Ben de ailevi konular, öyle gerekiyordu dedim. Üstüme gelmedi ama bana daha çok sorular sormaya başladı ve biz havadan sudan muhabbet etmeye başladık. 3 saat konuştuk o gün.
Annem aradı sonra. Ben kapattım ve sürekli aradı. Açtığımda kardeşim ağlıyordu. Abla koş babam içmiş anneme saldırdı bizi kapının önüne attı. Montumuzu bile giyemedik polisi aradık çabuk dön dedi. Ve o kadar ağlıyordu ki elim ayağım boşaldı beynimden vuruldum sanki. Masaya döndüm acilen gitmem gerektiğini söyledim bi yandan tren bileti arıyorum elim titriyor. Noldu falan dedi kalktı yerinden yanıma geldi su verdi. Savcım yok bir şey kusura bakmayın teşekkürler her şey için deyip kalktım. Peşimden geldi. Hayır böyle gidemezsin bir dur sakinleş ben bırakayım ne oldu dedi. Tam o sırada kardeşim yine arayınca ben daha fazla dayanamadım ağlamaya başladım duygusal bir çöküş oldu.
Beni öyle görünce o da bir an kaldı ne yapacağını bilemedi sonra sarıldı. O sarılınca ben çok savunmasız kaldım, herhalde bir 15 dk o şekilde kaldık ve hüngür hüngür ağladım. Velhasıl dönünce anlatacağıma söz vererek ısrar etmesine rağmen onu bırakıp şehrime döndüm. O iki gün onu hiç düşünmedim bile ailemle ilgilendim.
Döndüğümde artık bana karşı daha yakın bir adam vardı. Ben de ona yakındım artık çünkü ilk kez böyle güçlü, nüfuzlu ve koruyucu bir erkeğin şefkatini hissetmek beni etkiledi. Ona olayı anlatmadım babam fenalaşmış diye yalan söyledim ve zaman geçtikçe biz iyice samimi olduk. O sırada hâkime hanımın tayini çıktı ve sanırım ciddi bi adım bekliyordu savcıdan. Öyle bir adım gelmeyince de ayrıldılar. O sırada bir arkadaşım bana dedi ki savcı beyle aranızda ne var? Senin için mi ayrıldılar. Hayır bir şey yok dedim ve bana dedi ki hukuk okuyorsun diye kendini (ahmet olsun savcının adı) ahmet'e denk görme. Daha kuzusun sen hakime hanımı bile terk etti seninle mi olacak, gönül eğlendirir geçer aklını başına al ondan çok küçüksün asla denge kuramazsın, yönetir seni dedi.
Ben bu konuşmadan etkilendim biraz ve mesafe koydum aramıza. Birkaç hafta geçti ve bir gün kaleme geldi ben de o sırada erkek bir katip arkadaşımla gülüyordum. Bana bir şey gösteriyordu telefonda. Ahmet beni azarlar bir şekilde odasına gelmemi söyledi. Çocuğa da saçma sapan bir iş kitledi. Ben odasına gittim normal işimizi yaptık sonra ben çıkıyordum ki ona telefon geldi, telefonla konuşurken bana "sen kal sen" dedi. Telefonu kapatınca "amacın ne senin" dedi. Ne amacım olacak üslubunuzu düzeltin lütfen savcım dedim. Sonra dedi ki "önce yakınsın şimdi uzaksın tamam saygına eyvallah ama ben de bir insanım duygularım var küçük hanım, zaten seni öyle görünce neyse..." dedi (katip oğlanla konuşmamızdan bahsediyor)
Tamamlayın cümlenizi yarım kalmasın dedim. Kıskanıyorum oldu mu dedi. Velhasıl biz o gün aşk itirafında bulunmuş olduk ve sevgili olduk. Aradan 1 ay geçince ki her şey çok güzeldi. Bana bir gün dedi ki biz bir arada olmamalıyız sen daha genceciksin, yolun başındasın. Eline erkek eli değmemiş daha, tertemizsin. Biz denk değiliz dedi. Niye öyle diyorsun vs diye üstüne gidince öğrendim ki boşanmış yıllar önce. Doktormuş eşi, anlaşamamışlar 3 yıl sürmüş evlilik. Çocuk yokmuş. Onu bütün ilişki boyunca en duygusal gördüğüm gündü o gün. Savcı olan benmişim gibiydi sanki. Beni kendinden üstün görüyordu ve bu beni şaşırttı.
Ben o an biraz sarsıldım ama ona o kadar aşıktım ki bitmesine izin veremedim ilişkinin. Zamana bırakalım ayrılmayalım dedim. Kabul etti. Bir hafta falan böyle mesafeli arkadaş gibiydik ama yine hep konuşuyorduk haberleşiyorduk, yemeğe gidiyorduk. Bir hafta sonra yemekten çıkınca ben artık bitirmeyi düşünüyordum acı veriyordu çünkü. Kar yağıyordu, bekle dedi. Kabanımın düğmelerini ilikledi. Göz göze geldik ve sonra kar çok güzel baksana dedim biraz ağlamaklıydım. Senin kadar güzel değil dedi ve bir anda sarıldık ben yine onun kollarında küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladım. Keşke hiç söylemeseydin bana boşandığını dedim.
Bu olay bizi yine daha çok bağladı. Hatta o bana bu boşanma olaylarını anlatınca ve ben de bir bakıma önemsemeyince rahatladı ve bana daha çok aşık oldu. Bu denk görmeme komplekslerini de aşmış oldu. Keşke o gün bitirebilseydim ama geriye dönüp baktığımda bunu planlı yaptığını anlıyorum. Bana başında anlatmak yerine ona aşık olduğumu ve kopamayacağımı anladığı zaman anlattı. Neyse bana çok ilgili koruyucu davranıyordu. Evim bir çiçek bahçesine dönmüştü. Hediyeler gezmeler vs sonra bir hâkim geldi bu yıl adliyeye. Hâkim bey yeşil gözlü kumral, uzun boylu, efendi, centilmen yakışıklı bir adam. Ağır cezada üye 26 yaşında. Bunu niye belirttim çünkü savcı bey ortamın tek yakışıklısı olduğundan havası çoktu. İkinci biri gelince bir de ondan genç olunca haliyle bir komplekse girdi. Uzun uzun anlatmayayım hâkim beyle bir sohbette ortak bir kitaptan bahsettik. Ben o cildini bulamıyorum ya dedi ben de ona hediye ettim bu kadar. Çok teşekkür etti gerçekten dosttuk o zaman yemin ediyorum ki. Ama Ahmet kıskançlık krizlerine girmeye başladı. Hâkim bey bir gün bana bir espri yaparken duydu ve bana ikimizle ilgili çirkin imalarda bulundu sevgilim. Kavga ettik falan. Adama odun gibi davranmaya başladım ve bir gün duruşmadan sonra dedi ki ayşe ben bilmeden sana yanlış bir tavırda mı bulundum, tavırlı gibisin. Değer verdiğim bir çalışma arkadaşımsın sorun varsa çözelim olur mu dedi. Çok mahcup oldum adama. Ve bu arada sevgilimin kıskançlıkları devam edince de ben ondan soğudum.
Ayrılalım o zaman madem anlaşamıyoruz dedim tamam dedi. O 1 aylık süreçte ben kendimi çok rahatlamış hissettim. Fark ettim ki onun yanında hep olgun bir kadın gibi davranıyorum, genç kız enerjim cıvıltım neşem yok. Bir de kıskançlıklar beni çok bunaltmış ama yine de üzülüyorum ayrılığa, özlüyorum eski günleri. Sabah geliyor adliyeye, çok yakışıklı olmuş diyorum içimden. Ama ona dönmek istemiyorum. Ve hâkim bey bu arada suratımı asık görünce takılıyor ara sıra, espri yapıyor. Ben vizelerime hazırlanıyorum, ara sıra ceza soruları soruyorum bana uzun uzun anlatıyor. Belki yaşlarımız daha yakın olduğundan mıdır bilmiyorum çok gülüyorum, eğleniyorum, uzun zamandır olmadığı kadar mutluyum onun yanında. Sanırım ondan etkilenmeye başladım ve o da bana boş değil. Böyle bir gözle bakmıyordum ona önceden ama bu imalar kıskançlıklar sanki olmayan şeyi aklıma soktu gibi oldu. Koridorda denk gelince anlamsızca mutlu oluyorum, niye bilmiyorum.
Ve bugün hayatında bir var mı diye sordu laf arasında. Yok, yani artık yok deyince "barışma ihtimaliniz??" dedi. Ve ben niye bilmiyorum hayır yok dedim. Hâlbuki eski sevgilim barışmak istiyor ve aklım da karışık. Ona dönmek hiç istemiyorum ama başkasıyla olma ihtimalini vs düşününce de sinirleniyorum. Seviyor muyum sevmiyor muyum bilmiyorum. Günlerdir düşünüyorum ama ne hissettiğimi çözemiyorum. Öte yandan eski sevgilim hâkim beyin üye olduğu mahkeme başkanıyla çok yakın arkadaş. Çocuğu kötüledi mi ne yaptı bilmiyorum ama başkan önce çok ılımlı sevecen bir adamken şimdi sürekli hâkim beye tavır yapıyor. Lojman lokalinde okey falan oynuyor mesela erkekler. Sanırım bu ikili hâkim beyi dışlıyor. Ona da üzülüyorum.
Kısacası şu an bir şey yok ama olsa bile hem onun hem benim için sorunlar başlayacak bundan eminim. Ama onunla iyi anlaşıyoruz ve soğuk davranmak istemiyorum. Eski sevgilime dönmedikçe de kıskançlığı ve öfkesi bileniyor bundan da endişeleniyorum. O eski centilmen karizmatik anlayışlı adamdan eser yok resmen nasıl böyle oldu bilmiyorum. İşimden olmaktan korkuyorum bu durumda ailem de zora düşer çünkü onlara ben bakıyorum. Ne yapmalıyım sizce? Benim yerimde olsanız ne yapardınız? Hislerim yumak gibi birbirine karışmış durumda hiçbir şey bilmiyorum.
Nerede yaşadığım ve adliye hakkında çok detay veremeyeceğim ne yazık ki ifşa olmaması adına çünkü küçük bir il ve adliye. Konuya geçersek benim babam alkolik, sorumsuz bir adam. Evi de sık sık terk eder aylarca gelmez. Annem ev hanımı bir de kız kardeşim var lisede. Bundan 2 yıl önce hukuk fakültesini kazandıktan sonra kpss ortaöğretime girdim ve 90 puan aldım. Birkaç yakınım işe gir aileni kurtar babanın hâli hâl değil dediler. Ben de klavye sınavı mülakat derken geçtim ve bulunduğum ilçede kâtip olarak işe başladım. Kendi ilimde torpil olayları çoktu şansım pek olmazdı. Üniversiteme sınavdan sınava gidebiliyorum. Kampüs ortamını yaşamak bile nasip olmadı maalesef. İleride avukat veya hâkim savcı olarak kendi işimi yapmak istiyorum nasipse. Velhasıl hem mesai arkadaşlarım hem de hâkim savcılarla aram iyidir, uyumlu bir insanım.
Gelelim esas hikayenin başladığı yere. Bir savcı var. Benden büyük 32 yaşında bekar, yakışıklı bir adam.
İlk gördüğüm an da etkilenmiştim fiziksel görünümü oldukça etkileyici olduğu için ama bir hâkime hanımla ilişkisi olduğunu öğrenince soğudum. Zaten hâkime hanım varken ben ne alaka hem o benim amirim konumunda hem de daha öğrenciyim onlara denk değilim diyerek aklımdan çıkardım onu.
Derken bir gün birlikte karar yazıyorduk ve mesai dışına sarktı. Sen de yoruldun, ben de yoruldum. Gel karşıdaki mekanda yemek yiyelim dedi. Şunu da belirteyim personelle arası çok iyidir, her hafta halısahaya gidiyorlar, yemeklere katılır vs o yüzden ben bundan anlam çıkarmadım. Zaten o da başka bir niyetle söylememişti. Kabul ettim. Neyse yemeği beklerken bana evet ayşe hanım (adıma böyle diyelim) anlat bakalım kimsin sen, neler yapıyorsun dedi. Hukuk okuduğumu öğrenince ilgisini çekti, müstakbel meslektaşım sayılırsın, niye katiplik yapıyorsun ki daha çok küçüksün falan dedi. Ben de ailevi konular, öyle gerekiyordu dedim. Üstüme gelmedi ama bana daha çok sorular sormaya başladı ve biz havadan sudan muhabbet etmeye başladık. 3 saat konuştuk o gün.
Annem aradı sonra. Ben kapattım ve sürekli aradı. Açtığımda kardeşim ağlıyordu. Abla koş babam içmiş anneme saldırdı bizi kapının önüne attı. Montumuzu bile giyemedik polisi aradık çabuk dön dedi. Ve o kadar ağlıyordu ki elim ayağım boşaldı beynimden vuruldum sanki. Masaya döndüm acilen gitmem gerektiğini söyledim bi yandan tren bileti arıyorum elim titriyor. Noldu falan dedi kalktı yerinden yanıma geldi su verdi. Savcım yok bir şey kusura bakmayın teşekkürler her şey için deyip kalktım. Peşimden geldi. Hayır böyle gidemezsin bir dur sakinleş ben bırakayım ne oldu dedi. Tam o sırada kardeşim yine arayınca ben daha fazla dayanamadım ağlamaya başladım duygusal bir çöküş oldu.
Beni öyle görünce o da bir an kaldı ne yapacağını bilemedi sonra sarıldı. O sarılınca ben çok savunmasız kaldım, herhalde bir 15 dk o şekilde kaldık ve hüngür hüngür ağladım. Velhasıl dönünce anlatacağıma söz vererek ısrar etmesine rağmen onu bırakıp şehrime döndüm. O iki gün onu hiç düşünmedim bile ailemle ilgilendim.
Döndüğümde artık bana karşı daha yakın bir adam vardı. Ben de ona yakındım artık çünkü ilk kez böyle güçlü, nüfuzlu ve koruyucu bir erkeğin şefkatini hissetmek beni etkiledi. Ona olayı anlatmadım babam fenalaşmış diye yalan söyledim ve zaman geçtikçe biz iyice samimi olduk. O sırada hâkime hanımın tayini çıktı ve sanırım ciddi bi adım bekliyordu savcıdan. Öyle bir adım gelmeyince de ayrıldılar. O sırada bir arkadaşım bana dedi ki savcı beyle aranızda ne var? Senin için mi ayrıldılar. Hayır bir şey yok dedim ve bana dedi ki hukuk okuyorsun diye kendini (ahmet olsun savcının adı) ahmet'e denk görme. Daha kuzusun sen hakime hanımı bile terk etti seninle mi olacak, gönül eğlendirir geçer aklını başına al ondan çok küçüksün asla denge kuramazsın, yönetir seni dedi.
Ben bu konuşmadan etkilendim biraz ve mesafe koydum aramıza. Birkaç hafta geçti ve bir gün kaleme geldi ben de o sırada erkek bir katip arkadaşımla gülüyordum. Bana bir şey gösteriyordu telefonda. Ahmet beni azarlar bir şekilde odasına gelmemi söyledi. Çocuğa da saçma sapan bir iş kitledi. Ben odasına gittim normal işimizi yaptık sonra ben çıkıyordum ki ona telefon geldi, telefonla konuşurken bana "sen kal sen" dedi. Telefonu kapatınca "amacın ne senin" dedi. Ne amacım olacak üslubunuzu düzeltin lütfen savcım dedim. Sonra dedi ki "önce yakınsın şimdi uzaksın tamam saygına eyvallah ama ben de bir insanım duygularım var küçük hanım, zaten seni öyle görünce neyse..." dedi (katip oğlanla konuşmamızdan bahsediyor)
Tamamlayın cümlenizi yarım kalmasın dedim. Kıskanıyorum oldu mu dedi. Velhasıl biz o gün aşk itirafında bulunmuş olduk ve sevgili olduk. Aradan 1 ay geçince ki her şey çok güzeldi. Bana bir gün dedi ki biz bir arada olmamalıyız sen daha genceciksin, yolun başındasın. Eline erkek eli değmemiş daha, tertemizsin. Biz denk değiliz dedi. Niye öyle diyorsun vs diye üstüne gidince öğrendim ki boşanmış yıllar önce. Doktormuş eşi, anlaşamamışlar 3 yıl sürmüş evlilik. Çocuk yokmuş. Onu bütün ilişki boyunca en duygusal gördüğüm gündü o gün. Savcı olan benmişim gibiydi sanki. Beni kendinden üstün görüyordu ve bu beni şaşırttı.
Ben o an biraz sarsıldım ama ona o kadar aşıktım ki bitmesine izin veremedim ilişkinin. Zamana bırakalım ayrılmayalım dedim. Kabul etti. Bir hafta falan böyle mesafeli arkadaş gibiydik ama yine hep konuşuyorduk haberleşiyorduk, yemeğe gidiyorduk. Bir hafta sonra yemekten çıkınca ben artık bitirmeyi düşünüyordum acı veriyordu çünkü. Kar yağıyordu, bekle dedi. Kabanımın düğmelerini ilikledi. Göz göze geldik ve sonra kar çok güzel baksana dedim biraz ağlamaklıydım. Senin kadar güzel değil dedi ve bir anda sarıldık ben yine onun kollarında küçük bir çocuk gibi ağlamaya başladım. Keşke hiç söylemeseydin bana boşandığını dedim.
Bu olay bizi yine daha çok bağladı. Hatta o bana bu boşanma olaylarını anlatınca ve ben de bir bakıma önemsemeyince rahatladı ve bana daha çok aşık oldu. Bu denk görmeme komplekslerini de aşmış oldu. Keşke o gün bitirebilseydim ama geriye dönüp baktığımda bunu planlı yaptığını anlıyorum. Bana başında anlatmak yerine ona aşık olduğumu ve kopamayacağımı anladığı zaman anlattı. Neyse bana çok ilgili koruyucu davranıyordu. Evim bir çiçek bahçesine dönmüştü. Hediyeler gezmeler vs sonra bir hâkim geldi bu yıl adliyeye. Hâkim bey yeşil gözlü kumral, uzun boylu, efendi, centilmen yakışıklı bir adam. Ağır cezada üye 26 yaşında. Bunu niye belirttim çünkü savcı bey ortamın tek yakışıklısı olduğundan havası çoktu. İkinci biri gelince bir de ondan genç olunca haliyle bir komplekse girdi. Uzun uzun anlatmayayım hâkim beyle bir sohbette ortak bir kitaptan bahsettik. Ben o cildini bulamıyorum ya dedi ben de ona hediye ettim bu kadar. Çok teşekkür etti gerçekten dosttuk o zaman yemin ediyorum ki. Ama Ahmet kıskançlık krizlerine girmeye başladı. Hâkim bey bir gün bana bir espri yaparken duydu ve bana ikimizle ilgili çirkin imalarda bulundu sevgilim. Kavga ettik falan. Adama odun gibi davranmaya başladım ve bir gün duruşmadan sonra dedi ki ayşe ben bilmeden sana yanlış bir tavırda mı bulundum, tavırlı gibisin. Değer verdiğim bir çalışma arkadaşımsın sorun varsa çözelim olur mu dedi. Çok mahcup oldum adama. Ve bu arada sevgilimin kıskançlıkları devam edince de ben ondan soğudum.
Ayrılalım o zaman madem anlaşamıyoruz dedim tamam dedi. O 1 aylık süreçte ben kendimi çok rahatlamış hissettim. Fark ettim ki onun yanında hep olgun bir kadın gibi davranıyorum, genç kız enerjim cıvıltım neşem yok. Bir de kıskançlıklar beni çok bunaltmış ama yine de üzülüyorum ayrılığa, özlüyorum eski günleri. Sabah geliyor adliyeye, çok yakışıklı olmuş diyorum içimden. Ama ona dönmek istemiyorum. Ve hâkim bey bu arada suratımı asık görünce takılıyor ara sıra, espri yapıyor. Ben vizelerime hazırlanıyorum, ara sıra ceza soruları soruyorum bana uzun uzun anlatıyor. Belki yaşlarımız daha yakın olduğundan mıdır bilmiyorum çok gülüyorum, eğleniyorum, uzun zamandır olmadığı kadar mutluyum onun yanında. Sanırım ondan etkilenmeye başladım ve o da bana boş değil. Böyle bir gözle bakmıyordum ona önceden ama bu imalar kıskançlıklar sanki olmayan şeyi aklıma soktu gibi oldu. Koridorda denk gelince anlamsızca mutlu oluyorum, niye bilmiyorum.
Ve bugün hayatında bir var mı diye sordu laf arasında. Yok, yani artık yok deyince "barışma ihtimaliniz??" dedi. Ve ben niye bilmiyorum hayır yok dedim. Hâlbuki eski sevgilim barışmak istiyor ve aklım da karışık. Ona dönmek hiç istemiyorum ama başkasıyla olma ihtimalini vs düşününce de sinirleniyorum. Seviyor muyum sevmiyor muyum bilmiyorum. Günlerdir düşünüyorum ama ne hissettiğimi çözemiyorum. Öte yandan eski sevgilim hâkim beyin üye olduğu mahkeme başkanıyla çok yakın arkadaş. Çocuğu kötüledi mi ne yaptı bilmiyorum ama başkan önce çok ılımlı sevecen bir adamken şimdi sürekli hâkim beye tavır yapıyor. Lojman lokalinde okey falan oynuyor mesela erkekler. Sanırım bu ikili hâkim beyi dışlıyor. Ona da üzülüyorum.
Kısacası şu an bir şey yok ama olsa bile hem onun hem benim için sorunlar başlayacak bundan eminim. Ama onunla iyi anlaşıyoruz ve soğuk davranmak istemiyorum. Eski sevgilime dönmedikçe de kıskançlığı ve öfkesi bileniyor bundan da endişeleniyorum. O eski centilmen karizmatik anlayışlı adamdan eser yok resmen nasıl böyle oldu bilmiyorum. İşimden olmaktan korkuyorum bu durumda ailem de zora düşer çünkü onlara ben bakıyorum. Ne yapmalıyım sizce? Benim yerimde olsanız ne yapardınız? Hislerim yumak gibi birbirine karışmış durumda hiçbir şey bilmiyorum.
Son düzenleme: