Eşim beni dövüyor ama ben onu seviyorum

Halusinasyon

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
23 Aralık 2014
2
1
1
49
Merhaba hanımlar,


Söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum… Konuyu buraya açtığım için utanıyorum da….
8 yıldır evliyiz, ben 33 eşim 35 yaşında, ilk eşimi trafik kazasında kaybettim şu anki eşimle görücü usulü evlendik…


Eşim boyca da benden uzun, iri yapılı biri, kemikleri de ağır bense lagari yapılıyım….


Dayak evlendiğimiz gün başladı diyebilirim, önceleri haftada bir dövüyordu ama o da şakayla karışık ve fakat yıllar geçtikçe şaka mevzusu ortadan kalktığı gibi dayak da ciddiyet halini aldı.
Eşim çalışmıyor, ben bir okulda temizlik görevlisiyim. Saat 16:00 okul bitiyor ben de en geç 5 gibi evde olacağım ki dayak yemeyeyim… 1 dakika geç kalırsam 1 tokat yiyeceğim 10 dakika sonrası için ise her 5 dakika için 1 tekme atacak o da diz kapaklarıma (ucu sivri ayakkabılarıyla).
3 hafta önce yağmurlu bir gündü, otobüs 15 dakika geç kaldı, durak da evimize 10 dakikalık mesafede… Durakta otobüsten indiğim gibi eve erken varmak için koşaradım evin yolunu tuttum, evin kapısına vardığımda saat 17:08 di. Bu da 8 tokat yiyeceğim manasına geliyordu kapıyı açmamla sağ yanağıma şimşek hızında bir yumruk yedim, yumruk darbesiyle gözlüğüm yere düştü üzerine basmamak için yalpaladım, haliyle de dengemi kaybederek yere düştüm, düşmemle eşimin bağırması aynı ana denk geldi diyebilirim.


Tepemde “Gerizekalı, aptal, bu pisliğin hali ne” diye bağırıyordu,


Ben cenin pozisyonundayım, ellerimle yüzüme kalkan yaparak parmaklarımın arasından eşimin gösterdiği yere bakıyordum, eşim eliyle pantolonumu gösteriyordu… sağ bacağımı kendime çekip pantolonuma baktığımda da felaketi gördüm, meğer ben eve erken varmak için koşarken çamurlar pantolonuma sıçramış ve pantolonumun arka tarafı komple çamur olmuş.


“Özür dilerim” diyerekten her iki bacağımı da havaya kaldırdım ki yerler pislenmesin, eşim karın bölgeme tekme atarak yatak odasına koştu… o koşma anında dağlar üzerime devrildi diyebilirim, o an kıyametler kopsun da 2 dakika sonrasını yaşamayayım için dua ettim zira eşim yatak odasından geldikten sonra beni ucu sivri ayakkabılarıyla dövecekti, dövmekle kalsa yine iyi ama dövmekle de kalmadı…
O an evden kaçmayı da düşündüm ama nereye gideceğim ki? Yerler fazla kirlenmesin diye bacaklarım havadayken pantolonlarımı çıkarayım dedim ama biraz sonra dayak yiyeceğim için çıkarmaktan vazgeçtim zira pantolon varken daha az acıyordu canım…


“özür dilerim, yağmur yağmış özür dilerim” diyerekten eşimi bekledim…


Yüzü koyun, ayaklarım havada parmak arasından yatak odasının kapısını gözlüyordum, eşimin sağ ayağındaki ve sağ elindeki siyah ayakkabıyı gördüm…ayakkabının tekini giymiş diğer tekini de eline alarak bana doğru geliyordu… yüzümü soğuk parkeye gömdüm…


Eşim yanımdan geçerken elindeki ayakkabıyı sırtıma vurarak “daha yürümesini bilmiyorsun şerefsiz” diyerekten bir tekme de sağ baldırıma savurdu bunu yazarken bile acısını baldırımda hissettim…
Sonra arkana geçerek bir ayağıyla simetrik şekilde önce sağ dizime sonra sol dizime vuruyor, elindeki ayakkabıyla da popoma vuruyordu, kaç tekme atığını saymadım ama 5 dakika falan sürmüştür, sonra eşim sağ ayak bileğimden tutarak beni banyoya doğru sürükledi. sürüklerken de banyo kapısının altında mermer olur ya hani işte o mermer çene kemiğime gelmez mi? O an kırıldı sandım ama kırılmamış… şu an düşünüyorum da allah korumuş beni…


Banyoda beni musluğun altına sokup kirlenen pantolonuma su tuttu, tabii bu arada küfürler edip benim onurumla, şerefimi diline çekirdek yapıp kabuklarını da üstüme üstüme atıyordu.
En son ayakkabısının topuğuyla omuzuma vurarak ayakkabısını çıkarıp suratıma tükürerek gitti.. ben tam bitti yarabbi diye şükür ederken bir hışımla geri dönüm saçımdan tuttuğu gibi bana mermeri gösterdi, kapının eşiğindeki mermerin üzerine kan dökülmüş, meğer çenem kanamış ve mermere birkaç damla kan dökülmüş, eşim saçımdan tuttuğu gibi beni mermere kadar sürükledi o şekilde, mermerin üzerine sinmiş kanı önce yüzümle sonra da ıslak olan pantolonumla sildikten sonra defol diyerekten banyoya sokup üzerime kapıyı kapattı…

En son da bu sabah kahvaltı masasında dayak yedim, kahvaltı hazırlamıştık birlikte, çay kaşığıyla ekmeğime reçel sürmemi sinirlenen eşim çay bardağı altlığını suratıma fırlattı ve alnımın çatalına geldi… onunla da yetinmeyip gelip yüzüme peşi sıra yumruklarını sıraladı…

Artık dayanacak gücüm de kalmadı, hem seviyorum hem boşanmak istemiyorum hem de dayak yemek istemiyorum.

Ben de bir aile olmak istiyorum, biz olabilmenin mücadelesini verdim yıllardır, tamam çocuğumuz belki olmuyor ki bunun da sebebi benden olabilir ama ben dayağı hakkedecek bir şey yapmıyorum ki…

Bugün işten izin alıp İsmail abi kahvesine gittim, Muhsin ve Danyal da beni görünce onlar da yanımıza geldi, onlara da konuyu açtım ve sırtımızı sıvazlayarak ayrılmam gerektiğini ve böyle bir evliliğinin sürdürülemeyeceğini salık verdiler ve fakat ben ayrılmak istemiyorum…

Buraya açmamın nedeni sizler belki derdime çare olursunuz, ben eşimi nasıl yola getirebilirim, hem bir kadın neden kocasını döver ki?



Lütfen bana yardımcı olun ve ailemizi kurtarmamı sağlayacak fikirlerinizi yazın….
 


Güzide bir fantastik edebiyat örneği... Teşekkürler.
 

Oooooo çok acıklı gözlerim doldu birader
 
haftada bir dayak yediğini yazdığın kısma kadar ancak geldim.
ilginçsiniz gün yapar gibi hafta bir döverdi demişsiniz.

konu başlığı da tuhaf. dayak yiyen insan da sevgi mi kalır??

hayır seni döven adamın neyini sevicen..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…