• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Eşinize ilk ne zaman rezil oldunuz ?

Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!

Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.

yerlere yattım gülmekten :))))
 
akdeniz bölgesindeyiz ve felaket sıcak. gecen hafta sonu eşimin arkadaşı yaylalarına davet etmiş.kalabalık bir grupla gittik. çok güzel yayla evi. bahçesi, kediler tavuklar, meyve ağaçları, tam kızıma göre bayıldı. tavukları yakalamaya çalıştı, kedileri kovaladı, ağaçlara çıkmaya çalıştı. kısaca çok mutlu bir gün geçirdi. bu arada beş yaşında. ve artık eve dönme vakti geldiğinden ev sahibine ben sizin kızınız olacağım deyip babasından da izin almayı unutmamış. (zaten rezillik burda başlıyor :))
babasının yanına gidiyor. ve baba ben burda kalayım izin veririmisin diyor. babasıda olmaz kızım biz sensiz yaşayamayız olmaz diyor. sonrasında kızm kalabalık grubun içinde annemin karnında da bebek var . onu seversiniz diyerek ikna çabalarını arttırıyor. ve ben millete rezil oluyorum.
 
Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!

Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.

harikasınız gerçekten :46: çok güldüm ya :60::60::60:

bu arada bence 44 beden öyle şişko diye tabir edilecek kadar geniş bir beden değil =)
 
O zamanlar sevgiliyiz, eşim iş için yurtdışına gitmiş bir ay yok.Çalışmadığım, habire yediğim ve kendimden geçtiğim bir dönem.Bir aydaki insanlıktan çıkan görüntümü, gelmesine bir gün kala düzeltmeye çalışıyorum.Kaşlı, gözlü, kıl topağı bir insanım üzerinize afiyet.Kaşlar alınla birleşirken, bıyıklar "tır şöförü Haydar Abi"ninkilerle raks eder o derece olmuş.Bol sarımsaklı mantı yenmiş, toptan kıl tüy girişimi içinde çok eski bir pijama giyilmiş ki görenler elime para tutuşturur o haldeyim.Saat gecenin onu, tabii üzerinize afiyet kıl çok olunca, boy da 1.80 olunca yolun yolun bitiremiyorsun.Tek kaşı almışım, bıyığın sağ tarafını temizlemişim, tek bacak derken eşim arıyor.Dümbelek sürpriz yapıp erken gelmiş, bir de kapımın önüne gelmiş, yüzümü görsün diye.İndim aşağıya.Gece saat 11 gibi.Arabaya girdim.Adam sarılmak için hamle yapınca benim kollar önce kalkmadı, ağdadan yapış yapış olan koltuk altlarım bluzuma yapışmışlar, sanırsın komple kafadan aşağım alçıda, öylesine hareketsizim."Sarılmaaaaa" diye çığlık attım, çünkü leş gibi sarımsak kokuyorum."Çok özledim yüzünü gözünü, arabanın tepe ışığını yakayım "dedi. "Açmaaaaa" diye bağırdım.Kaşların biri ince diğeri kulak deliğine yol almış, bıyık desen sağ taraf köse gibi temiz, sol taraftaki bıyıkları ör, ucuna da toka tak o halde. Elini bacağıma koymasıyla "dokunmaaaaa" demem bir oldu.Ağdadan yapış yapış olmuş pijama ve hala kısmen kıllı bacaklar.Adam bir ay yurtdışına çıkmış, özlemiş gelmiş, ben sürekli "yaklaşma, dokunma, öpme, yüzüme bakma" diye arabada zıp zıp zıplıyorum.
"Annem kızar" diye 10 dakikalık kabir azabından sonra eve kaçıyorum.
Ertesi gün mesaj "Bu ayrılık, aşkımızı perişan etmiş, yok etmiş, böylesini hiç ummazdım, keşke gitmeseydim"

Aradan 6 yıl geçti, her yüzüne baktığımda haykırasım gelir :HAYIR 1 AYLIK AYRILIK DEĞİL, BENDEKİ KILLAR BENİ DE İLİŞKİMİZİ DE PERİŞAN ETTİ" diye ama söylemem :27:



bu kadar güzel bir anlatım olamaz ya ay yattım yerlere.her mesajına hastayım senin :9::9::9:
 
bi anıda benden gelsin :) ben aşırı derecede terliyorum. ilk buluşmamız çok terliyorum diye (o zaman kolaltı pedleri yoktu) günlük pedi ikiye kestim kollarımın altına yapıştırdım. bide sıcakki sormayın. üsküdar ışıklarda jelleşen ped kay düş yolun ortasına. üzerine bastım hemen sevgilim çekiyo gel diye adım atamıyorum kaldım öyle. ışıklarda yandı mı arabalar korna çalıyor. sevgilim yürüsene diyor yürüyemem diyorum neyse adım attım sonra ped kaldı yerde. Yuh dedi altından nasıl düştü bu? durumu anlattım sonra :) ama rezil olmuştum üsküdara sevgilime :D
 
birkaç dakika önce yaşadığım beni deli ve rezil eden ama komik olmayan olayı sizinle paylaşmak istiyorum.

ben Allah nasip ederse bu pazar nişanlanıyorum. sözlümle geçen gün konuşurken cumartesi günü trabzona gideceğini söyledi bende hayır olmaz olamaz dedim. cumartesi akşam gidecekler pazar günü sabah dönecekler öğle de nişan var çünkü... ben ne anlayacaksınız diyorum bari haftaya gidin diyorum. haftaya ramazan diyor. bende eylülde gidin diyorum yok anlamıyor illa gidecek tabi ben telefonda hafif bir sinir krizi geçirince:47: tamam aşkım şaka yaptım diyor :16: ve ben rahatlıyorum.:64: ve kahrolasıca bugün onun yanında çalışan bayan personelle sohbet ediyorum gicikcadi x abi cumartesi trabzona gidecekmiş nişana yetişmezse ne olacak falan dedi bende gayet havalı yok canım ben konuştum gitmeyecek, gidemeyecek gitsede burnunda dökerim atarım keserim böyle güzel konuştum. :21: :21: bizim boş boğaz git bir güzel anlat aşkıma :78::78: bir baktım aşkım arıyor gayet güzelce efendim aşkım dedim ve o saniyede onun ağzından dökülen kelimelerin her biri benim yerin dibine geçişimi kolaylaştırmak için kafama vurulan birer tokmak gibi mahvetti beni..:14: :78: aşkım diyor sen .... böyle böyle demişsin gidemez demişsin bak bende gideyim sen gör dedi bende aşkım sen o gün bana şaka yaptığını söyledin diye ben öyle konuştum dedim ama yok yemedi sen madem böyle konuştun bende gideceğim dedi :58: :58: nişana da yetişmezsem bensiz takarsın yüzüğü dedi :58::58::58: şimdi ölür müsün öldürür müsün cümlesini daha iyi kavramış biri olarak daha ilk baştan tüm ipleri kaptırdığıma mı yanayım, yoksa aşkımın bunu unutmayıp mutlaka her fırsatta bana hatırlatacağına mı yanayım.:58::58::47::47:
 
Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!

Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.

Sizin anılarınıza ayrı bir topic istiyorum ben. :65::65:
 
henüz 3 aylık evliydik. ve eşimin ailesiyle 7-8 saatlik mesafede oturuyoruz. ramanzan bayramı ziyaretine gittik. eşimin ailesini ikinci görüşüm hep birlikte akraba ziyareti yapacağız.eltimler, kvalide, kbaba,eşim ve ben arabaya zor sığıldı. arabaya binince direk kapıyı çektim. ve arka koltuğa sığmaya çalışan eşimin babası açın kapıyı diye feryat etti. elini sıkıştırmışım. çok fena rezil oldum. neyseki kimse kızmadı :) babasının tırnağı morardı. düştü
 
ben de biraz önceki rezilliğimi anlatayım:17: hocamla konuşuyorduk facebookta numarasını verdi çağrı at arayayım dedi. benim telefona kulaklık takılı elimden aşağı sallanıyor ama farkında değilim. arıyorum numarayı telefonu kulağıma koyuyorum ses gelmiyo ama ekrana da hiç bakmıyorum. 3 kez kapatıp yeniden aramaya çalıştım ama yok! ses gelmiyo hiçç.. bide sayıyorum mal telefon bozulacağı tuttu diye. en sonunda jeton düşüyor:78: adam açmış her seferinde telefonu seslenmiş ama her seferinde yüzüne kapatmışım :17: saydıklarımı duymamıştır umarım:53:
 
winstonlight ! ! !!!!! :71:

kendinle olan bu barışıklığına hayranım,,,,, banada öğretsene biraz,,,, nası yapabiliyoısun bunu =))

ne güzel bişey insanın kendiyle dalga geçebilmesi kendini kasmaması,,, bayılıyorum sana ve yazılarına,,,


:70::70::70::70::70::70::70:
 
Sizlere bu güzel Cuma gününde (benim için haftanın son iş günü) ÇITIR bir anı anlatayım.


Dün gece evde beslediğim koca adam canımı sıktı eften püften bir sebepten. Cevap da vermedim hiç. Başım çok fena ağrıdı. Kendimi savunmadığım zamanlarda böyle oluyor. Çarem uyumaktı. Hayal dünyama göre, yeni başlayan gün ile birlikte farklı bir enerji bulacaktım bünyemde.

Neyse o baş ağrısı ile yattım. Kalktığımda beni açık ve berrak bir zihin yerine, yazın sıcağında üzerime çullanmış bir Şikko bekliyordu. Zaten suratını görmek istemiyorum, bir de adamın yarısı benim üzerimde. Başım yine tuttu.

Kendimi bu ağır yükten kurtardım, sinirle hazırlanıp evden çıktım.

Kafam rahat olmadığı zamanlarda uyuduğum uyku beni zaten dinlendirmiyor. Gece olumsuz rüyalar görüyorum. Mutlu uyanamıyorum. Ayrıca Şikkonun fiziksel baskısı da üzerine eklenince, fizyolojik ve psikolojik olarak yorgun başlayan bir gün.

İşe yürüyerek gidiyorum. Yürürken kafamı boşaltmam gerekiyordu. Zira iş yerindekilere suratsız bir "Günaydın" demek tarzım değil. Samimiyetsiz de olamam. En güzeli biraz kafa dağıtıp en azından sıcak bir tebessüm edebilecek kadar enerjimin olması. Bu güzel duygularla radyoyu açtım, ve adını sanını dahi bilmediğim dünyanın en saçmalayan djlerinden birini dinlemeye başladım. Hadde hesaba gelmeyek boyutta geyik yapmaca, zırvalamacadan ibaret bir program..

Ben kendimi geceden beri kasmış olmanın verdiği bir mallıkla, adam ne derse gülmeye, gevşedikçe gevşemeye başladım.. Yoldan geçenlerin sabahın köründe sırıta sırıta yürüyen bir kadına ne gözle baktıklarını tahayyül dahi edemiyorum. O kısma hiç girmeyelim.

Neyse dedim ki, bugün kendime bir simit alayım da azıcık keyfim yerine gelsin. (Şikkonun birinin canımı sıkmasının bedeli, envayi çeşit methodla ancak gideriliyor)

Köşede seyyar arabası ile simit satan amcanın yanına gittim. (Not: Amca ile keyfim istediğinde simit almak dışında hiç bir kişisel muhabbetim yoktur. Yani değil hal hatır sormak, günaydın iyi günler vs bile demem adama rutin zamanda, o derece.. Bu kısım yaptığım patavatsızlığın rezillik boyutunu idrak etmek için önemli..)

asudebahar: Bir tane simit lütfen.
simitçi: Çıtır mı olsun, yumuşak mı?
asudebahar: Çıtırından olsun, genciz daha!

(Neymiş, geyik yapan dj dinleyecekmiş de kafa dağıtacakmış sabah sabah.. Zevzek insan, o zaman sadece dinle dji. Sen niye tanımadığın insana geyik yapma gereği duyuyosun?)

Simitçi koptu.. Ama böyle bir gülme efekti yok. 5 metre kadar yakındaki herkes dönüp, yaz sıcağında dahi takım elbise giymek zorunda olacak kadar ciddi bir işi olan kadın ile Seyyar Simitçinin arasında nasıl bir diyalog geçmiş olabilir ki Simitçi kopuyor bu kadar acaba diye düşünmekten şaşkın..

Sorgu dolu bakışlara aldırmadan tebessümle Simitçiye döndüm,

asudebahar: Genciz daha.. Dişlerimiz sağlam şükür.. Yaşlanınca az pişmişlerden yeriz, değil mi? Ahahahaha (kibar, bir o kadar da samimiyetsiz gülme efekti)

dedim ve kaçtım..

Simitçi arkamdan: "Allah neşeni daim etsin kızıııım!!!" diye bağırsa da oralı olmadım..




Kocama özel not: Hepsi senin yüzünden hain Şikko.. Akşam bu anımı sana anlatayım da, 3 ay kendine geleme.. Nasıl dersin elin adamına "Çıtırından olsun" diye de de, kudur kudur dur.. Ohh canıma değsin.
 
Son düzenleme:
Sizlere bu güzel Cuma gününde (benim için haftanın son iş günü) ÇITIR bir anı anlatayım.


Dün gece evde beslediğim koca adam canımı sıktı eften püften bir sebepten. Cevap da vermedim hiç. Başım çok fena ağrıdı. Kendimi savunmadığım zamanlarda böyle oluyor. Çarem uyumaktı. Hayal dünyama göre, yeni başlayan gün ile birlikte farklı bir enerji bulacaktım bünyemde.

Neyse o baş ağrısı ile yattım. Kalktığımda beni açık ve berrak bir zihin yerine, yazın sıcağında üzerime çullanmış bir Şikko bekliyordu. Zaten suratını görmek istemiyorum, bir de adamın yarısı benim üzerimde. Başım yine tuttu.

Kendimi bu ağır yükten kurtardım, sinirle hazırlanıp evden çıktım.

Kafam rahat olmadığı zamanlarda uyuduğum uyku beni zaten dinlendirmiyor. Gece olumsuz rüyalar görüyorum. Mutlu uyanamıyorum. Ayrıca Şikkonun fiziksel baskısı da üzerine eklenince, fizyolojik ve psikolojik olarak yorgun başlayan bir gün.

İşe yürüyerek gidiyorum. Yürürken kafamı boşaltmam gerekiyordu. Zira iş yerindekilere suratsız bir "Günaydın" demek tarzım değil. Samimiyetsiz de olamam. En güzeli biraz kafa dağıtıp en azından sıcak bir tebessüm edebilecek kadar enerjimin olması. Bu güzel duygularla radyoyu açtım, ve adını sanını dahi bilmediğim dünyanın en saçmalayan djlerinden birini dinlemeye başladım. Hadde hesaba gelmeyek boyutta geyik yapmaca, zırvalamacadan ibaret bir program..

Ben kendimi geceden beri kasmış olmanın verdiği bir mallıkla, adam ne derse gülmeye, gevşedikçe gevşemeye başladım.. Yoldan geçenlerin sabahın köründe sırıta sırıta yürüyen bir kadına ne gözle baktıklarını tahayyül dahi edemiyorum. O kısma hiç girmeyelim.

Neyse dedim ki, bugün kendime bir simit alayım da azıcık keyfim yerine gelsin. (Şikkonun birinin canımı sıkmasının bedeli, envayi çeşit methodla ancak gideriliyor)

Köşede seyyar arabası ile simit satan amcanın yanına gittim. (Not: Amca ile keyfim istediğinde simit almak dışında hiç bir kişisel muhabbetim yoktur. Yani değil hal hatır sormak, günaydın iyi günler vs bile demem adama rutin zamanda, o derece.. Bu kısım yaptığım patavatsızlığın rezillik boyutunu idrak etmek için önemli..)

asudebahar: Bir tane simit lütfen.
simitçi: Çıtır mı olsun, yumuşak mı?
asudebahar: Çıtırından olsun, genciz daha!

(Neymiş, geyik yapan dj dinleyecekmiş de kafa dağıtacakmış sabah sabah.. Zevzek insan, o zaman sadece dinle dji. Sen niye tanımadığın insana geyik yapma gereği duyuyosun?)

Simitçi koptu.. Ama böyle bir gülme efekti yok. 5 metre kadar yakındaki herkes dönüp, yaz sıcağında dahi takım elbise giymek zorunda olacak kadar ciddi bir işi olan kadın ile Seyyar Simitçinin arasında nasıl bir diyalog geçmiş olabilir ki Simitçi kopuyor bu kadar acaba diye düşünmekten şaşkın..

Sorgu dolu bakışlara aldırmadan tebessümle Simitçiye döndüm,

asudebahar: Genciz daha.. Dişlerimiz sağlam şükür.. Yaşlanınca az pişmişlerden yeriz, değil mi? Ahahahaha (kibar, bir o kadar da samimiyetsiz gülme efekti)

dedim ve kaçtım..

Simitçi arkamdan: "Allah neşeni daim etsin kızıııım!!!" diye bağırsa da oralı olmadım..




Kocama özel not: Hepsi senin yüzünden hain Şikko.. Akşam bu anımı sana anlatayım da, 3 ay kendine geleme.. Nasıl dersin elin adamına "Çıtırından olsun" diye de de, kudur kudur dur.. Ohh canıma değsin.

Kahkaha atmadım ama nasıl diyeyim bir tebessümle okudum.Çok sevimli geldi anlattıklarınız. =) Artık simitçi amcayla bir bağ var aranızda.Selamsız uzaklaşmazsınız yanından. :1:
 
winstonlight yine öldüm gülmekten süpersin :65::65::65::65:

Teşekkür ederim, rezilliğe yatkın bir bünyem var demek :1:

okumadan önce begendim çünkü gülecegimi biliyordumm sen yaz ben sabaha kadar okurum:65::65::65::65::65:
Teşekkür ederim, sizi ve karnınızdaki bebişi az biraz güldürebiliyorsam ne mutlu bana.

yerlere yattım gülmekten :))))
Yaşarken genelde bunlar pek güldürmüyor ama okurken güldürüyor demekki :1:

harikasınız gerçekten :46: çok güldüm ya :60::60::60:
bu arada bence 44 beden öyle şişko diye tabir edilecek kadar geniş bir beden değil =)
Değil tabii ama efsane vardır ya ; "ben kızken 36 bedendim, gelinliğim üstümden düşerdi,belim simit kadardı" falan hikayeleri.Ben evlenmeden önce de iri kıyımdım, şimdi de öyleyim.Birde çocuk doğurursam, tek başıma 4.5 depremleri yaratabilirim, sen koru yarabbim :1:

bu kadar güzel bir anlatım olamaz ya ay yattım yerlere.her mesajına hastayım senin :9::9::9:
Teşekkür ederim, bu mesajı gönül ister Brad Pitt yazmış olsun ama buna da şükür :1:

Sizin anılarınıza ayrı bir topic istiyorum ben. :65::65:
Bir ay sonra kısmet olursa tatile gideceğiz, kendimden eminim, kendime güveniyorum, bin türlü rezillikle döneceğim. :27:

winstonlight ! ! !!!!! :71:

kendinle olan bu barışıklığına hayranım,,,,, banada öğretsene biraz,,,, nası yapabiliyoısun bunu =))

ne güzel bişey insanın kendiyle dalga geçebilmesi kendini kasmaması,,, bayılıyorum sana ve yazılarına,,,


:70::70::70::70::70::70::70:

Bacım heryerden falsoluyum.Bana hamileyken annem kömüre aşermiş ama "az" yediğini anlatan bir annenin kızıyım.4.800 gram doğmuşum.Annem hep kel, 1 litrelik kola şişesi gibi bebek hayal etmiş.Ben omuzlarına kadar saçlı, epey uzun boylu (anam 1.65-babam 1.98 ne yani ne kadar ufak olabilirim ki? )ve şişko bir biçimde annemin kucağına verildiğimde annem "ama bunun saçı var" demiş. Sen hamileyken yarım ton kömür ye, daha saçı var de, tövbe estağfurullah 3 kolum yada 4 kulağımda olabilirdi. :1:
Daha bir haftalıkken sol kulağıma su kaçırmışlar beni yıkarken, 30 yıl geçti hala o kulak "sağır duymaz uydurur" kıvamında.
Kilo konusuna ve nasıl beslendiğim kısmına bile girmiyorum.
Yani özetle kendimle barışık olmayayım da ne yapayım? :1: Mal bu :1: Allah böyle yaratmış, kul olarak ben de biraz hırpalamışım ama sonuç bu, atsan atılmaz, satsan satılmaz :1: Üç günlük dünya be dostum, safi kastan oluşan bir göbek yerine, gülen bir yüz benim tercihim. (Burada pis şişko kendini kandırmakta, hala ısrarla şişkoluğunun keyfini sürmektedir.)
 
Hep söylediğim gibi, 1.80 boyunda, 85 kilo cüssesinde, İstanbul'dan ensesine vurduğunda, Konya'ya yuvarlanarak ekonomik bir biçimde gidebilen bir insanım.
Gene o zamanlar sevgiliyiz.Çay bahçesinde buluşmuş, kokmuş çay içmişiz üzerinize afiyet.Sonra çay bahçesinin dibinde bir park görüyorum.Eski Türk filmlerindeki gibi salıncaklara binelim, sallanalım, romantizmin dibine vuralım diye parlak bir fikirle eşimle salıncaklara doğru gidiyoruz.Biniyoruz yan yana.5 dakika, 10 dakika derken eşim sıkılıyor, "hadi gidelim" diyor ama git gidebilirsen.Daha doğrusu salıncaktan poponu kurtar kurtarabilirsen.Bana göre bir ömür süren azap anlarında başlıyorum içimden kendi kendime söylenmeye :"Sendeki popo, üçlü koltuğa oturduğunda, iki minderi kaplayan bir popo, ne demeye çocuk salıncağına binersinki?Romantizm istiyorsan önce boğazını tutacaksın, seni pis şişkooooo".Tabii eşime de çaktırmamak için naz, cilve fora.Sanki salıncakta değilim de cennete giden kayığa binmişim, hiç inesim yok havalarındayım.Allahım ne azap, dedim şimdi itfaiye gelecek, salıncağı kesip beni kurtaracak, ertesi gün 3. sayfada "Salıncağa sıkışan şişko kızı, 3 saat sonra itfaiye görevlileri zor kurtardı, hatta bu arada bir de utanmadan acıktığını söyleyerek yemek bile istedi, şok şok,şok".Artık rabbim sesimimi duyuyor, utançtan deli kuvvetimi geliyor ama çıkıyorum salıncaktan.Benimki hala nerde bir salıncak görse "ilk tanıştığımızda zor inmiştin, sen çok seversin salıncakları, bin istersen" diyor ama ben o gün yemin ettim nerde bir salıncak görsem çaktırmadan taş atar, yüzüne bile bakmaz kaçarım oracıktan.Pis salıncaklaaaarrrrr!!!

Hadi bu benim orantısızlığım, ya buna ne demeli?Cumhuriyetin ilanından sonraki günlere denk gelen bir dönemde 40 beden olmuşluğum ve bir kaç tane yazlık el kadar etek almışlığım var.Sonraki dönemlerde hep 42-44 olduğumdan onlar dolabımda gelinlik misali anlamlı ve bir kez giyilmiş olarak saklanır hala.Eşimin onlardan birini bulmasıyla olay gelişir.Israr ısrar üstüne giymemi ister.(Bundan sonraki kısım hem şişkoluk hem cinsellik içerir dikkat)Etek banyoda kafadan kazak giyermişcesine giyilir.En fazla sütyenin altına kadar iner.Çünkü belim traktör lastiği, kalçalar yukarda zaten tanımlanmış durumda.Etek de bir karış olunca, donun üstünde biten bir etekli ucube olarak yatak odasına girerim.Benimki başlar sırnaşmaya,
-şimdi bu eteğin düğmesini açıp, fermuarını indireceğim
-(şimdi z.çtın winstonlight, zaten düğme de fermuar da kapanmamış, rezilliğee geeel)
-Sonra da ayak parmaklarına kadar sürükleyip, çıkartacağım bu eteği.
-(dişinle belki tır çekebilirsin ama bu dediğin imkansız, o etek belden bile aşağı inemez)
-Sen de heyecanlısın değil mi hayatım? Neden konuşmuyorsun?Ne düşünüyorsun?
-(Yarın ilk iş diyete başlayacağım, ben bir pis şişkoyum)
Sonrasında etekle olayın daha heyecanlı olacağına inandırmam, iş sonrasında eteğin üstüme terden deli gibi yapışması, üstten de çıkmaması, banyodaki saç makasıyla bir güzel keserek çıkartmam, hemen çöpe atmamla bir şişkoluk anısına daha imza atmış bulunmaktayım.
Not1: Bunu yazarken bile bir yandan dondurma yiyen bir pis şişkoyum.
Not2:Kocam zannediyorumki ileri derecede hipermetrop, yoksa 40 beden eteği 44 beden karısına giymesi için teklif bile etmezdi.
Not3:Kararlıyım en kısa sürede o 40 beden geri kalan eteklere girip, en miniğinden bir salıncağa binip, o salıncaktan ve tüm salıncaklardan öcümü alıncaya kadar sallanacağım üleeeen.Arz ederim.

alemsin winstonlight
bu topiği yeni buldum ay çok hoşuma gitti derhal abone oldum ben de en kısa zamanda yazmaya başlarım rezilliklerimi:40:
 
eşime de tüm ailesine de rezilliğimi anlatayım :
bir hafta sonu kayınvalidemlerde oturuyoruz, eşim k.validem, k.pederim görümcem var, nereden açıldıysa bebek konusu açıldı o zaman hamile bile değil ben yeni evliyiz,
neyse k.v.anlatıyor işte şöyle tatlılar filan, eşimden konu açıldı, çok usluydu, şöyle akıllıydı şunları yapardı file..bi de dedi ki ilk dişleri çıktığında, meme emdikten sonra karnı doyar, sonra da memeyi ısırıp dişleriyle çekerdi diye..,
ben salağından el cevap..
- aa bana da aynısını yapıyor, demekki bebekliğinden kalmış :69::1:
 
eşime de tüm ailesine de rezilliğimi anlatayım :
bir hafta sonu kayınvalidemlerde oturuyoruz, eşim k.validem, k.pederim görümcem var, nereden açıldıysa bebek konusu açıldı o zaman hamile bile değil ben yeni evliyiz,
neyse k.v.anlatıyor işte şöyle tatlılar filan, eşimden konu açıldı, çok usluydu, şöyle akıllıydı şunları yapardı file..bi de dedi ki ilk dişleri çıktığında, meme emdikten sonra karnı doyar, sonra da memeyi ısırıp dişleriyle çekerdi diye..,
ben salağından el cevap..
- aa bana da aynısını yapıyor, demekki bebekliğinden kalmış :69::1:

kayınpederde orda :53::53:
 
Ayy bir de armut rezilliğim vardı benim.:9: Arkadaşlarla pikniğe gidiyoruz.:62: Gebze yakınlarında bi köye geldik
Zınkk diye durdu bizimki:53: manavdan sebze meyve alcak. Köy mahsulu başka olurmuş. Yanımızda evli bi çift vardı.
Hazır durmuşken bizde eve bişiler alalım dedilerr. Ben kaldım arabada tek. Erkek arkadaşım cama eğildi bişi istiyor musun diye sordu. Şööylee bi göz attım manava armut dedim armut istiyorum ben. Buraya kadar anormal bi durum yok. Bundan sonrası fena.:26::26: Artık ne düşündüysem ben aklımdan ne geçirdiysem biranda kafamı dışarı uzatıp "canııımmm annende armut sever onada alalım bi kilo. İyisi olsun hee en iyisini olsundedim:53::53::53: Önce bi sessizlik oldu manavcı sevgilim arkadaşlarım filan dönüp bana baktı. Sonra herkes karnını tuta tuta gülmeye başladı.:60::60: Tabi saf ben anlamadım olayı.:84: Niye bu kadar güldünüz dedim sadece.:20: Sevgilim, "armudun iyisini ayılar yer hayatım" dedi. Başka söze gerek varmı??? Armuttan soğudum o günden sonra:77::78::60::60:


Yarında pikniğe gitcezz sus pus oturcam valla. Az önce sevgilimle konuştum aşkım armut yiyesin gelmez umarım dedi pis şey. İlerde çoluk cocuk torun torba herkese anlatcak bunu eminim:)):))
 
Son düzenleme:
eşime de tüm ailesine de rezilliğimi anlatayım :
bir hafta sonu kayınvalidemlerde oturuyoruz, eşim k.validem, k.pederim görümcem var, nereden açıldıysa bebek konusu açıldı o zaman hamile bile değil ben yeni evliyiz,
neyse k.v.anlatıyor işte şöyle tatlılar filan, eşimden konu açıldı, çok usluydu, şöyle akıllıydı şunları yapardı file..bi de dedi ki ilk dişleri çıktığında, meme emdikten sonra karnı doyar, sonra da memeyi ısırıp dişleriyle çekerdi diye..,
ben salağından el cevap..
- aa bana da aynısını yapıyor, demekki bebekliğinden kalmış :69::1:

Ayy Allahım ömrün uzun olsun çok güldüm yaa eşim zıpladı kalktı ne oluyor diye..:53:
 
eşime de tüm ailesine de rezilliğimi anlatayım :
bir hafta sonu kayınvalidemlerde oturuyoruz, eşim k.validem, k.pederim görümcem var, nereden açıldıysa bebek konusu açıldı o zaman hamile bile değil ben yeni evliyiz,
neyse k.v.anlatıyor işte şöyle tatlılar filan, eşimden konu açıldı, çok usluydu, şöyle akıllıydı şunları yapardı file..bi de dedi ki ilk dişleri çıktığında, meme emdikten sonra karnı doyar, sonra da memeyi ısırıp dişleriyle çekerdi diye..,
ben salağından el cevap..
- aa bana da aynısını yapıyor, demekki bebekliğinden kalmış :69::1:

Aman yarabbi bu nasıl bir rezillik. :53: Hem güldüm hem bu şaşkoloz ifade kaldı yüzümde. :53: :60: Ama kayınvalide de hata orada ki onca insana ne nasıl emermiş naparmış. :19: Benim asıl merak ettiğim bir daha nasıl baktınız suratlarına? :27:
 
aayy bi tane daha geldi aklıma
eşimle henüz nişanlıyken beni sınava götürdü,sınav bitti neyse...
hava sıcak biz de arka koltuğu yatırıp onun üstünde ayaklarımızı
bagaja doğru uzattık.masumca sarılıyoruz ee tabi ateşle barut
yanyana olunca hiç de rahat durmuyo malum...
iş masumiyetten çıkıp ateşli öpüşmeye ve ardından da sevişmeye dönmüştü ki
bi sarsıntıyla irkildik tabi eşim hemen toparlanıp aşağı indi bi baktık ki önümüzdeki
araç park ederken bize vurmuş:47::47::47:
arabanın vurulduğuna mı yanarsın hevesinin kursağında kaldığına mı:63:
 
Back
X