Eski hanımlar nasıl bakıyormuş bebelere

Annem yeğeninin onune makarna poşeti koyardik saatlerce oynardı diyor.bende yemek yemedi mi çizgi film açıyorum eskiden ne yapıyorlarmış diyorum
 
Çok doğru söylediniz kesinlikle katılıyorum
Bu hengamenin içinde arabasına koyup azcık dışarı çıkınca bile susuyor bebişler bir de temiz hava güzel bir ortamda daha rahat eder tabi
 
eskiden daha kolaydı çünkü yalnız değildi ki insanlar. Çoğu yeni gelin kayınvalidesiyle otururdu, hemen çocuk yaptıkları için çocuğa evde kaynana bakar gelin de işe giderdi. Büyüyen çocuk da yenisine bakardı.

Kayınvalidem 6 yaşındayken kardeşi 1 yaşındaymış, anne baba tarlaya gidermiş evde kayınvalidem kardeşine bakarmış, güneş tepeye gelince çocuğu kucaklar tarlaya götürürmüş (1 km yol) annesi emzirir geri götürürmüş.

Konu komşu zaten herkes iç içeymiş eskiden, şimdi karşı komşumuzu bile görmüyoruz.

Ek gıda, alerjik bebe falan zaten yokmuş yani ver ağzına şekerli suyu, tarhanayı çocuk uyurmuş.
 
Beşiğin altında toprak olurmuş bebek oraya yaparmış oradan temizlerlermiş
Üşümez mi bebek öyle demiştim de yok demişti
Nasıl bir düzenekse artık
 
Hepsi var bence dediklerinizin
 
Beşiğin altında toprak olurmuş bebek oraya yaparmış oradan temizlerlermiş
Üşümez mi bebek öyle demiştim de yok demişti
Nasıl bir düzenekse artık
Belgeselde izlemiştim Erzurum’da sıcak tutan bir toprak varmış ve bezin içine dolduruluyormuş. Direkt poposu ısınan bebek kendiliğinden gazını çıkarıyordur ve uzun süre ıyuyordur mesela
 
O dönemlerde etraf gerçekten güvenliymiş sanırım. Annem mesela 60'lı yıllarda yaşamış çocukluğunu. Mahallenin çocukları hısım akrabayla sabahtan akşama kadar sokakta oynarlarmış. Acıkınca birinin evine girer ne bulurlarsa yerlermiş. Akşam ezanından önce evine gitmezmiş hiçbir çocuk. Anne baba da hiç öyle peşlerinde dönmezmiş.

Şimdi öz amcasının dayısının evine bile tek başına gönderilmiyor çocuk. Yazık.
 
Ağır anneanne yorganının daha dinlendirici ve deliksiz uyku sağladığı kanıtlanmıştı, haberlere bile çıktı bu
 
Belgeselde izlemiştim Erzurum’da sıcak tutan bir toprak varmış ve bezin içine dolduruluyormuş. Direkt poposu ısınan bebek kendiliğinden gazını çıkarıyordur ve uzun süre ıyuyordur mesela
Evet özel bir kum gibi bir toprak
Bebeğin gazını alıyormuş
Arkadaşım yapmış işe yaradı diyordu
 
Çok doğru söylediniz kesinlikle katılıyorum
Bu hengamenin içinde arabasına koyup azcık dışarı çıkınca bile susuyor bebişler bir de temiz hava güzel bir ortamda daha rahat eder tabi
Elbette geçen mesela danaburnu gördük sebzelerin içerisinde. Onu merak etti, sordu. Sonra kepek, şeker yaptık bitki diplerine. Güvercin dışkısının gübre olduğunu öğrendi. İncirler daha olmamış, sert. (Olmuş halini bilir) neden böyle? diye sordu ve öğrendi. Domates fidelerindeki domatesler yeşil ya, onuda anlattım. Yabani otları bitki sanıyordu, öğrendi. Bitkileri sulayınca "Anne bunlar kirlenmiş mi? Neden yıkıyoruz?" Demişti. Hayat şartlarından çocukları ne kadar eksik bırakmışız.

Kitap okurken, haylaz haylaz soruyor. Ama orda öğrendiklerini anlatırken gözümün içine bakıyor, iyice dinliyor.
 
Benim annem sırtına takarmış bizi öyle iş yaparmış. Bir de işlerini bizi uyuttuktan sonra ya da biz uyanmadan kalkar yaparmış. Bağımız bahçemiz de çok büyüktü hepsiyle ilgilenirdi. hep şey der: “sabah 5te kalkardım, hemen ekmek pişirir, bahçeyi bağı sular, evi temizler toplar kahvaltı hazırlardım, hiç durmazdım akşam sizi 7de yatırırdım, ondan sonra babanızla oturur güzel bir çay içer muhabbet ederdik, işte o zaman dinlenirdim” der hep. Canım anneciğim. Allahım başımızdan eksik etmesin büyüklerimizi.
 
ben tipik kaloriferli apartman dairesinde büyümüş çocuk olduğum ve kreşlerde büyüdüğüm için şu andaki durumdan çok da ayrışmıyorum. fakat kayınvalidem, köyde tek gelinin olduğu evde büyütmüş eşimi ve onun kardeşini. evde dört jenerasyon bir arada yaşadığı için kayınpederimin babaannesi bakmış eşime. daha birkaç aylıkken kocaman yemek kaşığıyla tarhana içiriyorlarmış. ayrıca evde herkesin bir işi olduğu için çocukla çok ilgilenemiyorlar diye tv'de susam sokağı izleyerek büyümüş.
işin komik yanı, evde herkes şiveli konuşuyorken eşim, susam sokağı aracılığıyla ankara devlet tiyatrosu ve trt radyosu sanatçılarına maruz kaldığı için İstanbul Türkçesi konuşmaya başlamış.
dedesinin odun artıklarından kestiği geometrik şekillerle bi şeyler yapmaya çalışıp tv izleyerek iki yaşına kadar gelmiş ve altın çağları orada sonlanmış çünkü erkek kardeşi doğmuş. annesinin dediğine göre eşimin sakin ve kolay mizacına karşın kardeşi o kadar sıkıntılı bir çocukmuş ki iki yıl boyunca kadıncağız uyumamış. gerçekten bir dakika susmadan çığlıklar atarak ağlıyormuş.
öte yandan günümüze ve gerçekliğe dönersek, biz burada "çocularımız inek gördü, çiçek kokladı" diye pastoral hayatı romantize ediyoruz ama bir çocuğun günümüz için gereken mental ve fiziksel gelişimini tamamlaması için elverişli ortamlar olduğunu düşünmüyorum kırsal hayatın. 80'li yıllar ya da 90'ların başında doğanlar için çok büyük fark yaratmaz ama artık eğitim hayatı, iş hayatı ya da sosyal hayat gibi noktalarda insanların sıfır km'den yüz km'ye üç saniyede çıkması gereken bir düzen varken köyde büyüyen çocukların uyumlanması zor ve sancılı.
 
Benim duyduklarimda; bebegi kundaklayip yatirmak aksama kadar uyumasi herkesin tarlaya gitmesi

Tarlada calisirken bebegi şalvara dogurmak

Bebege şekerli su icirmek

Ağlar ağlar susar inanişi

Ve de bebegi kucakta tasiyanlara ufo gormus gibi bakilmasi

Benim bebegimde reflu var, emzirince hemen yatiramiyorum
Reflusu var kusuyor dememe ragmen yatir yatir tutma kucaginda diyen türlü cahile laf anlattim en son sohbeti kestim
 
Maşallah baba da destek olmuş demek ki
Yoksa dayanmaz insan psikolojisi bu hengameye
 
Yıpranmışlardır ama , yaşam ömrüde azdir
 
İşte bunun sebebi güvenli ortam mı yoksa bilinmezlik mi bilmiyorum.
Bende köyde büyüdüm ve 90lı yıllarda çocukluğum geçti, akşam 10'dan önce eve girmezdim.Her arkadaşıma gidip yiyip içer,hiç tedirgin olmazdım.Ekstra iş yaptırmaya bile gönderirlerdi,markete pazara çete gibi biz gidiyor bir şımarıklık yaptıysak arkadaş ailesi dahi rahatça kızabiliyordu.Şimdi çocuğumuza birinin kızdığını düşünsenize,babasına dahi tepki veriyoruz.
Akşamları cümbür cemaat tüm mahalle dışarda oyun oynardık,mahallede abi dediğimiz insanlara emanet ediyorlardı ilçeye gideceksek.
Ya da köyün en uzak yerlerine gidiyorduk bayramda daha çok şeker için. Çok şükür başımıza bişey gelmedi ama bilemiyorum.
İletişim kanallarında her gün bir olay gördükçe çok korkuyoruz çocukları yanlarında olmadan kapı önündeki parka gönderemiyorum ,kaldı ki arkadaşına göndereyim.
Eskiden güvenli miydi,bilinçsizlik mi bilmiyorum ama şu dönemde asla dışarı bırakamıyorum.Ben 7 yaşındayken girip çıkmadığım yer yoktu, oğlum tuvalete giderken anneee diyor,koruma iç güdüsünden çocukları da bağımlı hale getiriyoruz.
 
Maşallah baba da destek olmuş demek ki
Yoksa dayanmaz insan psikolojisi bu hengameye
Babam çok çalışırdı. 2 iş yapardı. Bazen haftalarca gelmezdi şehir dışına yurt dışına giderdi maalesef. O yüzden anneciğime desteği yoktu. Fakat annem sabırlıdır benim, bize bir terlik fırlattığını bile bilmem. Sanırım düzeni vardı diye öyleydi.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…