Duygular ilerlemediği için terk edilmek...

kakaokafa

battı fishing, yan going. ♐
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
15 Kasım 2014
1.234
1.727
Herkese günaydın öncelikle.
Mayıstan itibaren biriyle konuşmaya başlamıştım. İlk konuşmalarımızdan oldukça olumlu bir elektrik almıştık. Gerek mizahi, gerek entelektüel yönlerimiz uyustuğu için konuşmayı ileriye taşımak istedik. Hislerimiz de daha sonra oluşmaya başlamıştı. Birbirimize olan sevgimizi bulduğumuz her fırsatta dile getirirdik.
Son 1 aydır bir soğukluk seziyordum onda. Yine her gün yazışıyorduk, ama ya sevgi mesajlarımı hiç yanıtlamıyor, ya da attığım bazı gece mesajlarını boşlukta bırakıyordu. Son kez buluştuğumuzda ise daha az konuşuyor, kendini bana sarılmaktan alıkoyuyordu. Yine konuşuyordu, öpüyordu beni, ama bir şeyler vardı işte. Bir gece ona "uyuyamıyorum, aramıza bir soğukluk girdi. umarım bir nedeni vardır" yazdım dayanamayıp. Bunu ertesi sabah konuşmamız gerektiğini söyleyip iyi geceler diledi. Ertesi gün (yani, pazar) bana "Düşündüm ama bunu söylemenin bir yolunu bulamadım. Güzel başlayıp güzel devam etsek de, belirli bir noktadan sonra sana olan duygularımın ilerleyemediğini fark ettim. Özel bir nedeni yok, sanırım çekimle alâkalı. Bu yüzden senin daha fazla çaba harcamanı istemiyorum. Çok üzgünüm." yazmış. Günü kötü devam ettireceğimin ilk emaresi... Benimle ilgili bir sebebinin olup olmadığını sorduğumda "Hayır, kötü bir özelliğin veya yaptığın kötü bir şey yok. Sadece olmadı bende, üzgünüm" dedi. Ben o şok etkisiyle sohbeti birkaç cümleyle devam ettirebildim. "Fazla söylenecek bir şey yok, ama keşke bunu son buluşmamızda açsaydın. Umarım bu ilişkiyi direkt kesip atma konusunda sağlıklı bir karar vermişsindir. Kendine iyi bak." yazdım. O da beni asla kesip atmayacağını, sadece kalp ve hislerinin bu ilişkiye uymadığını söyledi. Geçirdiğimiz bütün günlerin güzel olduğunu söyleyip teşekkür etti ve bitirdi.
O günden itibaren içimde öfke yoktu zaten, sakinleşmem kolay oldu. Ama başta artıp sonra azalan/artık artamayan sevginin telafisi olabilirdi belki. Ben bunun için çaba göstermeye hazırdım. Tek hissettiklerim yorgunluk, beceriksizlikle karışık vicdan rahatlığı ve hafif özgüven kaybı. İştah kaybım da başladı, sürekli midem kasılıyor.
Ayrıca bu yıl KPSS'ye gireceğim ve bırakın ders çalışmayı, kitap kapağı açmak bile istemiyorum. Dört gün oldu, kendimi nereden toplayacağımı hâlâ bilmiyorum. Sanki burada değilim.
Siz bu senaryoyu yaşadınız mı, ya da yaşasaydınız yapacaklarınız neler olurdu? Bu şekilde bitiren biri pişman olur mu bu yaptığından ve daha sonra arayıp sorar mı? Görüşlerinizi paylaşırken yazacağım noktaları göz önünde bulundurmanızı isterim.
- Kesinlikle üçüncü bir kişi yok. İlişki süresince de sadakatsizlik, şiddet gibi affedilemeyecek olayları yaşamadık. Zaten ikimizin de önceki ilişkileri en az bir yıl sürmüş.
- Benim yaşım 25, onunki 28.
- Telefon numaramı ben wp'de fotoğraf paylaştıktan sonra bile silmemiş. İnstagram'dan da silmemişti, ama ben çıkardım hemen. Onunla ilgili bir haber almak istemiyorum.
- Önceki ilişkilerinde kızlar başka insanlarla görüşmek istedikleri için terk etmişler onu. Bu yüzden mesaj yazmadığım, veya çok geç yazdığım zaman mutlaka bir şeylerin ters gittiğini düşünüyor. Yine bir gün terk edilmekten korkuyordu (ama bu kez kendi gitti).
Şimdiden teşekkür ederim değerli yorumlarınız için.
 
Pişman olacağını sanmıyorum çünkü yoğun duygular beslememiş size.
Dürüstçe söylemiş söyleceklerini.
Özgüven kaybı yaşayacağınız birşey de yok aslında. Her ilişki devam edecek, karşınızda ki size aynı duyguları hissedecek diye bir mecburiyet de yok.
Sınav öncesi yaşamanız sizin için kötü olmuş sadece.
Bir an evvel toparlanmaya bakın.
 
Adam dürüst, sizi yedekte bekletip, oyalamamis en azından. Bu adam birini seviyor bana kalırsa, ondan ilerlemedi size olan duyguları. Çalıştı, zorladı, bu kadar devam ettirebildi demek ki. Seviyor diye illa hayatında o kişi var, hergun gezip tozuyorlar gibi algılamayın. İnsanin sevdiği kişi her zaman hayatında olamayabiliyor. Kalbi başkası için atıyor gibi geldi bana. Siz ona o kişiyi unutturamadiniz belki de.
 
Herkese günaydın öncelikle.
Mayıstan itibaren biriyle konuşmaya başlamıştım. İlk konuşmalarımızdan oldukça olumlu bir elektrik almıştık. Gerek mizahi, gerek entelektüel yönlerimiz uyustuğu için konuşmayı ileriye taşımak istedik. Hislerimiz de daha sonra oluşmaya başlamıştı. Birbirimize olan sevgimizi bulduğumuz her fırsatta dile getirirdik.
Son 1 aydır bir soğukluk seziyordum onda. Yine her gün yazışıyorduk, ama ya sevgi mesajlarımı hiç yanıtlamıyor, ya da attığım bazı gece mesajlarını boşlukta bırakıyordu. Son kez buluştuğumuzda ise daha az konuşuyor, kendini bana sarılmaktan alıkoyuyordu. Yine konuşuyordu, öpüyordu beni, ama bir şeyler vardı işte. Bir gece ona "uyuyamıyorum, aramıza bir soğukluk girdi. umarım bir nedeni vardır" yazdım dayanamayıp. Bunu ertesi sabah konuşmamız gerektiğini söyleyip iyi geceler diledi. Ertesi gün (yani, pazar) bana "Düşündüm ama bunu söylemenin bir yolunu bulamadım. Güzel başlayıp güzel devam etsek de, belirli bir noktadan sonra sana olan duygularımın ilerleyemediğini fark ettim. Özel bir nedeni yok, sanırım çekimle alâkalı. Bu yüzden senin daha fazla çaba harcamanı istemiyorum. Çok üzgünüm." yazmış. Günü kötü devam ettireceğimin ilk emaresi... Benimle ilgili bir sebebinin olup olmadığını sorduğumda "Hayır, kötü bir özelliğin veya yaptığın kötü bir şey yok. Sadece olmadı bende, üzgünüm" dedi. Ben o şok etkisiyle sohbeti birkaç cümleyle devam ettirebildim. "Fazla söylenecek bir şey yok, ama keşke bunu son buluşmamızda açsaydın. Umarım bu ilişkiyi direkt kesip atma konusunda sağlıklı bir karar vermişsindir. Kendine iyi bak." yazdım. O da beni asla kesip atmayacağını, sadece kalp ve hislerinin bu ilişkiye uymadığını söyledi. Geçirdiğimiz bütün günlerin güzel olduğunu söyleyip teşekkür etti ve bitirdi.
O günden itibaren içimde öfke yoktu zaten, sakinleşmem kolay oldu. Ama başta artıp sonra azalan/artık artamayan sevginin telafisi olabilirdi belki. Ben bunun için çaba göstermeye hazırdım. Tek hissettiklerim yorgunluk, beceriksizlikle karışık vicdan rahatlığı ve hafif özgüven kaybı. İştah kaybım da başladı, sürekli midem kasılıyor.
Ayrıca bu yıl KPSS'ye gireceğim ve bırakın ders çalışmayı, kitap kapağı açmak bile istemiyorum. Dört gün oldu, kendimi nereden toplayacağımı hâlâ bilmiyorum. Sanki burada değilim.
Siz bu senaryoyu yaşadınız mı, ya da yaşasaydınız yapacaklarınız neler olurdu? Bu şekilde bitiren biri pişman olur mu bu yaptığından ve daha sonra arayıp sorar mı? Görüşlerinizi paylaşırken yazacağım noktaları göz önünde bulundurmanızı isterim.
- Kesinlikle üçüncü bir kişi yok. İlişki süresince de sadakatsizlik, şiddet gibi affedilemeyecek olayları yaşamadık. Zaten ikimizin de önceki ilişkileri en az bir yıl sürmüş.
- Benim yaşım 25, onunki 28.
- Telefon numaramı ben wp'de fotoğraf paylaştıktan sonra bile silmemiş. İnstagram'dan da silmemişti, ama ben çıkardım hemen. Onunla ilgili bir haber almak istemiyorum.
- Önceki ilişkilerinde kızlar başka insanlarla görüşmek istedikleri için terk etmişler onu. Bu yüzden mesaj yazmadığım, veya çok geç yazdığım zaman mutlaka bir şeylerin ters gittiğini düşünüyor. Yine bir gün terk edilmekten korkuyordu (ama bu kez kendi gitti).
Şimdiden teşekkür ederim değerli yorumlarınız için.
Boş ver onu. Önce KPSS
 
Kesinlikle başka biri yok diyorsunuz ama belki platonik seviyor,kız onu istemiyor olabilir.Sevgililik sürecinde ilk aylarda bu gibi durumları dürüstçe söyleyen insanları takdir ederim bence dönmek istese bile siz ona dönmeyin.Bunu bir daha yapmayacağının garantisi yok.Her yerden silin ve yolunuza devam edin
 
ilişkiler böyle çokta tındı diyip bir daha yüzüne bakmayın.evet yaşadık geneli ilk ayın sonunda postayı koyuyordu geri dönmesin ve pişman olmaz.bence kızların duygularından emin olunca gidiyorlar.biraz telefon açmamak vs kapris yapmak, bunlar yarıyor erkeklere
 
Arkada bırakılma hissi çok zordur ve eminim bunu tatmayan yoktur. Ancak bunu bir başarısızlık olarak algılamayın. Birbirinizi tanıma aşamasındaymışsınız zaten. Oldukça dürüst bir şekilde durumu izah etmiş size. Aynı durumda siz de olabilirdiniz. Bunu yaşamanız gereken bir deneyim olarak kabul edin ve yolunuza devam edin.
 
Adam eglenmek istemis,siz cidfi gelmissiniz,onuda gecelim siz sormadan anlatmaliydi ,
Yedek vardır, baskasina kaymistir ,ikilemde kalmistir,niye devai cabalama bi eksigim mi var modundasiniz ki ,sizinle olsn oldugunuz gibi sevsin
 
Böyle adamlar varmıymış gerçekten ne şanslısınız ki adam yüzünüze dürüstçe söylemiş
Ya arkanızdan iş çevirseymiş? Bir şükür namazı şart bence:)
 
Başka birine karşı hisleri olabilir, bazen ilişkiler güzel başlar ama devamı gelmeyebilir. Önce ekmeğinizi elinize sonra muhakkak karşınıza aynı duyguları paylaştığınız insanlar çıkacaktır.
 
Kesinlikle başka biri yok diyorsunuz ama belki platonik seviyor,kız onu istemiyor olabilir.Sevgililik sürecinde ilk aylarda bu gibi durumları dürüstçe söyleyen insanları takdir ederim bence dönmek istese bile siz ona dönmeyin.Bunu bir daha yapmayacağının garantisi yok.Her yerden silin ve yolunuza devam edin
Güvenim de sarsıldı zaten, çünkü ilk duygularının etkisiyle söylediklerine ters davrandı. Üzüntüm o yüzden de. Bir kere terk eden insan yine yapar bunu ve o gelse bile, artık eski beni bulamaz. İnsanların sözleriyle eylemleri arasındaki uçurumu her fırsatta unutuyorum. Belki de eski sevgilisini unutmamıştır. O zaman ben silmesem sosyal medya hesabımı da takip ederdi, numaramı zaten tutuyor. Anlamadım. 😶 Ben tam bitirirsem karşımdaki insanın hiçbir şeyini tutmam.
 
ilişkiler böyle çokta tındı diyip bir daha yüzüne bakmayın.evet yaşadık geneli ilk ayın sonunda postayı koyuyordu geri dönmesin ve pişman olmaz.bence kızların duygularından emin olunca gidiyorlar.biraz telefon açmamak vs kapris yapmak, bunlar yarıyor erkeklere
Tamamen sessize aldım kendimi. Gelir ya da gelmez, ama dönüşeceğim. Çünkü bu içsel fırtına bittiğinde geride sadece ben kalacağım.
 
Adam dürüst, sizi yedekte bekletip, oyalamamis en azından. Bu adam birini seviyor bana kalırsa, ondan ilerlemedi size olan duyguları. Çalıştı, zorladı, bu kadar devam ettirebildi demek ki. Seviyor diye illa hayatında o kişi var, hergun gezip tozuyorlar gibi algılamayın. İnsanin sevdiği kişi her zaman hayatında olamayabiliyor. Kalbi başkası için atıyor gibi geldi bana. Siz ona o kişiyi unutturamadiniz belki de.
Geçmişe takılıp kaldığını tahmin ediyorum ben de. Hiç kimsenin hayatlarına yeni gelen insanları bu şekilde, istemeden bile olsa acıtmaya hakkı olmamalı diye düşünüyorum. Ben kimseyi eskilere benzediği, veya eski duyguları yeni insanlarla tatmadığım için terk etmedim.
 
Pişman olacağını sanmıyorum çünkü yoğun duygular beslememiş size.
Dürüstçe söylemiş söyleceklerini.
Özgüven kaybı yaşayacağınız birşey de yok aslında. Her ilişki devam edecek, karşınızda ki size aynı duyguları hissedecek diye bir mecburiyet de yok.
Sınav öncesi yaşamanız sizin için kötü olmuş sadece.
Bir an evvel toparlanmaya bakın.
Sınav öncesi stresiyle karışınca duygu yoğunluğunu daha fazla hissediyorum, haklısınız. Yoksa bir süre sonra ben de normale dönerim.
 
Ben bu erkeği övemeyeceğim. Siz konuyu açmışsınız da dürüst olmuş. Yoksa Allah bilir bu belirsizlikle daha ne kadar devam ederdi. Sizde duygular iyice artacaktı belki.
Ama konuyu açtığınızda uzatmamış, açık olmuş. Teşekkür edilecek bir davranış o kadar.

Çok emin, pişman olacağı bir şey yok.
Şu saatten sonra pişman olur gibi bir beklentiye girer, dönmesi için teşebbüste bulunur ya da sürekli araştırırsanız geri almanızın çok çok zor olacağı bir psikolojik tahribata yol açarsınız.

Şu an bir adım bile ilerlememeniz gereken bir sınırdasınız. O sınırdan geri dönün sınavınıza odaklanın, gerekirse ağlaya ağlaya ders çalışın. Hayatınızda kendinizi mutlu etmeniz önceliğiniz olsun. İş sahibi olun, para kazanın, gezin, ruhunuzu doyurun. İlla ki güzel kısmetler çıkar karşınıza.
 
X