Herkese Merhabalar;
Özellikle bu konuyla ilgili paylaşımda bulunmak için foruma üye oldum. Çünkü birçok insan bu konuya dair bilinçli değil, hatta doktorlar bile. Hastalıkla ilgili yeni tedavi yöntemlerini birçok doktor ya bilmiyor ya da yetersiz bilgiye sahip olduğu için yönlendirmekten çekiniyor. 4 Ekim'de bacağımın şişmesiyle beraber hastaneye başvurdum. Sol bacağımdaki tüm toplardamarların tıkanması sebebiyle hastaneye yatışım yapıldı ve heparin infüzyonuna başlandı. Doktorum evdeki tedaviyle hastanedekinin çok fark etmediğini, tedavinin ilaçlarla beraber varis çorabı olduğunu söyledi. Ben de hastaneden çıktım. İnternetten araştırma yaptığımda ise doktorumun önerdiği yöntemin tedavi olmadığını, pıhtı damarda kaldıkça damara zarar verdiğini ve hastalığın ilerde tekrarlama olasılığının arttığını öğrendim. Okuduğum birçok yazıda buradaki bazı arkadaşlarında bahsettiği operasyonların asıl tedavi olduğunu gördüm. Hemen kendi doktoruma sordum fakat doktorum eğer operasyon yaptırırsam pıhtının yerinden kopup akciğere ya da beyne atabileceğini söyledi. Kendisine bunu önlemek için filtre takıldığını söylediğimde filtrenin çok masum bir şey olmadığını söyledi. Öncelikle Amerika'da bulunan bir Türk Kalp Damar uzmanına sordum. Kendisi işlemin ilk 10 gün içinde başarılı olduğunu, işlemin Girişimsel Radyoloji tarafından yapılıp, Kalp Damar tarafından takip edildiğini belirtti. Ben de Ondokuz Mayıs Üniversitesi KVC ve Radyoloji ile görüştüm. Deneyebileceğimi fakat cihazın kendilerinde olmadığını söylediler. Ege Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi ile iletişime geçtim. Onlar işlemi yapmayı kabul ettiler. Kendi doktorum beni tedirgin ettiği için hala emin olamıyordum. Doktor bir arkadaşımı Ege Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalına gönderdim. Oradaki doktorlar da işlemi yaptırmamın daha iyi olacağını söylediler. Bu sefer de uzaklık sorunu vardı. Uçağa binmek riskti ve uzun yolculukta da ayağımı yüksekte tutarak ve saat başı mola verip yürüyerek yolculuk yapmam gerekiyordu. Ankara'yı araştırmaya başladım. Başkent, Hacettepe ve Ankara Üniversitelerinde işlemin uygulandığını öğrendim. 9 Ekim'de Ankara Üniversitesi Kalp Merkezi'ne yatışım yapıldı. Yapılan Doppler sonucunda göbek altından başlayarak sol bacağımdaki tüm damarların tıkalı olduğu bildirildi. Profesör olan doktorum işlemi yaparken çok küçük de olsa emboli(pıhtı atma) riskinin olduğunu fakat işlemi yaptırmazsam riskin daha fazla olduğunu söyledi. Size işlem için kullanılan cihazlardan bahsetmek istiyorum. İki cihaz var. Biri EKOS, diğeri de burada bahsedilen CLEANER. EKOS da kan sulandırıcı ilaç verilerek ses dalgaları yoluyla pıhtı eritilmekte, çoğu kez filtre takmaya ihtiyaç duyulmamaktadır. CLEANER da ise yine ilaçla beraber mekanik tromboliz işemiyle pıhtı oyularak alınıyor ve damar aspire ediliyor. Ben doğum kontrol hapının komplikasyonu olabileceği için kontrolsüz bir şekilde hapı kesmiştim ve bu ara mens yaşadım. Kanama yaşama riskim olduğundan kan sulandırıcı kullanılmadan CLEANER cihazı ile işlem yapıldı. İşlemin arkasından verilen ilaçlardan dolayı kanama riski olduğundan bir gece yoğun bakımda kaldım. İlaç kullanılamadığı için %80 civarında bir başarı sağlandı. 6 gün heparine devam edildi. Sonra her gün İnr takibim yapılarak ilaca başlandı. İşlemin 12.günü ve ben varis çorabımı giyerek çok rahat dışarıda dolaşabiliyorum. Ben 7.günde işlemi yaptırabildim. İlk 48 saatte çok daha başarılı olunabiliyormuş.
Araştırma yaparken kolaylık olsun diye ve kararsızlıkları gidermek adına işlemi, kullanılan cihazları ve işlemin uygulandığı yerleri aktarmaya çalıştım. Herkese SAĞLIKLI günler dilerim...