işlerine geldiğinde gelenek görenek adet derler ama uygulamaya gelince maddiyatçı menfaatçi olur insanlar. bende gelin olacağım sırada, çok önemsememiştim kimseden de bir beklentim olmamıştı ama anneme adetlerimizi sorduklarında annem ben damada siz geline alışveriş yaparsınız, bildiğim kadarıyla bohça var her yörede demişti. onlarda onaylamıştı evet bizde de oluyor diye.. görümcem nişan arifesinde arayıp, hallettin mi hazır mı herşey az kaldı nişana diye sordu bende alışverişe çıkartmak için gün tayin edilecek heralde diye bekliyordum ki telefonda, bizden birşey bekleme şimdi zaman değişti oğlan ile kız yapıyor herşeyi canımbenim demişti. bende evet biz hallderiz demiştim ama çok ağladım teli kapattıktan sonra.. bunun adı dobralık değildi.. kendimi çok değersiz hissetmiştim. eşimin durumu yoktu, aileme yalan söylemiştim düğün salonuna kadar ben tuttum, nişan yüzüğüme kadar aldım. ablalarının babasının abisinin tabiki siz yapacaksınız tavrı çok alçakca idi. eşimle evlilik sonrasında bu konular yüzünden çok tartıştık. bana düğün sırasında yaşattıkları o değersizlik hissi bende çok yara bıraktı. bohça diye getirdikleri şeyde saydığın havlu lif yemeni seccade vardı. yeminle söylüyorum hepsini çöpe attım. annem de utandı getirdiklerinden.. keşke hiç getirmeselerdi onları.. kendi kullanamayacağın birşeyi başkasına götürmek hem de hediye altında ne bileyim benim asla tasvip etmediğim ve çok sinirlendiğim birşeydir. gerçekten bana o zımpırtıları hiç getirmeseler bu kadar kötüleşmezdi durum. halalarım ne getirmişler aç bakalım dediler.. iyi ki onların yanında açmamışım laf söz ederlerdi.. hepsi mamak çöplüğünde şuan. yaklaşık 3 yıl olacak evliyiz. ben eşimin ailesiyle asla görüşmüyorum. eşimle evlilik sonrası yaşadığımız problemlerin % 80 i eşimin ailesinin düğün sırasında yaşattıklarından kaynaklı.
buraya bu problemini yazmışsın ve bende aynı yoldan geçtiğim için sana yaşadığım bu acı deneyimi paylaşmak istedim. yazılan yorumların çoğunda ne var bunda hiç getirmeyebilirdi.. daha ne bekliyorsun ki gibi sözler bol keseden atmak gibi geldi bana.. herkes aynı şeye ayn ı miktarda değer vermez... eğer insanlar adettir diye sana birşeyler dayatıyorsa ( el öpmekten tutun da.. kendinden başka herkesi düşünmek zorundalığı gibi..) sende geline değer verilmesini, özenli davranılmasını, kıymet görmeyi karşıdan çok tabi beklersin.
sana almadılar mı.. sen de onlara hiç alma.. çok ciddi mesafe koy.. tamam yapmak zorunda değilseniz ben de size yapmak zorunda değilim de.. ayıp olur diye yaptığın şeyler bile içine dert olur. " ne verdin elime ne çalayım yüzüne" diye bir söz var ya..
yapmamalarını sorun etme.. ( ben etmiştim çünkü çok iyi niyet göstermiştim ve elimden gelen herşeyi yapmıştım pişmanım hemde çok). ama sen de hiç birşey yapma.. gelinlik dahi yapma..
şuan rahatım.. evime semtime dahi uğrayamazlar.. hepsini sildim.. bir oğlum var saçının telini dahi göremezsiniz.. siz dobrasınız öyle mi dobralık böyle olur dedim..
not: eşimle bu sebepten ayrılacaktık boşanma davası bile başlattım ama eşim bir müddet sonra tüm şartlarımı kabul ederek evine döndü.. bende geçmişte bana yaşattıkları bu acı deneyimleri hiç dile getirmeyeceğime dair eşime söz verdim. sünger çektik ve yeniden başladık. keşke başlangıçta akıllı davranıp iyi niyet göstermemseymişim. içimde bu kadar cam kıırklıkları biriktirmezdim.. kendinden ödün verme.. allah yardımcın olsun..
Edit: Yorumumu düzenliyorum. Diğer yorumlarınızı da okudum. Haketmişler. Elinize sağlık