Teheccüd namazı, yatsı namazından sonra bir miktar uyuyup kalkınca kılınan bir gece namazıdır. İslâmın ilk devirlerinde henüz beş vakit namaz farz kılınmadan önce teheccüd namazı bütün mü’minlerin üzerine farzdı. Miraç’la birlikte beş vakit namazın farziyeti sâbit olunca, teheccüd namazı ümmet için nâfile bir namaz olarak kalırken, bir Peygamber hassası olması cihetiyle sadece Peygamberimiz (a.s.m.) için farziyeti devam etti. Bu da İsrâ Sûresinin 79. âyetinde beyan edilmiştir. Çünkü sadaka ve zekât almaması ve nikâh gibi mazı meselelerde sadece Peygamberimize has, onun zatına mahsus ibadetler vardır. Teheccüd namazı da bunların içine dahildir.
Bu namaz iki rekâttan sekiz rekâta kadar kılınabilir. Yani, imkân nisbetinde iki, dört, altı ve sekiz rekât olarak kılınabilir. Mutlaka sekiz rekât kılınacak diye bir mecburiyet yoktur. Bu namazı insan kendi evinde kılabildiği gibi, gece çalıştığı iş yeri, fabrika gibi yerlerde uygun bir vakitte de kılabilir.
Teheccüd namazının fazileti hakkında pekçok hadis rivayet edilmektedir. Bu hadislerden birisinin meâli şöyledir:
“Gecenin üçte birisi kalınca her gece Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ şafak sökünceye kadar şöyle buyurur:
‘Kim Benden birşey isterse ona vereyim. Kim Bana duâ ederse onun duâsına icabet edeyim. Kim istiğfar ederse, ona mağfiret edeyim.”
Hadisin râvisi Ebû Hüreyre Hazretleri şu cümleyi eklemektedir:
“Bunun içindir ki, Sahabiler gece sonunda namaz kılmayı gecenin evvelinden daha çok severdi.” (İbni Mâce, İkametü’s-Salât: 182)